Sabit b. Kurra

Etiketler :
Tam künyesi Sabit b. Kurra b. Mervan b. Sabit b. Kereyan b. İbrahim b. Kereyan b. Marinus b. Salamuyos b. Malagrius el-Harranî, es-Sabiî, Ebu’l-Hasan, el-Feylesof, et-Tabib’dir. Trigonometrinin, Batı'da yaygınlaşmasını sağlayan, aynı zamanda cebiri geometriye uygulayanların matematik önderlerindendir. Sabit Bin Kurra matematik, astronomi ve tıp alanlarında uzman bir rivayete göre Sabii geleneğinden bir bilgindir. Kendisi soy kütüğünden de görülebileceği üzere Sabiî bir aileye mensuptur. Bazı araştırmacılar hayatının sonlarına doğru müslüman olduğunu ileri sürselerde bu konuda açık bir delil yoktur. Çağının çok ilerisinde çalışmalar yapmış, tüm bu alanlarda büyük gelişmelere öncülük etmiştir. Özellikle geometri ve cebir konusunda bir çok yeniliğe imza atmıştır. Diferansiyel hesabını Newton’dan önce belirlemiş, geometriyi aritmetiğe ilk uygulayan kişi olmuştur. Doğum tarihi tam olarak bilinmemekle beraber 821 yılında Urfa Harran’da doğduğu sanılmaktadır. Harran’ın bilgin yetiştiren köklü bir ailesinden gelmektedir. Ailesinin varlıklı olması bilimsel araştırma ve çalışmalarını kolaylaştırmıştır. Gençlik yıllarında ailesinin işi olan sarraflıkla meşgul olmuştur. Devrinde matematik çalışmaları ile üne kavuşmuş Beni Musa ailesinden Muhammed b. Musa ile karşılaşması hayatında dönüm noktası oldu. Muhammed b. Musa Sabit b. Kurra'nın zeka ve yeteneklerini fark edince onu himayesine alarak medrese çalışmalarına katılmasına ikna etti. Böylece Sabit b. Kurra Bağdat'ta kalmasıyla birlikte Halife'nin (Mutazıd) huzuruna çıkarak kendini gösterebilmiştir. Sabit bin Kurra, Batlamyus’un ünlü eserini Arapçaya “Algamesti” adıyla çevirmekle birlikte kendi görüşü ile zamanı için yeni olan trigonometri ve astronomi bilgisini bu eserde zikretmiştir.  Arapça ve Farsça'dan Latince'ye tercüme ederek üne kavuşan Gerard (1114-1185), Batlamyus'un ünlü eserini 1136 yılında Sabit bin Kurra'nın Arapça olarak yazdığı bu matematik cebiri eserinden Latince'ye tercüme etmiş ve bu Latince tercüme, 1515 yılında yayınlanmıştır.
Sabit b. Kurra, çalışmalarını genellikle Bağdat ve çevresinde sürdürmüştür. Arapça'nın yanında Süryanice ve Yunanca dillerine de hakim olması bu dillerde yazılı kaynaklardan da istifade edebilmesine imkan tanımıştır.  Tercüme işleri de yapan Sabit b. Kurra’nın çalışma alanı astronomi, matematik ve fizik olarak genellenebilir. Resmi bir görev olarak Halife el- Mutadıd’ın sarayına gökbilimci olarak astonomi çalışmaları yapmak üzere olarak alınmıştır. Burada Sabii geleneğinin önemli bir temsilcisi konumunda olduğu rivayet edilmiştir.  