Edward Frenkel, Aşk ve Matematik

Matematik ve aşk ikilisini bir coşku eşliğinde birleştirmeyi başarabilmiş 2015 Euler kitap ödülü sahibi bir kitabı paylaşmak istiyorum. Yahudi bakış açısıyla yazılmış olmasının yanında matematiğe dair tespitleri açısından olumlu izler bırakan kitabın, diğer matematik kitaplarının yanında bu kadar övülmesi ve tanıtımının yapılması esasında Yahudi lobilerinin aktifliğinden kaynaklanmaktadır. Kitap matematik bakış açısı kazandırması, matematiksel terimlerin daha kolay ve anlaşılır biçimde ifade edilmesi açısından okuyucuya iyi gelebilir. 
Pek çok öğrencinin korkulu dersi haline gelen matematik; Moskova'daki ilkokul yıllarında anti-Semitizmin üstesinden nasıl geldiğine ilişkin kendi hayatından kesitler sunan bir matematikçinin gözünden 'aşk' ile ilişkilendirilerek anlatılmıştır. Yazarın Yahudi soyadından dolayı, kendi hayatında karşılaştığı zorluklara ve yaşadığı sıkıntılara ilişkin dönemin siyasi hayatından da esintiler barındıran kitap, matematiğe dair okullarda korku ile karşılaşılmış durumların, konuların aslında aşkla da ifade edilebileceğini öğrencilere gösteriyor. Aşk ve matematik; adından bile pek çok kişi için bir tezatlık olarak çağrışım yapsa da, kitabın sadece ismi bile okuyucuya bir mesaj niteliğinde olmakla birlikte, bu alana ilgi duyan duymayan herkesi bir nebze olsun gönül dünyasından yakalamayı amaçlamıştır. Matematikle uğraşan uğraşmayan herkesin en azından Yahudi bakış açısının izlerini görmesi açısından okumasının gerekli olacağı bir kitap olarak karşımıza çıkan bu eserin, özellikle matematiğe karşı ilgisiz ve soğuk duran gençlerimiz tarafından okunmasında fayda olabilir. 
Konu ile ilgili olarak lafı fazla uzatmadan kitap hakkında bir inceleme yazan bir köşe yazarının makalesini, kitabın satış/tanıtım yazılarını ve kitap için yabancı basın ve ilim insanlarının neler dediğini aktararak istifadenize sunuyorum.
 
"Yazın dünyasında, tutku ile bir hedefin peşinden gitmeyi, çıraklıktan olgunluğa geçişi anlatan nice güzel kitap var. Okunduğunda hepimize idealizmin coşkusunu aşılayan, azmin ne denli büyük bir güç olduğu duygusunu yaşatan. Martin Eden, bunlardan birisi mesela. Yazar olmak isteyen bir gencin, hiç bıkmadan dergi editörlerinin kapısını aşındırma öyküsünü anlatıyor Jack London romanında. Özellikle edebiyat, yazarlık gibi alanlarda başarılı olmak isteyen gençlerin motivasyon için ilk okuyacağı cinsten bir kitap. 
Tutku peşinde koşmanın hazzını insana hissettiren bir başka kitap ise, Aşk ve Matematik. Edward Frenkel’in otobiyografik mahiyette, akademik yolculuğunun hikâyesi. Matematik gibi pek çok insanın kâbusu olan bir alanın nasıl ‘saklı gerçekliğin kalbi’ haline geldiğini okuyorsunuz kitapta. Rusya’da anti-semitik engelleri aşarak Harvard’a uzanan bir matematikçinin etkili öyküsü Frenkel’in hikâyesi. 
Birçok öğrencinin önyargıyla yaklaştığı bir konuyu bambaşka bir pencereden anlatan Frenkel, aynı zamanda bir derse duyduğumuz ilginin ya da ilgisizliğin şekillenmesinde öğretmenin ne derece önemli rolü olduğunu da gösteriyor bize. Teşvik, ilgi ve merak uyandırıcı yönlendirme, bilime ilgi duyan ama metodunu bilmeyen gençler için neredeyse damarlarında akan kan kadar önemli. Kitaptan öğretmenlerin ya da öğretmen adaylarının alacağı çok hisse var. Nice saklı yetenek ancak bir öğretmenin keşfetme, yeteneğe yol açma idealizmi kadar açığa çıkabilir. Şayet okullarda öğretmenler matematiğe bir formüller karmaşası olmaktan öte başka bir gözle bakabilselerdi, müzikle matematik arasındaki bağı kullanabilselerdi, bugün matematik, öğrencilerin hem okul başarısında, hem de entelektüel gelişiminde öncü bir role sahip olurdu. 
Öyle ki, Frenkel’e göre, matematiğin olmadığı yerde özgürlük yoktur. Matematik bilgisi yüksek bir toplumda, karanlık oda tezgâhları daha azdır. Çünkü matematik gerçekliği titizlikle analiz etmeyi öğretir. Tıpkı şiir, sanat ve müzik gibi zarafet ve güzelliğin yanı sıra sonsuz olasılıklar barındırır içinde. 
Frenkel’i matematiğin peşine düşüren; evrenin üzerindeki örtüyü kaldırma arzusudur. Çünkü Galileo’nun dediği gibi; ‘tabiatın kanunları matematiğin dilinde yazılmıştır.’ Bu yüzden Frenkel, ‘Eğer insan için her şey küçük bir çabayla anlaşılabilir olsaydı, hayat ne kadar da sıkıcı olurdu. Matematiği bu kadar heyecan verici kılan şey, bu karmaşanın üstesinden gelmek, anlamak, bilinmeyeni gizleyen örtüyü kaldırmak için duyduğumuz arzudur. Birşeyi anladığımızda duyduğumuz o şahsi zafer hissi, her şeye değer’ demektedir. İşte bu his, Frenkel için engelleri aşmak için motivasyon olmuş, dönemin Moskova Devlet Üniversitesi’ndeki anti-semitik engeller, onda görünenin ötesinde bir dünyanın gerçekliğini keşfetme duygusunu kamçılamıştır. Ve nihayetinde dünyanın önde gelen matematikçilerinden olmanın yolu açmıştır. Hiçbir bilgi hayatla bağ kurulmadan anlatılamaz, öğrenilemez. Okul müfredatlarının bu açıdan ele alınması, öğretmenlerin hem kendilerini yenilemesi, hem de ders metotlarını daha çekici kılmak için yapacakları çok şey var. Belki ilk şey, Aşk ve Matematik’i o gözle okumak olabilir."
H. Hümeyra Şahin 
26 Ocak 2016  http://www.aksam.com.tr/yazarlar/ask-ve-matematik/haber-484180


