Net Fikir » Tüm Yazılar
İslamda Takva ve Müttakiler
Kur'an-ı Kerim’de üzerinde önemle durulan kavramların başında takva kavramı gelmektedir. Takva, Kur'an’da 258 defa kullanılmıştır. Takvâ kelimesi Arapça “vekâ” fiilinin masdarı olan vikaye’nin Sülâsî Mücerred'in ikinci bâbı (feale-yef'ilü) masdarı olarak çekimlenmiştir. (“Vekâ – yekî – vikâyeten”)
Takva; sözlükte bir şeyi muhafaza etmek, korunmak, sakınmak, himaye etmek, bir şeyi ıslah edip düzene koymak gibi anlamlara gelir. Takva sahibi kimseye “muttaki” denir.
İslam ıstılahında; takva kısaca kişinin kendisini Allah’ın korumasına, himayesine alarak ahirette azab ve cezaya neden olabilecek her türlü fillerden kendisini titizlikle koruması, günahlardan kaçınıp iyi ve faydalı işleri yapması olarak tanımlanır.
Dua Şiiri, Arif Nihat Asya
Biz,kısık sesleriz...minareleri, Sen,ezansız bırakma Allahım! Ya çağır şurda bal yapanlarını, Ya kovansız bırakma Allahım! Mahyasızdır minareler...göğü de, Kehkeşansız bırakma Allahım! Müslümanlıkla yoğrulan yurdu, Müslümansız bırakma Allahım! Bize güç ver...cihad meydanını, Pehlivansız bırakma Allahım! Kahraman bekleyen yığınlarını, Kahramansız bırakma Allah'ım! Bilelim hasma karşı koymasını, Bizi cansız bırakma Allah'ım! Yarının yollarında yılları da, Ramazansız bırakma Allah'ım! Ya dağıt kimsesiz kalan sürünü, Ya çobansız bırakma Allah'ım! Bizi sen sevgisiz,susuz,havasız; Ve vatansız bırakma Allah'ım! Müslümanlıkla yoğrulan yurdu, Müslümansız bırakma Allah'ım! |
| Arif Nihat Asya |
Görme Engelliler Infty Matematik Yazılımları
"Görme engelli öğrencilerin matematik alanında yaşadığı sıkıntılara yönelik Japonya'da geliştirilen "İnfty Yazılım Programı" Türkçe'ye uyarlanarak Türkiye'de de kullanılmaya başlanacak. Matematik alanındaki kaynakların dijital ortama aktarılmasıyla görme engelliler, sayısal derslerde de artık söz sahibi olabilecek.
Eğitimde Görme Engelliler Derneği (EGED) Başkanı Emre Taşgın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, derneklerinin görme engellilerin eğitimine katkıda bulunmak amacıyla kurulduğunu belirtti.Görme engellilerde bilgiye erişim sorununun çok fazla olduğunu ifade eden Taşgın, görmeyenler için eğitim teknolojilerinin Türkiye'de yaygınlaşmadığına dikkati çekti. Özellikle matematik kaynaklarına erişimde sıkıntı yaşandığını dile getiren Taşgın, Türkiye'deki görme engellilerin matematik kaynaklarına erişim sorununa Japonya'da geliştirilen bilgisayar yazılımıyla teknolojik çözüm getirileceğini söyledi. Bu kapsamda düzenlenen toplantıya, görme engellilerin bilgiye erişimi konusunda çalışmalarda bulunan kişilerin yanı sıra matematik ve bilişim gibi alanlardaki uzmanların da katıldığını dile getiren Taşgın, "Ülkedeki görme engelli bireyler matematik kaynaklarına erişmekte zorluk çekiyor. İnfty yazılım paketi uzun vadede bir devrim niteliği taşıyacak" dedi. Yazılım paketinin Türkçe'ye uyarlanması halinde, matematik kaynaklarının erişilebilir olarak dijital ortama aktarılacağını anlatan Taşgın, bu amaçla da İnfty Project ekibiyle temasa geçtiklerini, yazılım programının ülkeye kazandırılması için çalışmalara başladıklarını belirtti.
