İslam'da Çalışmanın Önemi

Müslümanın çalışmadan miskin bir hayat sürmesi kabul edilemez. Meşru yollardan kazanmak şartıyla her müslümanın kendi rızkını kazanması ve başkalarına muhtaç olmaması için çalışması esastır. Dilenmek asla kabul edilebilir bir durum olamaz.
Hadis-i şeriflerde Peygamber Efendimiz (s.a.s) "Hiç bir kimse kendi elinin emeği ile kazandığından daha hayırlı bir lokma asla yiyemez". [Buhârî, II, 9] "Allahım! Tembellikten, korkaklıktan, ihtiyarlığın verdiği düşkünlük ve cimrilikten sana sığınırım". [Buhârî, III, 224.] "İnsanın yiyip içtiklerinin en helal ve bereketli olanı, çalışıp kazanarak elde ettiğidir" [İbn Mâce, II, 723.] "Birinizin sırtında odun destesi taşıması, versin veya vermesin, insanlara gidip el açmasından daha iyidir" [Buhârî, III, 9.] buyurarak çalışmanın ne kadar önemli olduğunu ifade ederek insanları dilenmekten ve miskinlikten alıkoymuştur.
Peygamber Efendimiz (s.a.s), peygamber olarak görevlendirildikten sonra çalışmalarını farklı ve geniş bir alanda sürdürmüştür. Allah tarafından kendisine verilen tebliğ görevini yerine getirmek için tüm gücüyle ve her türlü güçlüğe göğüs gererek yerine göre bir devlet adamı, yerine göre de bir komutan ve gerektiğinde de bir işçi olarak çalışmıştır. Bir davetçi olarak Mekke'de ve bu şehrin dışında İslâm'ı yaymak için yoğun faaliyetlerde bulunmuştur. O, Kur'an-ı Kerim'de "Kitap ve hikmeti, insanlara bilmediklerini öğreten" bir kimse olarak takdim edilmektedir. Kendisi de bizzat muallim olarak gönderildiğini ifade etmiştir. Bu bağlamda o, eğitim görevini yerine getirmek amacıyla her kademeden sahâbîleri eğitmek için bir öğretmen olarak çalışmıştır. Yerine göre Peygamber Efendimiz (s.a.s) bir işçi gibi çalışmıştır. Hicret esnasında konakladığı Kuba'da mescid yapılırken ilk taşı kendisi koymuş, bununla da yetinmeyerek inşaat çalışmalarına katkıda bulunmuştur. Bir gün bu çalışmalar esnasında güçlükle kaldırabildiği bir taşı kucağına alır. Bir sahâbî yanına vararak "Yâ Resûlallah! Babam anam sana feda olsun! Elindekini bana ver" der. Hz. Peygamber "Hayır! Sen de başkasını al" der. Mescidin inşaatı bitinceye kadar çalışmaktan geri durmaz. Sahâbeyi çalışmaya teşvik eder. Aynı şekilde Mescid-i Nebevî'nin temeline de ilk taşı kendisi koyar. Muhâcirler ve ensarla birlikte çalışır. Kuba mescidinde olduğu gibi yine bir gün kerpiç taşırken bir Müslüman "Yâ Resûlallah! Onu bana ver, ben taşıyayım" der. Fakat o : "Sen de başka taş al ve taşı! Sen Allah'a benden daha muhtaç değilsin" der. Hz. Peygamber Mescidin inşaatında ağır taşları yüklenir, kerpiçleri elbisesine doldurur ve taşırdı. Bu esnada da "Hayat ancak Ahiret hayatıdır. Allahım! Muhâcirlere ve ensara rahmet eyle"[İbn Hişâm, I, 496.] derdi. 