"Sanat dersi aldınız ve size bir çitin nasıl boyanacağını öğrettiler ama van Gogh ya da Picasso'nun resimlerini hiç göstermediler mi? Ne yazık ki matematik de işte böyle öğretiliyor ve bu yüzden de çoğumuz için boyanın kurumasını izlemenin entelektüel karşılığı hâline geliyor. Aşk ve Matematik'te, ünlü matematikçi Edward Frenkel, matematiğin daha önce hiç görmediğimiz, bir sanat eserinin güzelliği ve zarafetiyle dolu bir yönünü ortaya koyuyor. Frenkel, matematiğin evrenin akışına yön verdiğini, şekillerinin ve eğrilerinin arkasına saklandığını, küçük atomlardan en büyük yıldızlara kadar her şeyin dizginlerini elinde tuttuğunu yazıyor. Aşk ve Matematik, hayatımızı zenginleştirmek, dünyayı ve içindeki yerimizi daha iyi anlamak, matematiğin gizli sihirli evrenini keşfetmek için bir davet."
Edward Frenkel, Aşk ve Matematik, Sayfa Sayısı: 416 Baskı Yılı: 2015 Yayınevi: Paloma
Kitap için Ne Dediler? 
"Bir matematikçinin mücadelelerinin, sevinçlerinin ve tutkularının müthiş bir anlatımı..." -Barry Mazur, Harvard Üniversitesi ve Imagining Numbers kitabının yazarı-
 
"Modern matematiğin en heyecan verici fikirlerinden bazıları üzerine tutkuyla yazılmış bu akıcı kitabı güzelliğin meraklı âşıklarına şiddetle tavsiye ederim." -David Gross, Fizik dalında Nobel Ödülü sahibi-
 
"Bu kitap, Edward Frenkel'in Sovyetler Birliği döneminde Moskova'ya yakın bir kasabada başlayan ve Harvard üzerinden California Üniversitesi'ne uzanan matematik-fizik serüveni. Hem hayatın içinden hem de akademik dünyadan geçen bir yol hikâyesi. Bu yolda kimlere rastlamıyoruz ki. Özellikle de matematiğin farklı konularını birleştiren Langlands Programı'nın kurucusu, benim de 1967-1968 yıllarında Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde hocam olmuş, yaşayan en büyük matematikçilerden Robert Langlands. Hocamın kitabın Türkçe baskısı için Türkçe olarak yazdığı ve kitabın sonunda yer alan mektubunun da, André Weil'e yazdığı tarihi mektuplar gibi zaman içinde çok konuşulacağına inanıyorum. Bu kitabı okumak için matematik bilmenize gerek yok ama dikkat edin, Nassim Nicholas Taleb'in de dediği gibi, sonunda matematikçi olmak isteyebilirsiniz…" -Yılmaz Akyıldız-
 
"[Frenkel'in] anılarını içeren bu kitap ... üç şeydir: Matematiğe platonik bir aşk mektubu; meslekten olmayanlara matematiğin ilerlemekte olan en muhteşem oyunu hakkında bir fikir verme girişimi; yazarın kendisinin bu oyunda nasıl baş aktör olduğunun ilham verici ve eğlenceli bir otobiyografisi. Matematiğin insan aklını aşan bir gerçekliğe sahip olduğu görüşüne, uygulayıcıları, özellikle de Frenkel, Langlands, Sir Roger Penrose ve Kurt Gödel gibi büyük uygulayıcıları arasında yaygın olarak rastlanır. Aşk ve Matematik tuhaf örüntülerin ve eşlemelerin beklenmedik şekilde ortaya çıkış şeklinden kaynaklanarak gizli ve gizemli bir şeyin ipucunu verir." -Jim Holt, The New York Review of Books-
 
