Tahiyyetü'l-Mescid: Bu, bir
müstahab namazdır. Şöyle ki: Bir mescide sadece ziyaret için veya öğretmek ve
öğrenmek gibi bir maksad için giren kimse, orada nafile olarak iki rekât namaz
kılar. Bir mescide bir günde birkaç defa bu şekilde girilse, bir defasında böyle
namaz kılınması yeterlidir. Bununla, Allah'a ibadet edilen bir yere gereken
saygı yerine getirilmiş olur.
Tahiyyetü'l-Mescid, bir mescid veya camiye
girilince, daha oturmadan kılınmalıdır. Faziletli olan budur. Oturulduktan sonra
da kılınabilir. Bir mescide girip de, meşguliyetinden veya vaktin keraheti gibi
bir sebebden dolayı Tahiyyatü'l-Mescid namazını kılamayacak olan bir müslümanın:
"Sübhanellahi velhamdü lillâhi ve lâ ilâhe illallahu vallahu ekber" demesi de
müstahab görülmüştür.
Bir mescide, herhangi bir namazı kılmak için veya
farzı kılmak ve imama uymak niyeti ile girmek de, Tahiyyetü'l-Mescid yerine
geçer.
Abdest veya gusülden sonra namaz:
Şöyle ki: Abdest veya gusül alındıktan sonra vakit varsa, daha yaşlık kuruyacak
kadar bir zaman geçmeden iki rekât namaz kılınması mendubdur. Bu, abdest veya
gusül nimetine kavuşmanın bir şükür ifadesidir. Böyle bir temizliğe kavuşmak
için manen temiz bir inanca, maddeten de temiz bir suya sahib olmak, hem de
özürlerden beri bulunmak ve beden sağlığına kavuşmuş olmak lâzımdır. Artık bu
şartları toplayan bir insanın Yaratıcısına şükür için iki rekât namaz kılması
pek güzel olmaz mı? Bununla beraber abdest veya gusül arkasından herhangi bir
farz veya sünnet namazın kılınması ile de bu şükran görevi yapılmış
olur.
Duhâ Namazı: Şöyle ki: Güneş
doğup bir mikdar yükseldikten sonra, istiva zamanına kadar iki, dört, sekiz veya
on iki rekât namaz kılınır ki, bu mendubdur. Bu, Peygamber Efendimizin mübarek
işi ile sabittir. Bunun sekiz rekât kılınması daha faziletlidir. Bunun en iyi
vakti, gündüzün dörtte biri geçtikten sonradır.
Teheccüd Namazı: Yatsı namazından sonra daha uyumadan veya bir mikdar
uyuduktan sonra kılınacak nafile namaza Salât-ı Leyl (Gece Namazı) denir. Bunun
sevabı pek çoktur. Bir mikdar uyuduktan sonra kalkılıp kılınırsa, "Teheccüd"
adını alır. Peygamber Efendimiz teheccüd namazına devam ederlerdi. Bu gece
namazı iki rekâttan sekiz rekâta kadardır. Her iki rekâtta bir selâm verilmesi
daha faziletlidir.
Bir hadîs-i şerîfde: "Her kim geceleyin uyanır, hanımını da uyandırır, iki rekât namaz kılarlarsa, Yüce Allah'ı çok zikreden erkekler ile kadınlardan yazılırlar" buyurulmuştur.
Yüce Allah'ı çok zikreden erkekler ile kadınlara, Yüce Allah'ın büyük bir mağfiret ve büyük bir mükâfat hazırlamış olduğu şu âyet-i kerîme ile müjdelenmektedir: "Allah'ı çok zikreden erkekler ve kadınlar için Allah büyük bir mağfiret ve mükâfat hazırlamıştır." (Ahzab, 35)
Bir kimse adet haline getirdiği bir teheccüd namazını özür olmaksızın terk etmemelidir. "Allah yanında amellerin en sevimlisi, az bile olsa, devamlı olanıdır."
