"İnsan onurlu doğar"

İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth'in 08/09/2022 tarihinde 96 yaşında öldüğü Buckingham Sarayı'ndan yapılan resmi açıklama ile dünyaya bildirildi. İşlediği cürümlerin hesabını Allah huzurunda verme vakti onun için başladı. Bu vesile ile çokça paylaşılan bir yazı ile gündeme gelen Senegalli yazar, senarist ve yönetmen Ousmane Sembène (1920-2007)'i hatırlamakta fayda var. 

Ousmane Sembène, kimilerine göre şöyle bir anı ile hatırlanmaktadır. Bu hatıranın doğruluğu tam net olmamakla birlikte tamamen kurgu bile olsa burada yazılan sözler açısından son derece değerlidir. Ousmane Sembéne, bu konuşmayı yaptı mı bilinmez ama Afrika uyanışını sembolize etmesi açısından böyle bir olayın kurgulanması bile önemli olmuştur. Yaşanmış ya da kurgulanmış olay şu şekildedir. Bu kurguyu geçen sözler açısından okumakta fayda var:

"Ousmane Sembène, 1997 yılında İngiltere'de bir törende aşağıdaki konuşmayı yaptı ve sonrasında salonu terk etti: 

YKS 2022 Matematik Netleri Sayısal Bilgiler

Temel Matematik testi

Ortaöğretim kurumlarının son sınıfında okuyan öğrencilerin TYT Matematik Net ortalaması: 8,170 nettir. Bu ortalamaya liseden mezun olmuş olan adaylar da dahil edildiğinde, tüm adayların TYT Matematik Net ortalaması: 6,938 net olmuştur.

AYT Matematik testi

Ortaöğretim kurumlarının son sınıfında okuyan öğrencilerin AYT Matematik Net ortalaması: 7,724 nettir. Bu ortalamaya liseden mezun olmuş adaylar da dahil edildiğinde tüm adayların AYT Matematik Net ortalaması 7,248 net olmuştur.

YKS 2022 sınavına ait TYT ve AYT testlerinin matematik ortalamaları aşağıdaki grafikte verilmiştir.


  

 

2022 AYT Matematik Soru Çözümleri (PDF)

2022 AYT Matematik sınavındaki sorular, lise müfredatı içerisinde olan konuların, daha çok problem tarzındaki sorulardan oluşmuştur. Önceki yıllara göre zorlayıcı soruların olduğunu kabul etmek gerekir.  

Sınav Sorularına ÖSYM sitesinden ulaşabilirsiniz. 

https://www.osym.gov.tr/TR,23824/2022-yks-tyt-ayt-ve-ydt-temel-soru-kitapciklari-ve-cevap-anahtarlari.html (Erişim Tarihi (09/04/2023)

2022 AYT MATEMATİK

Adet

Asal Çarpanlar

1

Üslü sayılar

1

EBOB_EKOK

1

Sıralama

1

Kartezyen Çarpım

1

Fonksiyonlar

2

Binom Açılımı

1

Permütasyon-Kombinasyon

1

Olasılık

1

Polinomlar

1

2.Dereceden Denklemler

1

2.Dereceden Eşitsizlikler

1

Mantık

1

Trigonometri

4

Logaritma

2

Diziler

1

Limit ve Süreklilik

2

Türev ve Uygulamaları

4

İntegral

4

Doğruda Açılar

1

Dik koordinat Sistemi

2

Çember ve Daire

2

Çemberin Analitik İncelemesi

1

Dönüşümler Geometrisi

1

Katı Cisimler

2

Toplam

40


AYT 2022 Matematik testi çözümlerine PDF olarak ulaşmak istiyorsanız bağlantıya tıklayınız.

TYT 2022 Matematik çözümleri (PDF)

2022 TYT Matematik sınavındaki sorular, lise müfredatı içerisinde olan konuların daha çok problem şeklinde düzenlenmesi ile oluşturulmuş, okuduğunu anlamaya yönelik sorulardan oluşmuştur.

