Türkistan'ın Merv şehrinde doğdu. Hayatı hakkında yeterli bilgi yoktur. Ömrünün büyük kısmını Bağdat'ta geçirmiş, Abbasî halifeleri Me'mûn ve Mu'-tasım-Billâh dönemlerini görmüştür. Burada uzun süre kalmasından dolayı Bağdadî nisbesiyle de anılır. Habeş onun adı mı lakabı mı olduğu kesin olarak bilinmemekte, belki fazla esmerliğinden dolayı bu şekilde tanındığı tahmin edilmektedir. Hâsib lakabı ise onun matematik-çiliğiyle ilgilidir. 829-864 yıllan arasında Bağdat'ta astronomi gözlemleri yaptığı bilinmektedir. Yüz yılı aşkın bir süre yaşamış[404] ve muhtemelen 864-874 yılları arasında vefat etmiştir.[405] İbnü'l-Kıftî'den öğrenildiğine göre oğlu Ebû Cafer de astronomi bilgisi ve aletlerinin yapımcılığıyla ünlü bir kişidir.
Kaynaklarda, İslâm astronomi âlimi ve matematikçilerinin ilk neslinden olan Habeş'in ilmî hayatının başlangıç döneminde Hint matematik ve astronomi modelini takip ettiği ve hazırlamış olduğu ilk zîcde Sindhind (Siddhanta) geleneğini esas aldığı belirtilmektedir[406]. Halife Me'mûn'un himayesindeki astronomi gözlemcileri grubunda fiilen bulunup bulunmadığı kesin olarak bilinememekle beraber onların çalışmalarını yakından takip ettiği, vardıkları sonuçları kendi gözlem sonuçlarıyla birleştirip test ettiği ez-Zîcü'l-mümtehari\n-dan anlaşılmaktadır. Habeş bu eserinde ve daha sonraki çalışmalarında Hint astronomisi yanında Grek astronomisini de İyi bildiğini kanıtlamış ve yer yer dışına çıkmakla birlikte zîclerini Batlamyus modeline göre düzenlemiştir.[407] Araştırmalarının sonraki meslektaşları arasında güçlü yankılar uyandırdığı anlaşılmaktadır. Habeş'in Bağdat'ta otuz beş yıl süre ile gözlemler yaptığı yolundaki bilgiyi bugüne ulaştıran Ebü'l-Hasan İbn Yûnus, Zîcü'l-Hâkİmi'l-kebîr adlı eserinde onun Venüs ve Merkür'ün enlemlerine ilişkin tesbitlerini eleştirmişse de daha sonraki birçok müellifin kendisini övgüyle andığı görülür (EP (İng.), III, 8-9). Meselâ Ebû Nasr İbn Irak, bu zîc hakkında Risale iî Berâhîni amâli cedveli't-takvim iî Zîci Habeş el-Hâsib adıyla bir risale kaleme almış[408], ayrıca Devtfirü's-sümût fi'I-usturlâb adlı eserinde Habeş el-Hâsib'in usturlap üzerinde azimut halkalarının gösterilişi konusundaki iki yöntemini incelemiştir[409]. İbn Irak'ın ünlü öğrencisi Bîrûnî de Habeş'ten "hakim" diye söz ederek ez-Zîcü'1-mümteharima atıflar yapmakta ve "rü'yet-i hilâl" meselesinin çözümüyle ilgili olarak bu zîci Bettânrnin ünlü zîciyle birlikte anmaktadır[410]. Bîrûnînin ez-Zîcü'1-mümtehan'a gösterdiği ilgi bundan ibaret kalmamış, ayrıca hakkında Tekmîlü Zîci Habeş bi'l-'üel ve tehzîbi cfmâlihî mine'z-zeJel adıyla müstakil bir eser yazmıştır. Doğrudan doğruya Habeş el-Hâsib'in çalışmalarından faydalanılarak hazırlanmış olan bir zîc de[411] Cemâleddin Ebül-Kâsım b. Mahfuz el-Müneccim el-Bağdâda ait olup 684 (1285) tarihini taşımaktadır.[412]
Habeş'in en göz alıcı başarısı, trigonometrik fonksiyonları küresel astronominin problemlerine uygulamasında görülür. Bu çalışmalarında, İslâm trigonometri tarihinde ilk defa sinüs (ceyb meb-sût) cetvellerini hazırlayan Hârizmîyi takip ederek 0 = 0; 0°, 0; 15°. 0; 30°, 0; 45°, 1; 0°... 90; 0° değerleri için sinüs cetvelleri oluşturmuş, bu arada sinüs ile "ver-sine"i birbirinden ayırmak için de ilk defa "ceyb ma'kûs" terimini kullanmıştır. Ayrıca onun daha önce versine için "ceyb menküs" terimini kullanan Hârizmî'den daha ileri giderek bunların arasındaki ayırımı da açık biçimde ortaya koyduğu görülür. Buna göre eğer A<90° ise versine = 60P - cos A = 1- cos A, A>90° ise versine = 60p + cos A ve aynı şekilde eğer A<90° ise versine<sinüs, A>90° ise versine > sinüs ve eğer A = 90° ise versine = sinüstür[413]. Sarton, günümüzde tanjant karşılığı kullanılan "zil" (umbra versa) teriminin de Habeş'e ait olduğunu ve tanjant tablolarını ilk defa onun hazırladığını söylemektedir.[414]