Sabit b Kurra; bulunduğu konumun verdiği güçle, Irak ta sabiîleri yüksek mevkilere getirmiş, bu şekilde Sabiilerin sosyal ve siyasal statülerini üst seviyelere çıkarmıştır. Nitekim Sâbit b. Kurra sayesinde, Sabiîler Bağdat ta sarayda ve bürokraside önemli görevler üstlenmişlerdir. Bununla birlikte onun takipçileri ve akrabaları, devlet özel katipliği, saray doktorluğu ve heyetşinaslık, müneccimlik gibi stratejik mevkilerde bulunmuşlardır. Süryanice olarak yazdığı “Hermes’in Kitabı” adlı eseri, Arapçaya çevrilince Hermesçi düşüncenin yayılmasına hizmet etmiştir. O, özellikle Aristo’nun “Organon” adlı eseri üzerinde durmuştur. Eflatun’un “Devlet”ini incelemiş ve bu eserle ilgili olarak “Remzlerin (işaretlerin) İzahı” adlı bir eser yazmıştır. İslâm filozofu Kindî ve ünlü çevirmen Kusta b. Luka ile çağdaş olan Sabit b. Kurra'nın, İslâm dünyasında mantığın gelişmesindeki katkısı büyüktür. Büyük çevirmen Huneyn b. İshak’ın okulunda da çalışan Sabit b. Kurra, burada bir nevi danışmanlık yapmıştır. Bunun yanında, Huneyn b. İshak’ın felsefî ve matematiksel çevirilerinin düzenleyerek bu eserde yeniden bir sıralama yapmış ve eksik olan kısımları düzeltmiştir. Çağının en büyük matematikçisidir. Bu nedenle batılı bilginlerin bir kısmı O’na “Arapların Öklid’i” derler.
Bağdat Darü’l- Hikme’sinde göreve başlar başlamaz, başta Lemmata, Temas Eden Çemberler Üzerine, Üçgenler Üzerine, Apollonius Konikleri, Nikomachos’un Aritmetiğe Girişi olmak üzere Matematikle ilgili çok kıymetli eserleri Grekçeden Arapça’ya çevirdi. O olmasaydı, bugün orijinal dilleri de bulunmayan Arşimet’in çalışmalarından bilim âlemi haberdar olmayacaktı. Sabit’in diğer önemli bir yönü de bazı eserlere şerhler ve yorumlar yazmasıydı. O’nun şerhleri olmasaydı, Eucklides’in Elementer Geometrisi ve Batlamyus’un Almagest’si belki de anlaşılamayacaktı.
Sabit b. Kurra’nın çalışmalarından bazıları kısaca maddeler halinde şöyledir:  Cebiri geometriye uygulamıştır. Nikomachos’un matematikle ilgili eserini tercüme etmekle, aynı zamanda İslam dünyasına Pythagorascı sayı ve aritmetik anlayışını da getirmiştir. Pisagor teoreminin genel bir ispatını yapmıştır. Küresel trigonometri ve ileride integrale dayalı yüzey alanı ve cisim hacim hesapları yöntemini geliştirmiştir. Sinüs teoreminin tanımını yapmış ve bunu astronomiye uygulamıştır. Ekinoksun salınım hareketini açıklayabilmek için Batlamyus modeline dokuzuncu bir taşıyıcı küre eklemiştir. Güneş’in yere en yakın noktasının yer değiştirmesinden bahsetmiştir. Parabol ve paraboloidler üzerinde yoğun olarak çalışmıştır. 
Matematik dünyasında çokça bilinen Pisagor teoreminin; Sabit b. Kurra tarafından yapılan ispatı aşağıda yapboz biçiminde gösterilmiştir. (Görseller: Yavuz Demirhan)


