Münacaat, İsmet Özel

Etiketler :
İsmet Özel, 19 Eylül 1944 yılında Kayseri’de doğmuş Türk edebiyatının kendine has şairlerinden biridir. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’nden 1962’de mezun olan İsmet Özel, hem şiirleriyle hem de düşünce yazılarıyla Türkiye’nin entelektüel hayatında derin izler bırakmıştır. Edebi yaşamına 1960’larda toplumcu bir anlayışla başlayan İsmet Özel, bu dönemde sol görüşe yakın bir çizgide durarak bireyin özgürlüğü, adalet, eşitlik ve toplumsal mücadele konularını ele almıştır. Ancak 1970’lerden itibaren düşünsel bir dönüşüm geçirmiş ve İslamcı-muhafazakâr bir perspektife yönelmiştir. Bu değişim onun hem dili hem de temaları üzerinde belirgin bir etki oluşturmuştur.
Şiirlerinde bireyin varoluşsal acılarını, modern dünyanın yabancılaştırıcı etkilerini, iman, özgürlük ve kimlik meselelerini derin bir felsefi sorgulamayla işler. Özel’in dili yoğun, sembolik ve düşünsel bir karakter taşır, polemiklere müsait görüşleri vardır.
İsmet Özel’in en önemli şiir kitapları arasında Geceleyin Bir Koşu (1966), Evet, İsyan (1969), Cinayetler Kitabı (1975), Celladıma Gülümserken (1984), Erbain (1987), Bir Yusuf Masalı (1997), Of Not Being A Jew (2005) sayılabilir. 
Şiirlerinin yanı sıra deneme ve düşünce yazıları da büyük yankı uyandırmıştır. Üç Mesele (1978) adlı eserinde teknoloji, medeniyet ve yabancılaşma üzerine fikirler geliştirmiştir. Şiir okuma kılavuzu (1980), Zor Zamanda Konuşmak (1984), Taşları Yemek Yasak (1985), Bakanlar ve Görenler (1985), İrtica elden gidiyor (1986),Neyi kaybettiğini hatırla (1994), Vel Asr (1995), Surat Asmak Hakkımız (1987), Tehdit Değil Teklif (1987), Waldo Sen Neden Burada Değilsin? (1988), Tavşanın Randevusu (1996), Cuma Mektupları (1995–2004), Bilinç Bile İlginç (2000), Kırk Hadis (2004), Henry Sen Neden Buradasın? (2004), Kalın Türk (2006), Çenebazlık (2006), Şairin Devriye Nöbeti (2009–2011), Desem Öldürürler Demesem Öldüm (2012), Bir Akşam Gezintisi Değil, Bir İstiklâl Yürüyüşü - 1 (2012), Bir Akşam Gezintisi Değil, Bir İstiklâl Yürüyüşü - 2 (2012), Pergelin Yazmaz Sivri Ucu (2021), İslamla Damgalanmış Varoluş (2021) kitaplarında modern toplumun sorunlarını, Batı medeniyetine dair eleştirilerini ve entelektüel sorumluluk konularını işler. 
İsmet Özel, 2007 yılında kurulan İstiklâl Marşı Derneği’nin de kurucularındandır. Bu dernek aracılığıyla Türkiye’nin bağımsızlık bilincini, milli kimlik ve kültür konularını gündemde tutmayı amaçlamıştır. Hayatı boyunca dergilerde, konferanslarda ve radyo programlarında düşüncelerini paylaşarak entelektüel etkisini sürdürmüştür.
İsmet Özel, hem sol hem de İslamcı çevrelerde derin izler bırakmıştır. Kendisini sadece bir şair ya da yazar olarak değil, düşünce dünyasında yerli bir duruşun temsilcisi olarak konumlandırır. Şiirleri ve denemeleriyle modern insanın varoluş sorunlarını, toplumun kimlik arayışını ve Türkiye’nin kültürel dönüşümünü anlamak için önemli bir kaynak oluşturur.
Münacaat 
Bu yaşa erdirdin beni, gençtim almadın canımı
ölmedim genç olarak, ölmedim beni leylâk
büklümlerinin içten ve dışardan
sarmaladığı günlerde
bir zamandı
heves ettim gölgemi enginde yatan
o berrak sayfada gezindirsem diye
ölmedim, bir gençlik ölümü saklı kaldı bende.

