Bu otuz üç cebir problemini İbnü'l-Havvâm'ın öğrencisi Kemâleddin el-Fârisî yazdığı şerhte aktarmış, ancak bunları çözmeye veya çözümsüz olduklarını ispat etmeye çalışmamıştır. İmâdüddin el-Kâşî de şerhinde problemlerin dördüncüsünü çözmeye teşebbüs etmiştir. İbnü'l-Havvâm'ın ölümünden yaklaşık iki yüzyıl sonra Sultan II. Bayezid'e sunulan müellifi meçhul İrşâdü't-tullâb ilâ İlmi'l-hisâb adlı eserde de el-Bahâ'iyye'de bulunmamakla birlikte İbnü'l-Havvâm'a nisbet edilen bir çözümsüz problem yer almaktadır.
İbnü'l-Havvâm'ın eserine öğrencisi Kemâleddin el-Fârisî ve İmâdüddin el-Kâşî tarafından yazılan şerhler onun matematik alanındaki etkisini XVIII. yüzyıla kadar taşımıştır. Bu durum, esere ve her iki ünlü şerhine ait nüshaların yahut bu eserlere çeşitli dönemlerde yapılmış atıfların çokluğundan anlaşılmaktadır. Meselâ Semerkant matematik-astronomi okulunun kurucusu ve en önemli temsilcisi olan Gıyâseddin Cemşîd el-Kâşî'nin hem İbnü'l-Havvâm'ın eserini hem de iki şerhini incelediği bilinmektedir. Molla Lutfî de (ö. 900/1494-95) Risale fi's-seb'i'ş-şidâd'ında Fârisî şerhine atıfta bulunmaktadır. Bu şerhin Taşköprizâde'nin (ö. 968/1561) Miftâhu's-saâde adlı eserinde "İlmü hisâbi'l-hevât' bölümünde zikredilmesi, XVII. yüzyıl öncesi dönemde Osmanlı matematik eğitiminde İbnü'l-Havvâm'ın eserinin ve ona Fârisî'nin yazdığı şerhin önemli bir yer tuttuğunu göstermektedir.
İbnü'l-Havvâm'ın matematikteki etkisinin XVIII-XIX. yüzyıllarda Türkiye'de sürdüğüne dair işaretler mevcuttur. Meselâ Câbîzâde Halil Faiz (ö. 1124/1712), Cemşîd el-Kâşî'nin Miftâhu'l-hisâb adlı eserinin cebir bölümünün Türkçe tercümesinde Fârisî'nin şerhine atıfta bulunmaktadır. Yine Kuyucaklızâde Mehmed Atıf Efendi (ö. 1263/1847) II. Mahmud'a sunduğu, Bahâeddin Âmilî'nin Hulâsatü'l-hisâb adlı eserinin tercüme ve şerhinde Fârisî şerhinden iktibaslar yapmıştır. Ayrıca gerek el-Baha'iyye'nin gerekse iki ünlü şerhinin yazma nüshalarına İstanbul kütüphanelerinde daha yoğun şekilde rastlanması İbnü'l-Havvâm'ın Osmanlı matematiği üzerindeki etkisini göstermektedir.
İbn Havvam Eserleri:
1. Nakzu re'yi'n-nâsihîn ve ibtâlü temessükihim bi-âyâti'l-Kur'ân. Klasik ve modern kaynaklarda adı geçmeyen eserin bir nüshasının Şükrî Faysal adlı bir ilim adamının özel kütüphanesinde bulunduğunu yalnız Ziriklî kaydetmektedir.
2. Risâletü'l-ürâse. Tasavvufi bir çalışma olup kaynaklarda yine adından söz edilmeyen eser Hüseyin Ali Mahfuz tarafından on altı sayfa olarak yayımlanmıştır.
3. Makale fi İlmi'l-ahlâk. Felsefî ahlâk alanında yazılmış olan bu eser de kaynaklarda yer almamıştır. Tesbit edilebilen tek nüshası Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi'nde kayıtlıdır.
4. Mukaddime fi't-tıb (Kitâbü't-Tezkireü's-Sa'diyye fi'l-kavânîni't-tıbbiyye, el-Külliyye). Eseri ilk defa Safedî, daha sonra da Brockelmann, Ahmed îsâ ve Ziriklî kaydetmiştir.
5. Fuşûl alâ fehmi'l-makaleti'l-'âşira min Kitabi Öklîdis. Fuat Sezgin tarafından Risale fî fehmi'l-Makâleti'l-âşira el-müteallika min Kitabi Öklîdis, D. A. King ve Ramazan Şeşen tarafından Şerhu'l-Makâleti'l-'âşira min Kitabi'l-Öklîdis olarak verilen eserin ismi. Süleymaniye Kütüphanesindeki nüshalarında yukarıda kaydedildiği şekilde olup Öklid'in Elementer'inin irrasyonel sayıların geometrik incelemesine dair X. makalesi için yapılmış bir açıklamadır.
6. er-Risâletü'ş-şemsiyye fi'l-kavâ'idi'l-hisâbiyye. Klasik kaynaklarda adı geçmeyen bu eserden ilk defa Brockelmann söz etmiş ve Paris Bibliotheque Nationale'de bir nüshasının kayıtlı bulunduğunu belirtmiştir. el-Fevaidü'l-Baha'iyye'nin farklı bir versiyonu ve ondan daha muhtasar olan bu eserin bir nüshası da Kastamonu İl Halk Kütüphanesi'ndedir.
7. el-Fevafidü'l-Bahâ'iyye fi'l-kavâidi'l-hisâbiyye. İb-nü'l-Havvâm'ın klasik kaynaklarda zikredilen tek eseridir. İlk defa Safedî'nin el-Kavâidü'l-Bahâ'iyye fi'l-hisâb şeklinde sözünü ettiği eserin dünya kütüphanelerinde yirmi beşten fazla nüshası mevcuttur. er-Risâletü'l-Bahâ'iyye adıyla tanınan eser, Bahâeddin Âmilî'nin aynı adla da anılan Hulâşatü'l-hisâb'ı ile zaman zaman karıştırılmıştır.
(T.D.V. İslam Ansiklopedisi,21/76-78)






0 yorum:
Fayda vermeyen ilimden Allah'a sığınırım. İlim; amel etmek ve başkalarıyla paylaşmak içindir. Niyetimiz samimiyetle insanlara yararlı olmaktır, akıbetimiz bu vesileyle güzel olsun. Dua eder, dualarınızı beklerim...
"Allah'ım; bana fayda sağlayacak ilimleri öğret ve ilmimi ziyadeleştir."
“Allahım! Sana teslim oldum, sana inandım, sana güvendim. Yüzümü, gönlümü sana çevirdim. İşlediğim tüm günahlarımı affeyle! Ey kalbleri çeviren Allahım! Kalbimi dînin üzere sâbit kıl. Beni Müslüman olarak vefât ettir ve beni sâlihler arasına kat!”
“Rabbim! Bizi doğru yola ilettikten sonra kalplerimizi eğriltme! Bize tarafından bir rahmet bağışla.Öne geçiren de sen, geride bırakan da sensin. Muhakkak ki lütfu en bol olan Sen’sin. Senden başka ilâh yoktur."
Lâ ilâhe illallah Muḥammedürrasulüllâh
KADİR PANCAR