Öklid’in Elementler’indeki 36 ile uyuşan tam sayıların bulunması(bölenlerin toplamına eşit sayılar), kalanların hesabı, hatalı sayılar (bölenlerin toplamından büyük ve küçük olan sayılar) ve ilk olarak Sabit’in çözdüğü “dost sayılar problemi”nin (birinin bölenlerinin toplamı diğerine eşit olan sayı çiftleri) çözümü teoremlerini geliştirmiştir. Sayılar teoreisinde “Dost Sayılar” kuramını ele almıştır. Dost sayıların tanımını şu şekilde yapmıştır. Eğer, p=3.2n –1, q=3.2n-1 –1 ve r=9.22n-1-1 asal sayılar ise m=2n .pq ve N=2n.r dost sayılardır.
“Kamus’ul Alam” adlı eserde belirtildiğine göre; matematiğin bir kolu olan “kalkulus”un keşfi de ona aittir. Kalkulusa “tefadul” adını Sabit b. Kurra vermiştir. Paraboller üzerine yaptığı çalışmalar integral kalkulusu keşfine giden yolu açtı. Parabol parçasının alanının, yükseklik ve taban çarpımının 2/3’üne eşit olduğunu göstermiştir. Kendi çalışmalarıyla x değişkenine bağlı ve köklü sayıların integralini hesaplamayı başarmıştır. İntegral hesabını; Riemann Toplamı olarak matematik literatürüne geçmiş ve bu şekilde bilinen eğrinin altında kalan alanların (alt ve üst toplamlar) toplamından yararlanarak hesaplamayı Riemann'dan çok önceleri göstermiştir. Sayılar teorisinde, Öklid’in geride bıraktığı mirastan hareket ederek, değişik bir sonsuz sayılar dizisinin parçası bir sonsuz sayılar kuramı geliştirdi.
Öklid'in 5 postülatını teker teker incelemiş ve 5. postülatının her zaman doğru olamayacağını ifade ederek küresel geometriye giriş niteliğinde çalışmalar  yapmıştır. Geometrideki menelaus teoreminin farklı bir ispatını karma oranlar kullanarak vermiştir.  Geometri problemlerini oluşturma ölçme ve ispatlama teknikleri  hakkında eser kaleme almıştır. Dairesel eğik silindirin düzlem kesitlerini inceyip bu silindirlerin iki kesen düzlem arasında kalan yanal alanlarını hesaplamıştır.Elips ve diğer konik özelliklerine değinerek, elips parçalarının alanlarının kendilerine karşılık gelen daire parçalarının alanlarına eşit olduğunu ispatlamıştır. Kesişen iki düzlem arasında kalan silindir parçasının yan yüzeyinin, silindirin küçük kesiti olan elipsin çevresi ile silindirin aksının iki düzlem arasında kalan parçasının uzunluğu ile çarpımına eşit olduğunu ispatlamıştır. Bu önerme, elipsin çevre uzunluğunu veren genel eliptik entegrali, daha basit şekilde ifade eden formüle tekabül eder. Kuadratik  ve kübik denklemlerin çözüm kümelerini ifade eden genel çözümler bulmuştur.  Anlık hız kavramını, maksimum hız kavramı hakkında çalışmalar yapmıştır. 
Pisagor’un “ikiz kenar dik üçgenle ilgili teoreminin” ispatını incelemiş ve bu teoremin genel hali için üç yeni ispat vermştir: Birincisinde; hipotenüs üzerine kurulan kare, verilen üçgene eşit ve karenin iki komşu kenarı üzerine kurulan iki üçgen çıkartılmakta ve karenin diğer kenarlarına eklenmektedir. Böylece elde edilen şekil, dik üçgenin dik kenarları üzerinde kurulmuş karelerden oluşur. İkinci ispatta; dik üçgenin dik kenarları üzerine kurulan karelerin, hipotenüs üzerine kurulan kareden ayrılarak parçalara bölünmesi söz konusudur. Üçüncü teorem; Öklid’in Elementlerve Pisagor Teoremi’nin geliştirilmesini içeren benzer üçgenlerden yararlanarak yapılan ispattır.
Bir parabol parçasını ekseni etrafında döndürerek elde edilen düzgün, çıkıntılı ve ezilmiş tepeli parabolik kubbeler ve tabanı etrafında döndürerek elde edilen kubbe ve küreleri ortaya atmış ve hacimleri arasındaki ilişkiyi göstermiştir.
