İslam bilginleri orucun üç mertebesi olduğunu bildirilmiştir: Birincisi; imsaktan akşama kadar yemekten, içmekten ve cinsel arzulardan sakınmak suretiyle tutulan oruçtur. Bu oruç, şartları yerine getirildiği için sahihtir. Ancak bunun gayesine ulaşması için oruçlunun ikinci basamağa yükselmesi lazımdır.
İkincisi; birinci maddedekilerle birlikte, kulak, göz, dil, el, ayak ve diğer organları günahlardan uzaklaştırmak suretiyle tutulan oruçtur. Çünkü bu, organlar üzerinde olumlu etkisini gösteren ve sahibine ahlakî faziletler kazandırarak gayesine ulaşan oruçtur.
Üçüncü mertebe ise; kişinin her daim Allahü Teala ile beraber olduğunu hatırından çıkarmadan daima zikir ve tefekkür halinde olduğu bu şekilde büyük dereceler kazandığı oruç çeşididir. Gündüzünü oruçla gecesini teravih ve gece namazları ile değerlendiren, kendini haramlardan uzak tutan, boş işlerden ve sözlerden sakınıp daima zikir ve tefekkürle davranan Allah dostlarının orucu bu şekildedir.
Orucun sağlık yönünden faydaları çok fazladır ve bunlar çeşitli sağlık kitaplarında zikredilmiş ve alanında uzman hekimler tarafından dile getirilmiştir.
"Sağlam insanlara orucun hiç bir zararı yoktur. Aksine (Oruç tutunuz, sıhhat bulursunuz) hadis-i şerifinde işaret edildiği gibi, orucun vücûda faydası vardır. 8-16 saat sindirim cihazının, karaciğerin dinlenmesi kendi kendini toparlaması büyük bir faydadır."
"Oruç normal sıhhatli olan insanlar için çok faydalı bir perhiz teşkil eder. Az yemek ve itidal ile yaşamak sonucu oruç tutanlar genellikle Ramazanda bir kaç kilo zayıflarlar. Bu suretle 11 ay zarfında vücutta depo edilen zararlı yağlar erimiş olur. Bu ise asrımızda herkese tavsiye edilen en önemli sağlık kuralıdır. Çünkü şişmanlık şeker hastalığına pek yakındır. Ayrıca damar sertliği, kalb hastalığı, tansiyon yüksekliği ve buna bağlı pek çok hastalığa müsait bir zemin hazırlar. Demek oluyor ki oruç, bütün bu dertlerden insanı koruyucu bir etki yapar."
Bu gerçeği, sadece bizim bilim adamlarımız değil, konuyu inceleyen yabancı bilim adamları da dile getirmektedir: 1940 Nobel Tıp Ödülü'nü kazanan ünlü bilim adamı, Dr. Alexis Carrel "L'Hamme, Cet İnconnu" adlı eserinde: "Oruç sırasında organizmalarda depo edilmiş besin maddelerinin harcandığını, sonradan bunların yerine yenilerinin geldiğini, böylece bütün vücutta bir yenilenme olduğunu ve orucun sağlık bakımından çok yararlı olduğunu." söyler.
Oruç tutmakla bir süre nimetlerden uzak kalan kimse, bunların değerini daha iyi anlar. Sahip olduğu nimetlerden bir süre uzak kalmak insana, onları daha iyi korumasını, israf etmemesini ve nimetleri kendisine veren Allah'a daha çok şükretmesini öğretir.
Nimetlere şükür ise onların çoğalmasına vesile olur. Allah Teala şöyle buyuruyor: "Andolsun, şükrederseniz elbette (nimetimi) artırırım." Sabır, başarıya ulaşmanın en önemli şartlarından biridir. Sahip olduğu helal şeylere oruçlu olduğu için el sürmeyen kimse; iradesine hakim olmuş, nefsini zorluklara alıştırarak terbiye etmiş ve üstün bir meziyet kazanmış olur. Böyle bir insan hayatta karşısına çıkabilecek sıkıntılar karşısında sarsılmaz, bunlara kolaylıkla sabreder ve güçlükleri yenerek başarıya ulaşır.
Acılı ve üzüntülü durumlar karşısında sabır ve tahammül göstererek soğukkanlılığını korur. Orucun askerlik ve yurt savunması bakımından da ayrı bir önemi vardır. Savaş zamanlarında cephedeki asker, yiyecek ve içecek bulamadığı zaman açlığa ve susuzluğa katlanmak zorunda kalabilir. oruç tutmaya alışmış olanlar, böyle zorluklara daha kolay dayanırlar.
Kaynak: Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük İslam İlmihali, Sad. Ali Fikri Yavuz,Ravza Yayınları
Kaynak: Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük İslam İlmihali, Sad. Ali Fikri Yavuz,Ravza Yayınları
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Fayda vermeyen ilimden Allah'a sığınırım. “Allah'ım; bana öğrettiklerinle beni faydalandır, bana fayda sağlayacak ilimleri öğret ve ilmimi ziyadeleştir."
İlim; amel etmek ve başkalarıyla paylaşmak içindir. Niyetimiz hayır, akıbetimiz hayır olur inşallah. Dua eder, dualarınızı beklerim...