Sınav Sorularına ÖSYM sitesinden ulaşabilirsiniz. 

https://www.osym.gov.tr/TR,23824/2022-yks-tyt-ayt-ve-ydt-temel-soru-kitapciklari-ve-cevap-anahtarlari.html (Erişim Tarihi: 09/04/2023) 

TYT-2022 MATEMATİK

Adet

Temel Kavramlar, Dört İşlem

3

Basamak Kavramı

1

Rasyonel Sayılar

2

Sıralama

1

Mutlak Değer

1

Üslü İfadeler

1

Köklü İfadeler

1

Bölme ve Bölünebilme

1

İstatistik-Veri Analizi

1

Denklem Kurma Problemleri

13

Fonksiyonlar

1

Mantık

1

Kümeler

1

Sayma ve Olasılık

2

Koordinat Sistemi

1

Doğruda Açılar

1

Üçgenler

3

Dörtgenler

2

Çokgenler

1

Katı Cisimler

2

TOPLAM

40


TYT 2022 Matematik testi çözümlerine PDF olarak ulaşmak istiyorsanız bağlantıya tıklayınız. 

İmam Şafii Kasidesi - Bırak, günler dilediğini yapsın

 
 Bırak, günler dilediğini yapsın 
Kader bir hüküm verdiği zaman, gönlünü hoş tut

Gecelerin dertleri için sızlanma 
Çünkü dünya dertlerinin kalıcılığı yoktur 

Musibetlere karşı metin bir adam ol 
İnsanlar seni vefa ve hoş görün ile tanısın 

Yaratılmışlar içinde ayıpların çoğaldıysa 
Ve onların örtülmesi seni sevindirirse

Cömertlik örtüsüne bürün, 
Çünkü söylendiği gibi her kusuru eli açıklık örter 

Düşmanlarına asla zayıflık gösterme 
Çünkü düşmanların bunu kullanması beladır 

Bir cimriden de hoş görü bekleme 
Cehennemde susamışlar için su yoktur 

Teenni, senin rızkını azaltmaz 
Acele etmek de rızkını artırmaz

Ne hüzün devamlıdır ne de sevinç 
Ne üzerindeki darlık ne de bolluk 

Eğer kanaatkâr bir kalbe sahip olursan 
Sen ve dünyalara sahip olan eşit olursunuz 

Sahasına ölümler inen kimseye gelince 
Onu artık ne yer koruyabilir ne de gök 

Allah’ın arzı geniştir, fakat 
Kader gelince feza bile dar gelir 

Bırak, günler her an gaddar olsun 
Nasılsa ölüme fayda verecek ilaç yoktur. 

İmam Şafii (rh.a)

2022 TYT- AYT Matematik Soru Dağılımı

2022 TYT Matematik sınavındaki sorular; tamamen lise müfredatı içerisindeki konulardan seçilmiş,daha çok okuduğunu anlamaya yönelik sorulardan hazırlanmıştır. Problem çözme ağırlıklı bir sınav olmuştur. Soruların zorluk seviyesi; önceki yıllara nazaran daha rahat çözülebilecek seviyededir. TYT Matematik 2022 sınavının konulara göre soru dağılımı, aşağıdaki tablodaki gibidir. 

Sınav Sorularına ÖSYM sitesinden ulaşabilirsiniz.

Es-Subhu Beda

Es-subhu bedâ min tal'atihî
Ve'l-leylü decâ miv-vefratihî
Feegar-Rusulâ fazlev-ve ulâ
Ehdes-subülâ li-delâletihî

Kenzül-kerami mevlen-niami
Hâdil-ümemi li-şeriatihî
Ezken-nesebi a'lel-hasebi
Küllü'l-arabi fi-hizmetihî

Sâatiş-şeceru natakal haceru
Şakka'l kameru bi-işâretihâ
Cibril-ü etâ leylete-esrâ
Ve'r-Rabbü deâhü li-hazratihî

Nâleş-şerefâ vallâhü afâ
Ammâ selafâ min ümmetihî
Fe Muhammedünâ hüve Seyyidünâ
Fe'l-izzü lenâ bi-icabetihî

Abdullah İbn-i Revâha (r.a)

"İstemem"- Fatih Sultan Mehmed

Sen kokmayan gülü neyleyim,
Neyleyim sensiz baharı?
Sen doğmayan günü neyleyim,
Neyleyim sensiz ben dünyayı?
Senin tenine değmeden gelen yağmuru istemem, meltemi istemem.

Seni parlayacaksa parlasın yıldızlar,
Sana yanmayan yıldızı semalarda istemem.
Bülbüller söyleyecekse seni söylesin,
Senden okumayan bülbül olsa dinlemem.
Özlemim sen olacaksan yansın yüreğim,
Sılası sen olmayan gurbeti istemem, vatanı istemem.

Bir ateş yakacaksa beni kalbimden,
Senin aşkının ateşi yaksın,
Senden gayrı başka bir aşkla kül olursa kalbim,
Bu kalbi istemem, ateşi istemem, koru istemem.

