Kurban Allah'a yaklaşmanın bir vesilesi olarak şartları müsait olan her müslümanın yerine getirmesi gereken ulvi bir ibadettir. Kurban, sözlük anlamıyla “yaklaşmak, Allah’a yakınlık vesilesi”
demektir. Dinî terim olarak, “ibadet maksadıyla belirli vakitte, belirli
şartları taşıyan hayvanın, usulünce boğazlanması” demektir. Kurbanın
dinî bir hüküm oluşu, Kitab, Sünnet ve İcmâ-i ümmet ile sâbittir.
Hanefî mezhebine göre vacib olan Kurban, Şafiî, Malikî ve
Hanbelîlere göre müekked (kuvvetli) sünnettir. Kurban ibdaetinde kaçmanın yollarını değil kurbanı kesebilmenin yolları aranmalıdır. Bir yılda bir yapılan bu ibadete bahaneler bulmak ve bu ibadetten kaçmak için türlü türlü fetvalara müracaat etmek müslümana yakışan bir davranış değildir.Kurban ibadetini vaktinde bilerek ve gevşeklik göstererek yerine getirmeyenlerden, bedenlerimizin bir zekatı olarak akacak olan o kurban kanı, başka sıkıntı ve kederlerle sene içerisinde bizden akacaktır.
Kurban özel bir ibadet olup Hz. İbrahim (a.s)'ın oğlu Hz. İsmail (a.s)'ı kurban etme kıssasına dayanır. Kuran-ı Kerim'de bu kıssa Kuranı Kerimde Sâffat sûresinde zikredilmiştir.
100- "Ey Rabbim! Bana salihlerden (bir oğul) ihsan et!"101- Biz de kendisine yumuşak huylu bir oğul müjdeledik.
102- Oğlu, yanında koşacak çağa gelince: "Ey oğlum! Ben seni rüyamda boğazladığımı görüyorum. Artık bak, ne düşünürsün?" dedi. Çocuk da: "Babacığım sana ne emrediliyorsa yap, inşaallah beni sabredenlerden bulacaksın" dedi.
103- Ne zaman ki ikisi de bu şekilde Allah'a teslim oldular, İbrahim oğlunu şakağı üzerine yatırdı.
104- Biz de ona şöyle seslendik: "Ey İbrahim! "
105- "Rüyana gerçekten sadakat gösterdin, şüphesiz ki, biz iyilik yapanları böyle mükafatlandırırız."
106- "Şüphesiz ki bu apaçık bir imtihandı."
107- Ve ona büyük bir kurbanlık verdik.
108- Kendisine sonradan gelenler içinde iyi bir nâm bıraktık.
109- Selam olsun İbrahim'e...
110- İşte biz iyilik yapanları böyle mükafatlandırırız.
111- Çünkü o bizim mümin kullarımızdandı. (Saffat Suresi 100-111)
Kurban Kimlere Vacib?
İlmihal ve fıkıh kitaplarımızda kurbanın vücubiyetinin şartları
olarak zikredilen ve kurban ibadetiyle yükümlü olmanın şartları
şunlardır:
1- Müslüman olmak. Müslüman olmayan için kurban anlamsızdır. Müslüman olmayanların Allah adı anmadan başka bir hayvanı da kesmeleri ile oluşan etleri yemek de caiz değildir.
2- Akıllı ve ergenlik çağında olmak. Küçük çocuklar ve bebekler için Kurban ibadeti yapılmaz. Hanefîlerde tercih edilen hükme
göre ve Şafiîlerde, akıllı ve büluğ çağında olmayan kişi zengin olsa da,
onlar için kurban kesmek gerekli değildir.
3- Müsafir olmayıp mukim olmak. Hanefîlere göre seferî durumundaki
kişiye kurban vacib değildir, fakat müstehab olarak kesebilir. Diğer üç
mezhebde ise, seferî kişiler içinde kurban kesmek, mukim kimselerde
olduğu gibi sünnettir.
4- Yeterli mali imkana sahip olmak. Kurban için yeterli zenginlik,
kişinin borçları ve temel ihtiyaçları dışında, bayram günlerinde 20
miskal (80,18 gr) kadar altın veya bu değerde para ve mal varlığına sahip
olmaktır. Bu da fıtır sadakası için gereken zenginlik ölçüsü, nisab
miktarıdır. Bunda, zekat nisabı gibi üzerinden bir yıl geçme şartı
aranmaz. (Her ne kadar bu şekilde bir zenginlik ölçüsü olsa da sene içerisinde bir şekilde kurban parasını ödeyebilecek olanların kurban kesmesi efdal olacaktır.)
Şafiî mezhebinde ise, kurban için zenginlik şartı yoktur. Bayram
günlerinde aslî ihtiyaçları dışında, bir kurbanlık alabilecek imkana
sahip olan için kurban kesmek sünnettir. Şafii mezhebinde 'sünnet' ifadesi kuvvetlilik ifade ettiğinden Hanefi mezhebindeki 'Vacib' kavramına denk düşer. Ancak gerek Hanefîlerde gerek
Şafiîlerde, gerekli imkana sahip olmayan kimsenin, zorlama ve
borçlanmayla kurbanlık almasının gereği yoktur.
