Etiketler :
ibadet
ilmihal
kurban ibadeti
KURBAN Zilhicce ayının onuncu, on birinci, on ikinci günleri ile on birinci, on ikinci gecelerinde ibâdet ve Allâh’a yakınlık niyeti ile kesilen beş nevi hayvana (deve, koyun, keçi, manda ve sığır) kurban denir. Zarûrî ve aslî ihtiyaçları ve borçlarından sonra nisâb miktârı malı olan her Müslümana senede bir kere Kurban Bayramı günlerinden birinde kurban kesmek vâcibdir.
اَسْتَعِيذُ بِاللهِ : إِنَّا أَعْطَيْنَاكَ الْكَوْثَرَ. فَصَلِّ لِرَبِّكَ وَانْحَرْ. (سورة الكوثر“(Habîbim Ahmed,) Şüphe yok ki biz sana Kevser’i verdik. Sen de Rabb’in için namaz kıl ve kurban kes...” (Kevser Sûresi, âyet 1-2)
KURBAN İBADETİNİN MÜSTEHABLARI 1- Kurban edilecek hayvanı kurban günlerinden evvel alıp beslemek. 2- Kesileceği yere incitmeden ve hürmet ile götürmek. 3- Kesebiliyorsa kendisi kesmek. 4- Kesemiyorsa ehil bir kimseyi vekil edip kesilirken hazır bulunmak.
قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: لَا تَضْرِبُوا وُجُوهَ الدَّوَابِّ، فَإِنَّ كُلَّ شَيْءٍ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ. (طس)“Hayvanlara vurmayınız. Zira bütün her şey Allâhü Teâlâ’ya hamdederek tesbih eder.” (Hadîs-i Şerîf, Taberânî, el-Mu’cemü’s-Sağîr)
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) kızına buyurdular ki: “Ey Fâtıma, kalk ve kurbanının kesilmesine şâhid ol. Zîrâ kanından ilk damlası yere düştüğünde, işlediğin her bir günâhın af ve mağfiret olunur. Ve ‘İnne salâtî ve nüsükî ve mahyâye ve memâtî lillâhi rabbi’l-âlemine lâ şerîke leh.’ duâsını oku.”
عَنِ الْحَسَنِ بْنِ عَلِيٍّ رَضِيَ اللهُ تَعَالَى عَنْهُ، قَالَ : أَمَرَنَا رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَنْ نَلْبَسَ أَجْوَدَ مَا نَجِدُ، وَأَنْ نَتَطَيَّبَ بِأَجْوَدِ مَا نَجِدُ، وَأَنْ نُضَحِّيَ بِأَسْمَنِ مَا نَجِدُ. (طب) “Hz. Hasan buyurdu: Resûlüllâh (s.a.v.) bize (bayramlarda) bulabildiğimizin en güzelini giymemizi, en güzeliyle kokulanmamızı ve en semiz kurbanı kesmemizi emretti.”(Hadîs-i Şerîf, Taberânî, el-Mu’cemü’l-Kebîr)
5- Bıçağın büyük ve keskin olması. 6- Kurbanın iki şah damarı ile yemek ve nefes borusunu kesmek. 7- Hayvan ölmeden derisini yüzmemek. 8- Kurbanı keserken kurbanın âzâ(organ)ları ve parçaları mukâbilinde kendi vücûdunun ve bütün âzâlarının cehennemden âzâd olmasına niyet etmektir.
KURBAN KESERKEN BESMELE “Bismillâhi Allâhü Ekber”den sonra hiçbir şey ile meşgul olmayıp kurbanı hemen boğazlamak şarttır. Besmeleden sonra bıçak bilenirse besmeleyi tekrar etmek lâzımdır. “Bismillâhi Allâhü Ekber” dedikten sonra kurban yerinden kalkıverse yatırılıp keserken tekrar besmele çekilir. Besmeleden sonra elindeki bıçağı bırakıp diğer bir bıçak alsa besmeleyi tekrar etmek lâzım olmaz. Bir kurban üzerine besmele okuduktan sonra onu bırakıp diğerini kesecekse besmeleyi tekrarlamak lâzımdır. Birkaç kurbanı birbiri ardınca boğazlasa her birinde besmeleyi tekrarlamak lâzımdır.
قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَنْ ضَحَّى طَيِّبَةً بِهَا نَفْسُهُ، مُحْتَسِبًا لِأُضْحِيَّتِهِ، كَانَتْ لَهُ حِجَابًا مِنَ النَّارِ. (طب “Kim gönül hoşluğuyla ve sevap umarak kurbanını keserse, (bu kurban) o kimse için ateşten (koruyan) bir perde olur.” (Hadîs-i Şerîf, Taberânî, el-Mu’cemü’l-Kebîr)
OSMANLI’DA KURBAN İBADETİ Eski İstanbul’da kurbanlık olarak daha ziyade koyun veya koç tercih edilirdi. Hayvanlar günümüzdeki gibi Rumeli ve Anadolu illerinden İstanbul yakınlarına getirilir, miktarı ve ne zaman İstanbul’a getirileceği hükümete bildirilirdi. Bunların şehir içine girmesiyle sokaklar kurbanlıklarla dolardı. Daha çok Karaman ve Kıvırcık cinsi koyunlar tercih edilirdi. Payitahta getirilen koyunların fiyatı ağnam müdürü ve ehl-i vukûf tarafından kararlaştırılırdı. Tespit edilen fiyat hükümete ulaştırılır ve haksız kazancın önüne geçmek için halka ilan edilmek üzere İstanbul kadısına bildirilirdi. Koyunların fiyatı cinslerine göre “en iyisi” veya “orta hallisi” şeklinde belirlenirdi. Satın alırken hayvanın yavrulu olmamasına, gözlerinin sağlam olmasına, boynuzlarının kırık veya herhangi bir azasının noksan bulunmamasına hususiyetle dikkat edilirdi. Satın alınan kurbanlıklar güzelce yıkanır, tüyleri taranır, boynuzları zeytinyağlarıyla yağlanır, temiz otlar üstüne yatırılarak bayram gününe kadar ahırda veya bahçede beslenirdi.
Bu arada geçmişler adına kesilecek kurbanlar, boynuzlarına kurdele bağlanarak diğerlerinden ayrılırdı. Süleymaniye, Beyazıt, Sultanahmed gibi selâtin camilerinde kılınan bayram namazından sonra sıra kurbanların kesilmesine gelirdi. Kesebiliyorsa ev sahibi kurbanını kendisi keser, aksi halde kasap çağırır ve “kurbanımı kesmeye sizi vekil tayin ettim” diye vekâlet verirdi. Kurbanlar kesildikten sonra ev sahibi iki rekât şükür namazı kılardı.
قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَا عَمِلَ آدَمِيٌّ مِنْ عَمَلٍ يَوْمَ النَّحْرِ أَحَبَّ إِلَى اللهِ مِنْ إِهْرَاقِ الدَّمِ. (ت)Âdemoğlu, Kurban Bayramı günü Allah için kurban kesmekten daha sevimli bir iş yapmış olamaz.” (Hadîs-i Şerîf, Sünen-i Tirmizî)
KURBAN NASIL KESİLİR? Kurban kesmeye “Yâ Rabbi! Şu vücudum sana karşı o kadar hata ve isyan etti ki affedilebilmem için bu vücudu sana kurban etmem lazım. Fakat sen insan kurban etmeyi haram kıldığından vücuduma bedel olarak bu hayvanı kesiyorum, kabul eyle.” diyerek niyet edilir. Besmele-i şerîfe ile; “İnnî veccehtü vechiye lillezî fetara’s-semâvâti ve’l-arda hanîfen ve mâ ene mine’l-müşrikîn.” ve “Allâhümme hâzâ minke ve leke. Allâhümme inne salâtî ve nüsükî ve mahyâye ve memâtî lillâhi Rabbi’l-âlemîn, lâ şerîke leh ve bizâlike ümirtü ve ene evvelü’l-müslimîn” duâlarını okuduktan sonra; “Allâhü ekber, Allâhü ekber, lâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber, Allâhü ekber ve lillâhi’l-hamd, Bismillâhi Allâhü ekber.” deyip hemen kesilir. Kurbanın şu dört şeyi kesilir: 1) Nefes borusu, 2) Yemek borusu, 3 - 4 ) İki şah damarı Bu dördünü de kesmek sünnettir. Bunlardan üçünü kesse helâl olur. Canı çıkıncaya kadar rahat nefes alabilmesi için nefes borusunun sıkışmaması ve içeri kaçmaması sağlanır.