Habeş el-Hâsib. güneşin ufuktan yükselişini gözlemleyerek vakit tayini için yeni bir yol bulmuş ve bu yol kendinden sonra gelen astronomlar tarafından da kullanılmıştır. Bu yönteme göre güneş doğuş esnasında ufuk çizgisi üzerindedir ve yüksekliği sıfır olup sonradan artmaya başlar, öğle vaktinde doruk noktasına varır; daha sonra tedricî olarak azalır ve güneş akşam saatinde ufuk noktasında kaybolur. Şu halde güneşin yüksekliği doğuşundan itibaren geçen vakit, yani bu sürede geçen saat miktarıdır.[415]
3- ez-Zîcü'd-Dimaşkî. Salih Zeki ez-Zîcü'1-mümte-han ile aynı eser olduğunu söylemektedir. Ancak Süleymaniye Kütüphanesi'nde[417] ve Berlin Königlichen Bibliothek'te[418] kayıtlı bulunan iki nüshasından, içinde ez-Zîcü'l-mümtehan'a çeşitli gönderme*ler yapılan ilkinin XIII. yüzyılda istinsah edildiği anlaşılmaktadır. Bu zîcin dayandığı astronomik ve matematik kurallarla parametrik değerleri inceleyen Ben-no van Dalen'a göre Yenicami nüshasının büyük bir bölümü Habeş'in orijinal zîcinden aktarılmıştır[419]. Bu nüsha üzerinde inceleme yapan Ma-rie-TheYese Debarnot da aynı sonuçlara varmıştır[420]. Berlin nüshası ise ilkinden daha mütecanis bir metindir {El2 |İngj. lif. 8).
4- ez-Zîcü'ş-şağîr. Zîcü'ş-şâh adıyla da anılan eser günümüze gelmemiştir. İsmi. Pehlevî dönemi astronomi yöntemlerine göre hazırlandığını akla getirmektedir.5- ez-Zîcü'i-Me'mûnî. Salih Zeki, zama*nımıza ulaşmayan bu eserin ez-Zîcü'd-Dımaşki gibi ez-Zicü '!-mümtehan'\a aynı eser olduğunu düşünmektedir.
6- Kitâbü 'Ameli'I-usturtâb. İbnü'n-Nedîm, Endelüsî ve İbnü'l-Kiftînin zikrettiği kitap herhalde Risale iî usturlûbi'1-kürî[421] ve el-fAmel bi'1-usturlâ-bi'l-kün ve 'acd'ibüh[422] adlan alfanda bugüne ulaşan eserlerle aynı olmalıdır.
7- Kitöb iî mcfriieti'1-küre ve'l-camel bihâ. Kürenin tanımı ve astronomik rasat*larda kullanımı üzerine kaleme alınmış kısa fakat yoğun bir çalışma olup İslâm dünyasında bu konuda telif edilen ilk eserlerdendir. Tenkitli neşri R. Lorch ve P. Kunitzsch tarafından yapılarak İngilizce'ye çevrilmiş ve bir incelemeyle birlikte yayımlanmış ("Habashal-Hâsib'sBook on the Sphere and It's Use", Zeitschrift für Ge-schichtederArabisch-lslamischenWissen-schaften[423]. ayrıca Adnan Ali Kermûş el-Ferrâcî tarafından bir başka ilmî neşri daha yapılmıştır.[424]
8- Macriietü keyiiyyeti'l-erşâd ve'l-hmel bizâti'I-halak. "Zâtü'l-halak" adlı astronomi aletinin nasıl kullanıla*cağını anlatan eserin iki nüshası bilin*mektedir.[425]
Bunlardan başka çeşitli kaynaklarda Kitâbü'1-Ebcâd ve'S-ecrâm[426], Kitâbü'd-Devâiri'ş-şelâşi'l-mü-mâsse ve keytiyyeti'l-evşâl, Kitâbü'r-Rahâ'im ve'l-maköyîs, Kitâbü 'Ameli's-sutûhi'l-mebsûta ve'1-kö'ime ve'l-mâ-Hle ve'1-münharite gibi eserleri de zikre*dilmektedir.[427]
0 yorum:
Fayda vermeyen ilimden Allah'a sığınırım. “Allah'ım; bana öğrettiklerinle beni faydalandır, bana fayda sağlayacak ilimleri öğret ve ilmimi ziyadeleştir."
İlim; amel etmek ve başkalarıyla paylaşmak içindir. Niyetimiz hayır, akıbetimiz hayır olur inşallah. Dua eder, dualarınızı beklerim...