Tatil kavramı; ekranların başında vakit öldürmek, boş boş gezmek ve sadece oyun/eğlence anlamında bir kavram değildir. Elbette uzun yaz tatil dönemleri ve ara tatiller, kişilerin bedenen ve zihnen dinlenme zamanıdır. Lakin bu "dinlenme" vakitlerin boşa harcanmasına, amaçsız bir şekilde heba edilmesine sebep olmamalıdır. Esasında herşeyi vaktinde ve düzenli olarak yaptığımız zaman, stres ve kaygıdan uzaklaşarak yaratılış amacımıza uygun bir hayata sahip olabiliriz. İslam dini, asla boş kalmayı ve tembelliği kabul etmez. Kur’ân-ı Kerîm’de Peygamber efendimize hitaben: “O halde önemli bir işi bitirince hemen diğerine koyul!” [İnşirah Suresi/7] buyrulmaktadır. Âyet-i Kerime, bir iş tamamlandığında boş kalarak dinlenilmesini değil, bilakis insana fayda veren farklı bir işle meşgul olunmasını emrediyor. Kur’an-ı Kerim'de zikredilen ve tavsiye edilen dinlenme çeşidi bu şekildedir. Kur’an-ı Kerim'in "insanın başıboş olarak dünyaya gönderilmediğini" [Kıyamet Suresi/36] ifade ettiği biçimiyle, kamil insanın “tembellik ve boşluk” anlamlarına gelen "tatil" (عطله) kelimesi ile bağdaştırılabilecek herhangi bir yönü yoktur. Bir işi bitirdiğiniz zaman eğer dinlenmek istiyorsak; boş ve âtıl kalarak değil, iş değişikliği yaparak veya başka bir işle meşgul olarak ancak kamil manada dinlenebiliriz.
Zaman, en kıymetli hazinemizdir. Peygamber efendimiz (s.a.v), "İnsanın en çok aldandığı iki şeyin, sağlık ve boş vakit olduğunu" bildirmiştir. (Bkz. Zamanı Verimli Kullanmak) Zamanın ve sağlığın kıymetini bunları kaybettiğimizde ancak anlarız. Zaman, biz insanlar için büyük bir hazinedir. Bu nedenle asla boş geçirilmemeli ve her anı iyi ve güzel hasletlerle doldurulmuş olarak yaşanmalıdır. Tatil dönemleri de zamanın değerlendirilmesi açısından oldukça önemli günlerdir. Kendimizi her alanda yetiştirebilmenin yollarını, tatil dönemlerini fırsat bilerek, iyi bir programlama ile sağlayabiliriz. Tatil zamanlarında, kendimizi maddi ve manevi olarak geliştirici faaliyetlerde bulunarak, beyin tembelliğine düşmemiş oluruz. Tatil dönemlerinde; geçmiş konularımızı/derslerimizi tekrar edebiliriz. Çeşitli alanlarda kendimizi daha çok geliştirebilmek için farklı kitaplar okuyabiliriz. Bedensel sağlığımızı koruyabilmek için sportif faaliyetler yapabiliriz. Allah'ın emrettiği (sıla-ı rahim) akraba ziyaretlerini gerçekleştirebiliriz. Dünyanın çeşitli yerlerinde yaratılmış güzellikleri müşahede edebilmek için tefekkür seyahatleri düzenleyebiliriz. Manevi anlamda ruhen sağlıklı kalabilmek için her zaman hayatımızda öncelikli olması gereken, dini terbiye ve dini eğitim gibi faaliyetlere daha çok ağırlık verebiliriz. Böylece yeni çalışma dönemine-öğrenciler için yeni ders dönemine- tatil sonrası daha donanımlı, bedensel ve ruhen daha zinde olarak başlayabiliriz. Tatil; aynı zamanda yoğun bir çalışma temposundan sonra insanların dinlenip yeni çalışma dönemine hazır olarak girmesi için gezme ve yeni birikimler elde etmek amacıyla önceden veya anlık olarak planlanıp yapılan etkinlik ve fırsatları değerlendirme organizasyonudur. Tatilin bu anlamına binaen her insan yoğun iş temposundan sonra tatil yapmayı ister. Ülkemizde de genellikle tatil denilince okulların kapanması ile birlikte yaz dönemi akla gelir. Yaz sezonu gelince tatil planları yapılıp, sahil
kentlerine doğru büyük bir göç başlar. Elinde parası olan veya olmayan herkes bir şekilde bu düzene ayak uydurup ne pahasına olursa olsun tatilini yapmak için çaba gösterir. Tatil için yollara düşüldüğünde, küçücük tatil beldelerinde haddinden fazla nüfus patlaması olur. Yollar tatilcilerin arabaları ile dolup taşar.
Böyle bir ön girişten sonra bu yazımızda tatilin ne anlama geldiğini,
tatilden anladığımız yanlışlıkları göstermeye ve tatilciler olarak tatil anlayışımızda var olan eksikliklerimizi yüzeysel fotoğraf kareleri ile irdelemeye
çalışacağız.
Trafik Meselesi: Öncelikle yollarda trafik sıkıntısını çekerek tatiline adım
atan tatilcilerimizle işe başlayalım. Trafik
çilesi, zaman zaman insanları tatile çıktığına pişman eder hale getirir. Yollarda hoş olmayan trafik çilesi ve görüntüleri oluşturabilir. Araçlar, gelişigüzel park edilerek başkalarının yolu kullanma hakları, bu vesileyle gasp edilebilir, çoğu zaman tatil yolları ulaşımı aksatır hale gelir.