"Her sayfada, tıpkı Pasternak'ın ünlü romanından uyarlanan ve David Lean'in yönettiği filmde Ömer Şerif'in canlandırdığı Doktor Jivago gibi, aklımın gözünü kitabın yazarının Sibirya kışının derinliklerinde, mum ışığında yazarkenki kurgusal imgesini canlandırırken buldum. Aşk ve Matematik, Edward Frenkel'in Lara şiirleri... Bütün büyük Rus romanları için geçerli olduğu gibi, Frenkel'in hikâyesinde de bir kişinin şahsi aşk ve güçlüğün üstesinden gelme hikâyesi ile hem toplumun derinliklerini görmeye yardım eden mercekler hem de insan aklını açığa vuran bir ayna bulacaksınız." -Keith Devlin, Huffington Post-
 
"Frenkel matematiğin 'evrenin akışını yönettiğini' yazıyor. Müzik kadar hoş ve edebiyat kadar da entelektüel mirasımızın parçası. Bizi çok azımızın okulda karşılaştığı 'gizli' dünyayı açığa çıkaran araştırmasında gezdirerek merakımızı uyandırmaya çalışıyor... Frenkel o dünyayı anlaşılabilir ve hatta güzel kılmayı amaçlıyor." -The New York Times Book Review-
 
"Aşk ve matematik kelimeleri genellikle bir solukta söylenmez. Ancak matematikçi Edward Frenkel bunu değiştirme görevini üstleniyor... Berkeley'deki California Üniversitesi'nde kadrolu öğretim görevlisi olan yazar, Aşk ve Matematik isimli kitabında okullarda matematiği öğretmek için kullanılan geleneksel yöntemin yaygın bir bilgisizliğe yol açtığını ve ekonomik durgunluktan bunun sorumlu olabileceğini ileri sürüyor... Kitap onun kişisel hikâyesini anlatıyor ve Langlands Programı'ndaki araştırmasını ve sınıflarda düzenli olarak öğretilmeyen yeni matematiksel keşifleri tanımlıyor." -The Wall Street Journal-
 
"[Frenkel'in] ağır eşitsizlikler karşısında kazandığı mesleki zaferin hikâyesi oldukça tatmin edici... Ancak gençliğinde karşılaştığı darkafalılığa verdiği gerçek yanıt, onun matematik tutkusunda, yani kitabın başlığındaki 'aşk'ta yatıyor... Matematiğin insanlığın ortaklaşa sahip olduğu bir şey olduğuna inanan Frenkel, her bir kavramı teorik olmayan terimlerle açıklarken gündelik hayattan benzerlikleri çokça kullanıyor... Meslekten olmayan okurlar, modern matematiğin ne üzerine olduğuna, onun ihtirasına, güzelliğine ve büyüleme gücüne dair bir anlayış kazanacaklar." -The New York Times-
 
"Aşk ve Matematik'te biri matematiksel ve diğeri şahsi olmak üzere iki büyüleyici hikâye birbirinin içine geçmiş... Frenkel okuru ... büyük bir ustalıkla mevcut anlayışımızın çok ötesine götürüyor. Matematiğin güzelliğini herkes için çırılçıplak gözler önüne sermeye çalışıyor. 'Bu dünyada bu kadar derin ve üstün ve yine de herkesin erişebileceği başka hiçbir şey yok,' diyor." -Nature-
 
"Frenkel aşk ve matematik için kendi durumunu ortaya koyarken müthiş bir iş çıkarıyor. Tıpkı Stephen Hawking'in Zamanın Kısa Tarihi isimli kitabının kitlelere üstün kozmoloji bilgisi kazandırdığı gibi, bu kitap sayesinde matematikçi olmayan birçok insanın da matematiğe ilgi duyacağını düşünüyorum. Burada söz konusu olan sadece düşüncenin netliği ya da yazma becerisi değil; her iki örnekte de, dünyadaki en iyi uygulayıcılardan biri derin fikirleri aktarmak için kendisini kişisel olarak açıyor." -Wilmott-
 
"Kısmen övgü, kısmen otobiyografi olan Aşk ve Matematik, sayıların güzelliğini herkesin görmesi için çırılçıplak ortaya koymak için gösterilen takdire şayan bir çalışma." -Scientific America-
 
"Edward Frenkel, matematiğin sır dolu ve sıkıcı bir alan olduğu şeklindeki ününe karşı tutkulu bir örnek anlatıyor [ve] matematiğin güzelliğini ve anlamlılığını savunuyor." -Page-Turner blog, The New Yorker-
 
"Frenkel, matematiksel kavramların platonik aşkınlığı üzerine derin düşüncelere dalarken teknik ayrıntıları minimuma indiriyor ve onların fiziksel olguları açıklamadaki gizemli faydasını övüyor. Frenkel'in kutladığı matematik, ders kitaplarındaki kuru formüllerden ibaret olmayıp özgürlüğü besliyor ve hatta aşkın özünü damıtıyor. Nefes kesen bir entelektüel ve kişisel yolculuk." -Booklist-
 
"Büyüleyici... [Frenkel] benzerlikleri kullanarak, simetri, boyut ve Riemann yüzeyleri gibi kavramları matematikçi olmayanların da anlayacağı şekilde tanımlıyor. Okurlar matematiğe âşık olsa da olmasa da, Frenkel'in konuya duyduğu aşkı yakalayacaklar. Matematik canavarları olsun olmasın, konuyla ilgilenmeye meyli olan bütün okurlara tavsiye edilir." -Library Journal-
 