Peygamber Efendimiz (s.a.s) çalışmalarıyla Müslümanları coştururdu. Ümmü Seleme'nin anlattığına göre Mescid'in inşaatında onun çalışmasına ihtiyaç duyulmadığı halde, taş ve kerpiç taşımış; onu gören Müslümanlar da kendilerinin boş durmalarının doğru olmayacağını söyleyerek çalışmalarını hızlandırmışlardır. Hendek Savaşı'nda da kazılacak yerleri bizzat kendisi çizdiği gibi, kendisi için kurulan Türk çadırından çıkıp bizzat çalışmıştır. Kazma, kürek ve hatta balyozla çalışmış, zembille toprak taşımıştır.[Vâkıdî, II,446, 453.] Gerektiğinde söküklerini dikmiş, ayakkabılarını tamir etmiş,[ İbn Sa'd, 367.] gerekli gördüğünde çarşı-pazarı kontrol etmiştir. Hz. Peygamber yapılan işin gelişigüzel değil, düzgün ve sağlam yapılmasına önem verirdi. Bir vesile ile şunları söylemiştir: "Sizden biriniz bir iş yaptığı zaman, onu mükemmel bir şekilde yapsın" [İbn Sa'd, I, 142.]
Peygamber Efendimiz (s.a.s) Müslümanları çalışmaya teşvik etmiştir. Nitekim işi olmayan birisine, âletler temin ederek, odun kesip satmasını söylemiştir: Ensardan bir şahıs gelip Hz. Peygamber'e yoksulluktan şikayet eder. Sonra dönüp şöyle der: "Ey Allah'ın elçisi! Bir ev halkı içinden geldim ki, yanlarına dönünceye kadar bazılarının ölmüş olacağını sanıyorum." Peygamberimiz "Git, bak birşey bulabilecek misin?" der. Adam gider ve bir yaygı ile bir bardak getirerek "Ey Allah'ın elçisi! Bu yaygının yarısını yere seriyor, yarısını da bürünüyorlardı. Şu bardakla da su içiyorlardı" der. Peygamberimiz "Bu ikisini benden bir dirheme kim satın alır?" diye sorar. Bir adam "Ben alırım" der. Peygamberimiz "Bir dirhemi kim artırır?" diye sorar. Bir başka adam "Onları iki dirheme alırım" der. Peygamberimiz "Bunlar senindir" der ve adamı çağırarak ona "Bir dirhemle ailene yiyecek al, bir dirhemle de bir balta satın alarak bana gel" der. Adam da öyle yapar ve gelir. Hz. Peygamber "Şu vadiye git, orada ne bir diken, ne bir odun bırak. Bana da on günden önce gelme" der. Adam öyle yapar ve sonra Hz. Peygamber'e gelerek "Bana emrettiğin şey bereketli oldu" der. Bunun üzerine Peygamberimiz şöyle buyurur: "Bu, senin için kıyamet günü yüzünde dilenmekten dolayı lekeler veya tırmık izleri olarak gelmenden daha iyidir". [İbn Mâce, II, 740-741; Kettânî, II, 285.]
Peygamberimiz durumlarına göre özürlüleri bile çalışmaktan alıkoymamış, onların ticaret yapmasını kolaylaştırıcı hükümler getirmiştir. Bu tutumuna bir örnek verelim: Ticaretle meşgul olan Münkız b. Amr adlı sahâbînin aklî dengesi bozulur ve dilinde bir tutukluk meydana gelir. Buna rağmen ticarî faaliyetlerini devam ettirir. Fakat sürekli aldanır. Hz. Peygamber'e gelerek durumunu anlatır. Hz. Peygamber onun ticaret yapmasını, çalışmasını yasaklama yerine kolaylaştırma yoluna gider; alışveriş yaparken, "aldatma yok" demesini ve satın aldığı malda üç gün muhayyerlik hakkına sahip olduğunu satıcıya söylemesini ister. Münkız Hz. Osman zamanında bile Hz. Peygamber'in kendisine tanıdığı bu hakkı satıcılara karşı kullanmıştır. [İbn Hacer, el-İsâbe, II, 302-303.]