Deveyi gerdanından, koyun, keçi ve sığırı çene ile göğüs arasından, yumrucuk denilen kemiğin altından boğazlamak sünnettir. Kurbanı kıbleye doğru yatırıp (ön ayakları ile arka sol ayağını) bağlayarak kesmek sünnettir. Sığırların dört ayağı bağlanır. Deve ayakta kesilir. Eğer hayvan kaçarsa veya insana hücûm ederse yâhut kuyuya düşüp de boynundan kesmek mümkün olmazsa, kesilmesi niyetiyle “Bismillâhi Allâhü Ekber” diyerek, bir bıçakla veya kesici bir şeyle (herhangi bir yerinden) yaralamak sûreti ile öldürülse helâl olur.
قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِنَّ أَفْضَلَ الضَّحَايَا أَغْلَاهَا وَأَسْمَنُهَا. (حم) Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “Kurbanların en faziletlisi, en pahalı ve en semîz olanıdır.” (Hadîs-i Şerîf, Müsned-i Ahmed)
TEŞRÎK TEKBÎRİ Hz. İbrâhim (a.s.) Hz. İsmâil’i (a.s.) kurban olarak kesmek üzere iken Cebrâil (a.s.) “Allâhü ekber, Allâhü ekber” dedi. İbrâhim (a.s.) bu tekbîri işitince, “Lâ İlâhe illallâhü vallâhü ekber” buyurdu. İsmâil (a.s.) da “Allâhü ekber ve lillâhi’l-hamd” buyurdu. Teşrîk tekbîri, teşrik günlerinde alınan tekbir demektir. Mükellef olan her müslümana vâciptir. Bakara Sûresi’nin “Sayılı günlerde Allâh’ı zikrediniz...” meâlindeki 203. âyeti teşrik tekbirine işâret etmektedir. Zilhiccenin dokuzuncu günü Arefe’dir. Arefe günü sabah namazından başlayarak beş gün; Zilhiccenin 13’üncü, bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar -yirmi üç vakitte- her farz namazın arkasından “Allâhü ekber, Allâhü ekber, lâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber, Allâhü ekber ve lillâhi’l-hamd.” diye tekbir alınır. Sol tarafa selâm verildikten sonra ara vermeden, yerinden kalkmadan, mescidden çıkmadan ve dünyâ kelâmı konuşmadan tekbir getirmek lâzımdır. Teşrik tekbirini münferid (namazını yalnız kılan), imâm, cemâat, mukîm, müsâfir, kadın-erkek herkes okur. Namazın başında imâma yetişemeyen kimse de lâhık (imama sonradan uyan) gibi yetişemediği rek’atleri kazâ edip selâm verdikten sonra bu tekbiri okur.
