Üniversite tercihi yapacaklara tavsiyeler

Üniversite tercihi haftalarına girdiğimiz şu günlerde adaylarımızın kafası oldukça karışık. Her sene tercih zamanı, maalesef adaylardan daha çok çevreden sesler yükseliyor. Aday kendi isteklerini bir kenara bırakıp eş, dost ve akraba tercihleri ile bir geleceğe adım atıyor. Yaşanmış tecrübelere dayanarak konu ile ilgili birkaç tavsiyeyi aşağıda not olarak düşüyorum. Belki sizler de bunları dikkate alabilirsiniz.

#Öncelikle ne okumak istediğinizi ve nerede okumaktan mutlu olacağınızı belirleyin. Hangi iş ve deneyimlerde kendinizi daha huzurlu hissedeceğiniz hususunda kafa yorun. Sadece gelen puana göre tercih yapmak, uzun yıllar sizi meşgul edecek bir meslek seçimi için yapılacak iş değil.

#Sevdiğiniz ve uzun yıllar meslek olarak yapmak istediğiniz bir bölüm tercihi yapınız. Beceri ve yeteneklerinizi mutlaka tercihlerinizde göz önünde bulundurun. Popüler meslekler sizin yeteneklerinize uygun değilse asla tercih etmeyin.

#Üniversite tercihlerini yaparken puandan ziyade başarı sırasına dikkat edin. Üniversite bölümlerinin puan ve başarı sıralamaları arasında da afaki farklar olmamasına da özen göstermek gereklidir. Puanlar o sene yapılan sınavın zorluk derecesine göre değişiklik gösterir. Başarı sırası ise o alanda sizin diğer adaylar arasındaki tam olarak yerinizi ifade ettiği için tercih aşamasında daha tutarlı bir sonuç verir.



#Ekonomik şartları göz önünde tutarak, aile bütçenizi hesaba katarak üniversite tercihinde bulunun. Vakıf/özel üniversitelerin ekonomik şartlarını klavuzdan dikkatli okuyun, verilen bilgileri üniversitelerden teyit ettirin. Ayrıca farklı şehirlerdeki üniversitelerin barınma durumunun ciddi maliyetlere sebep olabileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Bazen özel üniversite maliyetleri, farklı şehirde okuma bedeline göre daha düşük kalabilir.
 
#Üniversiteyi aileden bir kaçış yolu olarak görmeyin. Aile desteğini her an hissedebileceğiniz bir şehir, sizin için daha iyi sonuçlar verecektir. Günümüz şartlarında aile yanında/yakınında okumak kültürel ve ekonomik katkıları düşünüldüğünde daha tutarlı durmaktadır.  
 
#Güvenlik kaygısı, toplum ahlaki yapısı, göçmen ve mülteci durumu, yabancı statüsü gibi pek çok dış etkeni, kendi kültür çevrenize göre değerlendirip uygunluk derecesine karar verdikten sonra üniversite tercihi yapın.
 
#Üniversite tercihlerinde şehir imkanları ve özellikle yurt ve barınma şartları sizin için son derece önemlidir. Üniversitelerin internet sayfalarından bu konuda bilgi alabilirsiniz. Üniversitelerin kendi yurtları ve devlet yurtlarının kontenjanları, bazı şehirlerde sınırlı olabileceğinden barınma konusu ciddi bir problem haline gelebilir.  Özel yurtlar ve kendi başına eve çıkma durumu, ciddi bir maliyet unsurudur. Vakıf ve dernek yurtları ise her zaman ilgili derneğin/vakfın şartlarını size kabul ettirir. Devlet yurtlarının üniversite ile arasındaki uzaklıkların önceden araştırılması, ulaşım şartları açısından faydalı olacaktır. Bu nlara benzer barınma konularında detaylı araştırma yaptıktan sonra ilgili üniversiteyi tercih edebilirsiniz.

#Hangi bölümleri istiyorsanız bunları ÖSYM klavuzu ile bulup oradaki bilgiler eşliğinde tercih yapılmalıdır. Başka internet sitesinde yer alan tercih bilgilerinde yanlışlık olabilir. Bölümlerin yanlarında bulunan özel şartları mutlaka ama mutlaka kılavuzdan okuyun. YÖK tarafından yayınlanan öğretim programları "atlas uygulaması" (https://yokatlas.yok.gov.tr/) da tercih aşamasında size yardımcı olabilir.

