Şaşırdım kaldım işte, Yavuz Bülent Bakiler

Türk Edebiyatının önemli isimlerinden olan, hayatı boyunca Türkçe'ye bağlılığı ile tanınan; şiir, gezi notları, edebi metin incelemeleri, anı yazılarıyla bilinen usta şair ve yazar Yavuz Bülent Bakiler (d.23 Nisan 1936) bugün vefat etti. (28/09/2025) Türk Edebiyat dünyası için kıymetli bir isimdi. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun. Yavuz Bülent Bakiler'in en bilinen şiiri ile bu şiirin ardındaki aşk hikayesini, şairin kendi anlatımıyla sizlere aktaralım.
Şaşırdım Kaldım İşte” Şiiri ve Hikayesi
Sözde, senden kaçıyorum doludizgin atlarla,
Bâzan sessiz sedasız, ipekten kanatlarla,
Ama sen hep bin yıllık bilenmiş inatlarla,
Karşıma çıkıyorsun en serin imbatlarla,

Adını yazıyorsun bulduğun fırsatlarla,
Yüreğimin başına noktalarla, hatlarla,
Başbaşa kalıyorum sonunda heyhatlarla,
Sözde senden kaçıyorum doludizgin atlarla..

Ne olur bir gün beni kapında olsun dinle,
Öldür bendeki beni, sonra dirilt kendinle,
Çarpsan karasevdayı en azından yüz binle,
Nasıl bağlandığımı anlarsın kemendinle.

Kaç defa çıkıp gittim buralardan yeminle,
Ama her defasında geri döndüm seninle.
Hangi düğüm çözülür nazla, sitemle, kinle?
Ne olur bir gün beni, kapında olsun dinle..

Şaşırdım kaldım işte, bilmem ki n’emsin?
Bazan kızkardeşimsin, bazan öpöz annemsin,
Sultanımsın susunca, konuşunca kölemsin,
Eksilmeyen çilemsin,

Orada ufuk çizgim, burda yanım yöremsin,
Beni ruh gibi saran sonsuzluk dairemsin,
Çaresizim, çaremsin.
Şaşırdım kaldım işte, bilmem ki n’emsin?