Seni göremediğim vahalar bedevilerin olsun,
Ben senin çölünü isterim, suyu istemem.

Sana çıkacaksa durmaz yürürüm,
Sonu sen çıkmayan yönü istemem, yolu istemem.

Ben gönüllü bir köleyim, kulağımda küpem.
Kalbini fethedecekse geçerim bin sina'yı birden.
Yoksa neyime?
Bu fethi istemem, Mısır'ı istemem, cihanı istemem.

Ben Sultan Fatihim, önündeyim İstanbul'un.
Yakarım bu şehri yüzünde bir tebessüm için.
Yoksa gül yüzünü güldürmeyen sultanlığı istemem, İstanbul'u istemem.

Ben bir garip yunusum, yazdığım sensin, yandığım sen.

Senden gayrı bir aşka ben kalemi istemem, kağıdı istemem.

Ben senin ümmetinim, sensin benim efendim.
Senden gayrı, senden başka efendi istemem, sevgili istemem, istemem…

Fatih Sultan Mehmed (Avni)



İmparatorluğa Mersiye Şiiri - Osman Yüksel Serdengeçti

Bin yıl oldu toprağına basalı
Hayli oldu kılıçları asalı,
Bülbüllerin onun için tasalı,
Sazlar kırık, ayar tutmaz telleri,
Biz neyledik o koskoca elleri?

Yol görünür, hakan emir verirdi,
Dalga dalga ordularım yürürdü,
Hamlemizden dağlar taşlar erirdi,
Dolu dizgin aştık nice belleri,
Biz neyledik o koskoca elleri?
Yıldız doğar, talihimiz belirir,
Sabah olur, ulufeler verilir,
Bir seferde dört krallık serilir,
Al al ettik, kara kara tülleri,
Biz neyledik o koskoca elleri?

Ferman çıkar, dal kılıçlar takınır,
Meydanlarda Rabbe dua okunur,
Gölgemizden bütün cihan sakınır,
Andırırdık coşkun akan selleri,
Biz neyledik o koskoca elleri?

Kosovalar, Plevneler bizsizdir,
Yosun tutmuş camilerim ıssızdır,
Boynu bükük minareler öksüzdür,
Açmaz olmuş kızanlığın gülleri,
Biz neyledik o koskoca elleri?

Hali görür, geleceği sezerdik,
Bir zamanlar ta Vistül’de gezerdik.
Haritayı biz kendimiz çizerdik,
Fetheyledik deryaları, çölleri,
Biz neyledik o koskoca elleri?

Rodopların ak başları yaslıdır,
Serdengeçti gönül, artık usludur,
Rüzgarları bile matem seslidir,
Zafer,zafer der, eserdi yelleri,
Biz neyledik o koskoca elleri?

Osman Yüksel Serdengeçti

Nemime-Laf taşıma (Koğuculuk)

Sözlükte “fısıltı halinde konuşmak, birinin sözünü yalan katarak nakletmek” anlamındaki nemm kökünden türeyen nemîme kelimesi, “insanlar arasında kötülük, düşmanlık ve bozgunculuk maksadıyla söz taşıma, kovculuk yapma, gammazlık” demektir. Sözlüklerde nemîm de aynı şekilde açıklanır (Râgıb el-İsfahânî, el-Müfredât; Lisânü’l-ʿArab; Tâcü’l-ʿarûs). Mâverdî nemîmeyi, “gıybet sayılan kötü sözlere çirkin unsurlar katarak bunları insanları birbirine düşman edecek tarzda anlatma” diye tanımlamaktadır (Edebü’d-dünyâ ve’d-dîn, s. 259) İmâm Gazâlî rahimehullah demiştir ki: Nemîme (koğuculuk), insanların arasını bozmak için başkasının söylediği şeyleri, hakkında konuşulan kişiye ulaştırmaktır. Koğuculuk, bir sırrı anlatmak, açıklanması hoş görülmeyen şeyin üzerindeki perdeyi kaldırmaktır ve dinimizde haramdır. Bunun; söz, yazı, işaret, ima ile olması yahut taşınan şeyin bir söz, fiil yahut bir ayıp olması da fark etmez, tamamı nemîme olur. Gazzâlî “dilin âfetleri”nden bahsederken gıybetten sonra nemîmeye yer vererek bir söz veya davranışın başkasına nakledilmesi halinde anlatılan şey gıyabında konuşulanı, olayın anlatıldığı kişiyi veya başka birini huzursuz ediyorsa bunları başkalarına açıklamanın nemîme kapsamına girdiğini belirtir (İḥyâʾ, III, 156-158).

