Miraç Hadisesi , Hadislerde verilen bilgiye göre Peygamber Efendimiz (s.a.s), Kâbe'de Hatim'de ya da amcasının kızı Ümmühani binti Ebi Talib'in evinde yatarken, Cebrail (a.s) gelip göğsünü yardı, kalbini Zemzem ile yıkadıktan sonra içine iman ve hikmet doldurdu. Burak adlı bir bineğe bindirilerek Beytü'l-Makdis'e getirildi. Burada Hz. İbrahim, Hz. Musa, Hz. İsa ve diğer bazı peygamberler tarafından karşılandı. Peygamber Efendimiz (s.a.v) imam olarak diğer peygamberlere namaz kıldırdı.
Peygamber Efendimiz (s.a.s), Beytü'l-Makdis'te kurulan bir Mirac'la ve yanında Cebrail olduğu halde göğe yükselmeye başladı. Göğün birinci katında Hz. Adem, ikinci katında Hz. İsa ve Yahya, üçüncü katında Hz. Yusuf, dördüncü katında Hz. İdris, beşinci katında Hz. Harun, altıncı katında Hz. Musa ve yedinci katında Hz. İbrahim ile görüştü. Cebrail ile birlikte yükseliş Sidretü'l-Münteha'ya kadar sürdü. Cebrail, "Buradan bir parmak ucu ileri geçecek olursam yanarım" diyerek Sidretü'l Münteha'da kaldı. Peygamber Efendimiz (s.a.s) buradan itibaren Refref adlı başka bir binekle yükselişini sürdürdü. Bu yükseliş sırasında Cennet ve nimetlerini, Cehennem ve azabını müşahede etti. Sonunda Allah'ın huzuruna kabul edildi. Kendisine ümmetinden Allah'a şirk koşmayanların Cennet'e gireceği müjdelendi, Bakara suresinin son ayetleri verildi ve beş vakit namaz farı kılındı. Yeniden Refref ile Sidretü'l-Münteha'ya, oradan Burak'la Kudüs'e, oradan da Mekke'ye döndürüldü.
Mirac Gecesinin ertesi günü , Peygamber Efendimiz (s.a.s) ertesi günü Mirac olayını anlattı. Olayı duyan müşrikler yoğun bir kampanya başlatarak Peygamber Efendimiz (s.a.s)'i suçlamaya, alaya almaya başladılar. Bu kampanya bazı müslümanları da etkileyerek şüpheye düşürdü. Olayın gerçek olup olmadığını araştırmak isteyenler Beytü'l-Makdis'e ve Mekke'ye gelmekte olan bir kervana ilişkin sorular sorarak Peygamber Efendimiz (s.a.s)'i sınadılar. Peygamber Efendimiz (s.a.s)'in verdiği bilgilerin doğruluğu müslümanları şüpheden kurtardıysa da müşriklerin inatlarını kırmadı. Mirac olayı, müşriklerin inatlarını ve düşmanlıklarını artırarak onlar için bir fitne nedeni oldu. Bu miraç olayı karşısındaki muazzam tutumu ve insanların içine düştüğü sorgulamalar karşısındaki şüphesiz imanı sebebiyle Hz. Ebu Bekr, Peygamber Efendimiz (s.a.s)'ce "Sıddîk" lakabıyla onurlandırıldı. Hz. Ebu Bekir olayı kendisine anlatarak hala inanmaya devam edip etmeyeceğini soran müşriklere "O söylüyorsa şüphesiz doğrudur" cevabını vermişti.
Mirac hadisesi hakikattir. Buna böyle inanmak imanın gereğidir. Peygamber Efendimizin miraca çıkmasının en büyük hikmeti, arka arkaya gelen üzüntülü hadiselerden sonra (hanımı Hz Haticenin ve amcası Ebu Talibin vefatı müslümanların baskı altında oluşu, Taif'de islamı davet ederken taşlanması vs. gibi) Peygamber Efendimizin Allah tarafından ödüllendirilmesi ve tüm üzüntülerin geçip mutluluğun hakim olacağını müjdelemesi açısından, biz inananlara bir ders niteliği taşır.
Miraç hadisesi, Peygamber Efendimiz uykusundan uyandırılıp rüya ve uyku hali olmaksızın uyanık iken gercekleşmiş ve ruh ile birlikte bedenin birlikte olduğu muazzam bir durum içine alan ve keyfiyetini bilemediğimiz bir şekilde cereyan etmesi acısından cok büyük bir mucize olma özelliği taşır.
Miraç gecesi müminlerin kazanç elde ettiği bir gecedir. Mirac olayının gerçekleştiği gece müslümanlara göre, kadir gecesinden sonra en kutsal gece sayılmış ve bu gecenin ibadetle ihyası gelenek haline gelmiştir. Osmanlılar döneminde, böyle mübarek gecelerde camiler kandillerle donatıldığı için, Mirac kandili olarak da anılmıştır. Miraç kandilinin gecesini izleyen gün, cami ve tekkelerde Mirac olayını anlatan ve Miraciye adı verilen şiirlerin okunması ve dinleyenlere süt ikram edilmesi de bir gelenek olmuştur.
Miraç Kandilimiz mübarek olsun. Allah dualarımızı kabul etsin inşallah.
“Ayetlerimizden bir kısmını göstermek için kulunu bir gece Mescid-i Haram'dan alıp çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ'ya götüren Allah’ın şanı ne yücedir. Şüphesiz ki O her şeyi hakkıyla işiten, her şeyi hakkıyla görendir.”(İsra Suresi-1)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Fayda vermeyen ilimden Allah'a sığınırım. “Allah'ım; bana öğrettiklerinle beni faydalandır, bana fayda sağlayacak ilimleri öğret ve ilmimi ziyadeleştir."
İlim; amel etmek ve başkalarıyla paylaşmak içindir. Niyetimiz hayır, akıbetimiz hayır olur inşallah. Dua eder, dualarınızı beklerim...