Matematik Öğretmenliği Üniversiteleri

Matematik öğretmeni olmak için Eğitim fakültelerinden Matematik Öğretmenliği bölümü veya ilköğretim Matematik Öğretmenliği bölümünü okumanız / Fen Edebiyat Fakültelerinden Matematik bölümünü okuyarak Pedegojik Formasyon belgesi almanız gerekmektedir. Matematik Eğitimi zorlu bir süreç olmasının yanında sevilerek yapılabilecek bir branştır. İlköğretim veya lise çalışma alanlarına göre okuyacağınız bölüm değişiklik gösterir. Mevcut düzenlemelere göre "ilköğretim Matematik Öğretmenliği" ve "Matematik Öğretmenliği" bölümleri arasında diploma farkı vardır. Bu nedenle hangi seviyede çalışmak istiyorsanız ona göre bölüm seçmeniz daha yararlı olacaktır. Bazı çıkan yönetmeliklerle "Alan değişikliği" yapılabilmesine rağmen bu her sene olmadığından liseye atanmış bir "Matematik Öğretmenliği" mezunu kişi kolay kolay ilköğretim kademesinde Matematik Öğretmenliği yapamamaktadır. Bu durumun tersi olarak ilköğretim kademesinde görev yapan "ilköğretim Matematik Öğretmenliği" mezunu bir kişi alan değişikliği hakkı olmadan lise kademesinde Matematik Öğretmenliği yapamaz. Bu  nedenle hangi alanda çalışma istediğinize karar vererek ona göre bölüm tercihi yapmalısınız. 
Yakın zamana kadar Matematik Öğretmenliği bölümü tek bir başlık halinde iken şimdilerde bölüm ilköğretim ve lise olarak iki ayrı başlık altında hizmet vermektedir. ilerleyen zamanlarda yığılmayı ve mevcut durumda yaşanan aksaklıkları gidermek adına "ingilizce öğretmenliği" bölümünde olduğu gibi bu bölümleri de tek ad altında toplayacaklarını düşünüyorum. Bu şekilde bir düzenleme yapılması hem çalışma alanlarındaki ikilemi ortadan kaldıracak hem de yaşanan nakil aksaklıklarını ve norm güncellemelerini ve öğretmen yetersizlikleri sorununu ortadan kaldıracaktır. En güncel durum için ÖSYM tarafından yayınlanan klavuzu incelemenizde fayda vardır.
Bir ara lise kademesine Matematik Öğretmenliği bölümüne üniversitelerin öğrenci alımı kapatılmış öğrenciler sınavla Fen-Edebiyat fakültelerinin Matematik bölümlerini seçmeye zorlanmışsa da üniversitelerden gelen istekler doğrultusunda bu bölümler tekrar açılarak "Matematik Öğretmenliği" adı altında yeniden öğrenci almaya başalmışlardır. Bu nedenle bu branşın puan dağılımında çok ciddi farklılıklar, üniversiteler arası uçurumlar ortaya çıkmıştır. Kontenjan sayıları sınırlı tutularak lise kademesinde görev alanı daraltılmıştır. "ilköğretim Matematik Öğretmenliği" puanları ise böyle bir Fen Edebiyat ikilemini maruz kalmadıkları ve her sene artan sayıda atama ve kontenjan sınırlaması olduğu için "Matematik Öğretmenliği" alanına göre daha yüksek puanlarla öğrenci almaya devam etmişlerdir. Aşağıdaki çeşitli yıllara ait tabloları inceleyebilirsiniz.
Ü

Matematik Öğretmenliği Dersleri

Matematik öğretmenliği 5 yıllık akademik planında yer alan dersler genel itibariyle şu şekildedir. 
Ortak Dersler: Türk Dili, İnkılap Tarihi, İngilizce, Fizik, Fizik Lab,  mesleki ingilizce
Matematik Dersleri: Soyut Matematik, Genel Matematik, Lineer Cebir, Analitik Geometri, Analiz,Diferansiyel denklemler, diferansiyel geometri,Topoloji, Sayılar teorisi, Cebire giriş,soyut cebir, olasılık ve istatistik, küme teorisi, fonksiyonel analiz, dönüşümler ve geometriler, elemanter geometri, istatistik, matematik tarihi, komplex analiz, matematiksel modelleme
Bilgisayar Dersleri: Bilgisayar Bilimine giriş, bilgisayar okur yazarlığı,bilgisayar programlama, bilgisayar yazılımları, matematik eğitiminde bilgisayar, bilgisayarla modelleme
Eğitim Dersleri: eğitim bilimine giriş, gelişim psikolojisi,Türk eğitim sistemi, okul yönetimi, sınıf yönetimi, rehberlik, özel öğretim yöntemleri, öğretim yöntem ve teknikleri, öğrenme psikolojisi, materyal geliştirme, ölçme ve değerlendirme, program geliştirme,alan eğitimi, ders kitabı inceleme,drama,okul deneyimi, öğretmenlik uygulaması.

