Kaynaklarda tam adı Muhammed b. Ömer b. el-Huseyn b. Ali el-Kuraşî et-Teymî el-Bekrî etTaberistânî olarak geçer. Fahruddîn onun lakabıdır. Kendisine allâme ve şeyhulislam da denmiştir. Soyunun Kureyş’e dayandığı söylenir.Fahruddin er-Râzî’nin babası Hatîbu’r-Rey adıyla anılan Ziyauddîn Ömer büyük bir alimdir. Üstün zekası, güçlü hafızası, etkili hitabeti olan Râzî, kelam, fıkıh usûlü, tefsîr, Arap dili, felsefe, mantık, astronomi, tıp ve matematik gibi alanlarda uzmanlaşmış ve eserler vermiştir. Râzî, Mutezilî, Kerrâmî ve Batınî akımlarla fikrî mücadele içinde olmuştur. Râzî, itikatta Eş’arî ve fıkıhta Şafiî’dir. Ancak zaman zaman Eş’arî kelamını ve Şafiî’nin bazı görüşlerini eleştirmiştir. Râzî’nin felsefî kelam yöntemini geliştirdiği söylenir. Onun en çok öne çıkan yanı kelamcılığıdır.

Râzî’nin tefsîrinin adı Mefatihu’l-Gayb olmakla birlikte etTefsîru’l-Kebîr adıyla da anılır. Râzî, Kur’an tefsîrini, aklî ilkeler ışığında Kur’an’a yönelecek eleştirileri cevaplandırmak ve çürütmek için yazdığını belirtir. Râzî’nin, tefsîrini hayatının son on yılında yazmış olduğu söylenebilir. Mefatihu’l-Gayb’ın kaynaklarının başında İbn Abbâs’ın tefsîr ve te’villeri gelir. Razi, İbn Abbâs’ın dışında Ubeyy b. Ka’b, İbn Mes’ûd, Hz. Ömer ve Hz. Âişe’den de görüşlere yer verir. Râzî, tabiûn müfessirlerinden de yararlanmıştır. Taberî’nin Câmiu’l-Beyân’ı Razi tefsirinin en önemli rivayet kaynaklarından biridir. Kelime tahlillerinde ezZeccâc ve el-Ferrâ’dan yararlanır. Dille ilgili önemli kaynaklarından biri el-Kaffâl’dır. Râzî, el-Gazzâlî’nin eserlerinden bilgilere ve görüşlere yer verir. Dilbilimsel tahliller, ayetler arasındaki uyum Konularında Ebû Muslim el-İsfahânî (ö.322/934) dan yararlanmıştır.
Râzî, Mukatil b. Suleyman (ö.150/767), İbn Kuteybe (ö.276/889), Kâdî Abdulcebbâr (ö.303/905),İbn Arefe (ö.323/935) İbn Fûrek (ö.406/1015), Ebu İshak es-Sa’lebî (ö.427/1035) ve el-Vâhidî (ö.468/1075) , ez-Zemahşerî(ö.538/1143)ve Ebu Bekr el-Esam gibi alimlerden de yararlanmıştır.
Râzî ayetleri tefsîr ederken mes’ele, bâb, nev’, hucce, kavl, hukm gibi adlandırmalarla başlıklandırmalar yapar. Böylece okuyucuyu sistemli bir anlatımla buluşturur.
Râzî, tefsîrinde kıratlara da yer verir. Şazz kıraatlere itibar etmez; mütevatir kıraatleri hüccet olarak görür. Nahivcilerin okuma biçimleri yerine kurrâdan tevatüren nakledilen okuyuşları tercih eder. Bazen kıraat farklılıklarına aklî izahlar getirir.
Râzî, tefsîrinde sahabe ve tabiûn müfessirlerinden Kur’an tefsîrine ilişkin bilgi, açıklama ve görüşleri nakleder. Bunların başında sebeb-i nüzul rivayetleri gelir. Bazı ayetlerin birden çok iniş sebebine de yer verir. Aklî ve tarihî bir çelişki veya ayetin nazmı ile bir uyumsuzluk olduğu kanaati uyandığında nüzul sebebini terk eder. Đsrailî haberlere olumlu bakmasa da bazı durumlarda bu tür bilgileri de kullanır.
Râzî ayet ve sureler arasındaki münasebete önem verir. Ayetleri, başka ayetlerle açıklamaya özen gösterir. Hadislere de tefsîrinde yer verir. Sarf ve nahiv açısından ayetleri ayrıntılı olarak irdeler ve şiirleri de delil olarak kullanır. Kelâmî açıklama ve tartışmalara tefsîrinde yoğun olarak yer verir.
Râzî, zaman zaman işarî te’villere de başvurur ve tefsîrinde fen bilimleri ve özellikle astronomiden yararlanarak açıklamalar yapar. Tıp alanında uzman olduğu için bazı ayetlerde tıbbî açıklamalara başvurur. Râzî, her dirayet tefsîrinde olduğu gibi fıkhî yorumlamalar yapar. Şafiî olduğu için genellikle Hanefî mezhebinin görüşlerini eleştirir. · Kâdî Beydâvî, Ebussuûd, İsmail Hakkı Bursevî, Âlûsî, Muhammed Abduh ve Elmalılı Hamdi Yazır gibi alimler Razi tefsirinden etkilenmişlerdir. Subkî “Onun tefsîri, tefsîrle birlikte her şeyi ihtiva eder.” diyerek Râzî’yi İbn Teymiyye ve Ebu Hayyân el-Endelusî ‘ye karşı savunmuştur.
Kaynakça: