Özellikle çocuklara, rakamların ve harflerin yazılmasından önce, basit zihinsel matematik işlemlerinin öğretilmesi büyük avantajlar sağlamaktadır. Küçük yaşta zihinsel matematik işlemleriyle tanışmaya başlayan çocuklarda muazzam bir muhakeme gücü gelişmektedir.Muhakeme gücünün yanında, genel olarak zihinsel matematikle uğraşan insanlarda kendine güven duygusunun geliştiği ve istedikleri her işte başarılı olabileceklerini düşünmeye başladıkları izlenmektedir.
Daha önceki bölümlerde de belirtildiği gibi, zihinsel matematik işlemlerinde başarılı olmak için cinsiyet, zeka ve kalıtım gibi faktörler etkin değildir. Konuya ilgi duyuyor ve bunu yanında doğru teknikleri de kullanıyorsanız mesele yok demektir. Normal zekaya sahip herkes canlı hesap makinesi olmaya aday bir potansiyeldir. Bu potansiyelin ortaya çıkması için rakamlarda gizli olan eğlenceli ilişkileri fark etmek ve rakamların birer oyuncak olduğunu görmek gerekir.Normal zekaya sahip herkes canlı hesap makinesi olmaya aday bir potansiyeldir. Peki bu gerçeğe rağmen neden herkes bu potansiyeli kullanmıyor? Onların bu potansiyele ulaşmasını engelleyen nedir? Bu sorunun en temel cevabı “korku”dur. Başaramama korkusudur. Bilinmeyene karşı duyulan korkudur. Utanma korkusudur. Değişme korkusudur.

“Ben yapamam” şeklinde negatif düşünmek insan beyninin ve bedeninin başaramama korkusu ve güvensizlik belirtileri sergilemeye başlamasına neden olur. Bu durum, kişinin konuya uzak durmasına neden olarak başarısızlığın daha da büyümesine sebep olmaktadır. Bu ilave başarısızlık “ben yapamam” düşüncesine olan inancı daha da arttırır. Böylece her defasında daha da kötüye giden kısır bir döngüye girilmiş olur.
Klasik olarak ben yapamamların en başında; ben matematiği yapamam, ben resim yapamam, ben şarkı söyleyemem, ben toplum karşısında konuşamam, ben sosyal dersleri yapamam gibi örnekler gelmektedir.Yine matematikten korumak, başaramamaktan veya utanmaktan korkmak hep okulun ilk yıllarında edinilen düşünce ve olayların beyin üzerindeki etkisidir. Çoğunun temelinde, öğrencinin tahtada verdiği yanlış bir cevap sonucunda içine düştüğü zor durumdan dolayı alay edilmiş veya utanmış olmaları yatmaktadır. Ben yapamam veya yapamıyorum yaklaşımı insanın kendi seçtiği bir yoldur. Bu şekilde düşünmek hayatımızı da buna göre programlamak demektir. Şu ana kadar beynin hep negatif düşünmeyle programlanması üzerinde durduk. Şimdi sıra geldi iyi habere. Nasıl negatif düşünce beyni başarısız olmaya programlıyorsa, tam aksine konuyu sevmek ve pozitif düşünmek de insan beyninin başarıya ulaşmak için programlamaktadır. Pozitif programlar insan beynindeki potansiyeli ortaya çıkartmaktadır. İnsanın kendine inanarak,, “yapabilirim” diye düşünmesi 100 milyarın üzerindeki beyin hücrelerinin, ulaşmak istenilen doğrultuda, programlar yapmaya başlamasını sağlamaktadır.
Melik DUYAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Fayda vermeyen ilimden Allah'a sığınırım. “Allah'ım; bana öğrettiklerinle beni faydalandır, bana fayda sağlayacak ilimleri öğret ve ilmimi ziyadeleştir."
İlim; amel etmek ve başkalarıyla paylaşmak içindir. Niyetimiz hayır, akıbetimiz hayır olur inşallah. Dua eder, dualarınızı beklerim...