Faydasız ve boş şeylerle meşgul olmamak ve boş durmamak Hz. Peygamber'in prensiplerinden biriydi. Hz. Peygamber (s.a.s) paranın piyasaya arzı konusu üzerinde durmuştur. O bu hususta şöyle buyurur: "Kim bir akar veya ev satıp da parasını onun benzeri bir şeye yatırmazsa, onun bereketini görmemeye müstehak olmuştur".[İbn Mâce, II, 832.] Ticareti teşvik etmiş, ticaret ortaklıkları kurmuştur. Ticareti teşvikle ilgili şu sözü çok meşhurdur: "Rızkın onda dokuzu ticarette, onda biri ise sürüdedir".[Münâvî, Feyzülkadîr, III, 244-245.] Bu sözüyle Hz. Peygamber ticaretin bir millet için ne derece önemli olduğunu dile getirmiştir. Bir devletin ekonomisinde iç ve dış ticaretin büyük önemi vardır. Hz. Peygamber ticareti teşvik etmek suretiyle, aynı zamanda medenî bir hayat tarzını da teşvik etmiştir. Çünkü ticaret, yerleşik bir hayat tarzının oluşmasına ve imar faaliyetlerinin gelişmesine vesile olmaktadır. Hz. Peygamber'in en yakın arkadaşları ticaretle uğraşıyorlardı. Sözgelimi dört halife birer tüccar idiler. Hz. Ebû Bekir, Hz. Peygamber'in vefatından bir yıl önce ticaret amacıyla Busrâ'ya gitmişti.[İbn Hanbel, VI, 316. ] Hz. Peygamber ticaretin yanında ziraate ve özellikle ağaç dikmeye de teşvik etmiştir.

El Yapımı Dolma Kalem

Bugün haber sayfalarında gezinirken okuduğum bir haberden esinlenerek bir anda aklıma düşen benim de çok sık kullandığım ve kullanmaktan da çok zevk aldığım dolma kalemlerin nasıl yapıldığını merak edenler için, kısa bir araştırma yaptım ve aşağıdaki videoyu buldum. Dolmakalem yapımına hayatını vermiş üstadların çalışmalarının belgesel haline getirildiği bir çalışmanın Japon ustalardan Harumi Tanaka'nın olduğu bölümünü sizinle paylaşmak istedim. Harumi Tanaka çeşitli materyallerden el sanatıyla Hakase adı altında dolma kalem üreticisi konumuna gelmiş, internet yoluyla da bu kalemleri sipariş edenlere, dünyanın bir ucundan satışını gerçekleştirmeye başlamış bir emektar ustadır.

Uzak doğuda el yapımı kalem ustalarından Japon Harumi Tanaka'nın kaplumbağa kabuğu, bufalo boynuzu, sert ağaçlardan ince ve zarif el sanatıyla yaptığı dolma kalemleri görmeniz için izlemenizi tavsiye ediyorum. "Benim için en güzel kalem çeşidi dolma kalemdir, Dolma kalemle yazı yazmayı diğer tüm kalemlere tercih ederim" diyerek sizi videoyla baş başa bırakıyorum.
  

Yazının Estetiği Dolma Kalem Üreticileri

Graf von Faber-Castell
1761’de Kaspar Faber, Nürnberg yakınlarındaki Stein’da kurşun kalem üretmeye başladı. 4. jenerasyon Baron Lothar Faber 1839’da şirketi devraldığında kurşun kalemi kaliteli bir ürün ve dünyanın ilk markalı yazım gereci haline getirdi. Geçmişi yeniden keşfetmek, bunu geleceğe kusursuz tasarım ve yeni teknoloji ile taşımak onlar için kişisel bir meydan okuma demekti. Bu tutkunun sonucu Graf von Faber-Castell koleksiyonu şekil kazandı. Özenle seçilmiş malzemelerin, fonksiyonellik ve mükemmel estetiğin birleşimi ile Graf von Faber-Castell "Basitlik İçinde Lüksü" barındırıyor. 2011’de 250. kuruluş yılını kutlayan Faber-Castell, kalem ve yazım gereçleri alanında bir dünya devi. Dünyanın en eski yazım gereçleri firması olan ve her zaman kalite, yenilikçilik ve yaratıcılığın simgesi olan Faber-Castell’in dünyada 10 ülkeye yayılmış kendisine ait 14 üretim tesisi bulunuyor. Bunun yanısıra Faber-Castell’in 23 ülkede satış firması, 120’nin üzerinde ülkede distribütörü vardır. Firmanın dünya çapında çalışan sayısı ise 7000’in üzerindedir. 