Konaklama meselesi: Malum otel ve pansiyon fiyatları bütçelere göre pahalı olunca kalınacak
yer bulmakta epey sıkıntı yaşanıyor. Tatilde kalma sorununa çoğu tatilcimiz
kendi imkanları ile çare arayıp orijinal fikirler üretebiliyor. Park ve bahçeler, tatilciler vasıtasıyla kamp alanı haline getirilerek, çadırlar eşliğinde hoş olmayan görüntülere eşlik edebiliyor. Çadırları olmayanlar da ulu-orta yollara ve parklara serilerek, açık hava otellerine dönüşen garip görüntüler sergiliyorlar.
Çevre ve Temizlik: Tatilde konaklama planlarını halleden tatilcilerimiz, maalesef çevreye de
gereken önemi gösteremiyorlar. Etrafa yedikleri içtikleri malzemelerin
çöplerini atarak, büyük çevre kirliliğine sebep oluyorlar. Bu kirlilik
konusunda tatil için gittikleri bölgelerin yerel gazetelerinde ve yerel/ulusal TV bültenlerinde haber olmakla, hafızalarda kötü bir şekilde yer ediniyorlar.
Örnek Basın Haberi: Bu sabah saatlerinde uyanıp denize gitmek için
sahile inen Alanyalı vatandaşlar gördüklerine inanamadı. Sahilde
karşılaştığımız ve bu rezilliği gören bazı Alanyalı vatandaşlar sorularımız
karşısında şunları söyledi; "Biz bırakın yüzmeyi gördüklerimiz karşısında
deliye döndük. Alanya şehir merkezi pislik içinde, o pislikte halen içmeye ve
pisliklerini yaşamaya devam eden yerli tatilciler var." Bir diğer
vatandaşımız ise; "Milli eğitim bakanlığından özel ricamdır. Okullarda
artık temizlik , tatil adabı ve insan olma dersi verilmeli." dedi.
http://www.alanyagazetesi.com/gundem/yerli-tatilciler-alanya-yi-mahvetti-h4067.html]
Sahiller: Havaların aşırı sıcak
olması tatil için gelen vatandaşları öyle bunaltıyor ki doğal olarak denizlere
ve havuzlara akın ediliyor. Denizlerde adım atacak bir yer bulmak bazı
zamanlarda gerçekten de zor olabiliyor. Tabi denizlere yüzmenin yanında
gözlerini haram ile meşgul etmek için gidenler de oldukça fazla maalesef. Oysa
Kuran-ı Kerim'de "Mü’min erkeklere söyle, gözlerini haramdan
sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. Bu davranış onlar için daha nezihtir. Şüphe
yok ki, Allah onların yaptıklarından hakkıyla haberdardır." (Nur
Suresi-30) buyrularak aslında nasıl bir
anlayışla hareket edilmesi gerektiği bizlere ifade ediliyor. Yüzmek, çok önemli
ve vücuda çok da faydası bulunan bir spordur. Bu sporu yapmak için, gözlerimizi
haram ile meşgul etmek, hiç şüphe yok ki ebedi hayatımızı tehlikeye atacaktır.
İsraf Boyutu: İşin bir de yeme içme boyutu var ki, bu durum akıllara zarar hale gelebiliyor. Otellerde kalan şanslı tatilciler, 'herşey dahil' uygulaması gereğince açık büfe olarak sunulan yemekleri, maalesef israf boyutuna varan bir uygulamaya dönüştürüyorlar.
"Ey Âdemoğulları! Her mescitte ziynetinizi takının (güzel ve temiz giyinin). Yiyin için fakat israf etmeyin. Çünkü O, israf edenleri sevmez." (Araf Suresi-31)
Yukarıdaki Ayet-i Celile'nin hiç
muhatabı olmamış veya hiç böyle israfla ilgili toplumsal uyarıları hiç dikkate almayan bazı tatilciler, israfta öyle ileri gidiyorlar
ki çok vahim boyutlarda müsriflik
yapıyorlar. Alttaki fotoğrafta yer alan iki farklı masa, aynı otelde bulunan farklı yemek masalarından çekilmiştir. İsraf edenlerin fotoğraf karesi, dünyada açlık içerisinde olan insanlar düşünüldüğünde ibretlik durumumuzu net olarak anlatıyor. Otellerde ve lokantalarda, aşağıdaki fotoğraflara benzer şekilde, her gün gerçekleşen israfın maalesef haddi hesabı yoktur.
Son olarak; tatilin sınırsız bir eğlenme, haz ve zevk aracı olarak görülmesi biçiminde olan bencil yapısal anlayışı, derhal ve kati surette
terkedilip, tatilin esas amacı olan dinlenme, yenilenme, ataletten uzaklaşma, farklı yetenekleri geliştirme ve enerji depolama hüviyetlerine
dönüştürülmesi gerektiğini hatırlatmak istiyorum.
"Mü’min erkeklere söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. Bu davranış onlar için daha nezihtir. Şüphe yok ki; Allah, onların yaptıklarından hakkıyla haberdardır."(Nur Suresi-30) "İnsan, kendisinin başı boş bırakılacağını mı sanır?" (Kıyamet Suresi-36)
Haram fiilleri işleyerek, vücut dinlenip rahatlayamaz. Bu nedenle gerçek manada tatil için Allah'ın koyduğu emir ve yasaklara göre hareket edilip, haddi aşmadan eğlenme boyutunda tatilimizi geçirmeliyiz. Herkese bu düşünceler eşliğinde iyi tatiller diliyorum.
08/07/2016
Kadir PANCAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Fayda vermeyen ilimden Allah'a sığınırım. “Allah'ım; bana öğrettiklerinle beni faydalandır, bana fayda sağlayacak ilimleri öğret ve ilmimi ziyadeleştir."
İlim; amel etmek ve başkalarıyla paylaşmak içindir. Niyetimiz hayır, akıbetimiz hayır olur inşallah. Dua eder, dualarınızı beklerim...