Selam olsun sana! Hatemül Enbiya
Hamd ü senâdır Hudâ’ya minnet,
Salât ü selâm olsun Habîb’e risâlet.
Cümle varlık içinde yegâne hikmet,
Ey Nebî-i zişan, sensin insanlığa rahmet.
Kelâm-ı aciz sözler, sensiz hicâb içinde,
Seni anlatmak güç, şu hitâb içinde.
Sabır sende, şükür sende, vefâ sende,
Her güzel haslet, cem oldu bedeninde.
Ey server-i âlem, ey fahr-i cihân,
Sen ki alemlere nûrsun her zaman.
Seni övmeye kâdir midir lisânım,
Zîrâ seni medh eyledi Aziz Rahmânım.
"Ve inneke le'alâ hulukın azîm"
Yüce Hitâbıdır bu, Kur’ân-ı Kerîm.
Seni ahsen-i terbiye kıldı Rabb-i Celîl,
Ne güzel süsledi, seni ahlak-ı cemil.
Ey rıfk peygamberi, ey Lütf-u Rahmân,
Sözün rahmet olur, sükûtun beyân.
Sensiz alınan nefes, bize olur hicrân,
Adınla dirilir, ölmüş kalpler ile can.
Sen olmasaydın, olmazdı kevn ü mekân,
Sen varsan, mevcut olur herşeye imkan.
“Levlâke” hitâbıyla oldun mahluka sebep,
Kainat hep nûrunla doldu, ancak edep.
Senin sünnetindir bize rehber-i sadık,
Davranışların oldu numune-i varlık.
Katı kalblere nur, solgun gözlere fer oldun,
Yıllar sonra bile gönüllere aşkla doldun.
Ey şefâat kapısı, ey Deryâ-yı Rahmet,
Sensin ümmetin ümîdi, daima sana minnet.
Senin ümmetin olmak en büyük devlet,
Bir kere kapına yüz sürmek, ne büyük nimet.
Sen doğdun ey Nebi, uykusundan dirildi cihân,
Kalbler bir anda oldu, tazecik tevhîd-i nihan.
Kör gözler gördü, sen secdelere durunca.,
Taş duvarlar eridi, senin adını duyunca.
Câhiliye karanlığını, zulmetini sen yok ettin,
Her gönüle Hakk nurunu sen tebliğ ettin.
Azılı müşrikler zelil oldu Bedire varınca
Putlar yıkıldı, Kabe'de kıyama kalkınca
Sana tükenmez mükafatler vaad etti Hakk,
Ne yüce terbiyedir bu, ne mükemmel ahlak.
Ey Ahmed-i Mahmûd, canlar fedâdır sana,
Pak isminle kâinat bulur, kendinde mâna.
"Üsve-i hasene”sin ey Rehber-i Azim,
Her daim edeple ederim, ben seni ta'zim.
Semadaki yıldızlar, yerdeki kumlar adedince,
Selam olsun sana Ey Nebi!, yağmur tanelerince.
Melekler saf saf sana salât eyler,
Bizim selâmımız ne ki sana değer.
Biz âsî kullar, günah yüküyle dolduk,
Senin eteğine sığındık, hayat bulduk.
Ey âlemlere rahmet, Hatemül Enbiya,
Ahmed, Muhammed, Mustafa, Rasülü Esfiya.
Her nefeste sana salât, her duâda sana selâm,
Sensin bizlere huzur, sensin çare-i devâm.
“Rahmeten lil-âlemîn”sin ey Habîb-i Kibriya,
Sensin ümmetin ümidi, sensin Tabîb-i Ziya.
Çarem ol ya Rasûlullah, kalbim huzur bulsun,
Ehl-i beytine, ashabına binlerce selâm olsun.
Ey Resûl-i Kibriyâ, gözümün nuru, baş tacım,
Ben ki aciz, senin şefaatine muhtacım.
Kadir-i mutlak, hakikatten eylemesin bizi,
Mahşerde sensiz bırakmasın ümmetini.
Allah’a hamd ve şükür edilir; O’nun Elçisine de selam ve rahmet dileğinde bulunulur.
Bütün varlıkların içindeki en büyük hikmet sensin; insanlığa gönderilmiş ilahi bir rahmetsin.
