Halilullah Halili’nin eserleri, Afganistan’ın kültürel, toplumsal ve tarihî hafızasının korunmasına katkı sağlamış; Afgan kimliğinin, dilinin ve edebiyat mirasının nesilden nesile aktarılmasına yardımcı olmuştur. Devlet görevlerinde yer almış olması, bazı eleştirmenler tarafından edebiyatla politikanın iç içe geçmesi şeklinde yorumlanmıştır. Çalışmalarının büyük bölümünün Farsça ve Peştuca olması, uluslararası okur kitlesine ulaşmasını bir ölçüde sınırlamıştır. Halilullah Halili, şiir, roman, tarih ve tasavvuf alanlarında 70’ten fazla eser kaleme almıştır. 13. yüzyıl mutasavvıf şairi Mevlânâ Celaleddin Rûmî üzerine yazdığı Belh’ten Konya’ya adlı eseri, yalnızca Farsça konuşan dünyada değil, Hindistan ve Pakistan’da da büyük saygı görmüştür. Özellikle dörtlükleriyle tanınmış, Sovyetler Birliği’nin 1979’da Afganistan’ı işgalinin ardından yayımlanan eserleri askerlere ilham vermiştir. Ayrıca İran’da önemli bir okur kitlesi edinmiş az sayıdaki Afgan şairlerden biri olmuştur. Anıları, büyük kızıyla yaptığı kaset kayıtları ve not defterlerine dayanan uzun sohbetlerden oluşur ve seksen yıllık Afgan tarihine tanıklık eden bir yaşamı aktarır. Halilullah Halili, bu anılarında hem edebî çalışmalarını hem de dört kral dönemindeki devlet görevlerini anlatır. Halilullah Halili, hapse atılıp Kandahar’a sürgün edildikten sonra yeniden göreve dönerek Suudi Arabistan ve Irak büyükelçiliği ile Kral Zahir Şah’ın sekreterliği görevlerini yürütmüştür. 1978 Sovyet darbesinden sonra Amerika Birleşik Devletleri’ne sığınmıştır. 1986’da, bir gün ülkesine dönebilme umuduyla Pakistan’a taşınmıştır; ancak bu arzusu gerçekleşememiş ve 4 Mayıs 1987’de vefat etmiştir. Peşaver’de şair Rahman Baba’nın türbesinin yakınlarına defnedilmiştir. 2012’de naaşı Afganistan’a getirilmiş ve Kabil’de, bir dönem yöneticiliğini yaptığı üniversitenin yakınındaki onursal bir alana yeniden gömülmüştür.
Deyin Nevruz’a ki bu yıl gelmesin,
Kanlı ülkemde kefenlilerin yolunu açmasın.
Bülbül, çimende neşeli şarkılar söylemesin,
Yas tutanların yüzüne gülümseme yakışmaz.
Bugün vatan şehitlerinin toprağından kan fışkırıyor,
Ey vah vatan, vah!
Kanlara bulanmış yatanlara ne bahar, ne kış…
Yüreği kan olanlara ne çöl, ne gülistan…
Ateşe verilmiş bu ülkede, viran olmuş evlerde
Yetimlerin yüzünü öpecek kimse kalmamış.
Ölülerin bedenine kefen sarmaya da kimse yok,
Ey vah vatan, vah!
Bugün senin her taşının bağrından kan sızıyor,
Toprağından sarhoşluk ve delilik taşıyor bugün.
O lale ne gördü ki bugün başını eğmiş,
Ve o yeşillik niçin sararmış, ezilmiş bugün?
Servinin, sümbülün, çiçeğin başı–ayağı kanlara bulanmış,
Ey vah vatan, vah!
گــــویید بـــه نـــوروز کـه امــسال نــیایـــــد
در کشور خونیــــن کــفنـان ره نـگشـــــایــــد
“Deyin Nevruz’a ki bu yıl gelmesin, kanlı ülkemde kefenlilere yol açmasın.”
بـلـبـل بــه چمــن نـغــمــه شـــادی نـســرایـــد
مــــاتـم زدگان را لــــب پـــرخـنــده نــشایـــد
“Bülbül çimende neşeli şarkılar söylemesin, yas tutanların yüzüne gülümseme yakışmasın.”
خون می دمد از خاک شهیدان وطن وای
ای وای وطن وای
“Bugün vatan şehitlerinin toprağından kan fışkırıyor, Ey vay vatan, vay!”
گلگون کفنان را چه بهـــار و چــــه زمستــــان
خونین جگران را چه بیابـــان چـــه گلستــــان
“Kanlı kefenler için ne bahar ne de kış vardır, kanlı yürekler için ne çöl ne de gülistan.”
در کشور آتـــــشزده در خـــــانــــه ویــــران
کس نیست زند بوسه به رخسار یتیمان
“Ateşe verilmiş bu ülkede, yıkılmış evlerde, yetimlerin yüzünü öpecek kimse yok.”
کس نیست که دوزد به تن مرده کفن وای
ای وای وطن وای
از خاک تو مستی و جنون می دمد امروز
Bugün senin her taşının bağrından kan sızıyor, toprağından sarhoşluk ve delilik taşıyor bugün.
آن لاله چی دیده که نگون میدمد امروز
وآن سبزه چرا زرد و زبون می دمد امروز
O lale ne gördü ki bugün başını eğmiş ve o yeşillik niçin sararmış, ezilmiş bugün?
سرخ است به خون پا و سر و سرو و سمن وای
ای وای وطن وای
Servinin, sümbülün, çiçeğin başı–ayağı kanlara bulanmış, Ey vah vatan, vah!
Dar keshvar-e khunîn kafanân rah nagoshâyed
Bolbol be chaman nagh-me-ye şâdî nesarâyed
Mâtem-zedegân râ lab-e por-khande neshâyed
Khun mî-demed ez khâk-e shahîdân-e vatan vây
Ey vây vatan vây
Golgûn-kafanân râ che bahâr o che zemestân
Khunîn-jegerân râ che biyâbân che golestân
Dar keshvar-e âtash-zade dar khâne-ye vîrân
Kes nîst zenad bose be roxsâr-e yetîmân
Kes nîst ke dozd be tan-e mordeh kafan vây
Ey vây vatan vây
Az sine-ye har sang-e to khun mî-demed emruz
Az khâk-e to mestî o jonûn mî-demed emruz
Ân lâle chî dîde ke negoon mî-demed emruz
Vân sabze cherâ zard o zeboon mî-demed emruz
Sorkh est be khun pâ o sar o sarv o saman vây
Ey vây vatan vây
Söylemez, İ. (2022). Afganistan Göç Şiirinin Önemli Temsilcisi Halilullah Halili ve Eserleri. Uluslararası İslam ve Yorum VI - Teopolitik Boyutlarıyla Dünden Yarına Göç Sempozyumu (Vol. 1, s. 1). Malatya, Türkiye. (İnönü Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi , İsmail Söylemez)
Khalilullah_Khalili, https://en.wikipedia.org/wiki/Khalilullah_Khalili
şu kanalda geniş bir şekilde Halilullah Halili 'nin şiirini okumuş https://youtu.be/Twi4zXjexqE?si=ZChhqoaXRF6lr_Ce
YanıtlaSil