"FATİH Projesinde bu yazılım çok faydalı olabilir"
İnfty Project ekibinin ayrı üniversitelerde görev yapan üç araştırmacıdan oluştuğunu dile getiren Taşgın, "Bu projeyle temel olarak matematik formüllerinin yazılı olduğu bir kağıdın taranarak görme engelli bireyler tarafından kullanılabilmesi ve erişilebilir olarak matematik dokümanı oluşturulması hedefleniyor. Bu yazılım şu anda Japonca ve İngilizce olarak kullanılabiliyor. Türkiye'de de kullanılması için teklifte bulunduk, 1 yıl içinde çalışmalar tamamlanacak" diye konuştu. Matematikle ilgili Türkiye'de dijital ortama aktarılan kaynaklar olmadığına işaret eden Taşgın, yazılım paketinin basılı matematiksel denklemleri dijital ortama geçirmek için geliştirildiğini ve yazılımın üç bileşenden oluştuğunu ifade etti. EGED Başkanı Taşgın, gelinen aşamada bazı kaynakların Türkçe'ye çevrildiğini, deneme çalışmalarının yapıldığını söyledi. Geliştirildikten sonra tanıtımlarının yapılacağını ifade eden Taşgın, "FATİH Projesinde bu yazılım çok faydalı olabilir. Çünkü FATİH Projesini görme engellilere entegre etmek gerekiyor. Tabletler, görme engellilerin de kullanabilmesi için yeniden düzenlenmeli" dedi."
Infty Yazılımları ile Matematik fonksiyonları yazımı ve yazılanlara erişim okuma imkanı sağlayabilirsiniz. Yazılımlara ulaşmak için üreticininresmi sayfasından indirme imkanı bulabilirsiniz.http://www.inftyproject.org/en/software.html linkinden matematiksel ifadeleri girmek ve düzenlemek için InftyEditor- bir nevi okuyucu programı olan InftyReader-matematiksel ifadeleri düzenleme ve giriş imkanı sağlayan bir program ChattyInfty-ınfty editorun latex full fonksiyonları için de LaTeXInstaller yazılımlarına ulaşabilirsiniz.
"FATİH Projesinde bu yazılım çok faydalı olabilir"
İnfty Project ekibinin ayrı üniversitelerde görev yapan üç araştırmacıdan oluştuğunu dile getiren Taşgın, "Bu projeyle temel olarak matematik formüllerinin yazılı olduğu bir kağıdın taranarak görme engelli bireyler tarafından kullanılabilmesi ve erişilebilir olarak matematik dokümanı oluşturulması hedefleniyor. Bu yazılım şu anda Japonca ve İngilizce olarak kullanılabiliyor. Türkiye'de de kullanılması için teklifte bulunduk, 1 yıl içinde çalışmalar tamamlanacak" diye konuştu. Matematikle ilgili Türkiye'de dijital ortama aktarılan kaynaklar olmadığına işaret eden Taşgın, yazılım paketinin basılı matematiksel denklemleri dijital ortama geçirmek için geliştirildiğini ve yazılımın üç bileşenden oluştuğunu ifade etti. EGED Başkanı Taşgın, gelinen aşamada bazı kaynakların Türkçe'ye çevrildiğini, deneme çalışmalarının yapıldığını söyledi. Geliştirildikten sonra tanıtımlarının yapılacağını ifade eden Taşgın, "FATİH Projesinde bu yazılım çok faydalı olabilir. Çünkü FATİH Projesini görme engellilere entegre etmek gerekiyor. Tabletler, görme engellilerin de kullanabilmesi için yeniden düzenlenmeli" dedi."
(Kaynak:http://www.gundemelazig.com/genel/gorme-engellilerin-matematik-kabusu-bitiyor-h64326.html)
Milli Kültür Batılılaşma ve Kültürel Yozlaşma
"Millî benliğini bulamayan milletler başka milletlere yem olurlar." M. Kemal ATATÜRK
Genel kabul görmüş bir tarife göre kültür, bir toplumun yaşam biçimidir.
