Cuma Namazı
191- Cuma, müslümanlarca
bir bayram günüdür. Bu mübarek günde müslümanlar mabedlerde toplanırlar.
Okunacak hutbeleri dinleyerek faydalanırlar. Hep birlikte cuma namazını
kılarlar. Sonra ya başka ibadetlerle uğraşır veya ziyaretlerde bulunur yahut
günlük işleri ile uğraşmaya koyulurlar.
Bir hadis-i şerifde
buyuruluyor: "Üzerine güneşin doğduğu en hayırlı gün, cuma
günüdür. Adem aleyhisselam O gün Cennet'e konulmuş, O gün Cennetten
çıkarılmıştır. Kıyamet de o gün kopacaktır." Bütün bu olaylar,
nice hayırları ve; hikmetleri toplamaktadır.
192- Peygamber Efendimiz
(sallallahu aleyhi ve sellem) hicretleri zamanında Medine'ye yakın bulunan
"Salim İbni Avf" yurdunda "Ranuna" denilen vadi içerisinde "Beni Salim
Mescidinde" ilk cuma hutbesini okumuş ve ilk cuma namazını kıldırmıştır.
193- Cuma namazının vakti tam öğle namazının vaktidir. Cuma namazı için minarelerde ezan okunur. Camilere gidince önce aynen öğle namazının sünneti gibi, dört rekat cumanın ilk sünneti kılınır. Ondan sonra cami içinde bir ezan daha okunur. Minberde cemaata karşı bir hutbe okunur. Bu hutbeden sonra ikamet alınarak cumanın iki rekat farzı cemaatle aşikare okuyuşla kılınır. Bir farzdan sonra yine öğlenin ilk dört rekat sünneti gibi, cumanın son dört rekat sünneti kılınır. Böylece Cuma Namazı, 10 rekate tamamlanmış olur. Sıhhat ve vücub şartlarında eksiklik olmaması için bundan sonra da "Zuhrü ahir" diye dört rekat namaz kılınır. Arkasından da "Vaktin sünneti" niyeti ile aynen sabah namazının sünneti gibi iki rekat namaz daha kılınır.
194- Cuma
şartlarını kendilerinde toplayan kimseler için iki rekat cuma namazı "Farz-ı
ayın"dır. Cuma namazının diğer namazlardan başka olarak kendisine özgü on iki
şartı daha vardır. Bunların altısı vücubunun (farz olmasının), diğer altısı da
edasının şartlarıdır.
Cumanın Vücubunun Şartları
195- Cumanın
bir kimseye farz olabilmesi için, onda şu altı şartın bulunması şarttır:
1) Erkek olmak: Bunun için cuma namazı erkeklere farzdır, kadınlara farz
değildir.
2) Hürriyet: Bu bakımdan cuma namazı kölelere farz değildir.
Bir sözleşmeye bağlı olarak kısmen hür olan (mükateb gibi) kölelere
farzdır.
3) İkamet: Dinî hüküm bakımından misafir (yolcu) sayılan
kimselere cuma namazı farz değildir. Sefer ve misafirlik bahsine
bakılsın.
4) Sıhhat: Hasta olduğundan cuma namazına çıktığı takdirde
hastalığının artmasından veya uzamasından korkan kimseye cuma namazı farz
değildir. Yürümeye takati olmayan çok yaşlı kimseler de bu hükümdedirler. Hasta
bakıcısı da böyledir, eğer camiye gidince hastanın zarar göreceğinden
korkuyorsa, ona da cuma farz olmaz.
5) Gözlerin sağlıklı olması: Onun
için gözleri kör olanlara cuma namazı farz değildir. Böyle körleri camiye
götürüp getirecek kimseleri olsa da, İmamı Azam'a göre yine ona cuma farz olmaz.
Fakat iki imama göre, her iki gözü görmeyen kimseyi camiye götürüp getirecek bir
adam varsa, o zaman böyle körlere de cuma farz olur.
6) Ayakların
sağlıklı olması: Kötürüm veya ayakları kesilmiş olan kimselere cuma namazı farz
değildir. Kendilerini yüklenecek kimseleri bulunsa da hüküm aynıdır.
Düşman korkusu, şiddetli yağmur, fazla çamur ve benzeri engeller de, cuma
namazına gidilmemesini mubah kılan özürlerdendir. Bununla beraber bu altı
şartı taşımayan kimseye her ne kadar cuma namazı farz değilse de, gidip cuma
namazını kılacak olsa, vaktin farzını yerine getirmiş olur. Kadınların veya âmâ
ve benzeri özrü olan kimselerin cuma namazını kılmaları gibi. Artık bunlar o
günün öğle namazını ayrıca kılmakla yükümlü değillerdir.
Kaynak: Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük İslam İlmihali, Sad. Ali Fikri Yavuz,Ravza Yayınları
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Fayda vermeyen ilimden Allah'a sığınırım. “Allah'ım; bana öğrettiklerinle beni faydalandır, bana fayda sağlayacak ilimleri öğret ve ilmimi ziyadeleştir."
İlim; amel etmek ve başkalarıyla paylaşmak içindir. Niyetimiz hayır, akıbetimiz hayır olur inşallah. Dua eder, dualarınızı beklerim...