Bursalı Kadızâde Rumi, soyca ilim sahibi bir aileden gelmiş olup, çağının bilim otoritelerinden Bursa kadısı Mehmet Çelebi’nin oğludur. Bursa ve çevresinde daha çok "Kadızade" olarak tanındı. Matematik, astronomi ve Hanefî mezhebî fıkıh âlimi. İsmi, Mûsâ Paşa bin Mehmed bin Kâdı Mahmûd Efendi’dir. Dedesi Mahmûd Efendi, uzun zaman Bursa kâdılığı yapması sebebiyle Koca Kâdı adıyla tanınmıştı. Babası Mehmed Efendi de genç yaşta Bursa kâdılığına getirildi. Fakat kısa bir süre sonra vefât etti. Ailenin büyük oğlu olması hasebiyle, adının sonuna paşa kelimesi eklenerek, Mûsâ Paşa denilen Kâdızâde’ye, Selâhaddîn lakabı verildi. Dede ve babasına nisbetle Kâdızâde, Anadolu’dan Semerkand’a gittiği için de Rûmî denildi. Doğumu Bursa'da olup doğum tarihi muhtemelen 1364'dur. Ölümü ise Uluğ Bey Rasathanesi ve Uluğ Bey Medrese'sinde çalışmakta olduğu için Semerkantta 1436 ya da 1437 olduğu sanılmaktadır. İlk öğrenimini Molla Fenari gibi değerli bilimadamlarının eğitim verdiği medresede tamamladı. Daha sonra matematik ve astronomi bilgilerine yenilerini katmak için, Horosan ve Maveraünnehir bölgelerine gitti. Burada uzun yıllar bölgenin ve çağının ünlü bilgini Seyyid Şerif Cucani’den din derslerini aldı. Hocasının “Mevakif (duraklar)” adlı eserini inceleyip, eserde birtakım eksiklik ve yanlışlıklar tespit etmesi üzerine, hocası Seyyid Şerif Curcani ile arası açıldı. Bu sebeple Curcan’dan ayrılarak Bursa’da okuduğu yıllarda kendisinden ders aldığı hocası Molla Fenari’den şöhretini duyduğu Maveraünnehir Bölgesinin Semerkant şehrine geldi ve Semerkant Rasathanesi olarak bilinen gözlemevinde çalışmaya başladı.
Orta Çağ’ın en büyük matematik ve astronomi bilginleri arasında yer alan Kadızade-i Rûmî, gökcisimlerinin hareketlerini incelemiş ve o çağın en yetkin astronomi cetvelleri olan Zic-i Gürgâni’nin hazırlanmasına katkıda bulunmuş; ayrıca gök mekaniğini matematik temellere oturtmaya çaba harcamıştır. Kâşî’nin bir kitabı için yazdığı Risale fi Istıhrâc-il-Ceyb Derece-i Vahide adlı şerhte bir derecelik yayın sinüsünün yarıçap 1 olarak alındığında 0,017452406437 olacağını göstermiştir.
1- Muhtasar fil-Hisâb: Muhtasar bir aritmetik kitabıdır ve allâme Selâhaddîn Mûsâ imzasını taşımaktadır.(Hesap Özeti): Matematik üzerine yazılmış bir eserdir.
2- Câmi-il-Mahmûd: Harezmî’nin El-Mülahhas fil-hey’e adlı astronomiye dâir eserinin şerhi olup, Osmanlı medreselerinin temel kitaplarındandır. Çeşitli kütüphânelerde bir çok yazma nüshası olan eser, üç-dört defa basılmıştır
3- Şerhu Eşkâl-it-Te’sis fil-Hendese: Muhammed bin Eşref Semerkandî tarafından Oklid’in Kitâb-ül-usûl’ünde bahsedilen mevzulara dâir yazılan ilk geometri çizimleri ve üçgenlerin niteliklerine dâir Eşkâl-i Te’sis adlı eserin şerhidir. Bu eser de Osmanlılarda çok meşhur olup, pek çok yazmaları mevcuttur ve baskısı da yapılmıştır.Geometrik öncüller dair bir eserdir. Euclides’in Elementler adlı eseri üzerine bir yorumdur.
4- Risale fî istihrâc-il-ceyb derece vahide: Gıyâseddîn Cemşid’in bir eserinin şerhidir. (Bir Derecenin Sinüsünü Elde Etme Üzerine Bir Risale Bu Eserde 1 derecelik yayın Sinüs değerini elde etmek üzerine bir yöntem geliştirilmiştir.) Bu eserde, bir derecelik yayın sinüsünü bulma usûlünü, kitabın aslından daha iyi ve basit bir şekilde, devrinde bilinen matematik kaidelerinden daha ileri bir seviyede hesap şeklini ortaya koyarak açıklamıştır. Bu kıymetli eserde, bir derecelik yayın sinüs değerinin, yarıçap bir birim alındığında; 0,017452406437 olduğu gösterilmiştir ki, bugünkü ile aynıdır.
5- Şerhu kitabi mulahhas fîl-hendese,
6- Şerh-ut-tezkire,
7- Haşiye alâ-şerh-il-Hidâye.
8- Şerh-ul-mulahhas fîl-hey’e. Astronomi ile ilgili bir eserdir. Çağmini’nin el-Mülahhas Fi’l-Hey’e adlı astronomi eseri üzerine bir yorumdur.
Fayda vermeyen ilimden Allah'a sığınırım. “Allah'ım; bana öğrettiklerinle beni faydalandır, bana fayda sağlayacak ilimleri öğret ve ilmimi ziyadeleştir."
İlim; amel etmek ve başkalarıyla paylaşmak içindir. Niyetimiz hayır, akıbetimiz hayır olur inşallah. Dua eder, dualarınızı beklerim...