Montegrappa
İtalya’nın ilk kalem üreticisi Montegrappa, 1912 yılından beri İtalya’nın tarihi kenti Bassano Del Grappa’da, adeta bir kültür mirasçısı olarak faaliyet gösteriyor. Bilinen en değerli kavramlar, mitler, olaylar, Montegrappa’nın limitli üretim kalemlerinde yeniden canlanıyor. Duyguları, karakteri, fikirleri çok değerli olanlar, onları kağıda geçirirken parmakları arasındaki yazı aracının da bu değeri taşıyabilecek özellikte olmasını isterler. Bu değer, dünyanın en üst düzey ustalarının elinden çıkan Montegrappa’nın ucundan kağıda nazikçe sızar ve sonsuzlaşır.


Caran d'Ache
Caran d'Ache firması 1924 yılında İsviçre'nin tarihsel saat ve mücevherat imalatçısı Arnold Schweitzer tarafından kurulmuştur. Günümüzde üstün kalite ve kanıtlanmış deneyim efsanesidir. Şirket İsviçre'nin tek kurşun kalem, sanatsal malzeme ve lüks yazı gereçleri üreticisidir. İsviçre bütün dünyada "teknik üstünlük, hassasiyet, güvenirlik ve buluş sembolü" olarak kabul edilmektedir. Tüm ürünler el ile, Cenevre fabrikalarında üretilir ve bu üretim üstün geleneksel el sanatçılığını, bilgisayar destekli makinelerle birleştirmektedir.

Pelikan 
Pelikan markası 1838 yılında Hannower de Carl Hornemann tarafindan kurulan dünyanın ilk dolma kalem ve mürekkep üreticisidir. Özel el işçiliği ile hazırlanan kalemleri nesilden nesile köprü oluşturmaktadır. Limited edition ve dünyanın yedi harikası olan dolma kalem serilerinin her birinin ayrı bir efsaneleşmiş hikayeleri mevcuttur. Dünyaya ilk diferansiyelli piston mekanizmasını tanıtan pelikan kalem; ilk kurulduğu günden itibaren hem gündemi yakalayan hem de klasik modellerini koruyan kalem meraklılarının önemli bir markasıdır.

Montblanc
Montblanc markasının gelişimi 1906 yılına dayanıyor. Alman kırtasiyeci Klaus Johannes Voss’un, sadece zengin azınlığın alabildiği dolma kalemleri halka yaygınlaştırma isteği, birkaç arkadaşı ile bir araya gelerek dolma kalem imalatına başlamasıyla vücut buldu. Montblanc’ın bu yeni stratejisi ile dolma kalem sadece zenginlerin kullanabileceği bir araç olmaktan çıktı. Bugün ise Montblanc sınırlı sayıdaki özel dolma kalem serileri ile kalem tutkunlarının gözdesi... Sadece kalemde değil saat ve gözlükte de üretimi olan Montblanc etkileyici tasarımları ve kalitesi ile, adını aldığı zirvenin hakkını veriyor.Montblanc markası daha fazla çocuğa okuma yazma öğetmek için UNICEF'in küresel girişimlerine destek veriyor.

Conklin
Amerika Birleşik Devletleri’nin Toledo kentinde 1898 yılında kurulan Conklin Pen Company® dolma kalemlerin altın çağının en önemli ve yenilikçi üreticilerinden biridir. Günümüzde, klasik modellerin orjinal tasarımlarına sadık kalınarak sanatçılar tarafından işlenen el yapımı kalemler, Conklin’in efsanevi ismini aynı kalite ve detayda sürdürmektedirler. Dünyanın her ülkesinde Conklin kalemlere hem kolleksiyoncular hem de kalemseverler tarafından yüksek değer biçilmekte ve büyük ilgi gösterilmektedir.