Yolculuk
Namazı: Bir müslüman bir yola çıkacağı veya bir yoldan döndüğü zaman iki
rekât namaz kılmalıdır. Bu, mendubdur. Giderken evde, gelince mescidde kılmak
daha faziletlidir. Peygamber Efendimiz seferden kuşluk vaktinde dönerler ve
Mescid-i Saadet'e gidip iki rekât namaz kılarlardı. Bir müddet de orada
otururlardı (sallallahu aleyhi ve sellem).
Tesbih Namazı: Bu namaz, her rekâtinde yetmiş beş defa "Sübhanallahi velhamdü lillâhi ve lâ ilâhe illallahu vallahu ekber" diye tekbir alınan dört rekâtlı bir namazdır. Allah rızası için nafile namaza niyet ederek "Allahü Ekber" diye namaza başlanır. Sübhaneke'den sonra on beş kere "Sübhanallahi velhamdü lillâhi ve lâ ilâhe illallahu vallahu ekber" okunur. Sonra Eûzü Besmele çekilerek Fatiha ile bir sûre daha okunur. Arkasından tekrar on defa "Sübhanallahi..." tekbiri okunur. Sonra rükûa varılıp rükû tesbihlerinden sonra yine on defa "Sübhanallahi..." okunarak rükûdan (Semi'allahü limen hamideh, Rabbena ve lekelhamd denilerek) kalkılır. Bu kıyam halinde de on defa "Sübhanallahi..." okunur. Ondan sonra secdeye varılıp secde tesbihleri yapıldıktan sonra yine on defa "Sübhanallahi..." okunur. Secdeden tekbir ile kalkılır ve celse halinde yine on defa "Sübhanallahi..." okunur. İkinci secdeye tekbir ile varılıp üç defa yine secde tesbihleri yapıldıktan sonra on defa "Sübhanallahi..." okunur. Böylece namaz tekbirlerinden fazla olarak alınan tekbirlerin toplamı "Yetmiş beş" olur.
Bu birinci rekâttan
sonra ikinci rekâte kalkılır ve yine önce on beş defa "Sübhanallahi..."
okunur. Sonra birinci rekâtta yapıldığı şekilde kılınarak ka'de (son
oturuş) yapılır. Tahiyyat ile Salâvatlar okunur ve selâm verilir. Her iki
rekâtta yapılan bu tesbihlerin toplamı yüz elli olur. Bundan sonra selâm verilip
aynı şekilde iki rekât daha kılınır. Böylece dört rekâtta yapılan tesbihlerin
sayısı üç yüz olur.
Bu tesbih namazında yanılma olsa, yapılacak sehiv
secdelerinde bu tekbirler getirilmez.
Tesbih namazının da sevabı çoktur.
Bu namaz her vakit kılınabilir. Hiç olmazsa haftada veya ayda veya ömürde bir
defa olsun kılınmalıdır.
Tevbe Namazı: Bir müslüman insanlık gereği bir günah işlerse, hemen bundan pişman olup tevbe etmesi lâzım gelir. İşte böyle bir kimsenin işlediği günahdan tevbe için güzelce abdest aldıktan sonra kırsal bir yere çıkıp iki rekât namaz kılması ve o günahdan dolayı Allah'dan mağfiret dilemesi mendubdur. Böyle günah işleyip de sonra kalbinde pişmanlık duygusu beliren kimse, bu günahı bir daha yapmamaya karar verip Yüce Allah'dan bağışlanmasını dilerse, Allah'ın onu bağışlayacağına dair bir hadîs-i şerîf vardır.
Kaynak: Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük İslam İlmihali, Sad. Ali Fikri Yavuz,Ravza Yayınları
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Fayda vermeyen ilimden Allah'a sığınırım. “Allah'ım; bana öğrettiklerinle beni faydalandır, bana fayda sağlayacak ilimleri öğret ve ilmimi ziyadeleştir."
İlim; amel etmek ve başkalarıyla paylaşmak içindir. Niyetimiz hayır, akıbetimiz hayır olur inşallah. Dua eder, dualarınızı beklerim...