"Frenkel kararlılık, tutku ve Langlands Programı ile ilgili otobiyografik hikâyesinde saf entelektüel keşfin verdiği hazzı ortaya koyuyor... Frenkel'in gustosu, sanki 'nihai resmin neye benzeyeceğini kimsenin bilmediği dev yapboz'muş gibi matematiğin en derin gerçekliklerinin peşinde olan okurları çekecek." -Publishers Weekly- 

"Aşk ve Matematik = hızlı bir macera hikâyesi + samimi biyografi + modern matematiğin merkezindeki Reşit Taşı'nın şifresini çözme arayışının içeriden aktarımı. Bütün bunlar birleşerek heyecan verici entelektüel bir gezinti ve şaşırtıcı bir tutkunun hikâyesini ortaya koyuyor." -Steven Strogatz, Uygulamalı Matematik Profesörü, Cornell Üniversitesi-
 
"Daha önce hiç aşk ve matematik kelimelerini bir arada kullandım mı, bilmiyorum ama bu kitap bu durumu değiştirdi. Edward Frenkel, sayıların nesnel güzelliği hakkında yazıyor. Tıpkı müzik notaları gibi, aklımızdan bağımsız olarak varlar ve bizi derinliklerini ölçmeye ve onları bizim hikâyemizi aktaran sır dolu anlatılarda bir araya toplamaya cesaretlendiriyorlar. Bu kitabı okurken, insan her şeyi bırakıp matematiğe bir şans daha vermeye, gizemin doruk noktasına katılmaya zorlanıyor." -Chris Carter, X-Files-
 
"Modern matematiğin en heyecan verici fikirlerinden bazılarının tutkuyla yazılmış ve okumaya değer anlatısını, güzelliğin meraklı sevdalıları olan herkese şiddetle tavsiye ediyorum." -David Gross, Fizik dalında Nobel Ödülü sahibi-
 
"Bir matematikçinin mücadelelerinin, hazlarının ve tutkularının müthiş ve dikkat çekici bir anlatımı. Frenkel'in matematik alanında büyük amaçlara katkıda bulunmak için Moskova'daki ilk okul yıllarında kötü anti-Semitizmin üstesinden nasıl geldiğine ilişkin bu heyecan verici anlatıda, yazar annesinin borç çorbası tarifi (kuantum dualitesinin lezzetini açıklamak için) ve hayali senaryolar (Langlands Programı'na dair ipuçları vermek için) gibi çeşitli şeyleri çağrıştırarak matematik fikirlerinin renklerini bizim için parlak yapıyor." -Barry Mazur, Harvard Üniversitesi-
 
"Matematikçi Edward Frenkel, bu büyüleyici otobiyografi aracılığıyla büyük Langlands Programı'na bir pencere açıyor; bu matematiğin ve fiziğin birçok branşını birbirine bağlayan çok kapsamlı bir ağ. Modern matematiğin nefes kesici bir görüntüsü." -Mario Livio, astrofizikçi ve The Golden Ratio ve Brilliant Blunders kitaplarını yazarı- 
| Devamı... 0 yorum

