İslam dini açısından kapitalizm düşüncesi

Etiketler :
Kapitalizm, üretim araçlarının özel mülkiyetine ve bunların kâr amacıyla işletilmesine dayanan ekonomik bir sistemdir. Kapitalizm, serbest piyasa ekonomisinin bir yansıması olarak, rekabetçiliğe dayalı, tüketim odaklı bir anlayış çerçevesinde literatürde 16. yüzyılda ortaya çıkmıştır. Malların fiyatları ve dağıtımı ağırlıklı olarak piyasadaki satıcıların arasındaki rekabet ve anlaşmalarla belirlenen ve tümüyle insanların tüketimi üzerine yoğunlaşmış bir sistem olan kapitalizmde, kişiler mecburi olarak aşırı miktarda tüketmeye alıştırılmış durumdadır. Bu nedenle iktisadi açıdan insanlar arasında tam manasıyla bir mutluluk oluşmamaktadır. Hal böyle olunca kapitalizm sisteminde, tüketebilmek için para kazanmak ve daha fazla çalışmak, meşru veya meşru olmayan faiz ve banka gibi zeminlerde para ve servet sahibi olmak gerekmektedir. Para kazanmanın mal ve mülk elde etmenin, İslam dini açısından meşru bir zemini vardır. İslam dinine göre, mal ve servet biriktirmek için her yol mubah değildir.
İslam dini, kapitalizmin aksine sürekli üretim ve tüketim ilişkisini değil, paylaşımcılığı ve yardımlaşmayı öngörmektedir. İslam, malları haksız yere harcamayı red ettiği gibi servet yığmayı kabul etmez. “Ey iman edenler! Bilin ki Yahudi din bilginlerinin ve Hristiyan din adamlarının birçoğu halkın mallarını haksızlıkla yerler ve Allah yolundan alıkoyarlar. Altın gümüş biriktirip Allah yolunda harcamayanları elem veren bir azapla müjdele! O gün bunlar cehennem ateşinde kızdırılıp onların alınları, böğürleri ve sırtları dağlanacak: İşte yalnız kendiniz için toplayıp sakladıklarınız; tadın şimdi biriktirip sakladıklarınızı! (Tevbe Suresi/34-35) denilecektirEğer insan gereğinden az mal tüketirse, davranışlarında cimrilik olursa, istediği menfaat seviyesine ulaşamaz. Eğer insan gereğinden fazla tüketirse, malını mülkünü israf ederse, bu sefer de istediği yararı elde edemez ve savurganlığının cezası ile baş başa kalır. İnsan için hayırlısı, cimrilik ve israf arasında orta bir  yolu tutturmasıdır.“(O kullar), harcadıklarında ne israf ne de cimrilik ederler; ikisi arasında orta bir yol tutarlar” (Furkan Suresi-67) 
Kapitalizm düşüncesi ise bu düşüncelerden uzak bir anlayışa sahiptir. Zaman zaman ekonomik buhranlarla adaletsizlikleri çoğaltan ve insanlar arasında huzursuzluğa sebep olarak ve ayaklanma ve şiddet olaylarının temel sebebi olarak gündeme gelen kapitalizm, Batı medeniyetinde düşünürler tarafından tartışılmış ve çeşitli alternatifleri ortaya konulmaya çalışılmıştır. Max Weber “kapitalizmin rasyonelleşmiş eğilimlerinin, kültürel değerler ve kurumlar için potansiyel bir tehdit oluşturduğunu ve insan özgürlüğünü bir "demir kafes" içine sıkıştırabileceğini söyler. [1] 20. yüzyılda Avusturya Okulu'nun öncülerinden Joseph Schumpeter (1883-1950) eninde sonunda kapitalizm fikrinde de değişmeler olacağını, teknolojik gelişmelere göre farklılıklar doğacağını ve yeni sistemlere evirileceğini dile getirmiştir. [2]