Uzay Geometrisinde cisimlerin hacimlerinin gerek yüzey, gerekse uzay şekillerinin alanlarının hesaplanması üzerine metotlar bulmuştur. Kesik piramit ve koni cisimlerinin hacimlerinin hesaplanmasıyla ilgili farklı bir kural belirlemiştir. Trigonometride sinüs ve cosinüs teoremlerini bulup bunların doğruluğunu ispatlayarak göstermiştir.
Güneş ve Ay’ın hareketlerindeki problemleri incelemiş ve Güneş saatleri üzerine bir kitap yazmıştır. Dağların oluşumu, güneş ve ay tutulması, kızamık ve çiçek hastalığı gibi konular hakkında da eserleri bulunmaktadır. Sabit’in çağında yaptığı keşif ve buluşlar üzerine, Halife Me’mun tarafından dünyanın yarıçapını ölçmekle görevlendirimiştir. Onun ve öteki bilginlerin ortaya koyduğu ölçümler sonraki yıllarda Endülüs yoluyla Avrupa’ya geçti. Kristof Kolomb gibi denizcilerin bunlardan yararlanarak yollarını buldukları söylenir. Sabit, dünyanın çapını ve iki meridyen arası uzaklığı doğru olarak hesaplayan ilk bilginlerdendir. Sabit, dünyanın çapını ve iki meridyen arası uzaklığı doğru olarak hesaplayan ilk bilginlerdendir. 
Sabit Bin Kurra özellikle geometri konularındaki çalışmaları ile ünü günümüze kadar ulaşmış değerli matematikçilerden biridir. Menalaus, Apolonyos, Pisagor, Archimed, Euclides ve Theodosus’un eserlerini Arapça olarak açıklayarak, o dönem geometriye, yepyeni bilgiler kazandırmıştır. Geometrinin güncel yaşamda kullanılabilir özelliklerini uygulamaları ile ifade etmeye çalışmıştır. Sabit b. Kurra, trigonometrinin Avrupa’da yayılması konusunda da en etkin kişilerden biri olmuştur. Doğu Bilimci Georges Rivoire, Sabit Bin Kurra’nın geometri sahasındaki katkısından şöyle bahseder: “Cebirin geometriye uygulanmasını, Müslümanlara borçluyuz. Bu da 900 yılında vefat etmiş olan Sabit Bin Kurra’nın eseridir.”
Abbasi devletinde bir nevi ilim hareketinin merkezi konumunda olan Beytü’l-Hikme’nin en önemli dört çevirmeninden biri olan Sabit b. Kurra'nın yaptığı çevirilerin çok fazla olduğu görülür. Bu nedenle Kâtip Çelebi: “Sabit bin Kurra’nın çevirileri olmasaydı, kimsenin hikmete (felsefeye) dair kitaplardan yararlanamayacağı söylenebilirdi.” demiştir. Harran Sabiîlerinin İslâm düşünce tarihinde felsefe, matematik, tıp, astronomi ve doğal bilimler alanında çeviri ve telif faaliyetindeki çok önemli rolü, Sabit b. Kurra ile ortaya çıkmıştır.  Matematik ve diğer alanlarda yazılı 79 eseri olduğu bilinmektedir. Bunlardan 21 eser tıp, 2 eser müzik ve 25 eser ise felsefe, matematik ve astronomi ile ilgilidir. Bu değerli matematikçi ve İslam bilgininin 900 yıllarında Bağdat’ta vefat etmiştir.
ESERLERİ: Kindî’ye Reddiye (Süryanice), Mefrüdat, Algamesti, Kamus-ul Alam, Kitap fî Te’lif en-Nisab,Risale fî Şekl el-Kettâ, Kitap fî Misahat Kat’el-Mahrut ellezî Yüsemma el-Mükafî,Makale fî Misahât el-Mukassamet el-Mukâfiye, Kitap fî Misâhat elEşkâl el-Musattaha ve’l-Mücesseme,Kitap fî’l-Te’etti li İstihrac Amel el-Mesâil el-Hendesiyye, Risâle fî’l-Hüccet el-Mensûbe ilâ Sokrat fî’l-Murabbâ ve Kutrihî, Kitap fî Amel Şekl Mücessem zî Erba‘ Aşere Kaide Tuhitu Bihî Küre Malu‘me,Kitap fî Kutû’l-Ustûvane ve Basîtihâ,Kavl fî Tashih Mesâ’il-el-Cebr bi’l-Barahin el-Hendesiyye, Mes’ele fî-Amel elMütevassiteyn ve Kısmet Zâviye Ma’lume bi-selâs Aksm Mütesâviye