Zühd hayatı

Zühd, Allâhü Teâlâ’nın yasakladığı şeylerden kaçınıp dünya varlığına ve lezzetlerine rağbet etmemek; Cenâb-ı Hakk’ın rızâsına ve âhiret nimetlerine kavuşmak için çalışmaktır. Sözlükte zühd “bir şeye rağbet etmemek, ona karşı ilgisiz davranmak, ondan yüz çevirmek” gibi anlamlara gelir. Malı az olan kişiye müzhid, yemeği olduğu halde az yemek yiyene zâhid, az olan şeye zehîd, dünyaya karşı açlık içinde perhiz hayatı yaşamaya zehâdet denir. Zühdün karşıtı rağbettir (Kāmus Tercümesi). 

Zühd, kazancı ve çalışmayı terk ederek atâlet (tembellik) içinde olmak değildir. Zühd, eldeki bütün eşyayı bırakmak, bunları kullanmamak değil, sahip olduğu dünyalığa kalben bağlı olmamak, dünya malını elde etmek için meşrû olmayan yollara başvurmamaktır. Zühd kavramı genellikle dünyaya karşı olumsuz tavır ve davranışların bütününü ifade eder. Dünya malına, makama, mevkiye, şan ve şöhrete önem vermeme; azla yetinme, çokça ibadet etme, âhiret için hayırlı işlere yönelme zühdün bazı göstergeleridir (et Taʿrîfât) Hasan-ı Basrî zühdü, “Dünyaya karşı zâhid olmak, dünyaya yönelenlere buğzetmek ve dünyada bulunan şeylerden nefret etmek" şeklinde açıklar. Abdullah b. Mübârek ise zühd kelimesini, “Fakirliği seve seve Allah’a güvenmektir” şeklinde tarif eder. Cüneyd-i Bağdadi, zühdü; “elde bulunmayan şeyin gönülde de bulunmaması” şeklinde tanımlar. Süfyân-ı Sevri, zühdü “Dünyaya karşı zâhid olmak kanaat etmek, azla yetinmektir." şeklinde açıklayıp, kuru ekmek yemek ve aba giymek zühd değildir.” uyarısını belirtilmiştir.

Ebû Süleyman ed-Dârânî (rah.), “Zühd; Allâhü Teâlâ’ya ibâdet ve itaattan alıkoyan her şeyi terk etmektir. Gerçek zâhid; dünyayı ve dünya malını ne kötüler ne de över. Dünya nimetlerine kavuştuğu zaman sevinmez, kavuşamadığı zaman da üzülmez.” buyurmuştur. Vüheyb el-Mekkî (rah.) şöyle buyurmuştur: “Zühd; kaybettiğiniz dünya nimetleri için üzüntü ve kedere düşmemek, elde ettiklerinize de güvenip aldanmamaktır.” Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, “Dünya nedir? Ne kumaş ne kadın ne de paradır. Dünya insanı Allah’tan alıkoyan şeydir” derken (Mesnevî, I, 79) dünyayı “Hakk’a perde olan durum” diye tarif etmiştir. İbnü’l-Cellâ (rah.) şöyle buyurmuştur: “Zühd; dünyaya, gözünde değerini küçültmek için yok olup gidecek nazarıyla bakmaktır. Bu nazarla bakınca, ondan yüz çevirmek kolay olur.” Bâyezîd-i Bistâmî’ye zühd sorulduğunda, “Ben zühdde üç gün (devir) kaldım, dördüncü gün zühdden çıktım. İlk gün dünyaya ve dünyada olan şeylere, ikinci gün âhirete ve orada bulunan şeylere, üçüncü gün Allah’tan başka ne varsa hepsine karşı zâhid oldum. Dördüncü gün olunca bana Allah’tan başka bir şey kalmadı ve ilâhî aşk beni şaşkına çevirdi” şeklinde cevap vermiştir.