Toplumun, gündelik işlerini tanzim tarzı, hayatiyetini sürdürürken
kullandığı üslup, yöntem ve araçlar bu tarifin içine girmektedir. Diğer bir
görüşe göre kültür; teknik, iktisadi, içtimai, siyasi ve fikri formasyonu
ihtiva eden kendini bilme hareketidir. ...Kişilik, edindiği kültür kadar
gerçeklik ve güce sahip olmaktadır; o kendi kendine varolmaya ulaşıncaya
kadar "kültür edinmektedir" ve ancak böylece kendi kendine varolmakta ve o
zaman gerçek bir varlığa kavuşmaktadır.(1) UNESCOda ittifakla kabul edilen
tarife göre (ise) kültür, bir insan topluluğunun kendi tarihi hususunda
sahip olduğu bilinç demektir. Bu insan topluluğu, bu tarihi gelişme
bilincine dayanarak varlığını devam ettirme azmini gösterir ve gelişmesini
sağlar.(2)
Millî Kültür konusunda ise değişik görüşler olmakla birlikte, ülkemizde başlıca üç görüş vardır. Bunlardan gelenekçi görüş, millî kültür değerlerinde bir ayrım yapmaz. Tarihi olanla, millî olan birbirine karışmıştır. Değişmez ve değişmemesi gereken değerlerle, üretim biçimi, yerleşim dokusu sonucu oluşan değerlerin tamamı kıskançlıkla korunmak istenilir...İkinci görüş, "evrensel kültür" adını verdikleri Batı kültürünün, ülkemizde uygulanmasını (isteyenlerin ileri sürdüğü görüşün) adıdır. Üçüncü ve doğru olan görüş; Millî kültürü, temellerini oluşturan değişmez değerleri koruyarak, gelişen teknolojiye uygun, sanayi ve sanayi ötesi toplumun ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde geliştirmek ve çağdaşlaştırmaktır.(3) Bu üçüncü görüşü en güzel biçimiyle Yunus Emre ve Hz. Mevlana formüle etmişlerdir. Yunus bir şiirinde şöyle seslenir "Her dem yeni doğarız, bizden kim usanası."Mevlana Celaleddin Rûmi ise Mesnevide şöyle söylüyor; "Geçen gün geçti cancağızım, gelen yeni bir gündür, yeni şeyler söylemenin çağıdır..." ve Mevlana aynı konudaki hikmetli sözlerine devam ederek şöyle der;
"Bir ayağımız sımsıkı millî ruh kökümüzde, Bir ayağımızla dolaşalım evrenleri..." (Mevlana)
Millî Kültür konusunda ise değişik görüşler olmakla birlikte, ülkemizde başlıca üç görüş vardır. Bunlardan gelenekçi görüş, millî kültür değerlerinde bir ayrım yapmaz. Tarihi olanla, millî olan birbirine karışmıştır. Değişmez ve değişmemesi gereken değerlerle, üretim biçimi, yerleşim dokusu sonucu oluşan değerlerin tamamı kıskançlıkla korunmak istenilir...İkinci görüş, "evrensel kültür" adını verdikleri Batı kültürünün, ülkemizde uygulanmasını (isteyenlerin ileri sürdüğü görüşün) adıdır. Üçüncü ve doğru olan görüş; Millî kültürü, temellerini oluşturan değişmez değerleri koruyarak, gelişen teknolojiye uygun, sanayi ve sanayi ötesi toplumun ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde geliştirmek ve çağdaşlaştırmaktır.(3) Bu üçüncü görüşü en güzel biçimiyle Yunus Emre ve Hz. Mevlana formüle etmişlerdir. Yunus bir şiirinde şöyle seslenir "Her dem yeni doğarız, bizden kim usanası."Mevlana Celaleddin Rûmi ise Mesnevide şöyle söylüyor; "Geçen gün geçti cancağızım, gelen yeni bir gündür, yeni şeyler söylemenin çağıdır..." ve Mevlana aynı konudaki hikmetli sözlerine devam ederek şöyle der;
"Bir ayağımız sımsıkı millî ruh kökümüzde, Bir ayağımızla dolaşalım evrenleri..." (Mevlana)
Richard Dunlap, Altın Oran ve Fibonacci Sayıları
Altın oran ve Fibonacci sayılarının, bitkilerin büyümesinin ve bazı katıların kristalografik yapısının incelenmesinden, veri tabanlarında arama yapmak için yazılan bilgisayar algoritmalarının geliştirilmesine kadar çok geniş bir uygulama alanı var. Bu sayılar hakkında bugüne değin çok şey yazılıp çizildi. Ancak elinizdeki kitap, bu konuda yazılan ciddi matematik metinler ile felsefi ve hatta mistik yaklaşımları ele alan kaynaklar arasındaki boşluğu dolduruyor.Bu kitapta yazar, altın oran ve Fibonnacci sayılarının, sadece temel özellikleri üzerinde durmuyor, söz konusu sayıların matematik, bilgisayar bilimleri, fizik ve biyolojideki uygulama alanlarını da ele alıyor. Bu çalışmanın matematiğe, matematiğin fiziksel ve biyolojik bilimlerdeki uygulamalarına ilgi duyan okuyucuların ilgisini çekeceğini düşünüyoruz. Ayrıca genel matematik, geometri, sayılar kuramı konularında çalışan üniversite öğrencileri için de yararlı bir yardımcı okuma kitabı özelliğinde.