#Tercihlerde üniversitenin yabancı dil, çift ana dal, yan dal, yurt dışı öğrenimi, staj ve çalışma koşulları hakkında ilgili üniversitenin web sitesini ziyaret edin. Mümkünse yabancı dil imkanları fazla olan üniversite bölümlerini tercih edin. Unutmayın; bir dil bir insan, iki dil iki insan.
 
#Kazandıktan sonra gitmek istemeyeceğiniz bir bölümü asla yazmayın. Böyle bir durumda kalırsanız bir sonraki sene tekrar sınava girdiğinizde yerleştirme puanınızda kesinti oluşur. Bu nedenle laf olsun diye tercih yapmayın.

#Üniversite bölümlerinde ÖSYM tarafından belirlenen puan barajları mutlaka kılavuzdan kontrol edilmeli ve ona göre tercih yapılmalıdır. Örneğin Tıp fakülteleri, hukuk fakülteleri, mühendislik ve eğitim fakülteleri için başarı sıraları kılavuzda ayrı ayrı belirlenmiştir. 
 
#Tercih yaparken başarı sıranızın biraz üstünden başlayıp, başarı sıranızın altına doğru gittikçe azalacak şekilde ilgi ve isteklerinize uyacak şekilde sıralama yapınız. Tercih sırası burada çok önemlidir. İstemediğiniz, yeterliliklerinize uymayan bölümleri başarı sırasına bakarak yazmayın. Tercihlerde illa ki yerleşmek ve açıkta kalmamak istiyorsanız başarı sıranızdan daha düşük sıralamalara da yer verilmesi netice almayı sağlayabilir.

#Tercihlerde birkaç liste hazırlayıp içlerinden eleme yaparak en son listenizi oluşturabilirsiniz. Son tercih listesini oluşturduktan sonra ÖSYM sayfasındaki klavuz eşliğinde, tercihlerinizi yapıp onaylayınız. İsterseniz tüm tercih hakkını doldurabilir, isterseniz belli bir adet kadar tercih yapabilirsiniz.

# Tercihlerde eğer büyük köklü üniversitelerde okuma şansınız yoksa evinize yakın üniversitelerden uzağa doğru bir tercih yapabilirsiniz. Aileye yakın olmak güvenlik, barınma ihtiyaçları, maddi/manevi sebepler ve iletişim şartları açısından çok önemlidir. Burada üniversite imkanlarına bakmak da fayda var. Tek bir üniversite ismine ya da sadece bir yere bağlı kalırsanız aldığınız puan, size tercihlerde zorluk çıkarabilir. 

#Farklı il tercihinde bulunanlar daha sonradan gittikleri yerde başarılı olmaları şartıyla yatay geçiş şartlarını düşünerek tekrar istedikleri ile veya üniversiteye belli şartlar altında geri gelebilir. Bunun için kazandıktan sonra üniversitelerin dönem sonlarında yapılan duyuru ve ilanlarını takip etmek gerekir. Ayrıca yatay geçiş başvurularında ders başarınızın iyi olması için çok çalışmanız gerekecektir.

#Tercihlerde her zaman büyük köklü devlet üniversitelerini yazmak daha mantıklıdır. Bazen de özel üniversitelerin reklam ve alternatifleri cazip hale gelebilir. Eğer maddi imkanınız varsa vakıf/özel üniversitelerini de yazabilirsiniz. Unutmayın ki diplomanız, o özel /vakıf üniversitesinin kimliğini ve görüşünü daima yansıtacaktır. Bu nedenle özel üniversite tercihlerinde dikkatli olmakta fayda vardır. Bazı özel/vakıf üniversiteleri ilgili holdingin veya vakfın bir gelir kalemi gibi görüldüğünden, bir üniversite ortamından ziyade avm gibi ticari şirket profili çizmektedir. Bunları iyi araştırıp ona göre değerlendirin. Üniversiteyi mümkünse yerinde görmek, o üniversite hakkında "tabela üniversitesi" mi yoksa "gerçek bir ilim ortamı" mı olduğuna karar vermede daha etkili olur.