Yalnız Kuran'dan Konuşan Kadın

Tebe-i Tâbiîn neslinden Abdullah bin Mubarek anlatıyor. 
ALLAH'ın evi kabe’yi haccetmek ve ALLAH rasulunun (sav) mescidini ziyaret etmek için yola çıktım. Yolda ilerlerken bir ara karanlık bir şey gördüm iyice baktığımda bu şeyin üzerinde yün bir örtü bulunan yaşlı bir kadın olduğunu fark ettim. Ona: “ALLAHın selamı rahmeti ve bereketi üzerine olsun” dedim.
Kadın: “Onlara merhametli Rabbin söylediği selamı vardır” (Yasin 36/58) dedi.
Ona: “ALLAH sana merhamet etsin. Burada ne yapıyorsun?” diye sordum.
Kadın: “ALLAH kimi şaşırtırsa, artık onun için yol gösteren yoktur.” (Araf 7/86) dedi.
Bunun üzerine onun yolunu kaybettiğini anladım.  Ona: “Nereye gitmek istiyorsun?” diye sordum.
Kadın: “Bir gece, kulunu Mescid-i Haram’dan  çevresini mubarek kıldığımız Mescid-i Aksaya götüren ALLAH, noksan sıfatlardan münezzehtir.” (İsra 17/1) ayetini okudu.
Bu ayetle, onun haccının bitirdiğini Beytü-l Makdise gitmek istediğini anladım. Ona: “Ne zamandan beri bu yerdesin?” diye sordum.
Kadın: “Tam (üç gün) üç gece” (Meryem 19/10) ayetini okudu.
Ona: “Yanında yemek olduğunu görmüyorum. Bir şey yemiyor musun?” diye sordum.
Kadın: “Beni yediren ve içiren O’dur” (Şura 26/79) ayetini okudu.
Ona: “Bu ramazan ayı değildir” dedim.
Kadın: “Her kim gönüllü olarak bir iyilik yaparsa ALLAH kabul eder ve (yapılanı) hakkıyla bilir.” Bakara 2/184 ayetini okudu.
Ona: “Abdest suyu nerde?” diye sordum.
Kadın: “Eğer su bulamamışsanız, o zaman temiz bir toprakla teyemmüm edin” (Nisa 4/43) ayetini okudu.
Ona: “Neden seninle konuştuğum gibi benle konuşmuyorsun?” diye sordum.
Kadın: “İnsan hiçbir söz söylemez ki, yanında gözetleyen yazmaya hazır bir melek bulunmasın” (Kaf 50/18) ayetini okudu.
Ona : “Sen kimlerdensin?” diye sordum.
Kadın: “Hakkında bilgin bulunmayan şeyin ardına düşme. Çünkü kulak, göz ve gönül bunların hepsi ondan sorumludur.” (İsra 17/36) ayetini okudu.
Ona: “Hata ettim, bana hakkını helal et!” dedim.
Kadın: “Bu gün sizi kınamak yok, ALLAH sizi affetsin” (Yusuf 12/92) ayetini okudu.
Ona: “Seni şu deveme bindirip kafileye yetiştirmemi ister misin?” diye sordum.
Kadın: “Her ne hayır işlerseniz ALLAH onu bilir.” (Bakara 2/97) ayetini okudu.
Bunun üzerine deveyi çöktürdüm.
Yaşlı kadın: “Mü’min erkeklere, gözlerini (harama) dikmemelerini söyle.” (Nur 24/30) ayetini okudu.
Bende ona bakmamak için yüzümü çevirdim ve kendisine “Bin” dedim. Kadın deveye binmek isteyince deve ürktü ve kadının elbisesini biraz parçaladı. Bunun  üzerine kadın : "Başınıza musibet olarak ne gelirse, bu bizzat işleyip, onu hak etmeniz sebebiyledir" (Şûrâ: 30) âyetini mırıldandı. Ona: "sabret deveyi bağlayayım." dedim .
Kadın: “ Bu hususta Süleyman'ı anlayışlı ve daha isabetli davranır kıldık" (Enbiyâ: 79) âyetini okuyarak, devemi yönlendirme konusunda benim daha başarılı olduğumu kasdetti. Ben deveyi bağladıktan sonra, ona : "şimdi deveye bin" dedim, kadın da deveye kolayca bindi.
Kadın deveye bindikten sonra “bunu bizim hizmetimize vereni tesbih ve tasdik ederiz, yoksa biz bunlara güç yetiremezdik. Biz şüphesiz Rabbimize döneceğiz.” (Zuhruf 43/13-14) ayetlerini okudu.
Ben devenin yularını tutup hızla ve bağırarak yola koyuldum. Bunu üzerine kadın: "yürüyüşünde tabii ol, sesini alçalt. Unutma ki, seslerin en çirkini merkeplerin sesidir.” (Lokman 31/19) ayetini okudu.
Bunun üzerine yavaş yavaş ve içimden alçak sesle şiir mırıldarak yürümeye başladım.
Kadın: “Kur’an’dan kolayınıza geleni okuyun” (Müzzemmil 73/20) ayetini okuyunca, ben: "Şiir okumak haram değil ki!" dedim. 
Kadın: "Bu hususu ancak gerçek idrak ve basiret sahipleri düşünüp tam olarak anlar!" (Bakara: 2/269) cevabını verdi. Bende: “Sana gerçekten çok hayır verilmiş.” Dedim.
Kadın: “Ancak akıl sahipleri düşünüp ibret alırlar.” (Bakara 2/269) ayetini okudu.
Bir süre yürüdükten sonra, kadına: “Evli misin?” diye sordum.
Kadın: “Ey iman edenler! Açıklanırsa hoşunuza gitmeyecek olan şeyleri sormayın.” (Maide 5/101) ayetini okuyarak cevap verdi. Ben de sustum ve kafileye yetişinceye kadar bir daha hiç konuşmadım. Derken kafilesine ulaştık ve "Kafile içinde kimsen var mı?" dedim. 
Kadın: “Servet ve oğullar dünya hayatının süsüdür.” (Kehf 18/46) ayetini okuyunca kafilede çocukları olduğunu anladım. Sonra kadına çocuklarının isimlerini sordum. 
Kadın: "Allah, İbrahim’i dost edindi.” (Nisa 4/164) “Allah, Musa ile gerçekten konuştu.” ( Nisa 4/164) ve “Ey Yahya! Kitab’a (tevrat’a) var gücünle sarıl!” (Meryem 19/12) âyetlerini okudu.
Ona: “Onların hacdaki görevleri nedir?” diye sordum.
Kadın: “Onlar yıldızlarla yolarını bulup doğrulturlar.” (Nahl 16/16) Ayetin okuyunca, çocuklarının kafile rehberi olduğunu anladım. Hemen kafilenin ön tarafında kubbeli yüksek yapıların yanına gittim. "Ey İbrahim, ey Musa, ey İsa!" diye kafileye seslendim. Nur yüzlü üç genç "Buyur!" diye bazı gençlerin yanıma geldiklerini gördüm. 
Anneleri gelen gençlere hitaben;
“Şimdi siz, içinizden birini şu gümüş paranızla şehre gönderin de, baksın, (şehrin) hangi yiyeceği daha temiz ise size ondan erzak getirsin. Dikkatli davransın!"” (Kehf 18/19) ayetini okudu.  Bunu üzerine gençlerden gidip yiyecek bir şeyler aldı ve getirip önüne koyunca, 
Kadın bana dönerek;  "Geçmiş günlerinizde yaptıklarınızın karşılığında şimdi afiyetle yiyip için!" (Hâkka: 69/24) ve “Yiyin, için, fakat israf etmeyin.” (Araf 7/31) ayetlerini okudu.
Çocuklara, "Annenizin bu durumunu bana söylemezseniz bu yemekten yemem!" dedim. Gençler: “"Annemiz" ağzından Cenab-ı Allah'ın gazabını çekecek yanlış bir söz çıkar korkusuyla kırk yıldır böyle sadece Kur'an'la konuşur.". "Hükümranlık elinde olan Allah yücedir ve O herşeye Kadir'dir(Mülk67/1) dediler.
Bunun üzerine bende, “Bu, Allah’ın, dilediğine verdiği lütfudur. Allah’ın lütfu ve ilmi geniştir.” (Maide 5/54) ayetini okudum.

