Namazı Bozan ve Bozmayan Şeyler
475-
"Fesad" bozulma ve "İfsad" da, bozma demektir. Bunların karşıtı "Salâh (Sıhhat)"
ve "Islah" dır. İbadetlerde fesad ile "butlan" birdir. Fasid olan bir ibadete
"batıl" da denir. Bir şeyi bozan sıhhat halinden çıkaran şeye de, "müfsid"
denir. Çoğuluna "müfsidat" denir.
Bir namazın şart ve rükünlerinden biri
bulunmamakla o namaz fasid olacağı gibi, bu şart ve rükünler üzere
başlanıldıktan sonra bazı şeylerin bulunmasından dolayı da fasid olabilir.
Namazı böyle bozan şeylere "Müfsidat-ı Salât" adı verilir. Bunların bir kısmı
daha önce yeri geldiğinde anlatılmıştı.
Biz burada şart ve
rükünleri ile başlanmış bir namazı bozacak şeylerin başlıcalarını yazacağız.
Şöyle ki:
1) Namazda iki harfden ibaret dahi olsa, namaz kılanın
işiteceği derecede söz söylemek namazı bozar. Bu hususta kasıd, yanılma, uyuma
ve hata halleri eşittir.
2) Bir hastalık sebebiyle veya bir malın ve bir
arkadaşın kaybolması gibi musibetten dolayı harfler belirecek şekilde sesle
ağlamak veya "ah, uh, eh" diye inlemek, "öf demek, yahut bir toza üflemek veya
bir şeyden bezginlik göstermek için "uf, tuh" demek namazı bozar.
Yüce
Allah'ın korkusundan, cennet veya cehennemi hatırlamaktan dolayı ağlamak, ah ve
iniltide bulunmak namazı bozmaz. Kendini tutamayacak derecede şiddetli
hastalıktan dolayı bir ah ve inilti de namazı bozmaz.
3) Cemaattan biri,
imamın okuduğu Kur'andan duygulanarak ağlasa veya "evet" dese, bakılır: Eğer bu
bir huzur ve huşu eseri ise, namazı bozulmaz. Fakat sadece ses güzelliğinden
lezzet duyma eseri ise namazı bozulur.
4) Bir özür veya makbul bir sebeb
bulunmaksızın "eh, eh..." diye boğazı gürültü çıkararak temizlemek namazı bozar.
Fakat zorlamayarak kendiliğinden gelen bir öksürme, bir özür sayıldığından
namazı bozmaz. Sesi düzeltip güzelleştirmek için veya namazda bulunduğunu
bildirmek için veya kendi imamının bir kıraat hatasını düzeltmek için bunun
yapılmasında namaz bozulmaz. Çünkü bu boğaz temizliği doğru bir maksada
dayanmaktadır. Sahih olan görüş budur.
5) Aksıran kimseye namazda
"Yerhamükallah" denilmesi ve başkasının "Rahimekallah" demesi üzerine namazda
"amin" denilmesi namazı bozar. Fakat aksıranın kendi nefsine karşı
"Yerhamükallah" demesi namazı bozmaz. Yine, aksıran kimseye hamd etmesini
hatırlatmak için namazda "Elhamdü lillâh" denilmesi, sahih olan görüşe göre
namazı bozmaz. Çünkü bu sözün cevab yerinde olması benimsenmiş değildir. Bu
yalnız bir hatırlatmadan ibarettir.
6) Namazda "Allah" ismi işitilmekle
"Celle Celâlüh" denilse veya Peygamber Efendimizin şerefli ismi işitilmekle
"sallallahu aleyhi ve sellem" denilse, bakılır: Eğer bununla bir cevap
kastedilmiş ise namaz bozulur. Fakat yalnız bir övgü ve yüceltme kasdedilmişse,
bozulmaz. Çünkü bu, namaza aykırı olmayan bir zikir olmuş olur.
7)
Namazda şeytani bir vesveseden dolayı "Lâ havle ve la kuvvete illâ billah"
denilse, bakılır: Eğer bu vesvese ahiretle ilgili bir şey ise, namaz bozulmaz.
Fakat dünya ile ilgili bir şey ise, namaz bozulur. Çünkü vesvese bir acıdır. Bu
durumda dünyaya ait bir acıdan dolayı bu "Lâ havle" sözü söylenmiş olur.
8) Namaz kılmakta olan kimse, kendisini çağırana veya içeriye girmek için izin
isteyene, namazda olduğunu anlatmak için "Elhamdü lillâh" veya "Sübhanellah"
dese veya okuyuşunu aşikâr yapsa, bununla namaz bozulmaz.