Müdârâ ve müdâhene

İnsanlarla dostluk kurulurken samimi olmak gerekir. Onlara yalaka tavırlar içinde yaklaşmak, yağcılık yapmak dostlukların zedelenmesine sebep olur. Müdârâ: Zâhiren dostluk göstererek güler yüzlü olmak, sulh ve salâh üzere olmak, insanlara güzel ve iltifâtkârâne muâmelede bulunmaktır. İyi geçirmenin yolu müdârâdır. Sözlükte “kandırmak, aldatmak” anlamındaki dery kökünden türeyen müdârâ kelimesi “hoşgörülü olma, insanlarla iyi geçinme” mânasına gelir. Terim manası olarak müdârâ kelimesi; Lisânü’l-ʿArab lügatinde şöyle geçer: "taşkın hareketleriyle huzursuzluğa yol açmasından endişe edilen veya aşırı alıngan olan kişilere karşı nazik davranarak onların kötülüğünü önlemeyi yahut gönlünü almayı amaçlayan davranışları ifade eder." (Lisânü’l-ʿArab, “dry” md.; Tâcü’l-ʿarûs, “dry” md.; İbn Hacer, XXII, 330; Ahmed Rifat, s. 320-321).
Müdârâ, insan ilişkilerinde huzura ve muvaffakiyete vesiledir. Lüzumsuz müdâra ise müdâheneden, yani yağcılıktan, dalkavukluktan sayılır ve kişinin diğer insanlar gözünde kadrinin düşmesine sebep olur.  Müdâhene; Çıkar sağlama veya hoş görünme amacına yönelik söz ve davranış anlamında ahlâk terimidir. Türkçe’deki kelime karşılığı “yağcılık” olan müdâhene, insanların birine yaranmak, basit menfaatler elde etmek gibi gayri ahlâkî sebeplerle onlara karşı aslında içlerinde sakladıkları gerçek niyetleriyle çelişen ve ikiyüzlülüğü ifade eden bir terim haline gelmiştir. (Lisânü’l-ʿArab, “dhn” md.; Tâcü’l-ʿarûs, “dhn” md.; Kāmus Tercümesi, IV, 620; Ahmed Rifat, s. 321-322).

Tilavet Secdesi ve Secde Ayetleri

Tilavet secdesi, Kur’an-ı Kerim'de bulunan 14 secde ayetinden birisini okumak veya duymakla mükellef tarafından yapılması vacip olan secdeye denir. Kur'an-ı Kerim'deki secde âyetlerinden birini okuyan veya dinleyen âkıl, bâliğ bir Müslümanın bir defa secde yapması vacibtir. Hanefiler dışındaki üç mezhebe göre tilâvet secdesi sünnettir. Secde âyetinin tercemesini okuyan veya dinleyen kimse de secde yapmalıdır. 
Kur'an-ı Kerîm'de şöyle buyurulur: "Onlara ne oluyor ki iman etmiyorlar ve kendilerine Kur'an okunduğu zaman secde etmiyorlar." (el-İnşikâk, 84/21) Allah Rasülü (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Kur'an'ı Kerim'i okuyan ve dinleyene secde etmek vacibtir." (Buhârî, Sücûd, 10; bk. Nasbu'r-Râye, II, 178). Hadisin anlamı mutlak olup, dinlemek isteyeni de istemeyeni de birlikte kapsar. 

