“Allah rızâsı için öğrenilmesi îcâb eden ilmi, sâdece dünyâ için öğrenen kişi, kıyâmet gününde cennetin kokusunu dahi duyamaz.” (Hadîs-i Şerîf, Sünen-i Ebû Dâvûd)
Âlimlerin dünyâya muhabbet ve rağbetleri, onların güzel yüzleri üzerine bir lekedir. Her ne kadar onlardan insanlar için faydalar hâsıl olsa da ilimleri kendi haklarında faydalı olmaz. Onlar vasıtasıyla dîn takviye olsa da buna i'tibar yoktur. Çünkü takviye zaman zaman bazı fâcirlerden ve dîni inançları zayıf, gevşeklerden de hâsıl olur. Peygamberlerin Efendisi (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Muhakkak Allâhü Teâlâ bu dîni fâcir bir kişi ile de takviye eder.” Onlar fâris taşı gibidir. Demir veya düz bir şey ona bitiştirilse altın olur. Ama o, taş olarak kalır…
... Şüphesiz bu ilim, onlar hakkında zararlıdır. Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.v.) “Kıyâmet günü insanların azâbı en şiddetli olanı Allâhü Teâlâ’nın, ilmiyle menfaatlendirmediği âlimdir.” buyurmuşlardır. Çünkü o ilimlerle onların aleyhlerine delil tamamlanmış oldu. Nasıl zararlı olmaz? Onlar Allah katında eşyânın en azîzi ve varlıkların en şereflisi olan ilmi, alçak dünyâ malı, makâmı ve dostları için vesîle yaptılar. Halbuki Allah katında dünyâ alçak, hakir ve mahlûkâtın en çok buğzolunanıdır...
Ders okutmak ve fetvâ vermek, ancak Allâhü Teâlâ’nın rızası için olursa ve makam ve mevki sevgisinden, mal ve mertebe elde etme hırsından uzak olursa fayda verir. Bunlardan uzak olduğunun alâmeti ise dünyâdan yüz çevirmek ve ona rağbet etmemektir.
Büyüklerden biri şeytanı, insanlara vesvese vermeyi ve onları saptırmayı bırakmış, oturuyor gördü. Ona, böyle rahat oturmasının sırrını sordu. Mel'un şöyle dedi: “Bu zamandaki kötü âlimler bana işimde çok büyük yardım ediyorlar ve (insanları) saptırmayı benim adıma işliyorlar, benim başımı rahatlatıyorlar.”
Hakikat, şu zamanda din işlerinde vâki olan her za'fiyet ve gevşeklik ve dinin yayılmasında ve takviyesinde zuhûr eden her gevşeklik ancak kötü âlimlerin uğursuzluğundan ve niyetlerinin bozuk olmasındandır. Evet, eğer âlimler dünyâdan yüz çevirselerdi, makam ve mevki sevgisinden, mal ve mertebe elde etme hırsından kendilerini kurtarmış olsalardı, onlar âhiret âlimlerinden ve enbiyânın-aleyhimü's-salevâtü ve't-teslîmât- vârislerinden olurlardı. Çünkü onlar mahlûkatın en faziletlisidir.(Fazilet Takvimi/2012)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Fayda vermeyen ilimden Allah'a sığınırım. “Allah'ım; bana öğrettiklerinle beni faydalandır, bana fayda sağlayacak ilimleri öğret ve ilmimi ziyadeleştir."
İlim; amel etmek ve başkalarıyla paylaşmak içindir. Niyetimiz hayır, akıbetimiz hayır olur inşallah. Dua eder, dualarınızı beklerim...