#Yeni açılan veya yerleştirme puanı değişen bölüm tercihlerinde geçmiş yılların istatistik bilgileri dikkate alınmalıdır. Bu bölümlere benzer bölümlerin de başarı sıraları tercih aşamasında size yardımcı olabilir. Tercih listesini hazırlarken bu tip yerlerin isteklerinize göre yazılması önemlidir. Bu bölümlerin başarı sıraları ilk defa oluşacağı için biraz şans faktörü de dikkate alınmalıdır. Nasibinizde varsa olur.

#Geçmiş yıllara göre kontenjanı artan bölümlerin başarı sıralamalarında biraz rahatlama olacaktır. Daha düşük başarı sıralaması ile kontenjanı artmış olan bölümlere yerleşme durumu olacaktır. Üst başarı sıralarına sahip bölümlerin kontenjanın artması durumu doğal olarak alt başarı sıralarını da olumlu etkileyecektir.

#Okul birinciliği kontenjanı olan bölümleri tercih eden adaylar kendi aralarında yarış halinde olacaktır. Okul birincilik kontenjanı fazla olan bölümleri tercihlerde ön sıralara yazmak olumlu bir sonuç verebilir. Bu adayların yerleşme puanı, diğer adaylara göre bazen daha düşük puan ve başarı sırası ile neticelenebilir.

#Vakıf/Özel üniversitelerin ve devletin ikinci öğretimlerin puanları, diğerlerine göre daha düşük sıralamalara sahiptir. Bu tercihler ailenizi maddi olarak ciddi anlamda zora sokabilir. İkinci öğretimin de üniversitelere göre değişmekle birlikte genel olarak akşam saatlerinde olduğunu unutmayın. Ders çıkış saatlerinin çok geç olması bazen güvenlik sorunlarını beraberinde getirebilir.

#Klavuzda vakıf/özel üniversitelerin burslu bölümlerinin belli şartları vardır. Bu şatları okumadan ve ilgili üniversiteden araştırma yapmadan bu bölümleri tercih etmeyin.

#Tercih edeceğiniz bölümün derslerini farklı üniversitelerden karşılaştırın, toplam ders yükünü inceleyin. Uzaktan eğitim, yabancı dilde eğitim, farklı üniversitelerle ortaklaşa eğitim gibi ince detaylara dikkat edin. Öğretim elemanları kadrosunu, ve akademik ders takvimlerini mutlaka inceleyin.

#Yurt dışı üniversite tercihi yapacak olanlar da diplomanın denklik durumunu ve öğrenim şartlarını kılavuz üzerinden ve ilgili web adreslerinden araştırma yapmalıdır.  Bu konuda sonradan mağduriyet yaşanmaması için üzerinde dikkatle durulması gerekir.

#Tercih yaparken illa ki para kazanma, ilerde atanma ve iş bulma odaklı olarak düşünülmemeli, üniversitenin akademik lisans üstü eğitimleri de akılda tutulmalıdır. Her zaman atama ve iş odaklı düşünmek insanı büyük strese sokar. Girişimci ruh ile kendini yetiştirip akademik kariyer planlayanlar da her bölüm/program içinde çok büyük başarılara imza atabilirler. Önemli olan hedefleriniz uğruna ne kadar çaba gösterdiğinizdir. Aklınızın bir köşesinde akademik kariyer imkanını da not olarak bulundurun.

#Sadece "üniversite okudu" desinler diye istemediğiniz bir alanda/bölümde tercih yapmayın. Bazen yeniden sınava hazırlanmak daha iyi sonuçlar verebilir. Burada sizin azim ve kararlılığınız son derece önemlidir. Sonradan pişman olmamak için kırk kere düşünüp bir kere karar verin.

Şimdiden her şey gönlünüze göre hayırlısıyla olsun diyelim. Şunu unutmayın ki;  Allah, neyi takdir etmişse, insan zamanı geldiğinde ne bir eksik ne fazla onu mutlaka yaşar. İyi tercihler...
17/07/2017
Kadir PANCAR

Konu ile ilgili yazılmış bir köşe yazısı da tercih yapacaklara fikir vermesi açısından sizlere yararlı olacaktır. Köşe yazısı öğrencilere hitaben genel bir mektup şeklinde yazılmıştır.