Yavuz Bülent Bakiler

Şiirin Hikâyesi
Yavuz Bülent Bakiler anlatıyor: Bu kızın, yani fakültenin birinci sınıfında aşık olduğum kızın ismi ‘’Fatma’’ olsun. Bu kıza anlatılmaz duygularla bağlandım kaldım ama ona aşık olduğumu kat’iyyen söyleyemiyorum. Her gün beraber fakülteye gidip geliyoruz. Her gün yan yana oturup dersleri dinliyoruz ama bir türlü bu kızcağıza “ben seni seviyorum, ben sana aşığım” diyemiyorum. Hep içimden söylüyorum bunları. Bizim o yıllarda Hukuk Fakültesindeki mevcudumuz 11500’dü, 11500 mevcudu var. O 11500 kişinin 1100 kişisi muntazaman derslere devam ediyor. O bakımdan fakültede iki ayrı sınıfta okuyoruz. Bir aşağıda sınıf var, bir de yukarıda sınıf var. Biz aşağıdaki sınıfta bu kızcağızla beraber derslere devam ediyoruz. Gandi’yi okuyorum. Gandi diyor ki “her gece başımı yastığa koyduğum zaman kendi kendime düşünüyorum, acaba bugün bir kimseye zararım dokundu mu?’’ Diye düşünüyorum. Eğer bir kimseye zararım dokunduysa gidip ertesi gün o kişiden özür diliyorum. Sana zararım dokundu, beni bağışla’’ diye.” Ben Gandi’nin tesiri altında kalarak kendi kendime düşündüm, dedim ki ben her gün bu kızla beraber derslere giriyorum, bu kızla beraber dolaşıyorum, fakültede bir dedikodu çıkmaya başladı, ‘evlenecekler’ diye bir dedikodu. Benim kulağıma da geliyor bu. Yanımda arkadaşlar söylüyorlar. Ben de “yok ya böyle bir durum yok” filan diye itiraz ediyorum ama doğrusu bu kızcağızı dünyalara sığmaz bir yürekle seviyorum. Ona aşığım. Bir gün fakültenin merdivenlerinden çıkarken ona dedim ki “biliyor musun, fakültede böyle bir dedikodu var” dedim. “Ne güzel, ne güzel” dedi. ‘’Ama dedim, biz daha fakültenin birinci sınıfındayız, yarının ne olacağı belli değil, ben bu fakülteden mezun olur muyum, olmaz mıyım bilemiyorum. Üstelik ben dedim, ailemin seçtiği kimseyle evlenmek durumundayım.’’ Aynen öyle, annemin dilinde dayımın kızının ismi var. Olur mu olmaz mı bilmiyorum ama annem ve babam evleneceğim kimseye evet demeseler benim o kimseyle izdivaç yapmam mümkün değil. Şimdi bir dedikodu var ama ben görüyorum ki sana zararlı oluyor. Gel bu dedikodu bitinceye kadar konuşmayalım.
Ben böyle söyler söylemez müthiş öfkelendi, elini başının üstüne kadar kaldırdı “Ben seninle büyük bir dostluk kurmak istiyorum, niçin korkuyorsun? Madem korkuyorsun çekil git!” dedi. Öyle ya! “Ben niye korkayım. Sen bu fakültenin en güzel kızlarından birisin. Senin yanında bulunmak bile bana büyük bir huzur kazandırıyor. Ben korkmuyorum. Ben senin adına endişe duyuyorum.” dedim. “Hadi hadi” dedi, “korkuyorsun.” Sen öyle mi düşünüyorsun, peki hadi güle güle’’ dedim. Böylece ben ondan ayrıldım ve yukarıdaki sınıfa çıktım. O da bir gün sonra yukarıdaki sınıfa çıktı. O yukarıdaki sınıfa çıkınca ben aşağıdaki sınıfa indim. Dünyanın en büyük aptallıkları ve kat’iyyen konuşmadım ama onun için bir takım şiirler yazdım. Bir arkadaşım vardı, sonradan çeşitli bakanlıklarda vazife gördü o demiş ki, -ismi Fatma’ydı ya kızın- “Fatma” demiş, “Bülent senin için o kadar klas o kadar güzel şiirler yazdı ki, bir görsen hayran olursun, çok beğenirsin” demiş. Benim haberim yok. Ben Cebeci’de arkadaşlarımla birlikte bir bekâr evinde kalıyorum. Tak tak, bir gün kapı çalındı. Açtım kapıyı, baktım karşımda kızcağız.
– “Ne var?” dedim.
– ‘’Bülent filan bana söyledi benim için şiir yazmışsın, o şiirleri senden istemek için geldim.’’
– “Vermem” dedim.
– Bak, ‘’kimseye kızmadım, kimseye rica etmedim, senden rica ediyorum, ver o şiirleri bana…’’
-“Vermem”, o şiirler benim duygularımı ortaya koyuyor.
Şu basitliğe bakın.
-Senin nazarında dedim, erkeklerin hiçbir kıymeti yok.
Buna nereden geldim? Öğrendim ki bu arkadaşım, erkek arkadaşlarıyla ve kız arkadaşları ile birlikte Çubuk Barajına gitmiş. Öğrenince çılgınlara döndüm.
‘’Nasıl olur, benim haberim olmadan gidebilir?’’
Sanki benim nikâhlı eşimmiş gibi. Bu da işin üzerine binince tamamen kopmak istedim.
Geceleri uyuyamıyorum, “acaba sabahleyin fakülteye gelecek mi?” diye düşünüyorum. Fakülteye geliyor, Onun bulunmuş olduğu yerde, kat’iyyen ben olmuyorum, çekip başka tarafa gidiyorum. Böyle saçma sapan bir takım davranışlar. Ama şiirler yazdım kendi kendimle sevdalandım durdum, başka şiirlerim oldu. Bunları kendisine anlatmadım.
Mezun olduk. O da mezun oldu, ben de mezun oldum. Benim şiirlerimin çıkmasını, basılmasını, bir kitap haline gelmesini çok istiyordu. Yeminle söylüyorum, çok enteresan hadiseler oluyor bazen insanın hayatında. Fakülteden mezun olduktan sonra askerliğimi yaptım. Ben muhafız alayında, Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayında. Kitabımı bastırdım, şiirlerimi muhtevi şiirlerimi bastırdım. Ondan bir tane aldım, cebime koydum, üzerimde lacivert bir elbise var. Çıktım Kızılay’a geldim. Kızılay’da bir noktadan karşı tarafa geçeceğim. Kalabalık ana baba günü, kendi kendime dedim ki:
 “Ya bu kız bu kitabın çıkmasını çok istemişti, onu görsem de kitabı versem kendisine. Ve kendisi için yazmış olduğum şiirleri hiç olmazsa bu münasebetle görmüş olur.”
Bu ışıktan karşı tarafa geçerken tam ortada karşılaştık. Dedim ki “Fatma, az önce seni düşünüyordum, kitabım çıktı. Onu sana şimdi sunuyorum, al” dedim, aldı “teşekkür ederim“ dedi. Başka türlü konuşmadık, o ayrıldı ben ayrıldım. Bu defa beni bir merak sardı:
-Acaba şiiri okuduktan sonra nasıl bir kanaat içerisinde oldu, ne düşünüyor şiir üzerinde veya benim üzerimde?
Ben ayrı bir yerde oturuyorum Ankara’da. Tandoğan Meydanında. Orada arkadaşlarımla birlikte 3 yıl oturmama rağmen onu katîyyen görmedim hiç. Hangi mahallede oturduğunu da bilmiyorum. Ama kendisine o şiir kitabını verdikten bir gün sonra çıktım evimden, otobüs durağına geldim. Baktım bu da otobüs durağında bekliyor. Oralarda bir tanıdığı olsa gerek herhalde, oraya gelmiş.
-Dedim ki sana verdiğim şiir kitabını okudun mu?
-Okudum, dedi.
-Peki senin için yazdığım şiirleri gördün mü?
-Yok, hiç farkında değilim, dedi.
Bir tokat yedim mi suratıma?
Troleybüs geldi, kimse yok troleybüste. En öne oturdu, gittim inadına en arkaya oturdum. Yine kat’iyyen konuşma filan yok.
O zaman o da bekar, aynı zamanda ben de bekarım.
Derken, efendim tekrar bir kopukluk meydana geldi. Ben evlendim. O evlendi, evlendiğini duydum. Son derece güzel bir kız, vizon kürkler içerisinde, böyle dolaşıyor. Bir gün Ankara’da, bir akşam karanlığında ben bakanlıktan çıktım; kitap bastırıyoruz bir matbaada, o kitapların durumlarını öğrenmek için matbaaya gidiyorum. Tam Milli Kütüphanenin önünden geçerken bu kızcağızla karşılaştım.
O karşıdan geliyor, ben bu taraftan gidiyorum.
Karşılaşınca:
-Nereye gidiyorsun? dedi bana.
Doğrusu benimle konuşacağını hiç düşünmüyordum. “Nereye gidiyorsun” dedi.
-“Matbaaya gidiyorum” dedim.
-Ne var matbaada.
-Kitap bastırıyoruz da, acaba ne oldu diye onu öğrenmek için gidiyorum, dedim.
-Ya Bülent! Hala mı kitap, dedi bana.
-Ne yaparsın dedim, işte benim de havam böyle! Kitapla düşüp kalkıyorum. Çekip gideceğini sandım, gitmedi. Ben de bekliyorum ama başımız önümüzde ikimizin de.
-“Bana niye gelmiyorsun?” dedi.
Hiç düşünmemiştim, hiç tahmin etmiyordum bana böyle bir soru soracağını.
– İstiyor musun dedim, sana gelmemi?
– Tabi dedi. Gelsene bana, yalnız gelmeden önce haberim olsun, dedi.
Anladım süslenecek o bakımdan haberim olsun diyor. Kendisine haber verdim bir gün, çıktım gittim. Ben kültür Bakanlığı’nda müsteşar yardımcısıyım, benim kapımda bir sekreter var. O hatun kişinin makamına girmek için iki ayrı odadan, iki ayrı sekreterden geçmek lazım. Birinci sekreterden geçtim, ikinci sekreterden geçtim. Üçüncü odada kendisinin karşısına dikildim. Beni çok iyi karşıladı. Ben, masanın bir tarafına oturdum. O makamından kalktı, masanın karşı tarafına oturdu. Aynen, Allah şahit, aramızdaki konuşma aynen şöyle oldu. Bana dedi ki,
–‘’Biliyor musun Bülent, benim 4 yıllık fakülte hayatımı zehir ettin sen bana, zehir ettin’’ dedi. 
-Şimdi ne söyleyeyim. Dedim ki:
 ‘’Bak köprülerin altından çok sular aktı ve aradan çok zaman geçti, senin hiç bilmediğin bir konu var. Şimdi o konuyu burada ben sana açmak durumundayım. Doğru, fakültede benim bir takım yanlışlarım, hareketlerim oldu, kıskançlıklardan ötürü filan ama onun altında yatan çok önemli bir sebep var ve senin bilmediğin bir husus. Onu bugün şimdi sana, senin bu sorundan sonra açıklamak istiyorum. Senin haberin yok, ben o yıllarda sana deli divane âşıktım, ama söyleyemiyordum bir türlü. İçimde tutuyordum, bütün o yanlış hareketler, hep benim o büyük sevdamdan kaynaklanıyordu, anlatamıyordum.’’
Elini vurdu masaya:
-‘’Ne demek söyleyemiyordun? Yahu Bülent, her gün bağıra bağıra anlatıyordun’’ dedi.
Bütün samimiyetimle söylüyorum, şaşırdım kaldım.
– ‘’Yani dedim Fatma, sen o yıllarda gerçekten sana âşık olduğumu anlamış mıydın?’’
-‘’Anlamamak için dünyanın en aptal kadını olmak lazım, elbette anladım. Niye söylemedin’’ dedi.
Vallahi, billahi, tallahi, samimi kanaatimi orada kendisine anlattım. Dedim ki,
–‘’Bak o yıllarda seni o kadar, o kadar, o kadar büyük bir yürekle seviyordum ki, kendimi sana layık görmüyordum. Çok düşündüm, ben dedim ki ben gitsem bu kızcağıza evlenme teklifinde bulunsam. O da beni kabul etse yazık olur bu kıza. Çünkü o benden çok daha üstün özelliklere sahip bir kimseyle evlenmiş olmalıdır. O bakımdan sana öyle bir teklifte bulunamadım’’ dedim.
Elini vurdu masaya,
–‘’Ya Bülent, benim için şeref olurdu, benim için şeref olurdu.’’
Benim deli divane aşık olduğum kızdan 20 yıl sonra dinlemiş olduğum tek cümle budur ve ben onun serçe parmağını bile tutmadım, serçe parmağını. Benim zamanımda veya benim yaşayışımda aşk böyleydi. Ben öyle bir duygu içerisinde bu kızcağıza olan duygumu “Şaşırdım Kaldım İşte” isimli şiirde ortaya koydum.
“Sözde senden kaçıyorum doludizgin atlarla” Hani fakültede benim yanıma geldiği zaman ben bırakıp başka taraflara gidiyordum ya işte onu kastederek söylüyorum.  
O şaşkınlık hala devam ediyor. Herhalde öyle sanıyorum ölünceye kadar devam edecektir. Ben bu şiiri okudum kendisine, telefonda okudum. Şiirimin yazılmasından sonra gördüm ki, arkadaşlarım bana yapmış oldukları açıklamalardan öğrendim ki çok beğenilen şiirlerden birisi olmuş ve 2 milyon kişi bu şiiri işte bilmem ne kanalı ise oradan dinlemişler. Bir telefon açtım kendisine. Dedim ki "Fatma senin için yazmış olduğum şiir biliyor musun, 2 milyon kişi tarafından okunmuş, beğenilen bir şiir olmuş" dedim. Bana telefonun öteki ucundan “şımarma” dedi. ‘’Hayır hiçbir şımarıklığım yok’’ dedim. Öylece kaldı.
Kaynakça: https://www.maarifinsesi.com/sasirdim-kaldim-iste-siiri-ve-hikayesi/