Richard A. Dunlap,TÜBİTAK YAYINLARI, Çeviren: Bekir Aktaş, Yayın Yılı: 2011,176 sayfa
Matematik Fields Madalyası (Meryem Mirzakhani)
"Fields Madalyası’nı alan ilk kadın
matematikçi, İranlı Maryam Mirzakhani’nin yaşamını, hiperbolik geometri
çalışmalarını ve ödülün tarihini araştırdık.Matematiğin “Nobel”i olarak bilinen Fields Ödülü,
matematik alanında sıra dışı çalışmalar yapan ve matematiğin geleceği
hakkında söz sahibi olacağı düşünülen bilim insanlarına her dört yılda
bir verilen bir ödül.
Ödülün hikayesi
Fields Madalyası’nın ön yüzünde Arşimet’in siması
ve Arşimet’in sözü “Kendi ayaklarının üzerinde dur ve dünyayı yakala!"
bulunuyor. Arka yüzünde ise "Tüm dünyadan gelip burada toplanan
matematikçiler mükemmel çalışmaları takdir ediyorlar" yazıyor.
Fields Madalyası Komitesi, IMC yönetim kurulu tarafından belirleniyor. Ödül komitesinin başkanı dışındaki bileşimi ödül töreninin yapılacağı tarihe kadar gizli tutuluyor.
Aslında Fields için "matematiğin Nobel'i" tariflemesini birçok matematikçi beğenmiyor. Nobel ödül başlıkları arasında matematiğin neden yer almadığıysa başlı başına bir tartışma. Söylentiye göre gerçek sebep, Nobel ödüllerini başlatan Alfred Nobel'le İsviçreli matematikçi Mittag-Leffler arasındaki kişisel husumetmiş.
Fields Madalyası Komitesi, IMC yönetim kurulu tarafından belirleniyor. Ödül komitesinin başkanı dışındaki bileşimi ödül töreninin yapılacağı tarihe kadar gizli tutuluyor.
Aslında Fields için "matematiğin Nobel'i" tariflemesini birçok matematikçi beğenmiyor. Nobel ödül başlıkları arasında matematiğin neden yer almadığıysa başlı başına bir tartışma. Söylentiye göre gerçek sebep, Nobel ödüllerini başlatan Alfred Nobel'le İsviçreli matematikçi Mittag-Leffler arasındaki kişisel husumetmiş.
Uluslararası Matematikçiler Kongresi 1897 yılında ilk kez Zürih’te
düzenlendi ve I.Dünya savaşı nedeniyle ara verilene kadar devam etti.
Uluslararası Matematikçiler Kongresi’nin devam ettirilmesi niyetiyle
1923 yılında Uluslararası Matematikçiler Birliği (IMC) kuruldu. 1924
yılında Almanların dışarıda bırakılıp bırakılmaması tartışmalarıyla
birlikte Toronto’da düzenlenen kongrenin sekreterliğini Kanadalı
matematikçi John Charles Fields yaptı. Bu kongrede alanında sıra dışı
çalışmalar yapan iki matematikçinin altın madalya ile ödüllendirilmesi
kararı alındı. Bu ödülün verilmesi için fon kurulması sağlayan ve bu
fona bağış yapan J.C.Fields onuruna ödülün ismi de Fields Madalyası
oldu.