Kurbanın Geçerlilik Şartları
1- Kurbanlık hayvanın cinsi ve yaşı. Kurban yapılması caiz olan
hayvanlar; koyun, keçi, sığır, manda ve devedir. Kısacası davar, sığır
ve deve cinsidir. Bunların erkeği ve dişisi farketmez. Bu hayvanların dışında tavuk, horoz, hindi, ördek, balık...vs gibi hayvanlardan kurban olmaz. Kurban da tıpkı namaz gibi belli şartları olan özel bir ibadettir. Zihin bulanıklığına sebep vermeden kişinin sevabını Allah'tan umarak et kastı olmadan sırf Allah rızası niyetiyle kurban kesmesi gerekir.
***Kurbanlık
davarların en az bir yaşını doldurmuş olması gerekir. (Fakat Şafiîlere
göre, keçinin iki yaşını doldurması lazımdır.)Sığırların iki yaşını doldurması, develerin ise beş yaşını bitirmesi
gerekir. Burada yaş ölçüsü Kamerî yıla göre, yani 354 güne göre
hesaplanır.
***Koyun ve keçi bir kişi için kurban olabilir. Sığır ve deve ise en çok
yedi kişiye kadar ortaklaşa kurban edilebilir. Şafiî, Malikî ve Hanbelî
mezheblerine göre, eğer aile içinde olursa bir davar veya sığır, kişi
sayısına bakılmaksızın, bütün bir aile halkı için kurban edilebilir.
2- Kurbanlık hayvanın kusurlu olmaması. Bir veya iki gözü kör,
yürümeyecek kadar topal, aşırı derecede zayıf veya hasta hayvanlardan
kurban olmaz. Kulağının çoğu kesik, boynuzu kökten kırık, dişlerinin
çoğu dökülmüş, kuyruğunun çoğu kesilmiş, doğuştan kulaksız veya
kuyruksuz hayvanlar da kurban olmaz.
3- Kurbanın özel vaktinde kesilmesi. Kurban kesme vakti, Kurban
bayramının birinci günü bayram namazından sonra başlar, üçüncü günü
akşamına kadar sürer. Şafiîlere göre dördüncü günü sonuna kadardır. Vaktinde kurbanını kesemeyen kimse, mevcutsa aynı hayvanı,
kaybolmuşsa değerini, satın alınmamışsa bir koyun bedelini tasadduk
eder.
4- Kurban niyetiyle kesim yapılmış olması. Kurban yapanın niyetinin
et değil, kurban olması şarttır. Kurbanlık bir sığıra vacib veya
müstehab olarak ortak olanlardan birinin niyeti et olsa, yahut biri
İslâm dışı olsa, Hanefilere göre bütün hisseler sadece et olur, kurban
olmaktan çıkar. Şafiîlere göre ise, böyle bir ortaklıkta niyeti kurban olanların hissesi, kurban olarak sahih olur.
Kurbanın Kesim Şekli
Kurban kesmenin rüknü, yani olmazsa olmaz unsuru, kurbanlık hayvanın
Allah rızası için kesilip kanının akıtılmasıdır. Kesilecek davar veya
sığırın bir arka ayağı boşta bırakılarak, üç ayağı bağlanır; sol yanı
üzerine, yüzü kıbleye karşı yatırılır ki, bu sünnettir. Kurbanı
sahibinin kesmesi daha uygundur. Olmazsa kesim vekâletini alan biri
keser. Kesimi yapan kimse tekbirler aldıktan sonra “Bismillahi Allahu ekber”
diyerek kesimi tamamlar. Canı çıktıktan sonra hayvanın derisi yüzülür.
Hanefîlere göre kesimde Besmele farzdır ve kasten terkedilirse onun eti
yenmez. Şafiîlere göre ise bu Besmele sünnettir, Müslüman bir kimsenin kasıt olmaksızın besmeleyi terkinden dolayı
hayvanın eti haram olmaz. Hayvanı kesen müslümanın erkek veya kadın
olması farketmez. Mürted, kafir ve dinsizlerin kestiği hayvanın eti yenmez.
Kurbanın Eti ve Derisi
Adak hükmünde olmayan kurban etinden herkes yiyebilir. Doğan çocuk
için müstehab olarak kesilen “akîka” kurbanı da böyledir. Adak kurbanı
olursa, etinin tamamen fakirlere dağıtılması gerekir.
Kurban Bayramına özel olan kurban ibadetinde Kurban etinin bir kısmını sahibinin kendine ayırması, bir kısmını
muhtaçlara vermesi ve diğer kısmını da komşu ve yakınlarına vermesi
müstehabdır. Etinin ve derisinin sahibi tarafından satılması mekruhtur.
Derisi ihtiyaç olarak kullanılabilir. En iyisi, ibadet maksadına uygun
yerlere sadaka olarak verilmesidir.
(1) Kâsanî, Bedâiu’s-Sanâi, 5/63; Şürünbilâlî, Haşiyetü’d-Dürer, 1/265.
(2) Vehbe Zuhaylî, İslâm Fıkhı Ansiklopedisi (Terc.), 4/410.
(3) Hatib Şerbînî, Muğni’l-Muhtac (Beyrut-1997), 4/380.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Fayda vermeyen ilimden Allah'a sığınırım. “Allah'ım; bana öğrettiklerinle beni faydalandır, bana fayda sağlayacak ilimleri öğret ve ilmimi ziyadeleştir."
İlim; amel etmek ve başkalarıyla paylaşmak içindir. Niyetimiz hayır, akıbetimiz hayır olur inşallah. Dua eder, dualarınızı beklerim...