İbn Mübarek, bu hadiseyi Kur'an-ı Kerim'de her şeyin bulunduğuna delil olarak anlatmıştır.

Dosta Doğru, Abdurrahim Karakoç

Abdurrahim Karakoç, 1932 yılının Nisan ayında Kahramanmaraş’ın Ekinözü ilçesinde doğmuştur. Şair bir ailede yetiştiği için küçük yaşlardan itibaren şiire ilgi duymuştur. 1958 yılından sonra yazdıklarını Hasan’a Mektuplar adıyla 1964 yılında yayımlamıştır. Aynı yıl belediyede muhasebe memuru olarak göreve başlamış, 1981 yılında emekli olmuştur. Toplumsal adaletsizlikleri, siyasî çarpıklıkları ve haksızlıkları hicvettiği mücadeleci şiirleriyle tanınmıştır. Ülkücü görüşleriyle bilinmiş, yaklaşık otuz kez mahkemeye verilmiş, ancak her seferinde beraat etmiştir. Avukat tutmamış, kendisini bizzat savunmuştur. Hiçbir iktidarla barışık olmamıştır. 1985 yılında gazeteciliğe başlamış, Büyük Birlik Partisi’nin kuruluşunda yer almış, kısa bir süre sonra “Allah rızası için girdim, Allah rızası için ayrıldım” diyerek siyasetten çekilmiştir. 2012 yılında akciğer enfeksiyonu geçirmiş, bir süre Konya’da tedavi görmüştür. Aynı yıl 7 Haziran’da Ankara Gazi Üniversitesi Hastanesi’nde vefat etmiş ve Keçiören Bağlum Mezarlığı’na defnedilmiştir. Allah rahmet eylesin.
Dosta Doğru
İçimde uzayan her yol
Çıkar gider dosta doğru
Menekşe, nergis, ıtır, gül
Kokar gider dosta doğru

Zamanım yoğrulur gamla
Birleşir sabah akşamla
Ilık kanım damla damla
Akar gider dosta doğru

Gel bende gör, sen gel beni
Durduramaz engel beni
Görmediğim bir el beni
Çeker gider dosta doğru

Beynim fırın, bağrım tandır
Yanarım hayli zamandır
Sevgim bir yavru ceylandır
Çeker gider dosta doğru

Ne saklarım ne gizlerim
Yalnızca onu özlerim
Tabutta bile gözlerim
Bakar gider dosta doğru.
Abdurrahim Karakoç
| | | Devamı... 0 yorum

Aynaların Ötesi, Abdurrahim Karakoç

Abdurrahim Karakoç, 1932 yılının Nisan ayında Kahramanmaraş’ın Ekinözü ilçesinde doğmuştur. Şair bir ailede yetiştiği için küçük yaşlardan itibaren şiire ilgi duymuştur. 1958 yılından sonra yazdıklarını Hasan’a Mektuplar adıyla 1964 yılında yayımlamıştır. Aynı yıl belediyede muhasebe memuru olarak göreve başlamış, 1981 yılında emekli olmuştur. Toplumsal adaletsizlikleri, siyasî çarpıklıkları ve haksızlıkları hicvettiği mücadeleci şiirleriyle tanınmıştır. Ülkücü görüşleriyle bilinmiş, yaklaşık otuz kez mahkemeye verilmiş, ancak her seferinde beraat etmiştir. Avukat tutmamış, kendisini bizzat savunmuştur. Hiçbir iktidarla barışık olmamıştır. 1985 yılında gazeteciliğe başlamış, Büyük Birlik Partisi’nin kuruluşunda yer almış, kısa bir süre sonra “Allah rızası için girdim, Allah rızası için ayrıldım” diyerek siyasetten çekilmiştir. 2012 yılında akciğer enfeksiyonu geçirmiş, bir süre Konya’da tedavi görmüştür. Aynı yıl 7 Haziran’da Ankara Gazi Üniversitesi Hastanesi’nde vefat etmiş ve Keçiören Bağlum Mezarlığı’na defnedilmiştir. Allah rahmet eylesin.
Aynaların Ötesi
Her ne kusur varsa geçen zamanda;
Suçsuzdur aynalar, ela gözlü yar
Mecnunlar Mevla'yı bulursa canda,
El olur Leylalar ela gözlü yar

Güzel açar güzelliğin sergisin
Gün ağartır kara saçın örgüsün...
Muhabbet faslında ölüm türküsün
Kim söyler, kim çalar ela gözlü yar

Estikçe iş çıkar işin içinde;
Gençliğin hasret yer sevda göçünde
Bilmez misin, dört mevsimin üçünde
Kar olur yaylalar, ela gözlü yar

Alı al, yeşili yeşilde ara;
Ahirete gider kalpteki yara...
Ne yapsan bir daha çıkmaz dallara,
Dökülen ayvalar ela gözlü yar

Vakit dolar, nakit biter kasanda...
Sevda bir kitaptır gönül masanda;
Okusan da olur, okumasan da...
Kapanır sayfalar ela gözlü yar
Abdurrahim Karakoç
| | Devamı... 0 yorum

Ben hep seni düşünürüm, Abdurrahim Karakoç

Aşktan yana söz duyunca,
Ben hep seni düşünürüm.
Uçsuz hayaller boyunca,
Ben hep seni düşünürüm.