"Bu aşk hikayesinin benzeri, ne yarım kalmış hayatlar vardır. Sessizce çekip gidenler, yaşanmış onca hatırayı yok sayanlar, hiçbir şey olmamış gibi vefasızlık içinde kalanlar, eskiyi hatırlamamak için nice yenilere kucak açanlar ve daha neler neler. Bazen erkek çeker gider, bazen kadın. Geride hep duygu ve aşkla yoğrulmuş bir kalp bırakırlar. Gidenler yıktığı enkazı görmekten acizdir, hiçbir şey olmamış gibi yok sayarak yaşamaya devam ederler. Kavuşmak, hayal gibi kalır işte. Bazen de iki tarafta sevdiği halde anlamsızca uzaklaşırlar birbirinden. Anlaşılmaz engeller vardır aralarında. Bir türlü bu engelleri aşmayı denemezler,  sadece susarlar ve sessizliğe gömülürler, sonunda yine çekip giderler. Geride ne kalır? Yakıp kül eden koca bir Aşk. 
Nedir ki Aşk?  Aşk; bir bilinmezlik hali. Tanımlara göre aşk, karşılıklı olunca güzel ve yaşanılır bir sevgi yumağı ve bütünleşme haliyken, karşılıksız olunca yakıcı bir ızdırab ve acı bir kalp sızısı. Bu iki durumu da "yaşayanlar" ancak hakkıyla bilir. Selam olsun o aşka. Buradaki şiir ve hikayesi; aşk içinde kalanlara, aşka dalanlara, geride kalanlara, çekip gidenlere, sevip de ayrılanlara, gözleriyle yalan söyleyenlere, kalpten sevip kavuşanlara, sebepsiz ayrılanlara, nice yaşanmış duyguyu yok sayıp birilerini kullananlara usta şairden ithaf olsun."
| | | Devamı... 0 yorum

