"Nesne veya renk isimlerini söylemenin bunlarla ilgili kelimeleri okumadan daha uzun zaman aldığı Mckeen Cattell tarafından keşfedilmiş, olayın temelde bir renk-kelime bozucu etkisi -color-word interference difference olduğu ise Stroop tarafından gösterilmiştir. Stroop testi beyin hasarına bağlı işlevsel bozuklukların değerlendirilmesinde kullanılan nöropsikolojik bir frontal bölge testidir. Genel kanıya göre stroop testi bozucu etkiyi ölçmektedir. Bu bozucu etki renk-kelime bozucu etkisidir. Renk-kelime bozucu etkisi bir kelimenin yazılmasında kullanılan renk ile kelimenin ifade ettiği renk aynı değilse ortaya çıkar. Stroop performansı bireyin bilişsel katılık-esneklik derecesini yansıtmaktadır. Bozucu etki renk ve kelimenin aynı olduğu durumda kelimenin söyleneceği süreden daha uzun bir süre ölçüldüğünde görülür." (http://yunus.hacettepe.edu.tr/~yyuksel/v1/stroop/)
Testin "test" ettiği mevzuya değinmek istersek; iki farklı yargı arasında beynin switch fonksiyonunu gerçekleştirmesine dek süren bir bocalama dönemi oluyor, buna stroop etkisi deniyor; bu bocalamayla cebelleşen frontal beyin merkezleri. switch'lerin doğruluğu ve stroop etkisi süresinin kısalığı; (önyargı inhibisyonundan ve "yeni yargı oluşturma"dan sorumlu olduğu için) frontal alanların işlevselliğinin yüksek olduğunu düşündürür.Bu Stroop etkisini açıklayan iki teori bulunuyor:Seçici Dikkat Teorisi: Buna göre kelimenin yazıldığı rengi söylemek basitçe o kelimeyi okumaktan daha fazla dikkat gerektiriyor.İşleme Hızı Teorisi: Bu teoriye göre de insanlar kelimenin kendisini daha hızlı okuyabiliyor ve bu hız kelimenin yazıldığı rengi söylemeyi daha da zorlaştırıyor.
Bir rengin adı (örneğin, "mavi," "yeşil," ya da "kırmızı") farklı bir renkle yazıldığında (örneğin "kırmızı" kelimesi kırmızı renkle değil mavi kalemle/renkle yazıldığında) kelimenin rengini saptama isleminin daha fazla süre aldığını ve aynı renkle yazılması durumuyla karşılaştırıldığında daha fazla hata yapıldığını belirtmektedir. Bu okuma ve okuma sonucundaki anlama işleminin otomatik ve daha hızlı olarak gerçekleşmesinden kaynaklanmaktadır. Renk saptama işlemi ise okuma kadar otomatikleşmiş bir işlem değildir. Testin kökeninde "seçici dikkat" mefhumu yer aldığından adhd (attention deficit hyperactivity disorder) ve öğrenme bozukluğu olgularının bu testte düşük performans ortaya koymaları gayet beklenirken; frontal beyin hasarı, şizofreni, depresyon, obsesif bozukluk, davranış bozuklukları, bipolar bozukluk gibi pek çok nöropsikiyatrik (sinir hastalıklarında) çerçevedeki hastalıkta da test sonuçlarında normal popülasyondan sapmalar görülmüştür. Yani bu tip rahatsızlıklara sahip kişilerde de algılama düzeylerinde farklılıklar görülmüş ve stroop testinde yanılmalar gerçekleşmiştir. Bu testle ilgili ilginç birkaç araştırmada da "hipnoza yatkın" kişilere, switch'lerin gerçekleşmesi için birincil yargıya yapışık şaşırtmacalı yargının yok sayılmasına ve dikkatin arttırımına yönelik verilen telkinlerin test performansını olumlu yönde etkilediği görülmüştür. Yani önceden beynin şartlandırılarak testteki algılama düzeyine dikkat çekilmesi durumunda testin daha başarılı sonuçlar verdiği açıktır. Bu telkinlerin hipnoz altında ya da uyanıkken verilmesi arasında kayda değer bi fark da bulunamamıştır. Yüksek intihar riskli bireylerde de nötral kelimelere nazaran intiharla ilintili kelimelerden sonra bocalama* süresi artışları dikkat çekici olmuştur. Öyle ki bu süredeki 1 milisaniyelik artışın intihar girişimi ihtimalini %1 arttırdığı öne sürülüyor. Test kişilerin algı düzeylerini ve beynin tepki fonksiyonlarını ölçmek adına önemli bir görev içermektedir.
http://yunus.hacettepe.edu.tr/~yyuksel/v1/stroop/
http://www.psikologankara.net/stroop-etkisi-nedir.html
sizlere çok teşekkür ederim bu hem ayrıntışı hemde çok açıklayıcı ellerinize ve emeklerinize sağlık....bu benim ödevimdi.
YanıtlaSilbu kadar rahat ve kısa bir şekilde ödevime ulaşabildiğim için teşekkür ederim...aynen kopyalayıp yazıcıdan cıkardım...resimde uygulama için iyi olmuş teşekkür ederim...
YanıtlaSil