Tilavet secdesini nasıl yaparız? 
Başta, tilâvet secdesi yapacak kişinin abdestli, üstünün başının ve secde yapılacak mekanın temiz olması ve avret yerlerinin de örtülü olması şarttır. Abdestli bir şekilde Kıbleye karşı dönülür, "Allahü Ekber" diyerek eller kaldırılmadan direkt secdeye gidilir. Secdede Üç kere "Sübhâne rabbiye'l-a‘lâ" denildikten sonra yine "Allâhü Ekber" diyerek kalkılır. Kalktıktan sonra "Gufraneke Rabbena ve ileykel-masir" denilir. Bu secdede aslolan, yüzün yere konulması, yani secde edilmesidir. Tilâvet secdesine varılırken ve kalkarken alınan tekbirler de müstehaptır. Asıl secde ise vacibtir. Tilavet secdesinin özürsüz olarak geciktirilmesi mekruhtur. Namazı bozan her şey tilâvet secdesini de bozar. Daha tilâvet secdesinden kalkmadan abdestin bozulması, konuşma veya kahkaha ile gülme gibi durumlarda tilavet secdesi tekrar yapılır.
Tilavet secdesi ile ilgili çeşitli hükümler: 
Bir mecliste secde âyetinin birden fazla tekrarlanması hâlinde bir tilâvet secdesi yeterlidir. Birkaç secdenin bulunduğu çeşitli âyetleri okuyan kimsenin, meclis bir olsun farklı bulunsun, her bir âyet için ayrı bir tilâvet secdesi yapması vacib olur. Namaz sırasında okunacak secde âyeti için tilâvet secdesi derhal vacib olur. Çünkü bu namazdan bir parça olmuştur, namaz dışında kaza olunamaz.  Secde âyeti namazda kıyam halinde okunsa, eğer bundan sonra üç âyetten fazla okunmayacaksa namaz için yapılacak rukû veya secdelerle, bu tilâvet secdesi de yerine getirilmiş olur. Ancak üç âyetten fazla okunacak ise, bu secde âyetinden dolayı hemen bağımsız olarak secde edilmesi gerekir. Secde âyetini namazın içinde okuyan kimse, dilerse okuyacağı âyetlerin miktarına bakmaksızın derhal "Allahu ekber" diyerek tilâvet secdesine varır. Tilâvet secdesi niyetiyle yalnız rükûya varması da yeterlidir. Bundan sonra yeniden ayağa kalkar, birkaç âyet daha okur ve namazına devam eder. 
İmamın cuma ve bayram namazları ile gizli okunan namazlarda secde âyetini okuması mekruhtur. Çünkü cemaatin yanılmasına yol açabilir. 
Kur'an-ı Kerîm'de on dört yerde secde âyeti bulunmaktadır. Bu süre ve âyet numaraları şunlardır: el-A'raf, 7/206; er-Ra'd, 13/15; en-Nahl, 16/49; el-İsrâ, 17/107; Meryem,19/58; el-Hac, 22/18; el-Furkân, 25/60; en-Neml, 27/25; es-Secde, 32/15; Sâd, 38/24; Fussilet, 41/37; en-Necm, 53/62; el-İnşikâk, 84/21 ve Alak, 96/19.
Bu secde ayetleri ile dua ve niyazda bulunulabilinir. Zikredilen on dört secde âyetini bir mecliste okuyup her biri için ayrı ayrı secde yapan veya hepsini okuduktan sonra tamamına birden on dört secdede bulunan bir kimsenin dünyevî ve uhrevî istek, sıkıntı ve kederleri konusunda yeterli olacağı rivayet edilmiştir. Tilavet secdesi ile ilgili ilmihal bilgileri için tıklayınız.