Porsche Design 
Porsche Design 1972 yılında Porsche kurucusunun torunu ve aynı zamanda Porsche 911'in tasarımcısı Prof. Ferdinand Alexander Porsche tarafından kuruldu. Bir simge haline gelen Porsche 911'den sonra Prof. Ferdinand Alexander Porsche, izleyen yıllarda kalem, gözlük ve saat gibi birçok klasik ürünü "Porsche Design" markası altında dünya çapında pazarladı. Porsche Design ürünlerinin bir diğer özelliğide, tasarlanan tüm ürünlerde otomobil ve uçak yapımında kullanılan malzemelerin kullanılmasıdır.

Dupont 
Kurucusu Simon Tissot – Dupont ‘dur. 1872 yılında ilk olarak Savoie’ den Paris’e taşınmıştır. Hanedanın kurucusu olarak, isminin baş harfleri markanın isminde S.T. Dupont olarak kullanılır. Oğulları, André ve Lucien Dupont, babalarının işini devralıp çalışmalarını lüks seyahat bavulları ve aksesuarları üzerine yoğunlaştırmışlardır. 1952 yılında S.T. Dupont ilk gazlı çakmağını üretmiş ve 1960’lı yılların kült nesnesi olmuştur. S.T. Dupont dünya çapında popülerliğini ispat etmiş ürünleri temsil eder. Dünya üzerinde her üç çakmaktan ikisi S.T.Dupont imzasını taşımaktadır.

Waterman 
Waterman markası 1883 yılında Lewis Edson tarafından kuruldu. Kurulduğu yıl icat ettiği tekrar doldurulabilir dolma kalem “ the Regular”’ın patenti 1884 yılında alındı. O günden bu yana sürekli yenilik arayışında olan Waterman, yaratıcılık bakımından zengin uzun geçmişi sayesinde yazım alanında güvenilir bir referans haline gelmiştir. Her kalemin benzersiz özel olduğu, sahibinin karakter ve mizacını yansıttığına inanan Waterman markası, kullandığı değişik malzeme, renk ve tasarımları ile özgün Fransız zarafetinin simgesi olmaya devam etmektedir.

Sheaffer Sheaffer 1912 yılında Walter A. Sheaffer tarafından Amerika’nın Iowa eyaletinin Fort Madison şehrinde kurulmuştur. Dolma kalem doldurma aparatları fikriyle küçük sermaye ve 7 kişi ile kurulan Sheaffer günümüzde sağlam ve gösterişli yazı kalemleri üretiminde dünyaca ünlü bir marka haline gelmiştir. Sheaffer yıllardır, sağlam, şık ve gösterişli kalemler üretiyor ve kalite, zarafet, şıklık, mükemmellik arayanların vazgeçilmez tercihi olmaya devam ediyor. 

Parker 
Parker Pen Company 1888 yılında George Parker tarafından “Bir şeyi daha iyi yaparsan insanlar onu satın alacaktır” felsefesini temel alarak kuruldu. 1888 üretime başlayan Parker, 1891 yılında ilk dolma kaleminin patentini aldı. Parker markasının ilk çığır açan teknolojik buluşu 1894 yılında “Lucky Curve” mürekkep besleme sistemi ile geldi. George Parker’ın daha güvenilir bir kalem yaratma ihtiyacı ile ortaya çıkan PARKER markası; son tüketici odaklı araştırmaları, teknolojik devrimleri ve yorulmayan yaratıcılığı ile “Lüks Yazım” kategorisinde her zaman öncü olmuştur. 