Deniz Suyunun Tuzlu Oluşunun Sebebine Dair, Calinus’un Gıdalar Üzerine Olan Kitabının Özeti, Ay Tutulmasının Belirtileri Üzerine, Güneş ve Ay Tutulmasının Nedeni Hakkında, Süryanice ve Arapça’nın Grameri Hakkında, Ölülerin Tekfini Hakkında, Sabiîler’in İtikadı Hakkında, Taharet ve Necaset Hakkında, İbadetlerin Vakitleri Hakkında.Kitap fî İbtâ el-Hareke fî Felek el-Haric el-Merkez,Kitab fî Âlât es-Sa’at Elletî Tüsemmâ Ruhâmât,
SABİİLİK: Kur ân-ı Kerim de, yahudi ve hristiyanlarla birlikte zikredilen bir topluluk. "Şüphesiz iman edenler, yahudiler, hristiyanlar ve sabiîler den Allah a, ahiret gününe iman edenler ve salih amel işleyenlerin Rableri katında mükafatları vardır..." (el-Bakara. 2/62; Ayrıca bk. el-Maide, 5/69; el-Hac, 22/17). Âyetlerde, sabiûn, şeklinde çoğul kalıbındadır. Müfredi, "sabiî"dir. Âyetlerde zikredilen sabiîlerin kimler olduğu hakkında müfessirler değişik görüşler ileri sürmüşlerdir: Sabiîler; hristiyanlar, yahudiler ve mecusîler arasında bir topluluk olup hiç bir dine sahip değillerdir; Ehl-i kitap olup Zebur u okumaktadırlar; Yahudiler ile mecusîler arasında bir topluluktur. Onların dini yoktur; Sabiîlik diğer dinler gibi bir din olup mensupları sadece "Lailahe illallah" derler ve hiç bir şekilde ibadet etmedikleri gibi bir kitapları ve tanıdıkları bir peygamberleri yoktur. Ceziretul-Mevsil bölgesinde yaşarlar; Meleklere tapınan bir topluluk olup, bir kıbleye yönelerek namaz kılarlar ve Zebur u okurlar; Irak taraflarında yaşayan bir topluluk olup, peygamberlerin tamamına iman ederler, her sene otuz gün oruç tutup, Yemen e doğru yönelerek günde beş defa namaz kılarlar (Taberî, Camiul-Beyan an Te vil-i Âyâtil Kur ân, Mısır 1969, I, 318-320; İbn Kesir, Tefsirul-Kur ânil-Azim, İstanbul 1984, I, 148-149). Fahruddin er-Razî diğer görüşleri zikrettikten sonra sabiîlerin, yıldızlara tapan bir topluluk olduğu görüşünü doğruya en yakın olarak kabul etmektedir (Tefsir-i Kebir, II, 105).
Kaynakça: 
Hilmi Ziya Ülken / Uyanış Devirlerinde Tercümenin Rolü (s. 84, 1997), 
Şinasi Gündüz / Son Gnostikler Sâbiîler (1999) - Anadolu’da Paganizm Antik Dönemde Harran ve Urfa (s. 43-44, 2005), 
Doç. Dr. Bayram Ali Çetinkaya (Somuncu Baba Dergisi, Ağustos 2006, s. 36-39), 
İhsan Işık / Ünlü Bilim Adamları (Türkiye Ünlüleri Ansiklopedisi, c. 2, 2013) -  Resimli ve Metin Örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (C. 12, 2015).
Mehmet Çelik, Şükran Yaşar,  Sabii Bilgin Sabit b. Kurra, Fırat Üni Sosyal Bilimler Fakültesi, Elazığ, 2008
www.suryaniler.com/forum.asp?fislem=cevaplar&kategoriid=4&ustid=2845
http://www.biyografya.com/biyografi/11290
web.firat.edu.tr/sosyalbil/dergi/arsiv/cilt18/sayi1/279-289.pdf

1 yorum:

  1. Sayın,
    Sabit bin Kurra ile ilgili yazınızı kaynak göstererek yazmakta olduğum MEDENİYET VE PEDAGOJİ TARİHİ adlı kitabıma almlak istiyorum.
    Bilginizi ve izninizi rica ederim. Saygılarımla.
    Lütfen mail adresime bildiriniz.
    Dr. Nusret Alperen
    nusretalperen1944@gmail.com.

    YanıtlaSil

Fayda vermeyen ilimden Allah'a sığınırım. “Allah'ım; bana öğrettiklerinle beni faydalandır, bana fayda sağlayacak ilimleri öğret ve ilmimi ziyadeleştir."

İlim; amel etmek ve başkalarıyla paylaşmak içindir. Niyetimiz hayır, akıbetimiz hayır olur inşallah. Dua eder, dualarınızı beklerim...

En Çok Okunan Yazılar

Aşağıdaki Yazılar İlginizi Çekebilir!!!