Çocuğum matematik öğrenemiyor

Bugün sizlere matematik öğrenme güçlüğü hakkında gazetelerde karşılaştığım bir yazıyı paylaşmak istiyorum. Yine herkesin ortak sorunu olarak gördüğümüz "matematik öğreneneme " gibi bir mevzuda yazarımız düşüncelerini açıklayıp, matematik öğrenmede karşılaşılan sorunlar hakkında bazı çözüm önerilerini ifade etmiştir. Yazının tamamına katılmamakla birlikte, yer alan tespitlerin gayet yerinde olduğunu gördüğüm makalede, çocukların eşit derecede matematiksel ilgi ve istidatları olmadığını öğretmenlik yaşamım boyunca gördüğümden, herkesin matematik becerisini kolayca kazanmasının mümkün olmadığını ifade etmek istiyorum. Lakin şu da var ki asgari seviyede temel matematik becerisini, zekası makul seviyede olan her bireyin mutlaka kazanabileceğini söylemek zorundayım. Bunu kazanamayan bireylerin zeka problemi olduğundan değil tamamen ilgilerinin matematiğe yönlendirilmemiş olmasından kaynaklandığını pek çok kere derslerimde müşahede ettim. Bu nedenle "matematiği isteyen öğrenebilir" cümlesi en yerinde cümle olacaktır.Buyrun şimdi de yazımızı okuyalım.

"Değerli okuyucularım, çocuğu okulda okuyup da herhalde matematik ile ilgili bir sorunu olmayan, bu konuda yardım almayan bir ebeveyn yoktur herhalde... Matematikte başarılı olmanın yolu, öncelikle matematik dersini sevmek ve matematik ile ilgili temel kavramları anaokulundan başlayarak ilkokulda iyice öğrenebilmektir... Sağlam bir matematik temeli inşa edebilmek, pek çok beceriyi içermektedir. Öğrenme zorluğu yaşayan anaokulu çağı çocukları; sayıların anlamını öğrenmek, nesneleri şekil, biçim veya renge göre sıralamak; büyük-küçük veya uzun-kısa gibi kavramları bulabilmek türünden zorluklar yaşayabilirler. Bu çocuklar için ayrıca, saymayı öğrenmek, sayıları tanımak da zor olabilir. İlkokul dönemi çocukları matematik öğrenmesi sürdüğü sürece, dil süreciyle ilgili sorunları olan okul dönemi çocukları, toplama, çıkarma, çarpma ve bölme işlemlerinin kullanıldığı temel matematik problemlerini çözmekte zorluk yaşayabilirler. Temel matematik olguları hatırlamak ve akılda tutmak için çok uğraşmak zorunda olup; bilgilerini ve becerilerini matematik sorularını çözmek için nasıl uygulayabileceklerini akıllarında canlandırmakta zorluk çekerler. Zorluklar aynı zamanda görsel-mekansal becerilerdeki zayıflıklardan da ortaya çıkabilir; bu durumda kişi, matematik olguların gerekliliğini anlayabilir ancak bunları düzenli bir şekilde kağıda dökmekte zorlanabilir. Bu sorunu yaşayan çocukların zeka kapasitesi normal ya da normalin üstünde olmalı ve herhangi bir nörolojik sorunu olmamalıdır. 
Dilber, ilkokulda dördüncü sınıfta okuyordu. Dilber de öğretmeni de ailesi de matematikte yaptığı işlem hatalarının nedenini anlamıyorlardı. Aslında öğrencinin matematik dışında pek çok dersi çok iyiydi. Okulunda başarılı bir şekilde sınıf başkanlığı yapıyor, bilgisayarda harikalar üretiyordu. Matematik dersinde, elde hesabı yapılması gereken işlemlerde eldeyi kesinlikle unutuyor, sayıları zaman zaman ters okuyup yazıyor, dört basamaktan fazla olan sayıları okumakta zorlanıyor, çarpım tablosunu ezberleyemiyordu. Pek çok özel ders almasına rağmen matematikte zorlanıyordu. Dilber’e ikinci seansta Wisc-r zeka testi uygulandı, testin sonuçlarına göre, danışanımın zekası yüksekti. Yapılan dikkat, tespit, idrak, hafıza fonksiyonlarını ölçen “D2 dikkat Testi”’ne göre de öğrenci de Dikkat eksikliği vardı. 