Bugünkü anlamda kapitalizm düşüncesinin yıkılması muhakkaktır, lakin bunun yerine yine insan eliyle üretilmiş batıl fikirlerin sosyalizm, komünizm, tekno-paganizm, globalizm, küresel dijitalizm,  küresel sosyalizm, küresel otoriterlik…vs. gibi fikirlerin yeni birer keşif gibi insanoğluna sunulması ve kabul ettirilmeye çalışılması da bir o kadar ütopiktir ki üzerinde çok uzun yazıları barındırır. Küresel şeytani fikirlerin yıkılması kesindir. Bunların yerine getirilmesi düşünülen her türlü fikir de kalıcı değildir. Bu düşünce kalıplarına, içinde bulunduğumuz katmanlardan sıyrılarak, farklı bakış açılarıyla, başka gözlerle bakmamız gerekir. İnanç ve ibadetleri ile her alandaki ticari ilişkileri inci gibi açıklayan, zekat ve sadaka kültürünü içinde barındıran, insanın tüm canlılara merhametli olması gerektiğini sürekli aşılayan, insanın aciz olduğunu, zalim, kibirli ve cahil durumunu gözler önüne seren, insanın bu şeytani vasfının önüne geçmesi için sürekli nefsini hesaba çekmesi gerektiğini daima dikte eden, evrensel doğruluk yasalarını koyan, aldatma düzenini kaldırma mesajları veren, put ve put zihniyetini yok eden İslam'ın evrensel mesajına kulak vermemiz gerekir. Yıllarca komünist ve sosyalist çizgide olup, kapitalist dünyada araştırmalarını yürüten içindeki buhranı dindirmek için çeşitli dinleri inceleyip bunları kitaplarında kaleme alan ve en sonunda İslam'ı seçen insanlardan sadece biri olan Roger Garaudy gibi insanların, arayışlarına kulak vermek gerekir. Sovyet Rusya’sında ve Komünist Çin’de nice baskı ve zulümler altında kıvrıla kıvrıla yaşamlarını sürdürüp sonunda Müslümanlıkla tanışan binlerce insanın hidayetlerine nazar-ı itibarıyla meyletmek gerekir. Küfrün hakimiyet kurduğu coğrafyalarda yaşayan ama içinde bulunduğu huzursuzluğu/manevi sıkıntıları gideremeyip inandıkları batıl dinleri bırakan, eskiye bir set çekerek yeni bir sayfa açan milyonlarca Müslümanın gönlüne inmek gerekir. 
Sözleri ve davranışlarıyla uyulması gereken en güzel örnek olan, Allah’ın (c.c) âlemlere rahmet olarak gönderdiği, fani ve ebedi hayatımızın rehberi, Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) tabi olarak ‘benlik’ davamızdan vazgeçip bütün inatlarımızdan ve kibir havuzundan çıkarak, acizliğimizin ötesinde bir nazarla eğilmek gerekir. Bize zahmetsizce verilen bu din-i İslam nimetinin içeriğine tam bir teslimiyetle bakmak lazım gelir. Aksi halde bütün yaşantımız, boşa kürek çekmekten ve kendimize yazık etmekten öteye geçmez. Allah’ın verdiği nimetlere şükrederek, şefkat damarlarımızı muhafaza ederek, insan-ı kamil olma yolunda yürümeye devam etmeye gayret göstermeliyiz. Allah, bizleri son nefesimiz dahil sırat-ı müstakimde sabit kılsın. (amin)
01/02/2020
Kadir PANCAR

KAYNAKÇA:
[1] Max Weber, Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu, Tutku Yayınevi, 2014
[2] İsmail KİTAPÇI, Joseph Schumpeter’in Girişimcilik Ve İnovasyon Anlayışı: Yaratıcı Yıkım Kavramı Ve Geçmişten Günümüze Yansımaları, Pamukkale Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Cilt:1, Sayı:2, Eylül 2019
[3] Muhammed Çelik & Mehmet Dağ/ Kapitalist İktisadi Düşüncenin Geçirdiği Dönüşümler Üzerine Bir Değerlendirme, Bitlis Eren Üniversitesi İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi Akademik İzdüşüm Dergisi, Cilt 2, Sayı 3, 2017

0 yorum:

Fayda vermeyen ilimden Allah'a sığınırım. “Allah'ım; bana öğrettiklerinle beni faydalandır, bana fayda sağlayacak ilimleri öğret ve ilmimi ziyadeleştir."

İlim; amel etmek ve başkalarıyla paylaşmak içindir. Niyetimiz hayır, akıbetimiz hayır olur inşallah. Dua eder, dualarınızı beklerim...

En Çok Okunan Yazılar

Aşağıdaki Yazılar İlginizi Çekebilir!!!