Oktay Sinanoğlu

Etiketler :

Oktay Sinanoğlu, 25 Şubat 1935 tarihinde İtalya’nın Bari şehrinde doğmuş, Türk kimya mühendisi, moleküler biyofizikçi, akademisyen ve bilim insanıdır. Babası Nüzhet Haşim Sinanoğlu’nun başkonsolos olarak görev yaptığı bu dönemde doğan Sinanoğlu, II. Dünya Savaşı’nın başlamasının ardından 1939 yılında ailesiyle birlikte Türkiye’ye dönmüştür. Eğitim hayatına Türkiye’de başlayan Sinanoğlu, 1953 yılında TED Ankara Yenişehir Lisesi’nden birincilikle mezun olmuştur. Aynı yıl Amerika Birleşik Devletleri’ne giderek Kaliforniya Üniversitesi, Berkeley’de kimya mühendisliği eğitimini tamamlamış ve 1957’de Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde yüksek lisans derecesini almıştır. Yüksek lisans eğitimi sırasında "Sloan Ödülü"nü kazanmıştır. 1959-1960 yıllarında Berkeley’de teorik kimya alanında doktorasını tamamlayan Sinanoğlu’nun doktora danışmanı Kenneth Pitzer olmuştur. Berkeley'de 1959'da "Kuramsal Kimya" üzerine doktora yapan Sinanoğlu, iki yılda tamamladığı doktorası süresince ABD Atom Enerjisi Merkezi'nde araştırmalarda bulunmuştur.
 
