1- Oruç, ikinci fecirden başlayarak güneşin batışına kadar yemekten, içmekten ve cinsel ilişkiden nefsi kesmek, demektir.
Oruç kelimesinin Arabçası, siyam ve savm'dır ki, nefsi tutmak ve engellemek manasındadır. "Siyam" sözü, Savm'ın çoğulu olarak da kullanılır. Din deyiminde "Müftırat" (oruç bozucu) denilen şeylerden nefsi gerçekten veya hükmen yasaklamak bir imsak (oruç tutmak)'tır. Yanılarak ve unutarak bir şey yeyip içildiği takdirde hükmen imsak bulunmuş olacağından oruç bozulmuş olmaz.
2- İmsak sözünün karşıtı İftar'dır. Şöyle ki: Hiç oruç tutmamak bir iftar olduğu gibi, güneşin batışından sonra orucu açmak da bir iftardır. Oruçlu iken orucu bozacak bir şeyin yapılması da bir iftardır. İftar eden kimseye "Muftır" denildiği gibi, orucu bozan şeylerden her birine de "Muftir" denilir. Bunun çoğulu "Muftırat"dır.
3- Ramazan-ı Şerif ayına Şehr-i Sıyam (oruç ayı) denir. Ramazan bayramına da, imsaka son verileceği için İd'-i Fıtır (İftar bayramı) denilir. Bayram anlamına gelen İd'ın çoğulu, A'yad'dır.
4- Ramazan orucu, Peygamberin hicretinden bir buçuk sene sonra Şaban ayının onuncu günü farz kılınmıştır. Bunun farziyeti kitab, sünnet ve icma ile sabittir. "Oruç size farz kılındı." (Bakara sûresi, âyet: 183) âyet-i kerîmesi bunu emretmektedir.
Bu çok mübarek ve pek feyizli ibadete gereği üzere devam edenlere müjdeler olsun!..
Orucun Nevileri
5- Oruçlar: Farz, vacib,
nafile ve mekruh nevilerine ayrılır. Farz ve vacib oruçlar da belirli ve
belirsiz kısımlara ayrılır. Şöyle ki: Ramazan ayı orucu belirli bir farzdır.
Kazaya kalan ramazan ayına ait oruçlarla keffaret olarak tutulacak oruçlar da
belirsiz birer farzdır. Bunlar, istenilen mubah günlerde tutulabilir.Belli bir günde tutulması adanan bir oruç, belirli bir vacibdir. Herhangi bir
gün, herhangi bir ay veya herhangi bir hafta gibi, belirlenmeyip tutulması
adanan bir oruç da belirsiz bir vacibdir. Adanan itikaf oruçları da
birer belirli vacib demektir ki, itikaf zamanlarına mahsustur.
6- Allah Teala'nın rızası için tutulacak nafile oruçlar
da başlı başına bir nevi teşkil eder. Bunlar sünnet, müstahab, mendub diye
isimlenirler. Aşura günü ile beraber ondan bir gün önce veya bir gün sonra
tutulan oruçlar ve Eyyam-ı Biyz denilen her ayın on üçüncü, on dördüncü ve on
beşinci günleri tutulan oruçlar gibi. Bunlar müstahabdır."Haram Aylar"
denilen Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Receb aylarının perşembe, cuma ve
cumartesi günlerinde ve Zilhiccenin başından dokuz günde tutulacak oruçlar da
müstahabdır.
7- Ramazan bayramının birinci gününde, Kurban bayramının
dört gününde tutulacak oruçlar tahrimen mekruhtur. Çünkü bu günler, Yüce
Allah'ın kullarına olan birer ziyafet günüdür. Bu ziyafetten kaçınmak uygun
olmaz. Bununla beraber bu, günlerde tutulan oruçlar yine oruçtur. Şu kadar var
ki, bozulursa kazası gerekmez. Çünkü caiz görülmeyen şey benimsenmiştir. Diğer
bir görüşe göre, kazası gerekir.
8- Nevruz denilen ilkbahar gününde ve
"Mehrican" denilen son bahar gününde kasden tutulan oruçlar tenzihen mekruhtur.
Çünkü bu günlere hürmet edilmiş gibi olur. Oysa ki bunlara hürmet haramdır. Eğer
adet üzere tutulan bir oruç bu günlere rastlarsa, bunun keraheti olmaz.
9- Yalnız cuma veya yalnız cumartesi günü ve özellikle Muharremin "Aşure günü"
denilen yalnız onuncu günü oruç tutmak da tenzihen mekruhtur.
10-
Geceleyin orucu bozmayıp iki gün birbirine bitişik olarak oruç tutulması da
mekruhtur. Buna "Savm-i Visal" denilir. Nafile oruçlarda iyi olan oruç tutma
şekli, birgün oruç tutmak ve birgün de tutmamakdır. Bu şekilde tutulan oruca
"Savm-i Davudi" denir. .
11- Hacılar için, güçsüzlük verecek olduğu
takdirde, "terviye" ve "arefe" günlerinde oruç tutmak mekruhtur. Çünkü daha
sonra yapacakları hac işlerini yerine getirmekten aciz kalabilirler.
12-
Şek günü denilen günde Ramazan ayına veya bir vacibe niyet edilerek tutulan oruç
da mekruhtur. Şek günü, Şaban ayının otuzuncu günüdür. İsterse havada
bir engel bulunmasın. Çünkü o gün, başka bir beldede hilalin görünmüş olması
mümkündür. Bu, hilalin doğuşunun değişik yerlerde olabileceğine itibar
edilmemesine göredir. Hilalin doğuşunun değişik yerlerde olabileceğini kabul
edenlere göre, bir günün şek günü sayılabilmesi için hava bulutlu olmalıdır.