Trigonometri Açı Modülleri Programı

Trigonometri Açı Modülleri Programı, özellikle öğretmenlere trigonometri alanında çeşitli etkinlikler ve uygulamalar hazırlamada kolaylık sağlamak amacıyla geliştirilmiştir. Açı birimlerinin dönüşümleri, toplama-çıkarma işlemleri ve çarpma işlemleri gibi temel trigonometri konularını kapsayan modüller sayesinde, öğretmenler hızlıca soru ve cevap PDF dosyaları oluşturabilirler. Böylece sınıf içi etkinlikler, bireysel çalışmalar ve sınav hazırlıkları için pratik materyaller oluşturmak çok daha kolay hale gelir.

Trigonometri Açı Modülleri Programı, Python programlama dili ve Tkinter kütüphanesi kullanılarak geliştirilmiştir. Tkinter, Python’un standart GUI (grafik kullanıcı arayüzü) kütüphanesi olup, platformlar arası uyumluluk sağlar ve kolay arayüz tasarımı yapmaya olanak tanır. PDF dosyalarının oluşturulması için ise ReportLab kütüphanesi kullanılmıştır. Program, Windows, macOS ve Linux gibi farklı işletim sistemlerinde çalışabilir. Python’un esnekliği sayesinde hem eğitim hem de profesyonel amaçlarla rahatlıkla kullanılabilecek bir araç olarak tasarlanmıştır. 

| | | Devamı... 0 yorum

Ebob-Ekok Oluşturucu (Python Kod)

