Abdullah b. Revâha, Hazrec kabilesinin Benî Hâris kolundandır. Hem Câhiliye hem İslâm dönemini görmüş, şiirini Hz. Peygamber’i ve İslâm’ı savunmak için kullanmıştır. Hz. Peygamber onun hakkında “Şiirleri müşrikler üzerinde oklardan daha etkilidir” diyerek şairliğini, “Kardeşiniz bâtıl söz söylemez” diyerek de dürüstlüğünü övmüştür. Okuma yazma bilen, cesur, zâhid ve takvâ sahibi bir sahâbî olan Abdullah b. Revâha, Hz. Peygamber’in kâtipleri arasında yer almış, Bedir, Uhud, Hendek, Hayber savaşlarına ve Hudeybiye ile Umretü’l-kazâ seferlerine katılmıştır. Mûte Savaşı’nda Zeyd b. Hârise ve Ca‘fer b. Ebû Tâlib’ten sonra sancağı alarak savaşmış ve şehit olmuştur (629). Şiirleri sade bir dille yazılmış olup, müşrikleri inkâr ve küfürlerinden dolayı eleştirir. Müstakil bir divanı olmamakla birlikte, şiirleri çeşitli siyer ve tabakat kitaplarında yer alır. Velîd Kassâb bunları Dîvânü ʿAbdillâh b. Revâḥa adıyla derlemiştir.
Peygamber Efendimiz'in Hendek Gazvesi sırasında Abdullah b. Revâha’nın söylediği şu şiiri ashabıyla birlikte tekrarladığı rivayet edilir:
“Allah bize hidayet etmeseydi hidayete eremezdik, Ne zekât verir ne namaz kılardık. Kâfirler bize saldırdılar, Biz fitneden sakındık. Bizden yardım istendiğinde yardıma geldik, Sana canımız feda olsun ey Resûlullah, kusurlarımızı bağışla. Ey Rabbimiz, düşmanla karşılaştığımızda ayaklarımızı sabit kıl, Üzerimize sabır ve sebat ihsan et, Biz senin lütfundan müstağni değiliz.”
Abdullah b. Revâha, câhiliye dönemine ait birkaç şiiri dışında, İslâm dönemindeki şiirlerini sade bir dille recez tarzında söylemiştir. Recez; kısa, ritmik ve genellikle öğüt veya savaşla ilgili konuları içeren hafif ve kolay söylenebilir bir ahenge sahip bir şiir türüdür. Bu şiirlerde Abdullah b. Revâha, Kureyş müşriklerini İslam'ı inkâr ve küfürlerinden dolayı eleştirmiştir. Hem şair hem cesur bir savaşçı ve etkileyici bir hatip olarak sahâbîler arasında öne çıkan “Peygamber’in şairi” Abdullah b. Revâha (r.a.), Asr-ı Saadet’in seçkin isimlerinden biri olmuştur. Abdullah b. Revâha’nın en tanınmış şiirlerinden biri de “Es-Subhu Bedâ” adlı şiiridir.
Es-Subhu Beda Es-subhu bedâ min tal'atihî Ve'l-leylü decâ miv-vefratihî Feegar-Rusulâ fazlev-ve ulâ Ehdes-subülâ li-delâletihî
Fayda vermeyen ilimden Allah'a sığınırım. İlim; amel etmek ve başkalarıyla paylaşmak içindir. Niyetimiz samimiyetle insanlara yararlı olmaktır, akıbetimiz bu vesileyle güzel olsun. Dua eder, dualarınızı beklerim...
"Allah'ım; bana fayda sağlayacak ilimleri öğret ve ilmimi ziyadeleştir."
“Allahım! Sana teslim oldum, sana inandım, sana güvendim. Yüzümü, gönlümü sana çevirdim. İşlediğim tüm günahlarımı affeyle! Ey kalbleri çeviren Allahım! Kalbimi dînin üzere sâbit kıl. Beni Müslüman olarak vefât ettir ve beni sâlihler arasına kat!”
“Rabbim! Bizi doğru yola ilettikten sonra kalplerimizi eğriltme! Bize tarafından bir rahmet bağışla.Öne geçiren de sen, geride bırakan da sensin. Muhakkak ki lütfu en bol olan Sen’sin. Senden başka ilâh yoktur."
0 yorum:
Fayda vermeyen ilimden Allah'a sığınırım. İlim; amel etmek ve başkalarıyla paylaşmak içindir. Niyetimiz samimiyetle insanlara yararlı olmaktır, akıbetimiz bu vesileyle güzel olsun. Dua eder, dualarınızı beklerim...
"Allah'ım; bana fayda sağlayacak ilimleri öğret ve ilmimi ziyadeleştir."
“Allahım! Sana teslim oldum, sana inandım, sana güvendim. Yüzümü, gönlümü sana çevirdim. İşlediğim tüm günahlarımı affeyle! Ey kalbleri çeviren Allahım! Kalbimi dînin üzere sâbit kıl. Beni Müslüman olarak vefât ettir ve beni sâlihler arasına kat!”
“Rabbim! Bizi doğru yola ilettikten sonra kalplerimizi eğriltme! Bize tarafından bir rahmet bağışla.Öne geçiren de sen, geride bırakan da sensin. Muhakkak ki lütfu en bol olan Sen’sin. Senden başka ilâh yoktur."
Lâ ilâhe illallah Muḥammedürrasulüllâh
KADİR PANCAR