9) Kur'an-ı
Kerim'in içinde veya hadis-i şeriflerde bulunan bir duayı namaz içinde okumak,
namazı bozmaz. Namazda: "Allahümme Ekremnî, Allahümme en'im aleyye, Allahümme
aslih emri, Allahümmerzuknî'l-afıyete, Allahümmağfir lî ve livalideyye ve
lilmüminine velmüminat" denilmesi gibi...
Fakat: "Allahümmeğfir
liammî, Allahümmeğfir lihalî" gibi bir dua, namazı bozar. Çünkü, böyle bir
dua Kur'anda ve hadislerde yoktur.
10) Namazda, insanların sözlerine
benzer bir şekilde dua edilmesi ve insanlardan istenilmesi imkansız olmayan bir
şeyin Yüce Allah'dan istenilmesi, namazı bozar. Allahümme at'imnî lahmen
= Allah'ım bana et yedir." , "Allahümmekzi deyni = Allah'ım borcumu Öde,"
ve "Allahümmerzuknî zevceten = Allah'ım beni zevceyle rızıklandır" diye
dua edilmesi gibi...
11) Namazda bir kimseye dil ile selam vermek veya
başkasının selamını dil ile almak veya tokalaşarak selamlaşmak namazı bozar.
Sadece Aleyküm denilmesi veya yanılarak selam alınması da böyledir.
12)
Namazda el ile veya baş ile selam alınsa, sorulan veya istenilen bir şey için
baş, göz ve kaş ile işarette bulunulsa, namaz bozulmaz. Fakat bir namaz kılana:
"ileri git, yanında namaz kılacak kimseye yer ver" denilip, o da bu emre uyarak
hareket etse, namazı bozulur. Çünkü namaz içinde Allah'dan başkasının emrine
uymuş olur. Fakat kendiliğinden biraz çekilerek namaz kılacak kimseye safda yer
vermesi namazı bozmaz.
13) Namaz içinde çok sayılan iş ve hareket, namazı
bozar. Az sayılan iş bozmaz. Şöyle ki: Namaza ve namazı düzeltmeye ait olmayan
ve çok hareket sayılan bir hareket namazı bozar. Çok iş ve hareket o işdir ki,
onu işleyen kimseyi dışardan bir kimse gördüğü zaman, namazda olmadığından şübhe
etmez. Bunun karşıtı az iştir ki, sahibini gören, onun namazda olup olmadığından
şübheye düşer.
Örnek: Namaz kılmakta olan bir kimse, yerden bir taş
alarak kuş veya benzeri bir şeye atacak olsa, namazı bozulur. Çünkü bu hareketi
çok harekettir. Fakat yanında bulunan bir taşı bir eliyle atacak olsa, namazı
bozulmaz. Çünkü bu bir az işdir. Ancak namaz içinde başka bir şey ile
uğraştığından dolayı günah işlemiş olur.
14) Bir kimse namazda, kendi
imamından başka bir kimsenin okuduğu Kur'andaki yanlışlığı veya takıldığı yeri
düzeltse namazı bozulur. Çünkü bu hareket bir öğretme ve öğrenme sayılır.
Öğretme ve öğrenme ise, çok harekettir. Fakat kıraat maksadı ile okuyup da bunun
sonunda o kimse için düzelme hasıl olsa, namazı bozulmaz.
Yine, kendi
imamı için düzeltme yapsa, namazı bozulmaz. İmamın yeteri kadar Kur'an okumuş
olması fark etmez. Çünkü bu aynı namazı düzeltmeye aitir. Fakat namaz kılan bir
kimse, kendisi ile beraber aynı namazda olmayan kimsenin okuyuşunu düzeltirse,
namazı bozulur, çünkü bu bir öğretme sayılır.
15) Bir kimse namazda iken
vücudunu bir kere veya arka arkaya iki kere veya değişik rekatlarda birer,
ikişer kere kaşısa, namazı bozulmaz. Fakat bir rekatta birbiri ardınca üç defa
kaşısa, bozulur. Ancak bir organını, elini tekrar kaldırmadan birkaç defa
kaşıması, bir defa kaşıma sayılır.
16) Namazda bir özür olmaksızın
birbiri ardınca hiç durmadan en az üç adım atmak namazı bozar. Yine, bir şahsın
çarpması üzerine, namaz kılanın elinde olmayarak yerden üç adım kadar yürümesi
de namazı bozar. Namaz kılınan yerden tutup çıkarılmak da böyledir, namaz
bozulur.
17) Namazda tekrarlama yapılmaksızın bir el ile baştan sarığı
veya giysiyi kaldırıp yere koymak veya bunları yerden kaldırıp başa koymak,
namazı bozmaz. Fakat bunları yerden kaldırıp başa koymak çok iş ve harekete
muhtaç olursa, namazı bozar.