"Sevgili genç arkadaşım.
Öncelikle seni tebrik ederim. Zor olanı başardın ve tercih yapacak sayılı öğrenciler arasına girdin. Şimdi herkes tepene üşüşüyor, sana bu tercihin ne kadar hayati olduğunu anlatıyor. Bence hepsi yanılıyor. Rahat ol... Bu tercih hayati bir seçim değil! Çünkü hayat çoktan seçmeli bir sınav değil. Hayatta yaptığımız tercihlerde doğru seçimin ne olduğunu çoğu zaman kimse bilmiyor. Bilenler de zaman içinde yanılıyor. O nedenle benim size ilk tavsiyem tercih yaparken rahat olmanız. Kariyerinize dair, geleceğinize dair daha pek çok tercih yapma fırsatınız olacak. Üniversite tercihi o kararlardan ilki; ama en önemlisi değil.
Meslek değil, disiplini seçin. 
Benim sana ikinci tavsiyem meslek seçimine çok kafayı takmaman. Eskiden, babanızın dedenizin zamanında üniversite tercihi demek, meslek tercihi demekti ve o tercih de hayatınızı ciddi ölçüde belirliyordu. Doktor, mühendis, öğretmen vs. olarak mezun olanlar bir ömür o işi yapıyordu. Artık öyle bir hayat yok. İnsanlar hızla meslek değiştiriyor. Çünkü meslekler hızla değişiyor. Hesap şu ki sizin kuşak en az üç, belki daha çok meslek değiştirecek! Şu an size tercih olarak sunulan pek çok meslek, siz iş hayatına başladığınızda olmayacak ve şu an size tercih olarak sunulmayan pek çok meslek iş piyasasında sizi bekliyor olacak. Dilerseniz İnsan Kaynakları sayfalarını dolaşın. Oradaki iş ilanlarınına bir bakın. Aranan elemanların pek çoğu üniversite tercih rehberinde olmayan ‘mesleklerden’ oluşuyor. O nedenle tercih yaparken mesleği değil, okuyacağınız disiplini seçin.
Taban puana değil, aynaya bakın!
Taban puanları geçen sene sınava girenlerin belirlediği bir referans. Başkalarının tercihleri yani. Kimbilir hangi nedenle yıllar önce öne çıkan bir bölüm, bir bakıyorsunuz orada takılıp kalmış. Yıllardır taban puanda zirvede olan öyle bölümler var ki eski halinden hemen her şeyi kaybetmiş ama zirvedeki yerini kaybetmemiş. Hocalar gitmiş, okul geriye gitmiş... Neyse konumuz bu değil. Diyeceğim şu: Sadece taban puan ile tercihlerinizi belirliyorsanız geçmişte bozulup kalmış bir pusulayla yolunuzu arıyorsunuz demektir. Size tavsiyem bu sıralamaları bir kenara bırakın ve aynaya bakın.
Nedir tutkunuz? Nedir beklentiniz? Hayalleriniz? Zamanı ve mekanı unuttuğun uğraş nedir? Bu soruya yanıt vermeden tercih yapma! 
Sevgili kardeşim, biliyorum hayal, tutku falan soyut kavramlar. Aynaya bak deyince belki ne demek istediğim çok açık değil. O nedenle biraz daha somut olarak şu basit soruya yanıt verin derim: En son yaparken saate hiç bakmadığn, öğün atladığın, nerede olduğunu unuttuğun uğraş neydi? Bir alanda zirveye çıkmanın sırrı bu soruda yatıyor. Çünkü ancak yaptığı işe tutkuyla bağlı olanların başarılı olduğu bir çağda yaşıyoruz. Şimdi bu mektubu bir kenara koyun ve açık zihinle yukarıdaki soruya yanıt arayın. Unutmayın, sradan bir tıp doktoru olacağınıza mesleğine tutkuyla bağlı bir hemşire olmak hem sizi daha çok mutlu edecek hem de size daha iyi bir maddi gelecek sunacak. Sıradan bir gıda mühendisi olacağına, işine tutkuyla bağlı bir şef ol. Hem daha başarılı olursun hem de daha zengin. Evet bu çağda tutku para da kazandırıyor! 