Değerli okuyucular, aslında “Özel öğrenme bozukluğu” gösteren çocukların büyük bir kısmı, matematik öğrenirken zorlanır. Ancak bazı çocukların Dilber örneğinde olduğu gibi, sadece matematik alanında zorluğu vardır. Anne ve baba olarak çocuğunuzun matematik öğrenmede güçlük yaşadığına dair bazı belirtiler vardır bunlar; Bu çocuklar problemde hangi işlemi yapacağına karar veremezler, soruyu başkası okuduğunda daha iyi anlar ve problemi zihinden çözmeyi yeğlerler. Dört işlemi yaparken yavaştır, parmaklarını sayarlar, eldeleri unuturlar, sayıları dağınık yazarlar, basamakları alt alta getiremezler, sonucu yanlış ya da ters yazarlar, sağlamasını karıştırırlar. Sayılardan 6’yı 9, 7’yi 4, 3’ü E gibi algılayabilir, rakamları aşağıdan yukarıya, sıfırları saat yönünde çizebilirler. Sayı, uzaklık, miktar, şekil, boyut, zaman ve para gibi kavramları algılamakta zorluk çekebilirler. Saati ve çarpım tablosunu öğrenmekte zorlanırlar, tarih, plaka, adres, telefon numarası gibi bilgileri hatırlamakta zorluk çekerler. Ayrıca geometri ve kesirli işlemlerde de performanslarının düşük olduğu söylenebilir.
Matematik öğrenme güçlüğünün tedavisinde mutlaka öncelikle bir psikologa başvurup, çocuğunuza Wisc-r zeka testi yaptırmalısınız. Bu teste göre çocuğunuzun hangi alanlarda iyi, hangi alanlarda yaşıtlarından düşük seviyede olduğu saptanıp ona göre bir eğitim programı uygulanmalı. Ayrıca çocuğunuzun dikkat, tespit, idrak, hafıza fonksiyonları ile ilgili bir sorunu varsa dikkatini ve görsel algısını, hafızasını geliştirici faaliyetler bir uzman tarafından yaptırılmalıdır. Bu konuda ailelere şu gözlemleri dikkate almaları önerilebilir; Çocuğunuz sayı sembollerini, geometrik şekilleri kopyalamakta zorlanıyorsa (6 yerine 9, ev yerine ve, 31 yerine 13 gibi...) önemli bir bulguyu gözlemliyorsunuz demektir. Bu bulgular, görsel algı ve görsel motor kusurlarıdır. Genellikle bu çocukların yazıları da kötüdür. Sayıların değerlerini algılamakta da güçlük çektikleri ve doğru yazamadıkları için hesaplamalarda hata yaparlar. İşlem yaparken, çocuğunuz sürekli 10 parmak hesabı yapıyor, 10 parmağı geçen işlemlerde hata yapıyor, sonucunu kafadan atıyorsa, bu önemli bir bulgudur. Çocuğunuz çok çabuk kayboluyorsa , sabah ve öğleni karıştırıyorsa, saatin, dakikanın ne olduğunu tahmin edemiyorsa, toplama ve çıkarma işlemlerine soldan başlıyorsa bunları gözardı etmeyin.