"Ebob-Ekok Oluşturucu" Python programı, özellikle ortaokul seviyesindeki öğrenciler için matematiksel kavramların daha iyi anlaşılmasına yardımcı olmak amacıyla geliştirilmiştir. Bu yazılım, rastgele seçilen sayılarla EBOB (En Büyük Ortak Bölen) ve EKOK (En Küçük Ortak Kat) hesaplamalarını otomatikleştirerek, öğretmenlerin ve öğrencilerin alıştırma yapmalarını kolaylaştırır. Bu programın temel amacı, öğrencilerin EBOB ve EKOK kavramlarını uygulamalı bir şekilde öğrenmelerini sağlamaktır. Öğrenciler, rastgele oluşturulan sayı gruplarının asal çarpanlarını ayırarak bu değerleri hesaplamayı öğrenirler. Ayrıca, programın çıktısı olan PDF dosyaları, öğretmenlerin sınıf içi etkinliklerde veya ödevlerde kullanabileceği alıştırma sayfaları sunar. 
Çarpan ve Katlar konusunda EBOB ve EKOK işlemleinin daha iyi anlaşılması için 300 den küçük sayılar arasından rasgele sayılar seçerek, ikili ya da üçlü sayı grupları oluşturup, bunların EBOB - EKOK değerlerinin bulunması şeklinde alıştırma sayfasını oluşturan PYTHON kodlaması aşağıda verilmiştir. Program arayüzü aşağıdaki gibidir: 
Kodlamada istediğiniz şekilde özelleştirmelerde bulunabilir, yeni özellikler ve iyileştirmeler yapabilirsiniz. Programda en fazla 100 kadar işlem oluşturulabilmekte ve sayı grupları 2'li veya 3'lü grup olarak seçilebilmektedir. 
Program çıktısı A4 sayfa düzenine göre hazırlanmıştır. Programın Python kodu aşağıdaki gibidir. Aşağıdaki kod düzenini kopyalayarak üzerinde istediğiniz gibi değişikliklikler yapabilirsiniz. Özellikle ortaokul kademesinde alıştırma yaprakları oluşturmada program büyük kolaylık sağlayacaktır. Program sayesinde hazırlanan etkinlikler yardımıyla öğrenciler, öğretmen rehberliğinde sınıf içi etkinliklerde alıştırmalarla EBOB ve EKOK hesaplamalarını öğrenebilirler. Ayrıca evde yapacakları ödevlerle konuyu pekiştirme imkânı bulurlar. Sınav hazırlığı sürecinde de bu pratik alıştırmalar sayesinde konuyu daha iyi anlama fırsatı yakalarlar. Öğretmenler ise sınıf seviyesine uygun zorlukta, özelleştirilmiş alıştırmalar hazırlayarak öğrencilerin ihtiyaçlarına yönelik destek sağlayabilirler. Kadir PANCAR
| | | | | Devamı... 0 yorum

Açı İşlemleri ve Grafik Çizimi Programı

Trigonometri Açı İşlemleri ve Grafik Çizimi  programı, ihtiyaca binaen yazılmış küçük bir modüldür. Temel trigonometrik açı işlemlerini kolay ve hızlı bir şekilde gerçekleştirmek amacıyla geliştirilmiş kapsamlı bir araçtır. Kullanıcı dostu arayüzü sayesinde, trigonometrik hesaplamalarla uğraşan öğrencilerden mühendis ve matematikçilere kadar herkes için basit hesaplamaları zorlanmadan yapar. Açıyı saniyeden dereceye dönüştürme, girilen açının trigonometrik fonksiyon değerlerini hesaplama, girilen iki açı için açılar üzerinde toplama, çıkarma ve çarpma işlemleri yapma ve basit  trigonometrik fonksiyon grafik çizimleri gibi işlemleri kolayca yapabilir. Program, trigonometrik fonksiyonların grafiklerini görsel olarak çizme imkânı da sunarak, matematiksel kavramların görselleştirilmesini sağlar.

 

| | | Devamı... 0 yorum

Asal çarpan Hesaplama Modülü (Python Kod)