Matematik alanında yaşanan büyük sıçramalar nedeniyle 1966 yılında
ödül verilebilecek kişi sayısı 4’e kadar çıkarıldı. Ödülün koşulları
arasında, matematiğe yapılan istisnai katkının yanısıra, adayların 40
yaşını doldurmamış olması da var.
Hangi ülkeler matematikte öne çıkıyor?
Şu ana kadar toplam 58 matematikçi bu ödüle layık görüldü. Bunlar
arasında en genci 27 yaşındaki Jean Pierre Serre’di. Eward Witten ise
ödülü alan ilk matematiksel fizikçi olmuştu.
En fazla Fields madalyası alan ülke 12 madalyayla ABD. İkinci ülke
ise 9 madalya ile SSCB – ancak bu matematikçilerin çoğu SSCB’de
okuduktan veya doktora yaptıktan sonra, ülkeyi terketmişler. ABD ve
Sovyetler’i Fransa ve İngiltere takip ediyor.
Fields Madalyası bu yıl Brezilyalı Artur Avila (Instituto Nacional de
Matemática Pura e Aplicada), Kanadalı ve ABD’li Manjul Bahrgava
(Princeton Üniversitesi), Avusturyalı Martin Hairer (Warwick
Üniversitesi) ve İranlı Maryam Mirzakhani’ye verildi.
Ödül ile ilgili olarak en dikkat çeken nokta şüphesiz bu ödülü ilk
kez bir kadın matematikçinin, Maryam Mirzakhani’nin almasıydı. 37
yaşındaki Mirzakhani, ödülü alan ilk kadın olmasının yanında, ilk İranlı
matematikçi de oldu. Avila ve Hairer de ödülü alan sırasıyla ilk
Brezilyalı ve Avusturyalı matematikçiler.
Tahran’da yetişen yetenek: Maryam Mirzakhani
Tahran’da doğup büyüyen Mirzakhani, okuduğu okulun kitapçıların yoğun
olduğu sokağa yakın olması nedeniyle ebebiyata merak saldığını, eline
ne geçerse okuduğunu ve yazar olmak istediğini söylüyor. Ortaokulu
bitirdiği yılların İran-Irak savaşının (1980-88) bittiği yıllara denk
geldiği için kendini şanslı görüyor: “10 yıl önce doğmuş olsaydım o
dönem sahip olduğum fırsatları bulamazdım”. Nitekim 1987’de İran,
sıradışı yetenekli çocuklara dönük bir okul projesi (NODET) başlatıyor
ve Mirzakhani de bu liselerde eğitim görüyor.
Mirzakhani, matematiğe ilgisinin gelişmesinde onun bilimle
uğraşmasını isteyen ağabeyinin katkısını vurguluyor. Bir gün ağabeyi
1’den 100’e kadar olan sayıların toplamının Gauss tarafından nasıl
hesaplandığını anlatıyor. Bu olay Mirzakhani’yi çok etkiliyor: "İlk kez,
çözümü kendim bulamamış olsam bile, güzel bir çözümden zevk almıştım.”
Matematiğe ilgisi yoğunlaşan Mirzakhani 1994’te Hong-Kong, 1995’te
Toronto’da düzenlenen Uluslararsı Matematik Olimpiyatlarında kazadığı
altın madalyalar ile tanınan zeki bir genç oldu.
Mirzakhani, lise eğitimini NODET’te tamamladıktan sonra matematik
lisansını Tahran’da bir kamu üniversitesi olan Şerif Teknoloji
Üniversitesi’nden, doktorasını ise 2004 yılında kendisi de Fields
madalyası sahibi Curtis McMullin danışmanlığında Harvard
Üniversitesi’nden aldı. Şu anda Stanford Üniversitesi’nde profesör
olarak çalışıyor.
Riemann yüzeyleri: simit ve kupanın ortak yanları
Mirzakhani, geometri ve dinamik sistemler alanında çok önemli
katkılar yaptı. Riemann yüzeyleri ve onların modüli uzayları hakkında
çalışmaları hiperbolik geometri, topoloji, dinamik sistemler, kompleks
analiz gibi matematiğin farklı disiplinleri arasında bir köprü işlevi
görmektedir.