18) Namaz kılmakta olanın bir kimseye bir el
veya bir kamçı ile vurması, namazı bozar. Çünkü bu, çok iş ve harekettir. Fakat
hayvan üzerinde namaz kılanın bu hayvana arka arkaya üç defa vurması, namazını
bozarsa da, bir veya iki defa vurması bozmaz. Sahih olan görüş budur. Yine, hayvanın yürümesi için, bir ayağı iki defa hareket ettirmek namazı bozmaz.
Fakat iki ayağı hareket ettirmek bozar, iki ayak, iki el yerinde sayılır.
19) Namazda iken hayvana binmek, namazı bozar, fakat namazda iken hayvandan
inmek bozmaz.
20) Namaz içinde bir ayakkabıyı iki el ile giyinmek, namazı
bozar. Fakat ayağındaki ayakkabılarını ayaktan kolayca çıkarıvermek, namazı
bozmaz.
21) Bir kimse yanılarak veya kasden bir buğday tanesi yese, bir
damla su içse, gözüne sürme çekse, bedeninin herhangi bir yerine yağ sürse, baş
ve sakalının saçlarını tarasa veya örse namazı bozulur. Çünkü bunlar birer çok
iştir. Fakat bir elinde bulunan yağı veya benzerini diğer eline almaksızın
başına veya başka bir organına sürse, bununla namazı bozulmaz. Çünkü bu az bir
iştir.
22) Namazda çocuğu alıp emzirmek namazı bozar. Namaz kılmakta olan
bir kadının memesini çocuk kendi başına tutup emecek olsa bakılır: Eğer süt
çıkmaksızın bir iki defa emmiş olursa, namaz bozulmaz. Fakat süt çıkarsa veya
süt çıkmaksızın iki defadan çok emerse, namaz bozulur.
23) Namaz içinde
bulunan bir erkeği, zevcesinin öpmesi veya okşaması ile namazı bozulmaz. Ancak
erkeğin şehveti uyanırsa, bozulur. Fakat bir kadının namazı, kocasının kendisini
şehvetle okşaması ile veya ister şehvet olsun, ister olmasın öpmesiyle bozulur.
Çünkü cinsel yaklaşma konusunda kocanın hareketi asıldır.
24) Bir kimse
namazda iken, gözüne karşı gelen bir kitaba yalnız baksa yahut ne yazılmış
olduğunu anlamak için bir göz atsa, sahih olan görüşe göre, namazı bozulmaz.
Fakat karşısında bulunan bir Kur'an"ı Kerim'den yahut yazıları bulunan bir
mihrabdan Kur'an-ı Kerim ayetlerini okuyacak olsa, bakılır: Eğer okuduğu
ayetler, onun ezberinde idi ise, namazı bozulmaz. Fakat ezberinde yoktu ise, en
az bir ayet okuyunca namaz bozulur; çünkü bu, bir öğrenme demektir. Bu mesele
İmamı Azam'a göredir, iki imama göre, ziyade okumakla da bozulmaz. Ancak böyle
bir okuma mekruhtur. Bunda, kitab ehline (Yahudi veya Hıristiyanlara) bir
benzeyiş vardır.
25) Bir maksada bağlı olmayarak kalbe gelen kuruntular
ve işler namazı bozmaz. Onun için, bir kimse namaz içinde dili ile söylemeksizin
düşüncesi ile bir şiir veya bir hutbe düzenleyecek olsa, günah işlemiş olur.
Çünkü böyle yapan kimsenin kalbi, namazda başka şeyle uğraşmış olur. Bununla
beraber namazı bozulmaz.
26) Namaz kılmakta olan bir kimse, kaç rekat
namaz kıldığına dair olan bir soruya cevab olarak elinin parmaklarını gösterecek
olsa, namazı bozulmaz. Yine üç kelimeden az olmak üzere yazı yazsa, namazı
bozulmaz. Ancak görenler, onun namazda olmadığını sanırlarsa, namazı
bozulur.
27) Cemaatle namaz kılan kimse, bir özür sebebiyle, diğer bir
görüşe göre de özürsüz de olsa, ön tarafa, sağ veya sol tarafa yahut kıbleden
yüzünü çevirmeksizin arka tarafa bir rükün mikdarı, dura dura birer saf kadar
gitse, mescidden çıkmadıkça veya kırda ise, saflardan ayrılmadıkça namazı
bozulmaz. Çünkü mescidde ve sahrada safların bulunduğu kısım, tek bir yer
sayılır. Bunun için kırda namaz kılanın ön tarafında saf bulunmazsa, secde
yerinin önüne geçmesi ile namazı bozulur. Yine tek başına namaz kılanın da,
secde yerini geçmesi ile namazı bozulur. Kadınlar için evleri, bir görüşe göre
mescid, diğer bir görüşe göre kır hükmündedir.
