Hicret ve Yeni Yılbaşı (1 Muharrem)

Allah Rasulü, Mekke’den ayrılıp,bir beldeye doğru yol alıyordu. Hurmalıklarla dolu bu yerin neresi olduğunu tam olarak anlayamamıştı. Bir an Yemame yada Hecer olabileceğini düşünmüş, fakat yanılmıştı. Zira orası daha sonra Medine ismini alacak olan Yesrib şehri idi. Bir rüya görmüştü Hz. Peygamber(s.a.v),tam da müşriklerin baskısı altında bunalan Müslümanların umut ışığı beklediği bir anda…
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
الَّذِينَ آمَنُواْ وَهَاجَرُواْ وَجَاهَدُواْ فِي سَبِيلِ اللّهِ بِأَمْوَالِهِمْ وَأَنفُسِهِمْ أَعْظَمُ دَرَجَةً عِندَ اللّهِ وَأُوْلَئِكَ هُمُ الْفَائِزُونَ

Ayet-i Kerime'de Rabbimiz şöyle buyuruyor:“İman edip hicret eden ve Allah yolunda mallarıyla canlarıyla cihat eden kimselerin mertebeleri Allah katında daha üstündür. İşte onlar başarıya erenlerin ta kendileridir."(1-Tevbe, 9/20) 
 وَقَالَ النَّبِىُّ عَلَيْهِ الصَّلَاةُ وَ السَّلَامُ :
اَلْمُسْلِمُ مَنْ سَلِمَ الْمُسْلِمُونَ مِنْ لِسَانِهِ وَ يَدِهِ, وَالْمُهَاجِرُ مَنْ هَجَرَ مَا نَهَى اللهُ عَنْهُ.

Hadis-i Şerifte Peygamberimiz şöyle buyuruyor: “"İyi bir Müslüman, dilinden ve elinden Müslümanların emin olduğu kişidir. Asıl hicret eden de Allah'ın yasaklarını terk edendir."(2-Buhari, İman, 4.) Hz.Peygamber Efendimiz (s.a.v), Mekke’de tam 13 yıl insanları hakka, doğruya, tevhide çağırdı.Bu ulvi çağrıya icabet ederek ona gönülden inananlar olduğu gibi, bu çağrıyı duymazdan gelenlerde oldu. Mekkeli Müşrikler bütün insanlığa rahmet olarak gönderilen bu güzel nebiye akla hayale gelmeyecek işkence ve zulmü sergilediler. Ona kucak açma, ona ulaşma yerine, onu dışladılar, hayatına kastettiler. Bu ağır baskılar altında tebliğ ve davet görevini yerine getiremeyeceğini anlayan Kâinatın Efendisi,Miladi 622 yılında Mekke’den Medine’ye hicret etti.
Mekke’deki Müslümanlar bu hicrete hiç tereddüt etmeden katıldılar. Onların gözünde ne mal, ne evlat, ne de doğup büyüdükleri o güzelim vatanları vardı.Tek düşünceleri İslam’ı rahatça yaşayabilmek, onu yaymak ve onu tüm gönüllere yerleştirmek için gidilecek huzurlu ve sakin bir yerdi.
| | | | Devamı... 0 yorum

Miladi-Hicri-Rumi Takvim

Hicri takvim Müslümanlar tarafından kullanılan ay temelli bir takvimdir ve Hz. Muhammed’in (s.a.v) Mekke’den Medine’ye hicreti olan 622 Miladi yılı başlangıç olarak alınır. Hicri takvimde de 12 ay bulunur ancak bir yıl Miladi takvimden daha kısadır; 354 veya 355 gün çeker. Ay döngüsüne dayalı olduğu için Hicri takvim, Miladi takvimden yaklaşık 10–11 gün daha kısa olur. Hicri Yeni Yıl Muharrem ayı ile başar ve Safer, Rebiülevvel, Rebiülahir, Cemaziyelevvel, Cemaziyelahir, Recep, Şaban, Ramazan, Şevval, Zilkade ve Zilhicce ayları ile devam eder. Hicri takvimin on iki ayından dördü haram ay sayılır ve bu dört ayda savaşmak yasaklanmıştır. Kuran-ı Kerimde; "Gökleri ve yeri yarattığı günde Allah'ın yazısına göre Allah katında ayların sayısı on iki olup, bunlardan dördü haram aylarıdır. İşte bu doğru hesaptır. O aylar içinde (Allah'ın koyduğu yasağı çiğneyerek) kendinize zulmetmeyin ve müşrikler nasıl sizinle topyekün savaşıyorlarsa siz de onlara karşı topyekün savaşın ve bilin ki Allah (kötülükten) sakınanlarla beraberdir. " (Tevbe suresi, 9/36) ve Hadis-i Şerifte; “(Kameri) yıl on iki aydır. Bunlardan dördü haram aylardır. Üçü birbiri ardınca gelir. Bu aylar: Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Cumada ile Şa'ban arasındaki Receb Mudar'dır.” (Buhârî, Hacc, 132; Müslim, Kasâme, 29) buyrulmaktadır. 
Hicri takvim, özellikle dini ibadetlerin ve bayramların belirlenmesinde kullanılır. Örneğin Ramazan ayının başlangıcı, Kurban Bayramı ve Hicri yılbaşı (Muharrem ayı) gibi önemli tarihlerin hesaplanmasında Hicri takvim temel alınır. Hem ay hem de güneş yılını esas olan takvimlerde aynı takvim içinde çift takvim olarak kullanılabilmektedir. 
Günümüzde yaygın olarak kullanılan takvim sistemi ise Miladi takvimdir. Miladi takvim, Hz. İsa’nın (a.s) doğum yılı olan M.S. 1 yılı başlangıç alınarak geliştirilmiştir. Bu takvim, güneş yılını esas alır. Miladi takvim 12 aydan oluşur ve bir yıl normalde 365 gündür. Ancak artık yıllar sistemi sayesinde yılın uzunluğu ayarlanarak 366 gün de olabilir. Bir yılın artık yıl sayılması için 4’e bölünebilmesi gerekir. Bununla birlikte, 100’e bölünebilen yıllar artık yıl sayılmaz, fakat 400’e bölünebilenler tekrar artık yıl olarak kabul edilir. Bu düzenleme, takvimin mevsimlerle olan uyumunu uzun süre korumasını sağlar. 

Aşağıdaki Yazılar İlginizi Çekebilir!!!