Eğlenceye dönüşen Kur'an tilaveti

“Kur’ân-ı Kerim, Allah ﷻ tarafından Cebrâil vasıtasıyla vahiy yoluyla son peygamber Hz. Muhammed (s.a.v)'e nazil olan, mushaflarda yazılan, tevâtürle nakledilen, okunmasıyla ibadet edilen, Fâtiha sûresiyle başlayıp Nâs sûresiyle biten, başkalarının benzerini getirmekten âciz kaldığı Arapça mûciz bir kelâmdır." bu özlü tarif Kur'an-ı Kerim'in nasıl bir kitap olduğunu açıklaması açısından önemlidir. Kur'an-ı Kerim, peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v) kırk yaşlarında iken Hira mağarasında nazil olmaya başlamış ve toplumun ihtiyaçlarına göre parça parça indirilerek 23 senede tamam olmuştur. Kur'an-ı Kerim, peygamberimiz hayattayken ayetlerin sırası ve son tertibi belirlenmiş olup, bu tertip üzere pek çok sahabe tarafından bu son şekliyle yazılıp ezberlenerek bizlere kadar tevatür yoluyla nakledilerek ulaşmıştır. Kur'an-ı Kerim, Allah'ın kullarına bir hitabıdır. Kur'an-ı Kerim, Allah’ın emir ve yasaklarını bildirir. Kur'an-ı Kerim, güzel ahlakı, nasıl kâmil insan olunması gerektiğini, geçmiş milletlerin durumunu, iman esaslarını, ibadet hükümlerini, alışveriş ve toplumsal ilişkileri, evlenmeyi, boşanmayı, mirası kısacası hayatın başlangıcından ölüme kadar giden dünya hayatını, nasıl yaşamamız gerektiğini ve ölümden sonraki ahiret hayatına nasıl hazırlanacağımızı gösteren ilahi bir kılavuzdur. Ayet-i Kerime'de Kur'an-ı Kerim şöyle tanımlanır: "Bu Kur’ân insanlar için bir beyandır, müttakîler için de bir hidayet ve rahmettir." (Al-i İmrân, 3/138) ve "Şu Kur’ân insanların kalp gözlerini açacak bir nur, sağlam bilgi edinmek için bir hidayet ve rahmettir." (Câsiye, 45/20) buyrulmuştur. 
Kur’ân-ı Kerîm, okunması ibadet olan bir kitaptır. Nitekim Fatır Suresi 29. ayette “Allah’ın kitabını okuyanlar, namazı kılanlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan -Allah için- gizli ve açık sarfedenler asla zarara uğramayacak bir kazanç umabilirler” (Fâtır 35/29) buyrularak Kur’ân-ı Kerîm tilâvetinin önemi vurgulanmıştır. Peygamberimiz, Kur’ân-ı Kerîm'i yavaş yavaş, tane tane, tefekkür ile okumuş, namazlarda bu hususa azami dikkat etmiştir. (Tirmizî, “Feżâʾilü’l-Ḳurʾân”, 23; Ebû Dâvûd, “Vitir”, 20) Kur’ân-ı Kerîm okurken harflere, manaya ve tecvid kaidelerine uygun, ses perdelerini değiştirmeden, sesi oynatmadan, okurken sesi titretmeden huşu içindeki bir kıraatle tilaveti sürdürmüştür. (Buhârî, “Feżâʾilü’l-Ḳurʾân”, 29) Peygamberimiz, "...Kur’ân’ı tane tane, hakkını vererek oku." (Müzemmil Suresi/4) ayeti kerimesi mucibince acele etmeden "tertil" üzere okumuştur. 
Tertîl kelimesi, sözlükte “bir şeyi güzel bir şekilde sıralamak, dizmek, açığa çıkarmak ve açıklamak” anlamlarına gelmektedir. Bu ayette geçen tertil, "Kur’ân’ın açık ve düzgün bir şekilde, tane tane ve yavaş yavaş, manası üzerinde düşünerek okunması" gerektiği anlamına gelir. Bu şekilde okumak Kur’ân’ı anlamaya ve manalarını düşünmeye daha elverişli olduğu için yüce Allah böyle okunmasını emretmiştir. (İbn Kesir Tefsiri, VIII, 276) Nitekim bu husus hadis-i şeriflerde de aynen rivayet edilmiştir: “Resulullah Kur'an okurken kıraatini ayet ayet keserdi (ayet sonlarında dura dura okurdu).” ve Fatiha’dan örnek vererek her ayetin sonunda durduğunu ifade etmiştir. (Müsned, 6/302; Tirmizî, Fezailü’l-Kuran, 23) 

MSÜ-2022 Sınavı Matematik Çözümleri (%10)

Milli Savunma Üniversitesi Askeri Öğrenci Aday Belirleme Sınavı) MSÜ 2022 Sınavı YKS provası olması açısından önemli bir sınav oldu. Hedefi askeri okullar olanlar için ciddi bir sınav olmakla birlikte MSÜ sınavı YKS'ye girecek olan adaylar için de kendilerini resmi bir ortamda test etmelerini sağladı. 27 Mart 2022 Pazar tarihinde Milli Savunma Üniversitesi Askeri Öğrenci Aday Belirleme Sınavı ÖSYM tarafından gerçekleştirildi ve akabinde sınav sorularının %10 luk kısmı basın yoluyla herkesin erişimine açılmıştır. Açıklanan matematik sorularının çözümleri aşağıda verilmiştir. Sınavın herkes için hayırlı olmasını temenni ediyorum.

Sınav Sorularına ÖSYM sitesinden ulaşabilirsiniz. 



Sermaye ve iktidar üzerine düşünceler

Güç, iktidar, servet ve zenginlik, insanın zaaflarından bazılarıdır. Bunlardan  yönetim ve sermaye, insanların hayatları boyunca hep önemli olmuştur. Sermaye ile iktidar ve hüküm sahipleri arasında anlamlı bir ilişki vardır. İktidarlar, halk üzerinde yükselirken genellikle sermaye ve zenginlik, bu hükmün kaynağı olmuştur. Sermayeyi ele geçiren zümreler, zamanla yönetim ve idareyi de kendi bünyelerinde toplamışlardır. Bütün savaşlar ve zulümler, iktidar mücadelesi için gerçekleşmiş gibi gözükse de aslında bir nevi sermayenin kontrolüne sahip olma çabasında birleşmişlerdir. Dünya hırslarından uzaklaşmayı öğütleyen, sermaye ve zenginliğin başka insanlarla paylaşılmasını isteyen dinler bile zamanla sermayenin, doğal olarak suni gücün kontrolüne girmişlerdir. Örnek olarak; Hıristiyan dünyasındaki kilise, Hz İsa’ın (a.s) tebliğ ettiği mesajın aksine, tüm dünyada yaptığı çeşitli ayin, ibadet ritüelleri, tören ve merasimler gibi çeşitli başlıklar altında sömürdüğü halkların üzerinden, muazzam bir güç ve zenginliğin temsilcisi olarak, hem dini yaşantıya hem de sermaye hayatına müdahale ve hükmeder hale gelmiştir.