قَالَ أَصْحَابُ رَسُولِ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَا رَسُولَ اللهِ مَا هَذِهِ الْأَضَاحِيُّ قَالَ سُنَّةُ أَبِيكُمْ إِبْرَاهِيمَ قَالُوا فَمَا لَنَا فِيهَا يَا رَسُولَ اللهِ قَالَ بِكُلِّ شَعَرَةٍ حَسَنَةٌ. (هـ) “Ashâb-ı Kirâm, ‘Yâ Resûlallâh! Bu kurbanlar nedir?’ diye sordular. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ‘Babanız İbrahim aleyhisselâmdan gelen dinî bir vecibedir.’ buyurdu. ‘Kurbanda bize ne sevap vardır?’ dediler. ‘Her bir kılı için bir sevap vardır.’ buyurdular.” (Hadîs-i Şerîf, Sünen-i İbn-i Mâce)
KURBAN KESTİKTEN SONRA NE YAPILIR Kurban kesildikten sonra 2 rek’at teşekkür namazı kılınır. Fâtiha’dan sonra birinci rek’atte 1 Kevser Sûresi (İnnâ a’taynâ...), ikinci rek’atte 1 İhlâs Sûresi (Kul hüvallâhü ehad…) okunur. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular ki: “Kurbanınızı kestiğinizde elinizdeki bıçağı bırakın. Sonra iki rek’at namaz kılın. Müslümanlardan hangisi bu iki rek’at namazı kılar da Allâhü Teâlâ’dan bir şey isterse Allâhü Teâlâ o kimseye elbette istediği şeyi verir.” “Yâ Rabbi! Bu koyun (sığır veya keçi) sendendir, sanadır ve senin rızan içindir. Lütfunla ve kereminle Halîl’in İbrâhim (a.s.) ve İsmâîl (a.s.)’dan ve Habîb’in Muhammed’den (s.a.v.) kabul ettiğin gibi fazlın, lütfun ve kereminle kabul et; yâ Ekrame’l-Ekramîn!..” diye duâ edilir, dîn ve dünya hâcetleri istenir.
GÜCÜ YETMEYİP KURBAN KESEMEYENLER NE YAPMALIDIR? Kurban kesmeye mâlî vaziyeti müsâit olmayanlar, bayramın birinci günü öğleden sonra altı rek’at namaz kılarlar. Namaza şöyle niyet edilir: “Yâ Rabbi, âciz kulun kurban kesemedi. Kurban yerine şu vücûdumu huzûrunda yere sererek kurban ediyorum, beni de kurban kesenler meyânına kabul eyle.” 1. Rek’atte: 1 Fâtiha, 1 İnnâ enzelnâhü..., 2. Rek’atte: 1 Fâtiha, 1 İnnâ a’taynâ..., 3. Rek’atte: 1 Fâtiha, 1 Kul yâ eyyühe’l-kâfirûn..., 4. Rek’atte: 1 Fâtiha, 1 İhlâs-ı şerif, 5. Rek’atte: 1 Fâtiha, 1 Felâk sûresi, 6. Rek’atte: 1 Fâtiha, 1 Nâs sûresi okunur. Her iki rek’atte bir selâm verilir.
KURBAN BAYRAMI GÜNÜ MÜSTEHAB OLAN ŞEYLER 1) Bayram sabahı erken kalkmak. 2) Misvak kullanmak. 3) Gusletmek. (Boy abdesti almak) 4) Güzel koku sürünmek. 5) Temiz ve helâl elbise giymek. 6) Kurban Bayramı’nda fecr-i sâdıkın doğmasından evvelki vakitten (imsaktan) bayram namazını kılıncaya kadar oruçlu gibi, orucu bozan şeylerden uzak durmak. 7) İlk yediği kurban eti olması için yemeği namazdan sonra yemek. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) kurbanın ciğerinden yerlerdi. 8) Mümkün ise namaza yürüyerek gitmek. 9) Namazdan sonra başka bir yoldan dönmek. 10) Neşeli olmak. 11) Çok sadaka vermek. 12) “Tekabbelallâhü minnâ ve minküm” (Allah bizden ve sizden kabul buyursun.) diyerek müslümanlara, akraba, komşu ve sevdiklerine duâ etmek ve onlarla musâfaha etmek. 13) Kurban Bayramı namazına giderken yolda sesli tekbir getirmek.
0 yorum:
Fayda vermeyen ilimden Allah'a sığınırım. “Allah'ım; bana öğrettiklerinle beni faydalandır, bana fayda sağlayacak ilimleri öğret ve ilmimi ziyadeleştir."
İlim; amel etmek ve başkalarıyla paylaşmak içindir. Niyetimiz hayır, akıbetimiz hayır olur inşallah. Dua eder, dualarınızı beklerim...