Asal sayı, yalnızca 1 ve kendisi olmak üzere iki pozitif böleni olan bir doğal sayıdır. Bir sayının asal sayı olabilmesi için 1’den büyük olması ve kendisinden başka hiçbir sayıya tam bölünmemesi gerekir. En küçük asal sayı 2’dir ve aynı zamanda tek çift asal sayıdır. 1 asal sayı olarak kabul edilmez, çünkü yalnızca bir pozitif böleni vardır. Asal sayılar, matematikte sayıların yapı taşları olarak kabul edilir ve diğer doğal sayılar bu asal sayıların çarpımıyla elde edilebilir. Asal çarpan, bir sayının asal olan çarpanlarına denir. Örnek olarak 20 sayısının asal çarpanları 2 ve 5 tir. 1, 4, 10, ve 20 ise 20 sayısını tam olarak böldüğü halde asal çarpan değildir. 
Fibonacci sayısı, Fibonacci dizisinde yer alan bir sayıdır. Bu dizi, 1 ile başlar ve her sayı kendisinden önce gelen iki sayının toplamı olarak elde edilir. Yani dizinin ilk terimi 1 sonraki terim 1’in toplamı olan 1, üçüncü terimi 1 ile 1’in toplamı olan 2, dördüncü terimi 1 ile 2’nin toplamı olan 3 şeklinde devam eder. Bu şekilde oluşan sayı dizisi 1, 1, 2, 3, 5, 8, 13, 21, 34, 55... şeklindedir. Fibonacci sayıları hem matematikte hem de doğada sıkça karşımıza çıkar. Bitkilerin yaprak dizilimleri, çiçeklerin yapısı ve bazı hayvanların büyüme düzenleri gibi doğal örneklerde bu sayıların izine rastlanabilir. Ayrıca bilgisayar bilimleri ve algoritmalar gibi teknik alanlarda da kullanılır. 
Yukarıda anlatılan matematiksel tanımlara benzer şekilde, sayı özelliklerini görmek amacıyla bir program hazırlama gereği duyduk. Buna göre “Asal Çarpan Hesaplama Modülü” adlı Python uygulaması, öğrencilerin ve matematik meraklılarının bir sayının özelliklerini detaylı biçimde inceleyebilecekleri çok işlevli bir modül olarak tasarlanmıştır. Bu programın odak noktası, kullanıcı tarafından girilen pozitif bir tam sayının asal çarpanlarını ve daha birçok matematiksel niteliğini hesaplamak ve göstermek, böylece sayılarla ilgili kavrayışı derinleştirmektir. Programın işlevleri arasında şunlar yer alır: Verilen sayının asal olup olmadığını belirleme, Sayının asal çarpanlarını bulma, Sayının pozitif ve negatif tüm bölenlerini listeleme, Asal olmayan pozitif bölenleri ayırma, Tek ve çift pozitif bölenleri tespit etme, Pozitif bölenlerin toplamını hesaplama, Pozitif bölenlerin çarpımını bulma, Sayının Fibonacci dizisinde olup olmadığını kontrol etme, Sayının “mükemmel sayı” olup olmadığını belirleme, Sayının palindrom (tersiyle aynı) olup olmadığına bakma, Sayının karekök değerini hesaplama, Sayının asal çarpanlarının üs gösterimli biçimini hazırlama  
Teknik yapısı bakımından program, Python’un standart ve yaygın kütüphanelerini kullanır. Örneğin math kütüphanesi karekök işlemleri ve sayısal hesaplamalar için kullanılırken, tkinter kütüphanesi grafiksel kullanıcı arayüzünü (GUI) oluşturmak için devreye girer. Burada program kodlarını kullanarak gerekli arayüz iyileştirmelerini yapabilirsiniz. Arayüz penceresi kullanıcıdan bir sayı girişi alır ve “Hesapla” düğmesine basıldığında tüm bu özellikleri hesaplayıp ekranda uygun metin kutularında gösterir. Program ayrıca girilen sayının asal çarpanlarını üs gösterimiyle biçimlendirir. Bu, öğrencilerin asal çarpanlara ayırma işlemini hem sayı düzeyinde görmelerine hem de sembolik olarak kavramalarına yardımcı olur.  
Amaç açısından bu modülün temel hedefi, sayılarla ilgili birçok kavramı tek bir uygulamada kapsayarak, kullanıcıların asal çarpanlara ayırma, bölenler, mükemmel sayı, Fibonacci, palindrom gibi kavramları bir bütünlük içinde öğrenmesini sağlamaktır. Öğrencilerin soyut kavramları somut örneklerle görerek pekiştirmesini, sayısal düşünme becerilerini geliştirmesini destekler. Aynı zamanda öğretmenler için de derste anlatılan teoriyi uygulamaya dönüştürecek bir yardımcı rol üstlenir. Kullanım açısından uygulama oldukça kullanıcı dostudur. Kullanıcı, arayüzde bir sayı girer, “Hesapla” butonuna basar; program da anında sayının tüm yukarıda sayılan özelliklerini hesaplayıp ekranda gösterir. Hatalı ya da negatif giriş yapıldığında uygun uyarılar verilir. Böylece hem öğretmen tarafından ders materyali olarak hem de öğrencilerin bireysel alıştırmaları için kullanışlı bir araç haline gelir.  
Anlatılan sayı özelliklerini hesaplayan Python kodlu matematik programı, görseli aşağıda verilmiştir. Resmi büyütüp yazılımın özelliklerini inceleyebilirsiniz. Programın "exe" formatlı hali ve açık kaynak kodu da ekli dosyada ilave edilmiştir. Derslerinizde kullanabilirsiniz. Kadir PANCAR
 

Aşağıdaki Yazılar İlginizi Çekebilir!!!