Çarpanlara ayırma özdeşlik Modellemeleri

Çarpanlara ayırma sorularında sıklıkla karşılaşılan bazı özdeşlikler vardır. Matematikte özdeşlik, bilinmeyenin her değeri için doğru olan (açık önermeler) eşitliklerdir. Bir özdeşlik ifadesi, içerisinde bulunan değişkenlerin (bilinmeyenlerin) aldığı tüm gerçek sayı değerleri için doğru olur. Özdeşlik ile denklem ifadesi birbirinden farklıdır. Bir özdeşlikte, değişken yerine yazılabilecek tüm gerçek sayılar için özdeşlik  ifadesi sağlanmakta iken denklemlerde sadece bazı gerçek sayı veya sayılar için denklem doğru olur. Bazı denklemlerin de doğruluğunu sağlayacak herhangi bir reel sayı bulunamaz. Yani bir denklemin çözüm kümesi, ya vardır ya da yoktur. Özdeşlikte ise bilinmeyenin yerine hangi sayı yazılırsa yazılsın hep sağlanır, sonuç doğrulanır.  

Tam kare özdeşliği, iki kare farkı özdeşliği ve küp açılımı gibi özdeşlikler, matematikte en sık kullanılan özdeşliklerden bazılarıdır. Bu özdeşliklerin doğruluğu, bazı matematiksel modellemeler ile elde edilebilir. Aşağıda tam kare özdeşliği, iki kare farkı özdeşliği ve küp açılımı gibi özdeşliklerin matematiksel modellemeleri verilmiştir.

Küp açılımı özdeşlikleri ve modellemesi

Küp açılımları ifade edilirken binom açılımı ve üç boyutlu cisimlerin hacim özelliklerinden yararlanılır. Küp; bütün kenarları birbirine eşit olan taban ve yan yüzeyleri kare olan üç boyutlu, kapalı bir geometrik cisimdir. Bir küpün hacmi, taban alanı ile yüksekliğin çapımı ile bulunur. 
(x - y)3 = x3 - 3.x2.y +3.x.y2-y3 
veya 
(x +y)3 = x3 +3.x2.y +3.x.y2+y
Binom katsayıları belli olan (x - y)³ ve (x + y)³ parantez içindeki x ve y değişkenlerinin azalan kuvvetlerine göre açılmış ifadelere "küp açılımı" adı verilir. 
Küp açılımı ifadesi, binom açılımının özel kuvvete göre 3.dereceden açılımıdır. Küpler farkı ve küpler toplamı gibi özdeşliklerin modellemeleri gösterilirken; herhangi bir küp üzerinde uygun matematiksel modelleme yapılır. Aşağıda küp özdeşliklerinin matematiksel modellemeleri verilmiştir.

Tam kare özdeşliği ve modellemesi

Özdeşlikler, içerdikleri değişkenlere verilecek bütün gerçek sayılar için doğru olur. Özdeşlik ile denklem ifadesi birbirinden farklıdır. Bir özdeşlikte, değişken (bilinmeyen) yerine yazılabilecek tüm gerçek sayılar için özdeşlik ifadesi doğru olurken, denklemlerde sadece bazı gerçek sayı veya sayılar için denklem doğru olur. 
Tam kare özdeşliği, iki farklı değişkenin (terimin) toplamı veya farkının karesi olarak tanımlanabilir. İki terim toplanıp, bu toplamın karesi alınarak elde edilen sonuç ile bu açılımdaki terimlerin ayrı ayrı karelerinin alınarak toplanması ve bu toplama iki teriminin çarpımının iki katının ilave edilmesi ile elde edilecek olan sonuç, birbirine eşit olmaktadır.
(x + y)2 = x2 + 2.x.y + y2   ve  
(x - y)2 = x2 - 2.x.y + yifadelerine tamkare özdeşliği denir. Bu özdeşliğin doğruluğu, bazı matematiksel modellemeler ve cebirsel işlemlerle gösterilebilir. Aşağıda tam kare özdeşliğinin bir matematiksel modellemesi verilmiştir.