Yahut gecenin otuzuncu gece olduğuna dair bir alamet bulunmalıdır. Misal:
Hilalin görüldüğüne dair olan şehadet reddedilmiş olmalıdır.
13- Şek
günü, ramazan ayına veya bir vacib oruca niyet edilerek oruç tutulsa, bakılır:
Eğer ramazan olduğu anlaşılırsa, bu oruç ramazan orucundan sayılır. Ramazan
olmadığı anlaşılırsa, ramazan orucuna niyet edilmiş olduğu takdirde nafile bir
oruç olur, iftar edilirse, kazası gerekir. Fakat bir vacibe niyet edilmiş olduğu
takdirde, o vacib oruç sahih olur. Eğer o günün Şaban'dan mı, yoksa
Ramazan'dan mı olduğu anlaşılmazsa, bir vacib için niyet edilmiş olan oruç, o
vacib için sahih olmaz. Çünkü o günün Ramazan'dan olması ihtimali vardır.
14- Şek gününde nafile oruca niyet edilse, sahih olan görüşe göre, bunda bir
sakınca yoktur. Ramazan olduğu anlaşılırsa, Ramazan orucu tutulmuş olur. Şaban
olduğu bilinirse, bu oruç bir nafile olur. Bu durumda iftar edilse kazası
gerekir, çünkü bunun tutulması benimsenmiştir.
15- Şek gününde: "Ramazan
ise oruç tutmaya, değilse iftar etmeye" şeklinde niyet etmiş olan bir kimse,
oruç tutmuş olmaz. Çünkü oruca niyet edilince kesinlik gerekir. Böyle tereddütle
oruca niyet olamaz.
16- Şek günü, insanlara yaymamak suretiyle oruç
tutmak, ilim sahibi kimseler için daha faziletlidir. Halk için tedbirli olmak
daha faziletlidir. Onlar ihtiyatlı davranarak zeval vaktine kadar, orucu bozan
şeylerden sakınırlar. Ramazan olmadığı anlaşılınca iftar ederler. Böylece
ramazandan olmayan bir günü ramazandan saymış olmazlar. Bu hususta bilgi
sahibi sayılanlar, şek gününde oruca nasıl niyet edileceğini bilenler ve aynı
zamanda o günün ramazan olduğuna dair kesin kanaat sahibi olmayanlardır. Bu
şekilde niyet edilmesini bilmeyenlerde halk sınıfıdır. Bunlara,"havas" karşıtı
olarak "avam" denilir.
17- Şaban ayında tamamen oruç tutan veya son üç
gününde oruçlu bulunan kimse için de, şek günü oruç tutması daha
faziletlidir.
18- Oruç tutup bununla beraber bir ibadet inancı ile hiç
bir şey konuşmamak suretiyle "Sükut Orucu" tutmak mekruhtur. Fakat düşünmek için
veya faydasız sözlerden kaçınmak için susmakta kerahet yoktur.
19- Bir
kadın için, kocasının izni olmaksızın nafile oruç tutmak mekruhtur. Kocası bu
orucu bozdurabilir. Kadın da sonradan kocası izin verince veya kadın yalnız
kalınca, o bozmuş olduğu orucu kaza eder. Bununla beraber bir erkek
hasta olursa veya oruçlu bulunursa veya hac ve umre için ihramda ise, zevcesini
nafile oruçtan men edemez. Çünkü bu durumlarda zevcesine yakınlık
gösteremez.
20- Bir ücret karşılığında hizmet gören kimse, hizmet ve
çalışmasına noksanlık verecekse, işverenin rızası olmadıkça nafile oruç tutamaz.
Fakat böyle bir zarara sebebiyet vermeyince, işverenin izin vermesine
bakmaksızın nafile oruç tutabilir.
21- Üzerinde Ramazan ayından kazaya
kalmış oruç bulunan kimsenin, nafile oruç tutması mekruh değildir.
22-
Oruç tutulması yasaklanan bayram günlerinde iftar edilmeksizin tam bir sene
devamlı oruç tutulması mekruhtur. Buna, "Savm-i Dehr" denir. Bayram günleri
iftar edildiği takdirde, böyle bir oruçta sakınca yoktur. Ancak bu oruç, oruç
sahibini takatsiz düşürmemeli ve onu bir adet haline getirmemelidir. İbadet,
adet dışında sadece Allah'ın rızası için yapılır.
23- Şevval ayında ayrı
ayrı günlerde, haftada iki gün olmak üzere altı gün oruç müstahabdır. Bununla
beraber arka arkaya altı gün oruç tutulmasında da, tercih edilen görüşe göre,
bir sakınca yoktur. Bazı alimlere göre böyle arka arkaya tutulmasında kerahet
vardır.
24- Şek gününde ihtiyaten oruç tutan kimse, unutarak bir şey
yedikten sonra, o günün Ramazan olduğu anlaşılmakla oruca niyet etse, bu yeterli
olmaz, o günü kaza etmesi gerekir. Ancak, o gün akşama kadar bir şey yeyip
içmemesi lazım gelir. Diğer bir görüşe göre, bu halde niyet ederek tutacağı
oruç, sahih olur. Çünkü niyetten önce olan unutma, niyetten sonraki unutma
gibidir.
Kaynak: Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük İslam İlmihali, Sad. Ali Fikri Yavuz,Ravza Yayınları
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Fayda vermeyen ilimden Allah'a sığınırım. “Allah'ım; bana öğrettiklerinle beni faydalandır, bana fayda sağlayacak ilimleri öğret ve ilmimi ziyadeleştir."
İlim; amel etmek ve başkalarıyla paylaşmak içindir. Niyetimiz hayır, akıbetimiz hayır olur inşallah. Dua eder, dualarınızı beklerim...