Riemann yüzeyleri adını 19.yy’da soyut yüzeylerin önemini anlamaya
çalışan Bernard Reimann’dan almıştır. Yüzeyler sahip oldukları delik
(genus) sayısı ile topolojik olarak sınıflandırılabilirler. Örneğin küre
genus 0, simit genus’ı 1 olan bir yüzeydir. Burada topolojik olarak
sınıflandırmadan kastedilen kahve kupası ile simit’in aynı şeyi ifade
etmesidir. İkisi de genus’ı 1 olan topolojik nesnelerdir.
Bir yüzey üzerinde geometrik bir yapı ile tariflenirse Riemann yüzeyi
adını alır. Bu yapı kompleks bir yapı olabilir. Bunun anlamı soyut
yüzeyler üzerinde kompleks analiz metotlarının uygulanabilir olmasıdır.
Her kompleks eğrinin cebirsel bir eğri olması, yani belirli sayıda
polinomun sıfırları olarak ifade edilebilir olması, Reimann yüzeyleri
ile cebirsel geometri arasındaki ilişkinin varlığını oluşturmaktadır.
Yani Riemann yüzeyleri, üzerinde kompleks analiz yapılan analitik
nesneler olmanın yanında, polinomlar tarafından verilen cebirsel bir
ifadeye de sahiptir.
Riemann yüzeylerini tanımlamanın bir alternatif yolu da uzunluk, açı,
alan hesaplamaları yapabileceğimiz hiperbolik geometrinin
tariflenmesidir. Hiperbolik geometri öklidyen geometriden farklıdır.
Öklid geometrisinde bir doğruya kendi üzerinde olmayan bir noktadan
ancak bir tane paralel doğru çizilebilir. Hiperbolik geometrideyse,
verilen bir doğruya paralel ve bu doğru üzerinde olmayan bir noktadan
geçen birden fazla doğru olabilir. Hiperbolik geometrinin öncülüğünü
Bolyai, Lobatchevski ve Gauss yapmıştır. Riemann yüzeylerinin
zenginliğinin temeli üzerindeki kompleks-cebirsel yapı ile hiperbolik
yapının denk olmasıdır.
Mirzakhani’nin ilk dönemki çalışmaları Riemann yüzeyleri üzerindeki
kapalı, uzunlukları deformasyonla değişmeyen eğriler (İng. “closed
geodesic”) konusunda olmuştur. Riemann yüzeyleri üzerinde uzunluğu
belirli bir L sayısının altında olan jeodeziklerin (İng. “geodesic”)
sayısı “jeodeziklerin asal sayısı teoremi”yle ifade edilmiştir. Çok
büyük L’ler için bu sayı asimptotik olarak exp(L)/L olarak verilmiştir.
Mirzakhani bu kapalı eğrilerin basit, kendilerini hiç kesmeyen
tipleri için asal sayı teoremine odaklandı ve bu durumun basit kapalı
eğriler için farklı olduğunu gösterdi. Basit kapalı eğriler durumunda bu
sayı üstel olarak olarak artmamakta, tam olarak L’nin 6g-6’ncı kuvveti
ile verilmektedir. Buradaki g sayısı Riemann yüzeyinin genusudur. 6g-6
sayısı bu formülde gizemli bir ifade gibi durmaktadır. Aslında bu sayı
Riemann yüzeylerinin modüli uzaylarının boyutunu vermektedir. Bu durum
genel olarak modüli uzayın geometrik yapısında dair çok fazla bilgi
sunmamakla birlikte Mirzakhani ve McShane’nin çalışmaları modüli uzaylar
üzerinde hacim hesaplamaları ile basit kapalı eğrilerin sayısı hakkında
ilişkinin varlığını ortaya çıkardı.
Mirzakhani: karmaşık uzayların fatihi
Mirzakhani’nin bakış açısı, sicim teorisinin öncülerinden ve Fieldslı
Edward Witten’in, eğrilerin modüli uzayları üzerindeki kesişme sayıları
üzerine ortaya attığı Witten sanısının yeni ve beklenmedik bir
ispatının verilmesini sağladı. Yine Fields sahibi Kontsevich 1992
yılında Witten sanısını ispatlamıştı, ancak Mirzakhani, modüli uzaylar
üzerindeki bu sanıyla Riemann yüzeyleri üzerindeki basit kapalı
jeodeziklerin sayılması arasında bir ilişkinin varlığını gösterdi.
