Lâhık Hakkında Meseleler
305- Lâhık, namaza imam ile beraber başladığı halde, kendisine uyku ve dalgınlık veya cemaatın fazlalığından dolayı bir eziyet ve bir abdestsizlik hali arız olup da, namazın tamamını veya bir kısmını imam ile kılamayan kimsedir.
306- Lâhık, hareket bakımından Muktedi gibidir. Muktedi, imamın arkasında Kur'an okuyamayacağı gibi, Lâhık da kaçırmış olduğu rekatları kendi başına kılınca Kur'an okuyamaz, tamamen muktedi gibi hareket eder ve kendi başına kılacak olduğu rekatlardaki yanılmalardan dolayı da sehiv secdeleri yapmaz.
307- Lâhık, mümkünse kaçırdığı rekatları veya rükünleri kaza eder, sonra imama tekrar katılarak onunla selam verir.
Örnek: Bir muktedir birinci rekatın kıyamında uyuyup da, imam secdeye vardığı anda uyansa, hemen rükûa varır, sonra secde yaparak imama iştirak eder.
308- Lâhık, imamına yetişemeyeceğini bildiği takdirde hemen imama uyar. İmam namazdan çıkınca, kendisi kaçırmış olduğu rekatları veya rükünleri kaza eder. Örnek: Bir muktedi, dördüncü rekatta iken burnu kanasa, safdan ayrılır ve namaza aykırı olacak bir şeyle uğraşmaksızın hemen abdest alır. İmkan bulduğu yerde imama uyar. İmam selam vermiş olursa, kendi başına o dördüncü rekatı, hiç bir şey okumaksızın, imamın arkasında kılıyormuş gibi tamamlar. Çünkü lâhık, hüküm bakımından imamın arkasında namazını kılmış sayılır.
Yine: Bu durum üçüncü rekatta meydana gelse, imam da dördüncü rekata başlasa, lâhık abdest alıp önce o üçüncü rekatı kıraatsız olarak kılar, ondan sonra imama uyar. Onunla dördüncü rekatı kılarak selam verir. Fakat imamına böyle yetişemeyeceğini bilirse, hemen imama uyar. İmam selam verince, kendisi kalkar ve üçüncü rekatı kıraatsız olarak kılıp selam verir.
İmam sehiv secdelerinde bulunacak olsa, lâhık henüz namazını tamamlamamış ise, onunla beraber bu secdeleri yapmaz. Namazını tamamladıktan sonra bu sehiv secdelerini yapar.
309- Her lâhık'ın, yukarda bildirildiği şekilde hareket etmesi kolay değildir. Bu bakımdan, lâhık olanların bu noksan kalan namazlarına yeniden başlamaları daha uygun görülmüştür.
Kaynak: Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük İslam İlmihali, Sad. Ali Fikri Yavuz,Ravza Yayınları

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Fayda vermeyen ilimden Allah'a sığınırım. İlim; amel etmek ve başkalarıyla paylaşmak içindir. Niyetimiz samimiyetle insanlara yararlı olmaktır, akıbetimiz bu vesileyle güzel olsun. Dua eder, dualarınızı beklerim...
"Allah'ım; bana fayda sağlayacak ilimleri öğret ve ilmimi ziyadeleştir."
“Allahım! Sana teslim oldum, sana inandım, sana güvendim. Yüzümü, gönlümü sana çevirdim. İşlediğim tüm günahlarımı affeyle! Ey kalbleri çeviren Allahım! Kalbimi dînin üzere sâbit kıl. Beni Müslüman olarak vefât ettir ve beni sâlihler arasına kat!”
“Rabbim! Bizi doğru yola ilettikten sonra kalplerimizi eğriltme! Bize tarafından bir rahmet bağışla.Öne geçiren de sen, geride bırakan da sensin. Muhakkak ki lütfu en bol olan Sen’sin. Senden başka ilâh yoktur."
Lâ ilâhe illallah Muḥammedürrasulüllâh
KADİR PANCAR