Seni anlatmaya kelimeler yetersizdir; bu sözler bile seni tarif etmeye çekinir.
Sabır, şükür, vefa gibi tüm güzel özellikler sende toplanmıştır.
Ey âlemlerin efendisi, dünyanın övünç kaynağı; sen her zaman âlemlere nur saçarsın.
Dil seni övmeye yeter mi? Çünkü seni bizzat yüce Allah övmüştür.
Kur’an, senin yüce bir ahlak üzere olduğunu bildirir.
Allah seni en güzel şekilde ve en güzel ahlakla donattı.
Ey nezaket ve merhamet Peygamberi; konuşman rahmet, susuşun bile bir mesajdır.
Sensiz hayat hasret olurken senin adını anmak kalplere hayat verir.
Sen yaratılışa sebep kılındın; sen olmasan âlem olmazdı.
“Sen olmasaydın...” hitabıyla tüm yaratılış senin hatırına var oldu; kâinat senin nurunla doldu.
Senin sünnetin bize doğru rehberdir; davranışların insanlık için örnektir.
Sen kalpleri yumuşatan bir nur, gözlere sevinç oldun; asırlar geçse de kalpleri aşkla doldurursun.
Şefaat kapısı ve rahmet denizi sensin; ümmetin umudu olarak daima minnetle anılırsın.
Senin ümmetin olmak en büyük nimettir; kapına bir kez yüz sürmek bile büyük şereftir.
Sen doğunca dünya adeta uykusundan uyandı; kalpler yeniden tevhide yöneldi.
Senin ibadetinle kör gönüller bile görür hale geldi; adını duyan kalpler yumuşadı.
Cahiliye karanlığını giderdin ve herkese Allah’ın nurunu tebliğ ettin.
Bedir’de düşmanlar mağlup oldu; Kâbe’de putlar yıkıldı, hakikat ayağa kalktı.
Allah sana sonsuz mükâfatlar vaat etti; bu da senin yüce ahlakının işaretidir.
Ey Muhammed; canlar sana feda olsun; senin temiz isminle evren anlam kazanır.
Sen en güzel örneksin; seni her zaman edeple yüceltirim.
Sana gökteki yıldızlar ve yerdeki kumlar kadar çok selam olsun.
Melekler sana sürekli salât eder; bizim selamımız onlarınki yanında ne kadar küçük kalır.
Biz günahkârız, fakat sana sığınarak rahmet buluruz.
Ey alemlere rahmet olan son peygamber; Ahmed, Muhammed, Mustafa…
Her nefeste sana salat ve selam olsun; bize huzur ve devamlı çare sensin.
Sen alemlere rahmetsin; ümmetin ümidi ve gönüllerin şifasısın.
Ey Allah’ın Resulü, bana çare ol ki kalbim huzur bulsun; ehline ve ashabına da selam olsun.
Ey Yüce Elçi; ben aciz bir kulum ve senin şefaatine muhtacım.
Allah bizi doğru yoldan ayırmasın ve mahşer günü bizi sensiz bırakmasın.







0 yorum:
Fayda vermeyen ilimden Allah'a sığınırım. İlim; amel etmek ve başkalarıyla paylaşmak içindir. Niyetimiz samimiyetle insanlara yararlı olmaktır, akıbetimiz bu vesileyle güzel olsun. Dua eder, dualarınızı beklerim...
"Allah'ım; bana fayda sağlayacak ilimleri öğret ve ilmimi ziyadeleştir."
“Allahım! Sana teslim oldum, sana inandım, sana güvendim. Yüzümü, gönlümü sana çevirdim. İşlediğim tüm günahlarımı affeyle! Ey kalbleri çeviren Allahım! Kalbimi dînin üzere sâbit kıl. Beni Müslüman olarak vefât ettir ve beni sâlihler arasına kat!”
“Rabbim! Bizi doğru yola ilettikten sonra kalplerimizi eğriltme! Bize tarafından bir rahmet bağışla.Öne geçiren de sen, geride bırakan da sensin. Muhakkak ki lütfu en bol olan Sen’sin. Senden başka ilâh yoktur."
Lâ ilâhe illallah Muhammedürrasulüllâh
KADİR PANCAR