Son yıllarda Mirzakhani modüli uzayların diğer geometrik özellikleri
üzerine çalışmalarını yoğunlaştırdı. Modüli uzaylar üzerindeki dinamik
sistemleri (zamana bağlı olarak gelişen-değişen sistemler) çalıştı ve
Fields Madalyası sahibi William Thurston tarafından ortaya atılan deprem
akışı (İng. “earthquake flow”) sisteminin “kaotik” olduğunu ispatladı.
Mirzakhani ayrıca Alex Eskin ve Amir Mohammadi ile birlikte modüli
uzaylar üzerindeki başka dinamik sistemleri de çalıştı. Kapalı olmayan
(İng. “non-closed”) jeodeziklerin modüli uzaylar üzerindeki davranışları
son derece düzensiz ve bunların yapıları hakkında bilgi edinmek zor.
Buna karşın Mirzakhani, kompleks jeodeziklerin ve onların cebirsel
kapanışlarının düzensiz veya fraktal olmak yerine düzenli olduklarını
ispatladı. Yani kompleks jeodeziklerin analiz diferensiyel geometri
açısından transendental özelliğe sahip olmalarına karşın kapanışlarının
cebirsel yani polinomlar yardımıyla tarifelenebilir oldukları anlaşıldı.
Bu çalışması alanın uzmanı matematikçiler tarafından övgüyle
karşılandı. Zira bu çalışmalar, homojen uzaylar üzerindeki dinamik
sitemlerin sahip olduğu katılığın, heterojen bir yapı olan modüli
uzaylar üzerindeki dinamik sistemler için bir karşılığının olmadığını
göstermiş oldu.
Heterojen yapısı ve karışıklığı nedeniyle modüli uzaylar üzerine
doğrudan çalışmak imkansız gözükmekteydi. Fakat Mirzakhani etkili
çalışmasıyla bu yargıyı boşa çıkardı."
http://bilimsol.org/bilimsol/matematik/maryam-ve-karmasik-uzaylari
Kaynaklar:
Carl Riehm, 2007, “The Early History of the Fields Medal”, http://www.ams.org/notices/200207/comm-riehm.pdf
http://www2.maths.ox.ac.uk/cmi/library/annual_report/ar2008/08Interview.
http://www.mathunion.org/general/prizes/2014/prize-citations/
http://www.mathunion.org/fileadmin/IMU/Prizes/2014/news_release_mirzakhani.pdf
http://www2.maths.ox.ac.uk/cmi/library/annual_report/ar2008/08Interview.
http://www.mathunion.org/general/prizes/2014/prize-citations/
http://www.mathunion.org/fileadmin/IMU/Prizes/2014/news_release_mirzakhani.pdf
Not: (16/07/2017) Matematiğin Nobeli olarak anılan Fields ödülünü kazanan ilk kadın olarak tarihe geçen İranlı matematikçi Meryem Mirzakhani, 40 yaşında meme kanseri nedeniyle hayatını kaybetti. Kanserin Mirzakhani'nin kemiklerine kadar yayıldığı belirtildi. ABD'de yaşayan ve çalışan Mirzakhani, çalışmalarında özellikle hiperbolikgeometri, ergodik teori, simplektik geometri ve Teichmüller teorisine odaklanıyordu. http://www.bbc.com/turkce/amp/haberler-dunya-40619607
Matematik ve Müzik
Yıllar önce üniversitede matematik eğitimi alırken müzik bölümünde yüksek lisans yapmakta olan bir öğrenci gelerek biz matematik sınıfı öğrencilerine bir anket çalışması düzenlemişti. Ankette yer alan sorular eşliğinde matematikçilerin müzikle olan ilgileri, müzik ve farklı seslere verdiği tepkiler ölçülerek bu konu hakkında bir çalışma yapılmıştı. Daha sonra ki yıllarda biraz araştırmalarım sayesinde "matematik ve müzik ilişkisi alanında" yurt içinde ve yurt dışında pek çok çalışmanın da yapıldığı gerçeğine ulaştım. Gerçekten de müzik ve matematik birbirini pek çok açıdan etkileyen birbirinden ayrı ve farklıymış gibi görünen iki bilim dalıydı. Bu konuda yurt içinde yapılan çalışmalardan biri olan ECE KARŞAL'ın makalesini istifadenize sunuyorum.