Ramazan Ayı ve Oruç

“Nice oruç tutanlar vardır ki, orucundan onlara kalan sadece açlık ve susuzluktur. Nice (gece ibâdeti için) kalkanlar vardır ki, onların bundan hisseleri (ancak) uykusuzluktur.” (Hadîs-i Şerîf, Sünen-i İbn-i Mâce)
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular:
• Âdemoğlunun yaptığı her amel(in sevabı) on mislinden yedi yüze kadar katlanır. Allâhü Teâlâ şöyle buyuruyor: Ancak oruç hariç. Çünkü oruç benim içindir ve onun mükâfatını ben veririm. Zira oruç tutan benim için şehvetini, yemesini içmesini terk eder.
Oruç cehenneme karşı kalkandır.
Oruçlu için iki ferah (sevinç) vardır: Biri iftar yaptığı zamanda, diğeri de Rabb’ine kavuştuğu zamandadır.
Oruçlunun ağız kokusu Allah katında misk kokusundan daha güzeldir.”
• “Ramazan ayının ilk gecesi olduğunda şeytanlar ve azgın cinler zincire vurulur, Cehennem kapıları kapanır, hiçbir kapısı açılmaz, cennet kapıları açılır ve hiçbir kapısı kapanmaz. Bir nidacı: ‘Ey hayır işlemek isteyen, gel. Ey günah işleyecek olan, günahtan vazgeç.’ diye nida eder, çağırır.
(Ramazan ayında) Allâh’ın cehennemden âzât ettiği kulları vardır. Bu, Ramazan’ın her gecesi böyledir.”
• “Kim faziletine inanarak ve mükâfâtını sadece Allâh’tan ümid ederek terâvih namazını kılarsa geçmiş günahları bağışlanır.
• Kim faziletine inanarak ve mükâfâtını sadece Allâh’tan ümid ederek ramazan orucunu tutarsa geçmiş günahları bağışlanır.
• Kim faziletine inanarak ve mükâfâtını sadece Allâh’tan ümid ederek kadir gecesini ihya ederse geçmiş günahları bağışlanır.”
• “Kim ki, yalan sözü ve yalan işi bırakmazsa, Allâhü Teâlâ o kimsenin yemeyi, içmeyi bırakmasına bir kıymet vermez..”
• Ramazan ayın(da günahlar)dan sakınınız. Çünkü diğer zamanlarda olmadığı kadar sevaplar kat kat verilir. Günahlar da böyle kat kattır.

İlim ve Alim

 “Allah rızâsı için öğrenilmesi îcâb eden ilmi, sâdece dünyâ için öğrenen kişi, kıyâmet gününde cennetin kokusunu dahi duyamaz.” (Hadîs-i Şerîf, Sünen-i Ebû Dâvûd) 

Âlimlerin dünyâya muhabbet ve rağbetleri, onların güzel yüzleri üzerine bir lekedir. Her ne kadar onlardan insanlar için faydalar hâsıl olsa da ilimleri kendi haklarında faydalı olmaz. Onlar vasıtasıyla dîn takviye olsa da buna i'tibar yoktur. Çünkü takviye zaman zaman bazı fâcirlerden ve dîni inançları zayıf, gevşeklerden de hâsıl olur. Peygamberlerin Efendisi (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Muhakkak Allâhü Teâlâ bu dîni fâcir bir kişi ile de takviye eder.” Onlar fâris taşı gibidir. Demir veya düz bir şey ona bitiştirilse altın olur. Ama o, taş olarak kalır…

... Şüphesiz bu ilim, onlar hakkında zararlıdır. Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.v.) “Kıyâmet günü insanların azâbı en şiddetli olanı Allâhü Teâlâ’nın, ilmiyle menfaatlendirmediği âlimdir.” buyurmuşlardır. Çünkü o ilimlerle onların aleyhlerine delil tamamlanmış oldu. Nasıl zararlı olmaz? Onlar Allah katında eşyânın en azîzi ve varlıkların en şereflisi olan ilmi, alçak dünyâ malı, makâmı ve dostları için vesîle yaptılar. Halbuki Allah katında dünyâ alçak, hakir ve mahlûkâtın en çok buğzolunanıdır...

Ders okutmak ve fetvâ vermek, ancak Allâhü Teâlâ’nın rızası için olursa ve makam ve mevki sevgisinden, mal ve mertebe elde etme hırsından uzak olursa fayda verir. Bunlardan uzak olduğunun alâmeti ise dünyâdan yüz çevirmek ve ona rağbet etmemektir.

Büyüklerden biri şeytanı, insanlara vesvese vermeyi ve onları saptırmayı bırakmış, oturuyor gördü. Ona, böyle rahat oturmasının sırrını sordu. Mel'un şöyle dedi: “Bu zamandaki kötü âlimler bana işimde çok büyük yardım ediyorlar ve (insanları) saptırmayı benim adıma işliyorlar, benim başımı rahatlatıyorlar.”

Hakikat, şu zamanda din işlerinde vâki olan her za'fiyet ve gevşeklik ve dinin yayılmasında ve takviyesinde zuhûr eden her gevşeklik ancak kötü âlimlerin uğursuzluğundan ve niyetlerinin bozuk olmasındandır. Evet, eğer âlimler dünyâdan yüz çevirselerdi, makam ve mevki sevgisinden, mal ve mertebe elde etme hırsından kendilerini kurtarmış olsalardı, onlar âhiret âlimlerinden ve enbiyânın-aleyhimü's-salevâtü ve't-teslîmât- vârislerinden olurlardı. Çünkü onlar mahlûkatın en faziletlisidir.(Fazilet Takvimi/2012)