1960 yılında Yale Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak akademik kariyerine başlayan Sinanoğlu, 1 Temmuz 1963 tarihinde kimya alanında 26 yaşında tam profesörlük unvanını alarak, Yale Üniversitesi tarihinin en genç tam profesörü olmuştur. Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) mütevelli heyeti 1962'de, yalnızca Oktay Sinanoğlu'na mahsus olmak üzere "Danışman Profesör" ünvanını vermiştir. Sinanoğlu, 2 yıl sonra, 1963'te "dünyanın en genç profesörü" ünvanını kazandı ve New York Times gazetesinde "28 yaşında Yale'in en genç kimyacısı" haberiyle adından söz ettirmiştir. 1964 yılında Yale Üniversitesi’nde teorik kimya bölümünü kurmuş ve burada atom ve moleküllerin çok-elektron teorisi, çözgeniter teorisi, kimyasal tepkime mekanizmaları teorisi, mikrotermodinamik ve değerlik kabuğu etkileşim teorisi üzerine önemli çalışmalar gerçekleştirmiştir. 
Türkiye'de kuramsal kimyanın gelişmesinde öncülük eden Oktay Sinanoğlu, 1973 yılında Almanya'nın en prestijli bilim ödüllerinden biri olan "Aleksander von Humboldt Bilim Ödülü"nü kazanmıştır. 1975 yılında Japonya'nın Uluslararası Seçkin Bilimci Ödülü ile onurlandırılmış ve aynı yıl çıkarılan özel bir kanunla kendisine "Türkiye Cumhuriyeti Profesörü" unvanı verilmiştir. Sinanoğlu, akademik ve bilimsel çalışmalarını ABD, Almanya, Fransa, İsveç, Japonya, Hindistan, Rusya, Meksika ve daha pek çok ülkede sürdürmüş; bu süreçte çeşitli bilimsel araştırmalar ve projelerde yer almış, üst düzey devlet ve bilim nişanları ile ödüllendirilmiş ve devlet başkanlarının şeref konuğu olmuştur.
Sinanoğlu’nun akademik çalışmaları, kimya ve moleküler biyofizik alanındaki evrensel katkılarının yanı sıra, matematik ve kuantum mekaniği ile ilgili önemli çözümlemeleri de içermektedir. Kuantum mekaniği alanında Hilbert uzayının topolojisi ve yüksek simetrileri üzerine yaptığı çalışmalar, Paul Dirac’ın üzerinde çalıştığı ancak çözemediği problemleri kapsamaktadır.
Oktay Sinanoğlu’nun bilimsel katkıları, özellikle kuramsal kimya ve kuantum mekaniği alanlarında çığır açıcıdır. 1960’larda geliştirdiği Çok Elektron Kuramı (ÇEK) ile atom ve moleküllerin kuantum özelliklerini ve elektronlar arası etkileşimleri ayrıntılı biçimde açıklayabilmiş, çok elektronlu sistemlerin fiziksel özelliklerini gerçeğe çok yakın hesaplamayı mümkün kılmıştır. Bu kuram, önceki hesaplamaların aksine, çift elektron çarpışmalarının tek bir olay değil, aynı anda meydana gelen bir veya birden fazla ikili çarpışmadan oluştuğunu göstermiştir. Sinanoğlu ayrıca Değerlik Kabuğu Etkileşim Kuramı (VIF) ile molekülleri özdeğerlerine göre sınıflandırıp kimyasal tepkimeleri önceden kestirmeyi mümkün kılmış, moleküllerin geometrilerinde saklı bilgileri ortaya çıkararak kimya ve atom-molekül fiziğinde sınıflandırma temeli oluşturmuştur. Bu çalışması, Paul Dirac’ın çözmeyi denediği Hilbert uzayının topolojisi ve yüksek simetriler problemine çözüm sunmuştur. 1964’te geliştirdiği Çözgeniter Kuramı (Solvophobic Theory) ile DNA molekülünün neden çift sarmal yapıda olduğunu ve bunu bir arada tutan kuvvetleri açıklamış, moleküler biyoloji alanında öncü konumuna gelmiştir. 1988’de ise laboratuvar ortamında kimyasal birleştirmelerin ardından tepkimeleri öngörmeye olanak sağlayan Sinanoğlu İndirgemesi adlı matematiksel yöntemi geliştirmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Özel Elçisi olarak 1976 yılında Japonya'ya gönderilen Oktay Sinanoğlu, bu görev kapsamında Türkiye ile Japonya arasında kültür, bilim ve eğitim ilişkilerinin temellerini atmıştır. Yale Üniversitesi'ndeki profesörlük görevinden 1993 yılında emekliye ayrılan Sinanoğlu, aynı yıl Türkiye'ye dönerek Yıldız Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü'nde profesörlük görevine başlamış ve dokuz yıl bu görevi sürdürerek 2002 yılında emekli olmuştur.
Bilim dünyasında önemli bir yere sahip olan Sinanoğlu, Amerika Bilim ve Sanat Akademisi’nin ilk Türk üyesi olmuş; TÜBİTAK Bilim Ödülü, Sedat Simavi Ödülü, Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği Üstün Hizmet Ödülü ile Yılın Fikir Adamı ve Yılın Bilim Adamı ödüllerini kazanmıştır. Ayrıca, Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencilerinin oylarıyla 2005 yılında “Yılın Yıldızları En Beğenilen Bilim Adamı Ödülü”ne layık görülmüştür.
Sinanoğlu, bilimsel çalışmalarının yanı sıra Türkçe’nin korunması ve geliştirilmesi konusunda da aktif bir rol almıştır. Yabancı dillerin Türkçe üzerindeki etkisine karşı çıkarak, eğitim dilinin Türkçe olması gerektiğini savunmuş ve çeşitli yabancı kökenli kelimelere Türkçe karşılıklar önermiştir. Bu alanda kaleme aldığı eserler arasında “Hedef Türkiye” ve “Bye Bye Türkçe” bulunmaktadır.
Oktay Sinanoğlu, 19 Nisan 2015 tarihinde Florida, Miami’de vefat etmiş, Karacaahmet Mezarlığı’nda annesi ve kız kardeşi Esin Afşar Aral’ın yanına defnedilmiştir. Hayatı boyunca kimya, moleküler biyofizik, biyokimya ve matematik alanlarında önemli bilimsel katkılar sağlamış, akademik ve kültürel mirasıyla Türk bilim dünyasında kalıcı bir iz bırakmıştır.

0 yorum:

Fayda vermeyen ilimden Allah'a sığınırım. İlim; amel etmek ve başkalarıyla paylaşmak içindir. Niyetimiz samimiyetle insanlara yararlı olmaktır, akıbetimiz bu vesileyle güzel olsun. Dua eder, dualarınızı beklerim...

"Allah'ım; bana fayda sağlayacak ilimleri öğret ve ilmimi ziyadeleştir."

“Allahım! Sana teslim oldum, sana inandım, sana güvendim. Yüzümü, gönlümü sana çevirdim. İşlediğim tüm günahlarımı affeyle! Ey kalbleri çeviren Allahım! Kalbimi dînin üzere sâbit kıl. Beni Müslüman olarak vefât ettir ve beni sâlihler arasına kat!”

“Rabbim! Bizi doğru yola ilettikten sonra kalplerimizi eğriltme! Bize tarafından bir rahmet bağışla.Öne geçiren de sen, geride bırakan da sensin. Muhakkak ki lütfu en bol olan Sen’sin. Senden başka ilâh yoktur."

Lâ ilâhe illallah Muḥammedürrasulüllâh


KADİR PANCAR

Aşağıdaki Yazılar İlginizi Çekebilir!!!