Bölüm değil üniversite seçin!
Bunu yıllardır söylüyorum. Tek başına bölümde alınan eğitimle üniversiteli olunmuyor. Üniversite dediğiniz kavram, bir ekosistem sonuçta. Bölüm elbette önemli ama bölümden daha önemli olan şey hangi ortamda okuduğunuz. Kimlerle oturup kalkacaksınız? Hangi sosyal networklara dahil olacaksınız? Sosyal sermayeden sözediyorum. Üniversitenin bu çağda size kazandıracağı en önemli kazanım bu: Sosyal Sermaye! Harvard’a gidenler, orada alacağı dersler kadar orada edineceği arkadaşlar için onca parayı veriyor. O nedenle tercihinizi yaparken bölümden çok üniversiteye odaklanın. Sıradan bir üniversitenin iyi bir bölümündense, iyi bir üniversitenin sıradan bir bölümünü tercih edin.
Global düşünün!
Son olarak, Türkiye gibi jeopolitik konumu gereği dünya ile entegre bir ülkede sizin için en büyük fırsat Türkiye sınırlarını aşan bir üniversite eğitimi almak olmalı. Bunun artık pek çok yolu var. Erasmus programları var, yurtdışında yaz okulları var. Üniversitelerin yurtdışı kampüsleri ve öğrenci değişim programları var. Tercih yaptığınız üniversitenin bu seçenekleri size sunup sunmadığına bakmanızda yarar var. Dört yılı tek bir şehirde geçirmek, üniversite eğitiminde yapacağınız en büyük hata olacaktır.
Sevgili kardeşim, hepimiz kendi hikayemizi yazıyoruz. Senin hikayeni de en iyi sen yazarsın. O nedenle senin için en doğru kararı vereceğinden kuşkum yok. Yolun açık olsun."
Selçuk Şirin 17/07/2017
http://hurriyet.com.tr/yazarlar/selcuk-sirin/universite-tercihi-yapacak-adaylara-acik-mektup-2017-40522193

Meryem Mirzakhani

İranlı kadın matematikçi Meryem Mirzakhani'nin vefatı bu alanda çalışma yapanları derinden etkiledi. Daha yakın zamanlarda Fields madalyasını alan ilk kadın matematikçi diye haberi yapılan Meryem Mirzakhani, kısa hayatının ardından dünyaya veda etmiştir. (Bkz. Fields Madalyası ve Meryem Mirzakhani) Mirzakhani, yaşamında matematiğin anlamı hakikaten bir film senaryosuna konu olacak cinsten anlamlıydı. Matematik çalışmaları ile bu dünyada manadar bir yer edinmeye çalışan Mirzakhani, bilim dünyasında yeterince tanınmış mıydı bilemiyoruz. Kadın olması hasebiyle belki de medyada ilgi gören biriydi Mirzakhani. Belki de İranlı olması Doğudan bir bilim insanı çıkmış olması Batı insanlarını bu kadar heyecanlandırmıştır. Daha önce de Mirzakhani'nin hayatı ve aldığı ödül ile ilgili bir yazıyı blogda paylaşmıştık. İlginin sebebinin şimdilik bilmiyoruz. Biz Meryem Mirzakhani'nin matematiksel yönü üzerinde düşünüp konu ile ilgili yazılmış bir köşe yazısına bakalım. Biz öğretmenlerin de bu biyografi üzerinde düşünüp, matematik ilgisi zayıf öğrencilerimize küçük anlamlı bir dokunuşla nasıl büyük dehalar ortaya çıkarabileceğimizi ve bilim dünyasına nasıl katkılar sunabileceğimizi farketmemiz yerinde olacaktır. 

"Üniversitede 151 ve 152 kodları ile okutulan matematik dersinin kitabı ‘calculus’ benim için bir kâbustu ama matematikçilere duyduğum hayranlığın da en büyük kaynağıydı. Bu yüzden matematikçilerin yaşam öykülerini okumaya bayılırım. Bu konudaki filmleri tekrar tekrar izlerim. ‘Oyun Teorisi’ ile ekonomi alanında Nobel Ödülü alan ünlü matematikçi John Nash’in hayatını anlatan ‘Beautiful Mind’ filmi mesela. Bir insan beyninin taşıdığı dehaya oynadığı oyunlar ile o dehanın verdiği mücadeleyi muhteşem yansıtıyordu. 2. Dünya Savaşı sırasında İngiltere’de Bletchley Park’ta Alman haberleşme kodlarını çözen matematikçileri anlatan ‘Enigma’ filmi de favorimdir. Bir de ‘Imitation Game: Enigma’ filmi... Bletchley Park’taki matematikçilerden Alan Turing’in yaşamına odaklanıyor. Benim favorilerimden biri Hindistan’da yoksul bir çocukken keşfedilen ve dünyanın sayılı matematikçilerinden biri haline gelen Srinivasa Ramanujan’ı anlatan 2015 yapımı ‘The Man Knows Everything About Infinity’ filmi. Türkiye’de ‘Sonsuzluk Teorisi’ olarak gösterilmişti. Öyle görünüyor ki yakında bu matematikçi biyografisi filmlerine yeni biri eklenecek: Meryem Mirzakhani

"15 Temmuz gündemi içinde bazı gazetelerde bir sütuna 10 santim haber oldu Meryem Mirzahani. Ne yazık ki 40 yaşında göğüs kanserine yenik düşerek öldüğü haberiydi bu... En son ABD’deki ünlü Stanford Üniversitesi’nde matematik profesörü olarak görev yapıyordu. Yaşam öyküsünü Quanta Magazine adlı bilim dergisinde okudum. İran’da 1977’de doğmuş, ilkokulu, ortaokulu ve liseyi, hatta üniversiteyi İran’da okumuş. İlkokuldan sonra gittiği ‘üstün yetenekliler okulu’nun ilk yılında matematik öğretmeninin motivasyonunu kıran tepkileri nedeniyle matematikten uzaklaşmış. Okumaya ve yazmaya yönelmiş. Okulun ilk haftasında tanıştığı ve yaşamı boyunca arkadaş olduğu (halihazırda St. Luis’teki Washington Üniversitesi’nde matematik profesörü olan) Roya Beheshti ile bütün boş vakitlerini kitapçılarda geçirmiş. Bulduğu, satın alabildiği her kitabı okumuş. Bir sonraki yıl matematik öğretmeni değişmiş ve yeni öğretmeni Mirzahani’yi teşvik etmiş. 1’den 100’e kadar olan ardışık sayıların pratik bir şekilde toplanmasını sağlayan ünlü Gauss kuralı da Meryem’in matematiğe bakışını değiştirmiş. Geometri ile yatıp kalkmaya, değişik yüzeylerin alanlarını hesaplamaya, teorileri ispatlamaya çalışmış. 1994’te arkadaşı Roya ile birlikte okul müdürünün kapısına dayanmış, “Biz Uluslararası Matematik Olimpiyatları’na (UMO) katılmak istiyoruz” demiş. Meryem’in bir söyleşisinde “Çok sağlam duruşlu biriydi” diye anlattığı okul müdürü başta tereddüt etmiş ama sonunda “Neden olmasın” diyerek iki öğrenci için UMO’ya başvurmuş. Meryem, 1994’te katıldığı olimpiyatlarda 6 testten 5’inden tam puan almış ve 41 puanla altın madalyayı hak etmiş. O yıl arkadaşı Roya ise 35 puan toplayarak gümüş madalyayı almış. Meryem bu başarısından sonra matematikle daha çok haşır neşir olmuş ve 1995 UMO’da testlerin tamamını hatasız yaparak 42 puan toplamış ve yine altın madalyayı İran’a götürmüştü.

Üniversite sonrasında birçok dâhi gibi ABD’ye gitmiş Meryem. Harvard, Princeton ve Stanford’da çalışmış. Ancak hayatını değiştiren, tarihe geçmesini sağlayan olay 2014’te yaşanmış. O tarihte 37 yaşında olan Meryem, dört yılda bir toplanan Uluslararası Matematikçiler Birliği’nin ‘Fields Madalyası’ ile ödüllendirilmiş. 40 yaş altındaki matematikçilere verilen ödülü alan 54’üncü bilim insanı olan Meryem, daha önceki 53 kişinin aksine bu ödülü alan ilk kadın olmuş. Bu ödülü kazanmasına neden olan çalışmaları anlatmaya benim zekâm ve donanımım yetmez. Eminim ilgilenenler internet ortamında çok daha ayrıntılı makaleler bulabilir. Ancak şunu söyleyebilirim; doğru eğitim ve motivasyon sadece çocukların değil, toplumların geleceklerini şekillendirir. Bazen küçük bir dokunuş, kritik bir karar çok şeyi değiştirir. Tıpkı, okul müdürünün verdiği o kritik karar gibi. Deniz Zeyrek-17/07/2017
http://hurriyet.com.tr/yazarlar/deniz-zeyrek/cok-ders-cikarilacak-bir-deha-hikayesi-40522168

| Devamı... 0 yorum

Aşağıdaki Yazılar İlginizi Çekebilir!!!

En Çok Okunan Yazılar