Vakti vardıysa aşkın, onu beklemeliydi
genç olmak yetmiyordu fayrap sevişmek için
halbuki aşk, başka ne olsundu hayatın mazereti
demedim dilimin ucuna gelen her ne ise
vay ki gençtim
ölümle paslanmış buldum sesimi.


Hata yapmak
fırsatını adem'e veren sendin
bilmedim onun talihinden ne kadar düştü bana

gençtim ben ve neden hata payı yok diyordum hayatımda
gergin bedenim toprağa binlerce fışkını saplar idi
haykırınca çeviklik katardım gökyüzüne
bir düşü düşlere dalmaksızın kavrayarak
bulutu kapsayarak açmadan buluta içtekini
tanıdım ademoğlu kimin nesiymiş
ter döküp soru sormak nereye sürüklermiş kişiyi.

Çeşme var, kurnası murdar
yazgım
kendi avucumda seyretmek kırgın aksimi.

Gençtim ya, ne farkeder deyip geçerdim
nehrin uğultusu da olur, dalların hışırtısı da
gözyaşı, çiğ tanesi, gizli dert veya verem
ne fark eder demişim
bilmeden farkı istemişim.

vay beni leylâk kokusundan çoban çevgenine
arastadan ırmaklara çarkettiren dargınlık!

yola madem
çöllerdeki satrabı yalvartmak için çıkmıştım
hava bozar, yüzüm eğik giderdim yine
yaza doğru en kuduzuyla sürüngenlerin sabahlar
yola devam ederdim.

Gençtim işte şehrin o yatık raksından incinen yine bendim
gelip bana çatardı o ruh tutuşturucu yalgın
onunla ben
hep sevişecek gibi baktık birbirimize.
bir kez öpüşebilseydik dünyayı solduracaktık.

Oysa bu sürgün yeri, bu pıtraklı diyar
ne kadar korkulu yankı bulagelmiş gizlerimizde
hani yok burda yanlışı yoklayacak hiç aralık
bütün vadilere indik bir kez öpüşmek için
kalmadı hiç bir tepe çıkılmadık
eriyeydik nesteren köklerine sindiğimizce
alıcı kuş pençesiyle uçarak arınaydık
ah, bir olaydı diyorduk vakar da yoksanaydı
doğruydu böyle kan telef olmasın diye çabalamamız
ama kendi çeperlerimizi böyle kana buladık
gönendi dünya bundan istifade
dünya bayındırladı:
bir yakış, bir yanış tasarımı beride
öte yakada benî âdem
her gün küsülü kaldık.


Bunca yıl bu gücenik macera beni tutuklu kılan
artık bu yaşa erdirdin beni, anladım
gençken almadın canımı, bilmedim
demek gökten ağsa bile tohum yürekten düşecekmiş
çünkü hataya bağışık büyük hatadan beri nezaret yer
çiğ tanesi sanmak ne cüret, gözyaşıymış
insanın insana raptolduğu cevher.


Şimdi tekrar ne yapsam dedirtme bana yarabbi
taşınacak suyu göster, kırılacak odunu
kaldı bu silinmez yaşamak suçu üzerimde
bileyim hangi suyun sakasıyım ya rabbelalemin
tütmesi gereken ocak nerde?
İsmet Özel 

0 yorum:

Fayda vermeyen ilimden Allah'a sığınırım. İlim; amel etmek ve başkalarıyla paylaşmak içindir. Niyetimiz samimiyetle insanlara yararlı olmaktır, akıbetimiz bu vesileyle güzel olsun. Dua eder, dualarınızı beklerim...

"Allah'ım; bana fayda sağlayacak ilimleri öğret ve ilmimi ziyadeleştir."

“Allahım! Sana teslim oldum, sana inandım, sana güvendim. Yüzümü, gönlümü sana çevirdim. İşlediğim tüm günahlarımı affeyle! Ey kalbleri çeviren Allahım! Kalbimi dînin üzere sâbit kıl. Beni Müslüman olarak vefât ettir ve beni sâlihler arasına kat!”

“Rabbim! Bizi doğru yola ilettikten sonra kalplerimizi eğriltme! Bize tarafından bir rahmet bağışla.Öne geçiren de sen, geride bırakan da sensin. Muhakkak ki lütfu en bol olan Sen’sin. Senden başka ilâh yoktur."

Lâ ilâhe illallah Muḥammedürrasulüllâh


KADİR PANCAR

Aşağıdaki Yazılar İlginizi Çekebilir!!!