Waldmann 
Waldmann’ın tarihi; 1920 yılında Almanya‘nın kuyumculuk merkezi Phorzheim bölgesinde altın ve gümüşten yüksek kalitede tükenmez ve kurşun kalem üretimi ile başladı. İlerleyen yıllarda Waldmann, pirinç, som gümüş ve 18 ayar altından dolma ve tükenmez kalemler tasarladı ve üretti. Waldmann'ın çevirme mekanizmalı, 2 ve 4-renkli tükenmez kalem sistemi firmaya dünya çapında patent hakkı kazandırdı. Tarihinin her aşamasında olduğu gibi bugün de Waldmann, ürünlerini %100 Almanya'da üretmektedir. Ayrıca Waldmann müstesna yüzeyler işlemede, özellikle de geleneksel el oyması alanında, ün yapmış bir firmadır. Bugün çok az sayıda sanatçı 'Viyana Gravürü'nü yapabilmektedir ve sadece Waldmann bu zarif gravürlerle işlenmiş, her biri kendine has olan yazı gereçlerini sunmaktadır.  

Cross 
Cross, 1846 yılında Amerika’da, Alonzo T. Cross adında üretken bir kalem zanaatçısı tarafından kurulmuştur. İlk patentini 1876 yılında yüzyılımızın tükenmez kaleminin öncüsü olan “stylographic” kalemle almıştır. Sonraları 21 yeni patent daha bu kalem patentini takip etmiştir. 1946 yılında, yani kuruluşunun 100. yılında bugün klasik “Century” modeli olarak anılan ince tükenmez kalemi piyasaya sürmüştür. 1996 yılında kuruluşunun 150. yıldönümünü kutlarken, aynı zamanda klasik “Century” modelinin de 50. yaşını kutluyordu. Her iki kutlama için sınırlı sayıda üretilmiş özel koleksiyon kalemleri piyasaya sürülmüştür. 

Lamy 
1930 yılında C. Josef Lamy tarafından Almanya’nın Heidelberg kentinde kurulan Lamy, 6 milyon yazı gereçleri üretimi, 400 personeli ve yıllık €50 milyon cirosuyla Almanya’da pazar lideri konumundadır. Dünya çapında 70 ülkeye ihraç edilen Lamy modelleri, Avrupa’nın en ünlü tasarımcıları tarafından dizayn edilmektedir. Modern, farklı ve fonksiyonel tasarımlara sahip Lamy ürünleri, IF (Uluslararası Tasarım Forumu) Good Design, Avrupa Tasarım Ödülleri, Red Dot gibi uluslararası tasarım yarışmalarında 100’den fazla tasarım ödülüne layık görülmüştür.  

Picasso 
Picasso Sanat Koleksiyonu, sanat ve yaşam kombinasyonu teması ile tasarlanan ve tanıtımı yapılan, amacı altında çok sayıda seçkin ürünlerini imal eden bir markadır. Ürünlerinde pek çok muhteşem sanat eserlerinden ve pek çok usta zanaatkardan ilham alan, sanatı yüksek kalite ile birleştirerek şık ve cezbeddirici ürünleri bizlere sunan, alanında bir çok müzayede rekorlara imza atmış , ürünlerinin birçoğunda insanları hayaller alemindeymiş gibi hissettirerek dikkatleri üzerine çekmeyi başarmış asortik ve şık olan çeşitleri bizlere sunan bir markadır.  

Scrikss 
Türkiyede’ki kalem pazarında hem bir üretici hem de dünya çapında önemli markaların distribütörü olarak liderliğini sürdüren Scrikss 1963 yılında kuruldu. İspanyol kökenli olan Scrikss kelimesi Katalan dilinde yazmak anlamına gelen “Escriure” sözcüğünden türetilmiştir. Ucu dışında tamamı yerli üretim olan ilk Türk dolma kalemi 1966 yılında Scrikss tarafından üretilmiştir. 1993 yılında kaliteli yazı araçları dalında Hollanda’da kalite ödülünü kazanmış, aynı yıl Frankfurt ve Moskova fuarlarına katılarak Türkiye’yi başarıyla temsil etmiştir. 