28) Ağız dolusundan az
olan bir kusuntu, elde olmayarak yutulursa, bununla namaz bozulmaz.
29)
Namazda olan bir kimse, göğsünü özürsüz olarak kıbleden döndürse, namazı
bozulur. Fakat bir organdan kan çıkmak gibi bir sebeble abdestsizlik meydana
geldiğini yanlışlıkla zannetse de kıbleye arka çevirecek olsa, mescidden
çıkmadıkça namazı bozulmaz. Fakat bu adam imam olur da yerine başkasını
geçirirse, namaz bozulmuş olur.
30) Namazda bulunan kimseden burun
kanaması veya kusuntu gibi, istekle olmayan abdesti bozacak bir şey meydana
gelse, o kimse serbest olur: Dilerse abdest alıp yeniden namaz kılar. Buna
namaza yeniden başlama (istinaf-ı salât) denir. Faziletli olan da budur.
Dilerse, namaza aykırı hiç bir şeyle uğraşmaksızın en yakın yerdeki su ile
abdest alır ve tek başına idiyse, bu abdest aldığı yerde veya evvelce namaza
başlamış bulunduğu yerde namazının geri kalan kısmını tamamlar. Bir imama uymuş
idiyse, evvelki yerine dönüp orada namazını tamamlar. İmama uymanın sıhhatine
engel olacak bir yerde durup oradan tekrar imama uyamaz. Ancak cemaatla kılınan
namaz bitmiş olursa, o zaman yalnız başına namaz kılan gibi hareket eder. Bu
namaz kılışa da, başlanan namaza devam (bina-i salât) denir. Böyle bir kimse
abdest almak için yakın suyu bırakıp uzağa gitse veya gidip gelirken Kur'an
okusa veya bu arada avret yeri açılsa, artık namazı bina edemez (başladığı
namazdan geri kalan kısmı kılamaz). Yeniden namaz kılması gerekir. (Lâhik
bölümüne bakılsın.)
31) Namazı bozulan bir imamın, kendi yerine başkasını
geçirmesi ittifakla caizdir. Şöyle ki: Bir imama, namaz kılarken burnu kanamak
gibi (semavî) bir abdestsizlik gelse, cemaat içinden imam olmaya elverişli bir
kimseyi işaretle veya elbisesinden tutarak mihraba geçirir. İmamla beraber
yalnız bir kişi bulunmuş olsa, bu kimse imamete ehil ise, imamlığa geçmesi
kararlaşmış olur. İmam böyle yerine bir adam geçirmeksizin mescidden çıksa veya
sahrada ise safları geçmiş olsa, cemaatın namazı bozulur, imam tek başına namaz
kılan hükmünde kalır. Dilerse abdest alıp namazı bina eder (bıraktığı yerden
tamamlar), dilerse yeniden namazını kılar. Bu istihlâf (yerine başkasını
geçirme) konusunda cemaatın bilgisi yoksa, istihlâf cihetine gidilmeyip namazın
yeniden kılınması daha faziletlidir. Çünkü bu durumda namazın bozulmasını
gerektiren bazı haller olabilir.
32) Dişlerin arasında kalmış olan bir
kırıntı namaz içinde yutulsa, bakılır: Eğer en az nohut mikdarı ise namazı
bozar. Bundan küçük ise namazı bozmaz.
33) Ağızda bulunan bir şeker
parçasının, namazda çiğnenmediği halde tadı boğaza gitse, namazı bozar. Fakat
namazdan önce yenmiş bir yemeğin ağızda kalmış olan tadı, namaz içinde tükürükle
boğaza gitse, bununla namaz bozulmaz.
34) Namazda sakız veya Hindistan
cevizi gibi bir şey, arka arkaya üç kez çiğnenecek olsa, namaz bozulur.
Yutulmasa da böyledir. Fakat çiğnenmediği halde bunun küçük bir parçası boğaza
gidecek olsa, bundan namaz bozulmaz.
35) Namaz içinde bayılma ve çıldırma
halleri namazı bozar.
36) Dört rekatlı bir namazı bilmemezlikle iki rekat
sanarak birinci oturuştan sonra selam veren kimsenin namazı bozulur. Yatsının
farzını teravih, öğlenin farzını cuma veya sabah namazı zannederek birinci
oturuşta selam verilmesi de böyledir. Fakat yanılarak böyle bir selam vermekle
namaz bozulmaz.
Kaynak: Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük İslam İlmihali, Sad. Ali Fikri Yavuz,Ravza Yayınları