Orucun Şartları
39- Orucun farz oluşuna ve yerine getirilmesinin
(edasının) farz oluşu ile sıhhatına dair şartlar vardır. Şöyle ki:
1)
Oruçla mükellef olmak için İslâm, akıl ve büluğ şarttır. Onun için bu vasıfları
toplamayan bir kimseye oruç farz değildir. Ancak akıl sahibi bulunan mümeyyiz
bir İslâm çocuğunun tuttuğu oruç nafile olarak sahih olur.
2) Orucun
yerine getirilmesi (edası)nın farz olması için sıhhat ve ikamet şarttır. Onun
için hasta olana ve yolculuk halinde bulunanlara, bu hallerinde oruç tutmak farz
değildir. Bunlar oruçlarını tutamayınca, sonra o tutamadıkları oruçları kaza
ederler.
Bir orucun edası (yerine getirilmesi)nin sahih olması için niyet
etmek, hayız ve nifas hallerinden temizlenmiş olmak şarttır. Bunun için niyet
edilmeksizin tutulan bir oruç, müctehidlerin tümüne göre din yönünden geçerli
değildir. Hayız ve nifaz halinde oruç tutan bir kadının da orucu sahih değildir.
Bunların, ramazan orucunu sonradan kaza etmeleri gerekir. Bu konu ileride
açıklanacaktır.
Orucun Vakti
40- Orucun
vakti ikinci fecirden başlayarak güneşin batışına kadar devam eden müddettir.
Bununla beraber, ikinci fecrin ilk doğuşu anına mı, yoksa aydınlığının ufukta
uzanıp dağılmaya başladığı zamana mı itibar olunacaktır meselesinde ihtilâf
yardır. Bazı alimlere göre, ikinci fecrin ilk doğuşu anı esastır. İhtiyata en
yakın olan görüş de budur. Diğer bazı alimlere göre, aydınlığın biraz uzayıp
dağılmaya başladığı zamana itibar edilmelidir. Oruç tutacaklar hakkında daha
elverişli olan da budur.
Bunun için birinci görüşe göre ikinci (gerçek)
fecrin ilk doğuşundan itibaren, ikinci görüşe göre de bu fecrin doğuşundan sonra
aydınlığının dağılmaya başlaması anından itibaren oruca başlamak gerekir.
41- Fecrin doğuşunda şüpheye düşen kimse için faziletli olan, yeyip içmeyi
bırakmaktır. Bununla beraber yeyip içse, orucu yine tamamdır. Ancak fecirden
sonra yeyip içtiği anlaşılırsa, o zaman kaza etmesi gerekir. Fecirden sonra
sahur yapıldığında zan kuvvetli olsa ve başka bir delil de bulunmasa, sağlam
olan rivayete göre, buna itibar olunmaz. Fakat bu halde tutulan orucun kaza
edilmesi ihtiyata uygundur.
42- Oruçlu kimse, güneşin batışından şübhe
etse, iftar etmesi helâl olmaz. İftar edip de gerçek durum anlaşılmazsa, üzerine
kaza gerekir. Keffaretin gereği hakkında ise iki rivayet vardır. Fakat batıştan
önce iftar etmiş olduğu anlaşılırsa, üzerine kazadan başka keffaret de lâzım
gelir.
Güneşin batmış olduğu hakkında kuvvetli bir zanna sahib olduğu
halde iftar eden kimse hakkında hüküm böyledir. Güneşin batışından önce iftar
etmiş olduğu anlaşılsın veya anlaşılmasın hüküm değişmez.
43- Araştırma
yaparak hem sahur, hem iftar yapmak caizdir. Şöyle ki: Oruç tutacak kimse, başka
bir vasıta bulamayınca, galip zannına göre sahur yemeği yer ve fecrin doğduğuna
kanaat getirince oruca başlar. Güneşin batışını da araştırarak yine galip
zannına göre orucunu açabilir. Bununla beraber fecrin doğuşunu iyice
kestiremeyen için, bir an önce oruca başlamak ve güneşin battığını kestirmeyen
için de, hemen orucu bozmamak ihtiyat gereğidir.
44- Davul, top sesi veya
kandil yakılması ile oruca başlamak veya iftar edebilmek için de, bunlann
güvenilebilecek şekilde muntazam olmasına ve her taraftan görülüp işitilir bir
halde bulunmasına dikkat etmek gerekir. Saatlerin muntazam bir şekilde işlemekte
olduğu da tecrübe ile bilinmekte olmalıdır.
Kaynak: Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük İslam İlmihali, Sad. Ali Fikri Yavuz,Ravza Yayınları
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Fayda vermeyen ilimden Allah'a sığınırım. “Allah'ım; bana öğrettiklerinle beni faydalandır, bana fayda sağlayacak ilimleri öğret ve ilmimi ziyadeleştir."
İlim; amel etmek ve başkalarıyla paylaşmak içindir. Niyetimiz hayır, akıbetimiz hayır olur inşallah. Dua eder, dualarınızı beklerim...