Diplomat 
1922 yılında kurulan Diplomat markası kalem üretimini bir sanata dönüştürmektedir. El yazısının insan karakterindeki yerini çok iyi bilen marka, hem ergonomik, hem şık, hemde yazıya değer katacak kalitede ürünler üretmektedir. El işçiliği ile üretilen bu kalemler Diplomat'ın Dünya'nın en kaliteleri kalemleri yaratmasında önemli bir rol oynamaktadır. 1958 yılında ilk modern dolma kalemini piyasaya çıkaran firma o dönemde kalitesini yenilikle birleştirmiş ve her geçen yıl markaya eklenen ürünlerle kalem sektöründe lider firmalardan biri haline gelmiştir. 

Monteverde 
Dünyada en fazla çeşitte el yapımı akrilik reçine ve karbon fiber kalem sunan firma A.B.D menşeli Monteverde‘dir. Monteverde sadece inovasyon ve teknoloji alanında değil tasarımda da lider üreticilerdendir. Son moda renkleri ve desenleri kullanarak elde yaratılan gövde tasarımları dünyanın her köşesinde yüksek beğeni ve övgüyle kullanılmaktadır. Monteverde bu özel kalem dünyasını beğeninize sunarak, el yazısıyla iletişimin giderek bir istisna haline geldiği günümüzde, sizi yazı tutkunuzu yeniden keşfetmeye davet ediyor. 

Kaweco 
1881’de M. Luce et M. Ensslen tarafından Heidelberg’de adıyla açılan kalem fabrikasında o yıllarda kalemlerin ahşap uçları üretilirken kalemlere ait uçlar Amerika’dan ithal edilmekteydi. Kaweco 1914 yılında Leipzip fuarında altın ödül aldıktan sonra aynı yıl 1. Dünya Savaşı patlak verir, ancak ticari faaliyetlerini ve üretimini sürdürme izni alır. 1971 yılında 20. Olimpiyat Oyunları için Kaweco resmi lisans almıştır. Bu resmi lisans ile üzerlerinde değerli taşlar bulunan kalemler, Kaweco Spor Setleri adıyla piyasaya çıkmıştır. 

Visconti 
1995 yıllarından itibaren kurulan bu yeni kalem üreticisi firma; yirmi yılı aşkın bir süredir "Visconti" ismi yoğun tarihi ve teknolojik araştırmalardan gelen olağanüstü zarif yazı gereçleri ile eş anlama gelmektedir.Visconti tüm dolma kalem ,roller kalem ve tükenmez kalem çesitliliği boyunca daima güçlü karakterlerini ve özelliğini yansıtan üst kalite ürünlerini geniş ürün yelpazesi ile sunmuştur.1988 yılında kurulan Floransa markasının yöneticisi olan güçlü yaratıcı dinamizmin beklenmedik şekilde yetişen gücü "Dante Del Vecchio" ile aynı özellikleri Visconti'nin yüm eserlerinde bulabilirsiniz. O'nın yazı enstrümanları sanatı ile ilgili sürekli yeni etkileşimler için yaptığı araştırmaların temelini,tarihi dolma kalemlere olan kişisel tutkusu oluşturuyor. 

Pierre Cardin 
Pierre Cardin, İtalyan göçmeni bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Ailesi çiftçi olan küçük Pierre'in çok daha büyük hayalleri vardı. Pierre Cardin, 60'lı yıllardan günümüze tam 140 ülkede 900 farklı ürün lisansıyla en çok kabul gören ticari marka olmayı başardı. Başardığı şey hayallerinin ta kendisiydi ve sadece kendi kararlarına bağlı kaldı. Bir moda imparatoru olarak anılmasına rağmen "yaşamı boyunca en iyi bildiği şeyin kendi elleriyle çizmek, kesmek ve dikmek" olduğunu söyleyecek kadar da mütevaziydi.Her alanda geniş bir yelpazeye sahip firma son yıllarda lüks kalem üretimi alanında da faaliyet göstermeye başlamıştır.