Matematik zorluğu olan çocuklar yön ve zaman kavramlarında zorlanırlar. Çocuğunuza “toplama yap” vb dendiğinde, temel matematik işlemlerinin kurallarını otomatik olarak uygulayamıyor, cevaba ulaşmak için çok büyük zaman ve çaba harcıyorsa, hafıza problemi yaşayabilir. Bu problemi yaşayan öğrenciler “Matematiği yapamadığıma göre ben akıllı değilim” diye düşünmeye başlar. Şayet çocuk matematik kaygısı ve matematiğe karşı duygusal reaksiyon geliştirdiyse işler iyice karışır. Çünkü artık matematik problemleri ile karşı karşıya kaldığında donup kalmaya başlar. Sahip olduğu bilgiyi hiç kullanamaz, transfer edemez hale gelir. Çocuklarımızın matematiği sevmeleri duasıyla Allah’a emanet olunuz. "
Kıvanç Tığlı Bulut
12.04.2015
http://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/kivanc-tigli-bulut/cocugum-matematik-ogrenemiyor-10204.html 
Wisc-R Zeka Testi Nedir? 
Wisc-R zeka testi 6–16 yaş grubuna yönelik uygulanan bir zeka tarama testidir. Bu test her ferd için bireysel olarak uygulanan bir testtir. Uygulaması 1-2 saat arasında sürmektedir. Test yapılırken; Her alt testin soruları test yönergesine uygun bir şekilde çocuğa yöneltilir ve çocuktan sorulan soruları yanıtlaması istenir. WISC – R zeka testi ilk olarak Wechsler-Bellevue tarafından 1939 da yetişkinler için hazırlanmıştır. Wechsler-Bellevue zeka ölçeği olarak adlandırılan bu test 1955 yılında birtakım sorulara göre tekrar düzenlenip yenilenmiş ve adı WAIS (Wechsler Yetişkinler Zeka Ölçeği) olarak değiştirilmiştir. 1949 yılında David Wecsler tarafından soruları ve değerlendirme kriterleri de geliştirilerek, 6-16 yaşlarındaki çocuklar için WISC’i ( Wechsler Çocuklar için Zeka Ölçeği) hazırlanmıştır. Bu zeka ölçeği 1974 yılında gözden geçirilmiş ve standardizasyonu yapılmış böylece WISC- R (Revize Edilmiş Versiyonu) ortaya çıkmıştır. Wechsler daha sonra 2,4 ve 6 yaşlarındaki okul öncesi çocuklar için WPPSI’i (Wechsler Okul Öncesi Çocuklar İçin Zeka Ölçeği testini hazırlamıştır. Wechsler’in getirdiği bu yeni sistemin en önemli yararı, çocuğun yerini kendi yaşıtları içerisinde görebilmek ve zaman içerisinde bazı karşılaştırmalara gidebilmek ve aynı zamanda bir sorunun çıkması durumunda önceden buna uygun çalışmaların yapılabilmesine imkan hazırlamaktır. 
Ebeveynlerin çocuklarında zeka yönünden bir takım sıkıntılarının olduğunu belirlemek istedikleri zamanlarda; en sık başvurulacak zeka testlerinin başında Wisc-R zeka testi gelmektedir. Şunu da burada söylemek gerekecektir. Bu testten çıkacak sonuç mutlak olmayıp bireylerin farklılığı göz önüne alındığında bazı durumlarda testin başarısız olduğu durumlar dahi ortaya çıkabilmektedir. Yani testten başarısız olmuş bir çocuğun zekasının düşük olduğunu söylemek her zaman tutarlı sonuçları karşımıza çıkarmayacaktır. Bunun pek çok örneği velilerimiz tarafından gözlemlenmiştir. En önemli motive edici durum, çocuklarınızla birebir ilgilenmeyi ve onlara derslerinde yardımcı olmayı asla ihmal etmeden sürekli merak duygularını giderici faaliyetlerde bulunmayı kendinize bir görev addediniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Fayda vermeyen ilimden Allah'a sığınırım. “Allah'ım; bana öğrettiklerinle beni faydalandır, bana fayda sağlayacak ilimleri öğret ve ilmimi ziyadeleştir."

İlim; amel etmek ve başkalarıyla paylaşmak içindir. Niyetimiz hayır, akıbetimiz hayır olur inşallah. Dua eder, dualarınızı beklerim...