"Matematik ve müzik, bilimin ve sanatın iki elemanıdır. Bu iki disiplin, antik çağlardan beri karşılaştırılmış ve ilişkilendirilmiştir. Tabii ki matematik ve müzik arasında çok büyük farklılıklar vardır fakat diğer taraftan birbirleri ile çok yakın ilişki içindedirler.
Bu makalede temel olarak üç başlık ele alınmıştır. İlk olarak müziğin temelindeki matematikten bahsedilmiştir. İkinci olarak müziğin matematik performansı üzerindeki etkilerine değinilmiştir. Son olarak ise müzik yeteneği ve matematik yeteneği arasındaki ilişki ele alınmıştır.
Pek çok düşünür ve pek çok matematikçi müzikle ilgili çalışmalar yapmışlardır. Tarih boyunca müzik, değişik matematiksel yaklaşımlarla ifade edilmeye çalışılmıştır.
Yapılan çalışmalar, müzik eğitiminin beyin aktivitelerini geliştirdiğini göstermektedir. Bu çalışmalardan elde edilen ortak sonuca göre; müzik eğitiminin matematik performansı ve bilişsel aktiviteler üzerine olumlu etkisi vardır. Müzik, genç yaşlardan itibaren çocukların gelişiminde çok güçlü bir etken olabilir. Matematik dünyada pek çok öğrenci için en sıkıntılı derslerden birisidir. Müzik özellikle okul öncesi eğitiminde matematik eğitiminde yeni bir yaklaşım alarak kullanılabilir. Bunların yanında , müzik yeteneği ve matematik yeteneği arasındaki ilişki eğitime yeni boyutlar katabilir.
Ian Stewart, Dünya'yı Değiştiren 17 Denklem
Matematikçi Ian Stewart "Bilinmeyenin İzinde: Dünya'yı Değiştiren 17 Denklem" başlıklı kitabını yayımladı ve insanlığın tarihinde keşfedilen 17 matematiksel denklemi, bilimsel yoğunluğundan kurtararak, herkes tarafından anlaşılabilir bir hale soktu. Prof. Dr. Ian Stewart'a bu kitabını neden yazmaya karar verdiği sorulduğunda şöyle yanıt veriyor: "Denklemler kesinlikle sıkıcı olabilir ve çok karmaşık görünebilirler. Ancak bunun sebebi genellikle sıkıcı ve karmaşık bir şekilde sunulmalarındandır. Benim okullarımızdaki matematik öğretmenlerine göre bir avantajım var: Size toplamayı kendi başınıza nasıl yapacağınızı göstermeye çalışmıyorum. Denklemlerin nasıl çözüleceğini bilmeden de onların güzelliğini ve önemini takdir edebilirsiniz. Benim niyetim onları kültürel ve insani bir hale sokmak ve onları tarihimizdeki maskelerinden arındırmaktır. Denklemler, kültürümüzün önemli bir parçasıdır. Bu denklemlerin arkasındaki hikayeler, onları keşfedenler, onların yaşadıkları dönemler ve benzerleri oldukça etkileyicidir."
Paperback: 360 pages Publisher: Basic Books; First Trade Paper Edition edition (October 8, 2013) Language: English
Kitap içersinden ayrıntılı olarak derlenmiş parçalara göz atmak isterseniz, blogumuzda yer alan (Bkz. Dünyayı Değiştiren 17-denklem) yazımızı okuyunuz.
Aşağıdaki Yazılar İlginizi Çekebilir!!!
Matematik Konularından Seçmeler
matematik
(301)
geometri
(133)
ÖSYM Sınavları
(61)
trigonometri
(56)
üçgen
(49)
çember
(36)
sayılar
(32)
fonksiyon
(30)
türev
(26)
alan formülleri
(25)
analitik geometri
(23)
dörtgenler
(19)
denklem
(18)
limit
(18)
belirli integral
(14)
katı cisimler
(12)
istatistik
(11)
koordinat sistemi
(11)
fraktal geometri
(7)
materyal geliştirme
(7)
asal sayılar
(6)
elips
(3)
tümevarım
(3)
binom açılımı
(2)
hiperbol
(2)