Yıldızlar kayar yüceden;
Renkler sıyrılır geceden;
Yüreğim sızlar inceden;
Ben hep seni düşünürüm.

Aklın ucu değer hiçe;
Yol ararım içten içe.
Kâinat uyur sessizce,
Ben hep seni düşünürüm.

Korkunun bittiği yerde,
Haz duyarım perde perde.
Bir mezar görsem bir yerde,
Ben hep seni düşünürüm.

Zaman hep sonsuza akar
Meyve dökülür, dal kalkar.
Çiçeklere bakar bakar,
Ben hep seni düşünürüm.

Rüzgâr eser ilden ile
Sağlıkta bitmez bu çile.
Vardan öte, Yokta bile
Ben hep seni düşünürüm. 
 
Abdurrahim Karakoç/ Vur Emri

| | Devamı... 0 yorum

Anatomy 3D Uygulamaları

İki yararlı android uygulaması paylaşmak istiyorum. Özellikle gençlerin ilgisini çekebilecek ve derslerde bir zenginlik görsellik oluşturması açısından yararlı olabilecek bu uygulamaları istifadenize sunuyorum.
Öğrencilerin özellikle biyoloji derlerinde sıklıkla kullanabileceği ve görselliği ile de ilgi ve dikkat çekici olan birinci yazılım "Anatomy 3D" uygulamasıdır. Bu uygulmada yer alan A4 çıktısı kağıtları telefon kamerasından okuttuğunuzda üç boyutlu resimlere dönüşmekte ve vücudumuzun parçaları, organları, sistemleri çalışır vaziyette canlandırılmış olarak karşımıza çıkmaktadır. 

Programın içerisinde yer alan çeşitli vücut anatomi kağıtlarını indirip çıktısını aldıktan sonra sınıfta öğrencilere dağıtarak tablet kameralarından uygulamayı çalıştırabilir ve bu şekilde daha kapsamlı ve görsel bir ders işlenişi sağlamış olabilirsiniz. Antomy 3D  Google Play'den ulaşabilirsiniz.
| | Devamı... 0 yorum

Sandalyede Namaz

Takvim yapraklarında göz gezdirirken karşılaştığım "namazda kıyam" yazısı ile bugünlerde (2015) gündelik hayatta çok sık gördüğüm "saldalyede namaz olayı" arasındaki fark dikkatimi çekti. Üniversiteyi okuduğum yıllarda, Ankara'da camilerde defaatle sandalyede namaz kılanlarla karşılaşmıştım. O zamanlar (2006) tek tük olan bu hadisenin şimdilerde sıklıkla karşılaşılan bir durum olduğunu söyleyebiliriz. Günümüzde sayıları azımsanamayacak bir boyuta gelmiş bulunan 'sandalyede namaz kılma olayı' hakkında düzenli bir şeyler yazmak için düşünürken, böyle bir namazın fıkhen caiz olup olmadığını da her yönüyle araştırma fırsatı buldum. Detaylarına inmeden yüzeysel olarak ortada bir acayiplik olduğunu söyleyerek, bu konuda bazı fikirleri acizane beyan etmek istiyorum. 
Camilere yürüyerek gelen onlarca abimiz, amcamız, dedemiz camide bir takım rahatsızlıklarını öne sürerek sandalyede, taburede veya camilerde onlar için özenle yapılmış sıralı oturak biçimindeki kısımlarda namazlarını ikame ediyorlar. Bu konuda bir örnek olarak Yozgat'ta bir öğle namazında camide karşılaştığım manzara gerçekten içler acısı vaziyetteydi. Büyük bir caminin ilk iki safında ayakta namaz kılanlar, daha sonra arkada üç saf halinde özel otobüs koltuğu mahiyetinde sıra sıra dizilmiş birbirine bağlı biçimde özel hazırlanmış oturaklarda namaz kılanlar vardı. (Aşağıda konu ile ilgili fotoğrafı ekledim, yıl: 2015) Arka sıra cemaatin üç safı bu şekilde oturak olarak düzenlenmiş ve bu kısımlarda namz kılanların sayısı ile normal saf düzeninde namaz kılanların sayıları gittiğim vakit namazında neredeyse aynı sayıda idi. Namaz çıkışında: "çoğunluğu genç ve dinamik görünümlü bu kişilerin acaba ne rahatsızlığı var da böyle namaz kılıyorlar?" demekten kendimi alamamıştım. 
| | | | | Devamı... 1 yorum

Mevlid Kandiliniz Mübarek Olsun

Mevlid Kandiliniz Mübarek Olsun...   (Bkz. Mevlid Kandili)

En güzel Salat ve Selamlar O Yüce Peygamber Ahmed-i Mahmud Muhammed Mustafa (s.a.v) üzerine olsun. Allah şefaatlerinden bizleri mahrum etmesin. (Amin)



'Men bende-i Kur’ânem eger cândârem Men hâk-i rehi Muhammed Muhtârem' 

 “Yaşadığım sürece Kur’an’ın kölesi, Hazret-i Muhammed’in ayağının tozuyum” 
Mevlana Celaleddin Rumi

| Devamı... 0 yorum

Matematik Cepte Uygulaması

Öğrenci ve öğretmenleri Matematik Cepte uygulamasıyla buluşturacak olan Balıkesir/Karesi Belediyesi, “Karesi’de artık cevapsız soru kalmayacak” sloganıyla Türkiye’ye örnek olacak bir projeye imza atıyor. Karesi Belediyesi öğrenciler ve öğretmenleri Matematik Cepte uygulaması ile buluşturuyor. 
Balıkesir Üniversitesi ve Karesi İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün de ortaklarından olduğu Matematik Cepte uygulamasıyla öğrenciler cevaplayamadıkları soruları fotoğraflayarak öğretmenlere gönderiyor, öğretmenler de soruları cevaplayarak öğrencilere gönderiyor, böylece Karesi’de sorusu cevapsız kalan öğrenci kalmıyor. 
Milli Eğitim Bakanlığı’nın eğitim ve öğretimde fırsat eşitliğini sağlamak, okullardaki teknolojiyi iyileştirmek amacıyla başlatmış olduğu FATİH Projesi’nin aktif kullanımını ve işlevini destekleme ve arttırma amaçlı hayata geçirilen Matematik Cepte projesi Karesi İlçesi’ndeki ortaokul ve lise öğrencilerini kapsayacak. Şimdilik sadece pilot okullara uygulamaya geçirilecek olan uygulama sonraki süreçte ilçe genelinde yaygınlaştırılacak. Öğrenciler, mobil uygulamayı kullanarak uzman öğreticiler ile çözemedikleri matematik sorularını paylaşacak. 
Artık cevapsız soru kalmayacak sloganı ile yola çıkan Karesi Belediyesi söz konusu uygulamayla öğrenciler arasında fırsat eşitliğini sağlamayı amaçlıyor. Öğrencilerin çözemedikleri soruları cihaz kamerası ve entegre yazılım sayesinde online olarak sistemdeki öğretmenlere sorabildikleri ve sistemdeki öğretmenlerin de bu soruları cevapladığı bir platform oluşturmayı hedefleyen Karesi Belediyesi, bu uygulamayla Balıkesir’in eğitimde fark yaratan bir şehir olmasına da katkı sağlayacak. Matematik Cepte uygulamasını öğrenciler Google Play Store üzerinden indirebilecekler.
Projenin başarılı bir şekilde yürütüldüğünü, diğer okullardan da talepler gelmeye başladığını söyleyen Yrd. Doç. Dr. Mustafa Tuncay Sarıtaş, “Asıl hedefimiz öğrencilerin mutlu olması. Önemli ölçüde fırsat eşitliği yarattığımız proje ile matematik kaygısını pozitife çevirmeyi, mobil teknolojiyle matematik eğitiminin entegrasyonunu sağlamayı amaçlıyoruz. Sistem üzerinden okullara göre gelen soru çeşitlerinin de sınıflandırmasını yaparak hangi okulda en çok hangi konularda eksiklik var, onların analizlerini yapıyoruz. Şuan ki duruma göre (2015/12/09) en çok soru 1830 ile sayılar konusundan gelmiştir” açıklamasında bulundu.Uygulamada soru çözüm ve geri bildirim süresinin ortalama 42 dakika 46 saniye olduğunu hatırlatarak konuşmasına başlayan Karesi Belediye Başkanı Yücel Yılmaz, “İstatistikler, hızlı çözüme gidildiğinin göstergesi. Bu işler özveri ile oluyor. Siz ne kadar projelendirseniz de bu işe gönül koyan insanlar olmazsa proje tutmuyor. Bize destek verdikleri için başta Sayın Rektörüme ve ekibine, sayın ilçe milli eğitim müdürüme ve öğretmenlerimize çok teşekkür ediyorum” dedi. 6 hafta önce uygulamaya konulan projenin kendilerini heyecanlandırdığını söyleyen Karesi İlçe Milli Eğitim Müdürü Ramazan Konakbay, “Karesi Belediyesi’nin birleştirici rolü üstlendiği bu proje Türkiye’ye örnek olacak bir proje” açıklamasında bulundu.
"Karesi Belediyesi; öğrenciler ile öğretmenleri "Matematik Cepte" uygulaması ile buluşturuyor. Artık cevapsız soru kalmayacak sloganı ile yola çıkan Karesi Belediyesi bu uygulama ile öğrenciler cevaplayamadıkları soruları fotoğraflayarak öğretmenlere gönderiyor, öğretmenler soruları cevaplayarak öğrenciye cevap gönderiyor. Böylece Karesi'de sorusu cevapsız kalan öğrenci kalmıyor.Şimdilik sadece pilot okullara açık olan uygulama ile yakında genel kullanım için açılacaktır.(2015/12/09)"
Kaynak: http://oncekorfez.com/2015/12/09/matematik-cepte/
http://oncekorfez.com/2015/10/09/kareside-matematik-cepte/
| | | Devamı... 0 yorum

Aşağıdaki Yazılar İlginizi Çekebilir!!!